31 Mart 2011 Perşembe

Fwd:IMAMIN ORDULARINI INDIRIN...


 


 

AHMET SIK'IN YAZDIGI ESININ DOGRULADIGI GUVENILIR KAYNAKLARDAN DOGRULUGU IÇIN TEYiT ALINAN KITAP BUDUR ASAGIDAKI LINGI TIKLAYIP VADIDEN INDIRIN  (WORD VE PDF FORMATINDADIR)

Yeni Ucubeye Hazırlık (Bir karikatür ne çok şey anlatabiliyor...)


--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Fwd: Ahmet Şık'ın Imamin Ordusu Kitabı

Ahmet Şık'ın Imamin Ordusu Kitabı Ekte

Dokunan Yanar - Basilmadan Yasaklanan Kitap


 

Kitap ektedir. Dikkat bu kitabi bulundurmak suctur ve sizin teror orgutu uyesi olmaniz anlamina gelir. Cok ta tin. Sizi de bu sucu işslemeye ve teror orgutu uyesi sayilmaya davet ediyorum ve kitaplarin yasaklanmasini protesto ediyorum. Icinde hangi turden fikirler olursa olsun.

_

Dokunan Yanar - Dikkat Bu E-Postada Suc Unsuru Vardir [1 Attachment]

 

Ekte bulundurulmasi dahi suc olan kitap bulunmaktadir. Bu isi yuzlerine gozlerine bulastirip kitaba ilgili gereginden fazla artiran aklievvellere kapak olsun.

__._,_.___

"Sıra Güneydoğu'ya Kürdistan demekte"

Ahmet Altan: Sıra Güneydoğu'ya Kürdistan demekte
 

Taraf Genel Yayın yönetmeni Ahmet Altan, Irak gezisinden böyle bir sonuca ulaştı
 
İşte Ahmet Altan'ın o yazısının özeti:
"Sıra bizdeki Güneydoğu'yu Kürdistan yapmakta"...

Türkiye'de "Kürdistan" kelimesine yönelik alerjiyi ve baskıyı hatırlatan Ahmet Altan, Başbakan Erdoğan'ı Erbil'de "Kürdistan'a hoşgeldiniz" tabelasının karşıladığı vurguluyor.
 
Ardından sözü Türkiye'deki Kürtler'e getiriyor ve şöyle diyor:
 
"Yıllarca Kürt sözcüğünü yasak ettik, Kürdistan'ı yasak ettik, bir ara iyice tozutup Kürtçe konuşmayı da yasak ettik. Ne oldu peki?

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı, "Kürdistan'a hoş geldiniz" yazan havaalanını açıyor, o havaalanını yapanlara teşekkür ediyor, 14 Nisan'dan itibaren Erbil'e Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşlarının başlayacağını söylüyor."

KENDİ BÖLGEMİZE KÜRDİSTAN DİYEMİYORUZ
 
"Dost ve kardeş Kürdistan'ın Kürt vatandaşlarını sevgiyle selamlıyoruz ama kendi ülkemizdeki bölgeye hâlâ "Kürdistan" diyemiyor, bu sözcüğü hâlâ bu ülke içinde reddediyor, bu kelimenin ülkeyi böleceğinden korkuyor ve "güneydoğumuzda" yaşayan Kürt vatandaşlarımızla barışamıyoruz.
Kürdistan'ın kurulmasını engellemek için elimizden geleni yaptık, engelleyemedik ve Kürdistan kuruldu."

5-10 YILA GÜNEYDOĞU'DA KÜRDİSTAN HAVAALANI AÇILACAK
 
"Şimdi, Iraktaki Kürdistan'dan korkmuyoruz ama korkmaya alıştığımız için kendi Kürtlerimizden korkuyoruz.
Bu korku nedeniyle bu devlet, Kürt vatandaşlarının haklarını kabul etmiyor.
İki dilli bir hayatı reddediyor, onların "anadilde" eğitim hakkını vermiyor, binlerce yıllık Kürdistan'a Kürdistan diyemediği için "güneydoğu" diyor.
Beş on yıla kadar, bizim Kürdistan'da da bir havaalanının açılışının "iki dilde" yapıldığını, her yana Türkçe ve Kürtçe "hoş geldiniz" yazıları asıldığını göreceksiniz."

__._,_.___

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Politik - Kampanya başladı....


Vatandaş Kürtçe konuş



BATMAN'da Kürdi-Der yöneticileri 'Vatandaş Kürtçe konuş' afişleri ile Kürtçe konuşma kampanyası başlattı.

                               










--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

BDP'den yeni çıkış....



