31 Ocak 2014 Cuma

9-Rıfat Serdaroğlu - SAĞIR SAVCILAR


Rıfat Serdaroğlu - SAĞIR SAVCILAR

Allah nazardan korusun, bizim Cumhuriyet Savcılarına bir haller oldu!

Yanlarında top patlatsalar bile duymuyorlar.
Hâlbuki hepsi sağlıklı-okumuş-efendi-cesur çocuklar ama ne hikmetse bir türlü duymuyorlar, görmüyorlar.

Genelkurmay Başkanını- Komutanları-Rektörleri-Gazetecileri-Ölüm Döşeğindeki Hastaları büyük bir cesaretle, sabaha karşı zindana atan bu cesur yüreklere ne oldu?
Bilen duyan var mı?

Fakat Cumhuriyet Savcılarımızın duymama-görmeme hastalıkları bazen ortadan kalkıyor, bizim yazılarımıza "Hükümet Üyesine hakaretten" re 'sen dava açıp sonra yine sağır oluyorlar!

Savcı çocuklarımızın bu hastalıkları, halkın "Ali Dibo" , Erdoğan'ın "Kara Sado" dediği Sadullah Ergin zamanında başladı.
Ali Dibo Sado, Bakan iken harcamayıp biriktirdiği helal paralarını şimdi Hatay seçimlerini kazanmak için har-vurup harman savuruyor.
Hatay'da kimin ne sıkıntısı varsa Ali Dibo Sado'ya gitti mi, sorunu anında çözülüyor!
Ali Dibo Sado' da bitmeyen para, dinmeyen hizmet aşkı (!) var, maşallah!

Sado'dan sonra Adalet Bakanlığına "Yaylı Bekir" namlı İmam kardeşimiz getirildi.
İlahi okur gibi, incecik sesiyle tekdüze konuşmasıyla İmam Bekir, uyguladığı yöntemlerle sevgili Savcılarımızı "Cin çarpmış" gibi ülkenin dört bir yanına dağıttı.
Sado ile başlayan bu sağırlık, iyice kalıcı olmaya başladı.

*CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanı.
Yüz tane Kılıçdaroğlu yok ki, sadece bir tane var.

Savcılar onu da duymuyorlar!

Kılıçdaroğlu diyor ki;

"Bakın, Başbakan Erdoğan'ın oğlunun Vakıflarından birinin Vakıflar Bankasındaki hesabına (Hesap Numarasını ve tarihini vererek) 99 Milyon 990 Bin Dolar(230 Milyon TL-eski parayla 230 Trilyon lira) yatırıldı.
Bu para neyin nesidir?"

Bilal oğlan bu parayı ne yapmıştır?
Bilal oğlanın babası ne gibi bir güzellikte bulunmuştur ki elin oğlu, iki büyük boy bavula ancak sığan bu haram parayı Bilal oğlanın hesabına kuzu-kuzu yatırmıştır?

Bundan daha açık ve net bir suç duyurusu olabilir mi?

*Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, kendi Bakanlığından ihale verdiği işadamlarını tek-tek arıyor ve Sabah Gazetesi ve ATV televizyonunu satın almalarını söylüyor.

İşadamları arasındaki konuşmalar polis dinlemesine takılıyor.
İşadamları, Binali tarafından açıkça tehdit edilip, kimi 100 Milyon Dolar, kimi 200 Milyon Dolar para vermeyi taahhüt ediyorlar?
Bu işadamlarını kaçar para vergi ödüyorlar ki, çok büyük servet demek olan bu paraları, Başbakan'ın damadının gazete ve