"Kızım Delal Demirtaş'a anadilde eğitim hakkı tanınmazken, her gün 'Andımız' adı altında ırkçı söylemler içeren bir metnin okutulmasını kabul etmiyor, çocuklara yönelik bu şekilde bir uygulamayı insan hakkı ihlali olarak görüyorum"

                                                                                            BDP lideri Selahattin Demirtaş


BDP lideri Selahattin Demirtaş, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe göndererek, kızının "Andımız" faaliyetine katılmayacağını beyan etti, kızının muaf tutulmasını istedi.


-- 
-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~
Hoş geçinmek aklın yarısıdır.


Hz.Ali

oO-------------------------------------------------------------------Oo

http://orajpoyraz.blogspot.com/

Dolmabahçe Dosyası - 1 : Pearson hazırlattı, Tayyip Erdoğan Büyükanıt'ın önüne koydu

Dolmabahçe Dosyası - 1
Pearson hazırlattı, Tayyip Erdoğan Büyükanıt'ın önüne koydu
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat   31 Mart 2011
 
Aydınlık gazetesi, 28 - 29 - 30 Mart günlerinde Dolmabahçe Dosyası'nı tefrika halinde yayımladı.
Bu yayını 3 bölüm halinde veriyorum.
Önce 28 Mart günlü yayın:
 
*****
 
ABD Büyükelçisi Robert Pearson, orgeneraller Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılınç ve Yaşar Büyükanıt'ın Amerikan menfaatlerine karşı çıktıklarını tespit ediyor ve karşı hamle olarak bu orgenerallerle diğer bazı üst rütbeli subaylar hakkında CIA ajanları vasıtasıyla bilgi topluyor.
 
Kendi deyimiyle "özel kaynak verileri" olarak adlandırdığı bu bilgileri kripto vasıtasıyla Amerika'ya gönderiyor.
 
Pearson, Amerika'ya gönderdiği 22 Mart 2003 tarihli telgrafında bu konuyu ayrıntılı olarak şöyle anlatıyor:
 
*****
 
Telgraf metni:
 
"... (Türk generaller) Tayyip Erdoğan'ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır.
R. Tayyip Erdoğan güçlü bir müttefiğimizdir.
Orgenerallerin tutum ve duruşu, Amerikan menfaatlerinin korunması ve devamı açısından engelleyici olmaktadır..
Orgeneral Hilmi Özkök'ün sadakatli duruşu mutlaka sahiplenilmelidir.
 

Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök'ün çizgisine itiraz etmektedirler...
Tayyip Erdoğan'ın siyasi kavrayışı ve bölge ülkeleri ile Türkiye içindeki yüksek orandaki halk desteğinin kalıcı desteğe dönüşmesi mutlak destek olarak değerlendirilmelidir.
 
 
Erdoğan, kendisine desteğin devamı halinde,
             ABD'nin bir müttefiği olarak, Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere
                                Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını
                                                                                                           kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir.
Zaten zaman içerisinde bu imkanların büyük bölümü gerçekleşti,                                                                                                        
                                                             Bölgedeki hava hareketimize yeterince katkı sağlandı. 
Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
Bu subaylarla ilgili özel kaynak verilerimiz CRT (kripto) olarak gönderilmiştir.
Bu dosya ile ilgili veri toplamalarımnız devam etmektedir.

Amerikan menfaatlerine karşı çıkan
         Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan,
                     Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılıç, Org. Yaşar Büyükanıt,
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi,
                                                                                                         Org. Hilmi Özkök'e her an muhtıra verebilirler.
 
 
Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu ihtiyaç acilen giderilmelidir.
Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup
                         "gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı" teyidi alınmıştır."
 
17 No.lu klasördeki mevcut bilgi ve belgelerin incelenerek değerlendirilmesinde büyük yarar vardır.
Yaşar Büyükanıt hakkındaki bilgi ve belgelerin R. Tayyip Erdoğan'a ulaştırılmasının onayı gerekmektedir.
Gelişmelerin ışığında veriler değerlendirilecektir.
A,B,C,D,E,F,G kodlu klasörlerin içeriğinin tensibi ve uygulanması için 500 kişilik özel adamların devreye sokulması gelişmelere göre değerlendirilmelidir.
Onay bekliyorum.
Pearson"
 
*****
 
ABD menfaatlerine karşı çıkan orgenerallerle ilgili A,B,C,D,E,F,G kodlu klasörler daha 2003'de hazırlanmış ve kripto ile Amerika'ya gönderilmiş.
Bu klasörlerin uygulanması için devreye sokulmasını istediği 500 özel adam, o sırada Türkiye'de bulunan CIA ekibi.
Pearson, özellikle Büyükanıt'a ait 17 No.lu klasöre vurgu yapıyor.
 
(5 Mayıs 2007'de Dolmabahçe'de Büyükanıt'ın önüne konan dosyanın önemli bölümünü bu 17 No.lu klasör oluşturuyor.)
 
Pearson'un 2003'te Amerika'ya çektiği bu btelgraftan sonra muhalif orgenerallere CIA merkezli operasyonlar başlatılıyor.
Org. Tuncer Kılınç 2004'te Özel Kuvvetler binası inşaatındaki yolsuzluk suçlamasıyla yıpratılmaya çalışıldı.
Org. Büyükanıt Kara Kuvvetleri Komutanı iken 2006'da Şemdinli Kitabevi tertibiyle soruşturmaya maruz kaldı.
Diğer orgeneraller Ergenekon ve Balyoz tertiplerine maruz kaldılar.
 
*****
 
Bütün bu işlerin özü şudur:
Türkiye'nin Başbakanı olduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan, yabancı bir ülke ile işbirliği yaparak Türk Ordusu'nun komutanlarına şantaj yapmakta, komplo kurmakta, sahte belgeler hazırlatarak haklarında dava açtırıp tutuklatmaktadır.
Daha açık söylemek gerekirse, Tayyip Erdoğan, yabancı bir ülkenin Türk Ordusu'nun komutanlarına karşı planladığı komplonun uygulanması işini üstlenmiştir.
Bütün bu laf kalabalığının arkasında yatan çıplak gerçek budur.
 
*****
 
Dolmabahçe'de Büyükanıt'ın önüne konulan dosyanın içeriği 2 bölümde...
 
 
Aydınlık, 28 Mart 2011 Pazartesi
 
 

"Sıra Güneydoğu'ya Kürdistan demekte"

Ahmet Altan: Sıra Güneydoğu'ya Kürdistan demekte
 

Taraf Genel Yayın yönetmeni Ahmet Altan, Irak gezisinden böyle bir sonuca ulaştı
 
İşte Ahmet Altan'ın o yazısının özeti:
"Sıra bizdeki Güneydoğu'yu Kürdistan yapmakta"...

Türkiye'de "Kürdistan" kelimesine yönelik alerjiyi ve baskıyı hatırlatan Ahmet Altan, Başbakan Erdoğan'ı Erbil'de "Kürdistan'a hoşgeldiniz" tabelasının karşıladığı vurguluyor.
 
Ardından sözü Türkiye'deki Kürtler'e getiriyor ve şöyle diyor:
 
"Yıllarca Kürt sözcüğünü yasak ettik, Kürdistan'ı yasak ettik, bir ara iyice tozutup Kürtçe konuşmayı da yasak ettik. Ne oldu peki?

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı, "Kürdistan'a hoş geldiniz" yazan havaalanını açıyor, o havaalanını yapanlara teşekkür ediyor, 14 Nisan'dan itibaren Erbil'e Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşlarının başlayacağını söylüyor."

KENDİ BÖLGEMİZE KÜRDİSTAN DİYEMİYORUZ
 
"Dost ve kardeş Kürdistan'ın Kürt vatandaşlarını sevgiyle selamlıyoruz ama kendi ülkemizdeki bölgeye hâlâ "Kürdistan" diyemiyor, bu sözcüğü hâlâ bu ülke içinde reddediyor, bu kelimenin ülkeyi böleceğinden korkuyor ve "güneydoğumuzda" yaşayan Kürt vatandaşlarımızla barışamıyoruz.
Kürdistan'ın kurulmasını engellemek için elimizden geleni yaptık, engelleyemedik ve Kürdistan kuruldu."

5-10 YILA GÜNEYDOĞU'DA KÜRDİSTAN HAVAALANI AÇILACAK
 
"Şimdi, Iraktaki Kürdistan'dan korkmuyoruz ama korkmaya alıştığımız için kendi Kürtlerimizden korkuyoruz.
Bu korku nedeniyle bu devlet, Kürt vatandaşlarının haklarını kabul etmiyor.
İki dilli bir hayatı reddediyor, onların "anadilde" eğitim hakkını vermiyor, binlerce yıllık Kürdistan'a Kürdistan diyemediği için "güneydoğu" diyor.
Beş on yıla kadar, bizim Kürdistan'da da bir havaalanının açılışının "iki dilde" yapıldığını, her yana Türkçe ve Kürtçe "hoş geldiniz" yazıları asıldığını göreceksiniz."

__._,_.___

Politik - 'Başsavcı değişmedi!' - Doğru mudu? - Doğrudur.......

'Başsavcı değişmedi!' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK Kararnamesi ile yapılan değişikliklere ilişkin,
"Başsavcı değişmedi, başsavcı Sayın Erdoğan'dır. 'Ben bu davanın savcısıyım' demişti. Zekeriya Öz orada terfi ettirildi, yerine bir başka Zekeriya Öz getirilecek ne fark eder"

dedi.
                                                                                                                            Kemal Kılıçdaroğlu
                                                                                                                            CHP Genel Başkanı
Oraj POYRAZ





-- 
-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~
Hoş geçinmek aklın yarısıdır.


Hz.Ali

oO-------------------------------------------------------------------Oo

http://orajpoyraz.blogspot.com/

CIA ajanları da Libya’da

Libya'da müdahaleden aylar öncesinden itibaren İngiliz ajanlarının yerleştirildiği açığa çıkmıştı. Şimdi ABD'den, CIA ajanlarının da haftalardır Libya'da bulundukları haberi geldi. Durum, saldırının eylemlerden önce planlandığına dair yeni bir kanıt sunuyor.

The New York Times gazetesinin ABD yetkililerine dayandırdığı haberine göre CIA, Libya'ya gizli operasyonlar düzenleyecek casuslar yerleştirdi.

Casusların görevi Kaddafi karşıtı güçlerle temas kurmak ve hava operasyonlarına keşif desteği sağlamak olarak açıklandı. Ancak casusların görevinin bununla sınırlı olmadığı tahmin ediliyor.

Bu kararla birlikte Obama yönetiminin saldırısı, ABD açısından hepten hukuksuz bir hale büründü. Obama, yasal zorunluluk olmasına rağmen ABD Kongresi'nden onay almadan hava saldırısını başlatmıştı. Obama, kendisine yöneltilen tepkiler sonrası hiçbir Amerikan askerinin Libya topraklarına ayak basmayacağında ısrar etmişti.

CIA'in özel harekât timine mensup casusların Libya'da bulunduğu haberi, Obama'nın bu açıklamasını da yalanladı. Habere göre bu ekipler, haftalardır Libya'da bulunuyor.

Haber, CIA dışında Trablus'taki casusluk üssünde önceden beri çalışmakta bulunan ve sayıları bilinmeyen Amerikalılar'ın, son zamanlarda giden başka casusların, İngiliz istihbarat servisi mensuplarının ve özel harekât timlerinin de Libya'da bulunduğunu belirtiyor.

Obama'nın gizli talimatı
Haberde ortaya konulan bir başka önemli gelişme daha var. Amerikan kaynaklarına göre Obama, yine haftalar önce gizli bir talimat imzalayarak CIA'e Libyalı muhaliflere silah ve diğer desteği sağlama yetkisi vermiş.

Tablo, müdahalenin açıklanan amacıyla açıkça çelişiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde alınan karar, müdahalenin amacını sivillerin korunmasıyla sınırlandırmış ve hiçbir şekilde rejim değişikliğinin amaçlanmadığını ortaya koymuştu. Fakat yapılanlar, amacın Kaddafi'nin yerine yeni bir hükümet getirmek olduğunu gösteriyor.

(soL - Dış Haberler)

http://haber.sol.org.tr/dunyadan/cia-ajanlari-da-libya-da-haberi-40901?utm_source=bulten&utm_medium=email&utm_campaign=newsletter
Oraj POYRAZ




--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Karikatürler, Ee çalışmış o kadar.............. ::))









--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Fwd: Çöküş [Yalçın Küçük]

Yalçın Küçük’ün Çöküş’ünden ‘kork-ma-sön-mez’, ‘ma-sön’...

Yalçın Küçük’ün, “90 yıllık cumhuriyetin çöküşünü” farklı lahzalarıyla teşhis eden ve her zamanki gibi sabetayizmi tüm gizli saklı yönleriyle teşhir eden son kitabından, ikinci bölüm notlarımızı da aktaralım:

=>Önce Türkiye’nin etrafını tamponlar ile sarmak istediler. Sonra, birdenbire bundan vazgeçtiler, Türkiye’yi tampon yapmayı akıl ettiler. (...) Bir zaman geldi, artık tampon-Türkiye’ye ihtiyaç duymaz oldular. Çöküş diyoruz.

=>(Sevr’de Kürtlere özerklik maddesi) Dersim havalisi, özerklik maddesini ciddiye aldılar ve hemen uygulanmasını istediler. Koçgiri İsyanı işte budur. (...) Ankara (ise) Dersim Kürtleri’ne hemen özerklik yerine bu marşı (İstiklal marşı) vermektedir.  (...) bu manzumede kürdist, sabetayist, masonik yansımaları araştırma gereğinden uzak kalamıyorum. (...) İstiklal (marşı), en çok isyancıların taleplerini asimile etmeyi deneyen bir vesikadır. (...) Manzumede “Türk” kelimesi yoktu, geçmiyordu, cenk şevki verilmiyor ve alışılmış “Allah” sözcüğü bulunmuyordu ve yerine “Hüda vardı”; bu sözcük Farisi-Kürdi’de “Allah” ve ve Kürt-Yahudice’de ise “Yahudi” demektir.. . 

=>“Va’adettiği günler Hakkın” ibaresi (İslam’da vaat yoktur, Kuran’da iki kez o da olumsuz anlamda geçiyor. Oysa, Yahudilikte  “vaat edilmiş topraklar” vardır)

=>(Korkma sönmez) Adlarını vermek istemediğim pek değerli iki arkadaşım, bu manzume üzerine pek çalışmışlar, yazım sırasında, ilgi ortaklığı ortaya çıkınca, haberdar oldum. Burada, ilk sözcükteki “ma” hecesiyle izleyen “sön” hecesinin birleşmesi üzerinde durmuşlar, “masön” ya da “mason” çıkıyor.

=>“Çelik zırhlı duvar” ibaresi [Mason “duvarcı” demektir (...) Çelik zırhlı duvar ibaresi Türkçe olabilir mi, ya “çelik zırh” var ya da “çelik duvar”, bunun ötesinde “çelik zırhlı duvar” saçmalıktır, kimsenin duvara zırh yapmasını düşünemeyiz.]

=>İlk kıtada, “sancak” ve “ocak”, arkadan hemen “yıldız” geliyor; yıldız’ı sevdiklerini anlıyoruz. Halbuki aşk şiirlerinin dışında “yıldız” bize uzaktır ve masonizm’e yakındır.

=>Yahudilik mi, hep iktidar peşindedir; kendi usülleriyle iktidara sızmak ve ortak olmak esastır.

=>İbraniyet’te ve sabetayizmde ilk isim mutlaka Tevratik, ya da kutsal olmak zorundadır. “Süleyman”, S. Özer Çiller veya “Daniel”, D. Oral Çalışlar, artık ders kitabı örneklerimizdir ve diasporada, genellikle, bunlar saklı tutuluyor. Sabetayizm’de, Tevrat’ta olmayan “Mehmet” ya da “Osman” da kudsidir, Osman Kavala’nın bir üçüncü ismi olabilir ve Cengiz Çandar’a, “Osman” adını uygun bulabiliriz.

=>İbrani asıllı olmayan, Türkiye’de dış işleri bakanı olamaz.

=>Şimdi moda dizi oyuncusu kızlar ve güzellik kraliçeleri, Türkiye’ye gelen İspanyol şarkıcıların şaşkınlıkla teşhis ettikleri gibi, İspanyol yüzlüdürler; çünkü bizdeki sabetayistler, bir kural olarak, Sefarad, diğer deyişle, İspanyol asıllıdırlar, ilki ikincisinin İbrani karşılığıdır. Endogami, sefarad yüzlerini korumalarını sağlıyor; uzun yüzlü, renkli gözlü ve İspanyol tenlidirler. Karaylar da endogamiye çok bağlı oldukları için Kırımi yüzlerini taşımayı sürdürüyorlar; kaya kaya halleri, kırım kırım şakakları ve çiçek çiçek gözleri var.

=>Taceddin Dergahı’nda marşı yazan üçlü, Adnan Adıvar (aynı zamanda Marş’ın kabul edildiği ve “aceleye getirilen” meclis toplantısında Meclis başkanı, Halide Edip’in eşi ve ibrani), Hikmet Bayur (Kıbrıslı sadrazam Yehudi Kamil Paşa’nın torunu, ibrani) ve Münir Ertegün’dür (Özbekler Tekkesi’ne gömülmesi için – Tekke açılışına ve gömmeye gelen de Henry Kissinger - Missouri zırhlısıyla ABD’den getirilen büyükelçi, ibrani) (... ) Mehmet Ragif’nde kaldığı Dergah’ta, marş, bu üçlünün teşrik-i mesai mahsülüdür.  

=>Rıza Nur, ol tarihte (Lozan Konferansı’nda), Münir’in (Ertegün) çok korkak olduğunu yazıyor, “hele Münir, celseye girerken zangır zangır ve bilfiil titriyor” diyor. Toplantı öncelerinde Münir’e hep “korkma, korkacak ne var” dediğini hatırlıyor; bu “korkma” kelimesinin, Marş’tan kalmış olması mümkündür.

=>Sabetay Sevi ile ilgili bir rivayete göre, Sevi ki “Ahu” ve “Meral” karşılıkları var, Meriç, Tunca ve Arte ya da Arda nehirlerinin birleştiği yerde yıkanmış ve cinsel yaşamında sorunlarını burada çözmüş; cinsel sorunlarını ve homoseksüel olduğu iddialarını “Grup Seks” çalışmamda ele alıyorum.

=>Akepe mi, judaize olmuş tarikatların desteklediği bir partidir ve önemli bütün postlara, İbrani asıllıları atadığını görebiliyoruz.

=>“Tampon devlet” olarak kurulmak, çöküş ile katolik nikâhı kıymaktır. (..) Tampon devletin sonu çöküştür. (...) Çöküş’ümüz, kuruluş’umuzdan daha hızlı görünüyor.
 

Kaynak: Yalçın Küçük, Gizli Tarih – Çöküş, 70-310. sayfalardan alıntı/notlar, Mızrak Yayınları, 2010


Çöküş
Gizli Tarih
Yalçın Küçük

Mızrak Yayınevi



Fiyatı : 30,00 TL
ilknokta : 24,00 TL
20 indirim
Ocak 2010, 416 sayfa, ISBN: 9786054339006
Temin süresi: 1-3 iş günü
Yalçın Küçük uzun bir aradan sonra Çöküş kitabıyla okuyucularının karşısına çıkıyor. Çöküş'te İstiklal Marşı'nın yazımından Koçgiri İsyanı'na, Tekke ve Dergâh'lardaki judaik damarlardan Musul'un kaybedilmesine kadar birçok konuda özgün fikirler bulacaksınız. Cumhuriyetin çöküşünü anlayabilmek için kuruluşundaki dinamikleri tahlil etmek gerektiğini iddia eden Küçük, yalnızca tarih yazmakla kalmıyor; bugünün temel sorunlarına da bilimsel açıklamalar getiriyor. Tek bir cümleyle özetleyecek olursak, Cumhuriyet'in ve insanımızın çöküşü bu kitabın leit motifidir. 

Tarihe ve topluma bakarken kullandığı yöntemin önemini vurgulayan Yalçın Küçük, roman yazma tekniklerinden çok fazla yararlandığını belirtiyor. Brechtiyan bir üslupla yazılmış bu kitaptan yoğun tarih bilgisinin yanında edebi bir tat alacağınızı da umuyoruz.

-

Milyonlarca Suriyeli Esad'ı desteklemek için meydanlara çıktı

29 Mart'ta Suriye'nin tüm kentlerinde milyonlarca kişi "Millete Sadakat" mitinglerine katıldı.
Başkent Şam'daki yürüyüş Sabeh Bahrat (Yedi Deniz) Meydanı'nda yapıldı.
 
Suriyeliler Cumhurbaşkanı Esad'a destek verdiler ve ülkeyi karıştırmak isteyen teröristleri kınadılar.
Böylece, Suriye'de de karışıklık çıkararak emperyalist müdahaleye zemin hazırlamak isteyen Amerika, İsrail ve Fransa'nın tezgahı bozuldu.
Yürüyüşçüler, Dara ve Lazkiye'deki kışkırtmaları kınadılar.
 
Batı basınının "barışçı" dediği isyancılar Dara kentinde silah kullandılar ve 30 civarında emniyet görevlisini vurdular.
Amaçları Sünni - Alevi çatışması kışkırtmaktı.
El-Cezire televizyonu, vurulan polis memurlarını hastanede görüntüledi.
 
Şam'daki yürüyüşe milyondan fazla insanın katıldığını duyuran El-Cezire televizyonu, "Halk Esad'ın istifasını değil, reform istiyor" yorumunu yaptı, diğer kentlerde de büyük gösteriler yapıldığını bildirdi.
 
Haber ve fotoğraflar: Aydınlık gazetesi, 30 Mart 2011
 
 
 
Beşar Esad  (Arapça: بشار الأسد, Beşşar el-Esed) (vikipedi)
 

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Politik - Libya'ya müdahalenin 20 yıllık geçmişi - Kimdir bu isyancılar

Libya'ya müdahalenin 20 yıllık geçmişi -  Kimdir bu isyancılar
+++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat  30 Mart 2011
 
İsyancılar şeriatçı
Amerika'ya kayıtsız şartsız bağlı cinsten şeriatçı bunlar.
 
The Asia-Pacific Journal adlı Japon dergisinin 28 Mart 2011 tarihli sayısında, Bingazi'deki isyancı örgütlerin ayrıntılı bir dökümü yapıldı.
Prof. Dr. Peter Dale Scott imzalı araştırmaya göre, isyancılar ABD, Fransa, İngiltere, Suudi Arabistan ve İsrail tarafından kurulan ve desteklenen şeriatçı örgütler koalisyonu.
 
 
Libya'nın Kurtuluşu Ulusal Cephesi (LKUC)
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
2 büyük şeriatçı örgütten biri olan LKUC, Kaddafi'yi devirmek için ABD ve İsrail tarafından 1981 yılında kuruldu.
 
Paris'te yayınlanan Africa Confidential dergisinin 5 Ocak 1989 tarihli sayısında, ABD ve İsrail tarafından Çad ve çevresindeki ülkelerde eğitilen ikibine yakın Libya kökenli teröristin Çad ordusu tarafından yakalandığı yazıldı.
 
Washington Post gazetesine göre, örgütün 1984 yılında Kaddafi'ye karşı başarısız suikast girişiminden sonra, ABD Başkanı Ronald Reagan Mısır Başkanı Hüsnü Mübarek'ten Kaddafi'ye savaş açmasını istemiş, ancak bu talep reddedilmişti.
 
Medialens adlı ajansta 2002 yılında yayımlanan "Libya'ya karşı gizli savaş" başlıklı Richard Keeble imzalı makalede, ABD resmi makamları kaynak gösterilerek, Libya'ya karşı yürütülen Çad merkezli gizli savaşın Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail tarafından finanse edildiği ; Suudilerin, CIA Fransız istihbaratı tarafından korunan örgüte 7 milyon dolar sağladığı yazıldı...
 
LKUC, 2005 yılında İngiltere ve 2007 yılında ABD hükümetlerinin himayesinde ulusal konferanslar toplamış.
 
Libya İslami Savaş Örgütü (LİSÖ)
++++++++++++++++++++++++++++
 
LİSÖ, Sovyetlere karşı Afganistan'da savaşan eski mücahitler tarafından 1995'de kurulmuş.
İlk icraat olarak 1996'da Kaddafi'ye karşı suikast girişiminde bulunmuş.
CIA Eski başkanı George Tenet'in raporunda LİSÖ, El-Kaide bağlantılı tehlikeli bir örgüt olarak tanımlanıyor ve İngiliz İstihbarat Örgütü MI6 örgütün 6 liderini korumakla suçlanıyor.
Raporda devamla örgütün Libya'nın Derne kentinde bir İslami Emirlik kurduklarından söz ediliyor.
Derne kenti, Kaddafi'ye karşı yoğun muhalefetiyle ve yetiştirdiği canlı bombalarla tanınıyor.
 
İngiliz MI5 İstihbarat Örgütü eski görevlisi David Shayler, İngiltere'nin LİSÖ'ye 160 bin dolar verdiğini ve İngiltere topraklarında örgütlenmeleri için lojistik destek sağladığını açıkladı.
 
Guantanamo'da hapiste tutulan 110 LİSÖ üyesi, Libya isyanı başladıktan bir gün sonra 16 Şubat'ta serbest bırakıldılar.
Bırakılanlardan Muhammed Kayed, El-Kaide'nin propaganda sorumlusu El-Libi'nin kardeşi...
İngiliz hükümeti bu 110 kişiye iltica hakkı tanıdı.
 
Geçici Ulusal Konsey
++++++++++++++++++
 
LKUC ve LİSÖ, Bingazi'de "Geçici Ulusal Konsey" kurdular.
 
Tayyip Erdoğan'ın Almanya dönüşünde "Libya'nın doğusunda hükümet kuruldu" diyerek resmileştirmeye çalıştığı hükümet, işte bu "Geçici Konsey".
Erdoğan dün The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, Türk hükümetinin Geçici Konsey ile defalarca görüştüğünü açıkladı.
 
Konsey kurulur kurulmaz ABD ile Fransa'nın desteğini aldı. Konseyi ilk tanıyan ülke Fransa oldu.
Konseyi tanıyan ilk Arap ülkesi ise Katar oldu.
BM Güvenlik Konseyi 19 Mart'ta Libya Petrol Şirketi'nin mal varlığını ve çalışmasını dondurmuştu.
Şeriatçı Konsey, yeni bir petrol şirketi kurduğunu Libya Merkez Bankası Bingazi Şubesi'ni yeni merkez bankası yaptığını ilan etti.
 
Haberin alındığı kaynak: Aydınlık gazetesi 29 Mart 2011
 
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Oraj POYRAZ



 

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Politik - Yalçın Küçük - RANTİYENİN ARKASINDAKİ SEBATAYİST BAĞLANTILAR

Yazım Tarihi: 2001 (?)
 
 
RANTİYENİN ARKASINDAKİ SEBATAYİST BAĞLANTILAR

Eğer rantiye'yi, bir biçimde tanımlanmış hak ilkesinin üstünde getiri elde edenler olarak tanımlayacak olursak, beni isim bilime yönlendiren dinamiğin pek çok rantiye gözlemem olduğunu söyleyebiliyoruz, araştırmalarımın sonucunda pek çok rantiye'nin arkasında Yahudi ve Sabatayist bağlantıları bulabildim. Demek Sabatayist araştırmalarından rantiye değil, rantiyeden sabatayist bir yol çiziyorum. Ve burada ne yazık, tekrarlamam gerekiyor, Yahudilik ile sabatayizmi ayırmak durumundayız; Sabatayistler Yahudi kavmindendirler, çok büyük bir disiplinle izledikleri, müslümanlarla evlenmeme yasası nedeniyle kavmin antropolojik çizgilerini koruyorlar, fakat, Musevilik, sabatayizmi kesinlikle museviliğin dışında saymaktadır. Bununla birlikte sabatayistleri dünya yahudiliği desteklemekte ve sabatayistler de dünya yahudiliğinin politikalarını izlemektedirler; bu nedenle Sabatayistleri, musevi dininden olmayan ancak yahudi partisi içinde ayrı bir din saymak durumundayız. Dünya Yahudiliğinin sağlam desteği Türkiye Sabatayistlerinin çoğunu bir rantiye haline getirmektedir, buradan devam ediyoruz.

Pek çok kez ortaya çıkardım, ne yazık özetleme zorunluluğu var;

1) Leyla Gencer, sıradan bir korist idi, annesi katolik, babasının bektaşi olduğu kayıtlıdır, sabatayistler en çok Bektaşi ve mevlevi çevrelerde rahat edebiliyor ve saklanabiliyorlar, araştırmaların sonucunda, Sabatayizmin "Kapani" koluna mensup olduğunu sandığım İbrahim Gencer adında birisiyle bir tür marriage de raison [akıl evliliği] yaptıktan sonra yıldızının parladığını görüyoruz. Ben öğrenciliğimden beri opera severim, Ankara da dinledim sesi yok ve Avrupa'da ve Amerika'da hep plakçıları gezerim, doldurulmuş bir plağı yok, sesi olan bütün sopranoların plak doldurduklarını biliyoruz; yahudi lobisi geldiği yere getirmiştir. "Leyla", Laila olarak da tanınmakla birlikte bir İbrani adı olarakta kabul ediliyor ve "İbrahim", Abraham'ın Arap söylenişidir, fakat, İbraniler de bu söyleyişi kabul ediyorlar, soyadı, Türkçe olsa "çe" olurdu ve -er ekini görüyoruz. 

2) "Cem", Cem Boyner, Cem İpekçi, Cem Özer örnekleriyle bildiğimiz bir isimdir; "Mansur" soyadı, dünya yahudiliğinde çok saygındır ve Cem'in babası Ali Mansur, yakın zamanlarda, Kraliçe tarafından asalet ünvanına lâyık görüldü, nedenini bilemiyorum. Londra'ya elektronik tahsiline gitmiş, yahudiler sanatta güçlüdürler, orkestra şefi olarak Türkiye'ye ihraç ettiler; rastlantı Ankara'daki ilk konserini izledim, baguette tutmasını bilmiyor ve orkestranın önünde sallanıyordu; sanatta diğer bir rantiyedir.

3) Orhan Pamuk'u yazdım, Attila İlhan, "ihraç fazlasını Türkiye'de pazarlıyor" diyerek çok güzel anlatıyordu; Tel-Aviv ve Londra'da çok beğeniliyor ve Türkiye'de beğenen tek bir insan çıkmıyor, bunu, değerler sistemimize bir suikast saymak zorundayız. Adını, Abdi İpekçi'nin Milliyet'inden aldığı bir ödülle duyurdu, bunun perde arkası çok dedikoduludur; Mehmet Eroğlu kazanmıştı, sonradan ortak yaptılar, belleğim beni yanıltmıyorsa, jüride A. İlhan vardı, biliyordur. 

4) Yaşar Kemal, Yüce Gök ömrünü uzun etsin, tek romanlı yazardır; tüm yazdıklarının içinde roman sayılabileceğimiz sadece İnce Memet var. Karısı Tilda'nın çevresi ve Paris'te Abidin Dino'nun yahudilerin çok etkili olduğu Fransız Komünist Partisi'yle kurduğu ilişkiler sayesinde parlamıştır; hâlâ "Nobel Adayı" rantının üzerinde oturmaktadır. Demek, Türkiye'nin bütün değerleri ülke dışında yaratılıyor ve yahudi eli değmedikçe, değer değer olamıyor; buna isyan etmek durumundayız.

Oraj POYRAZ



 

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/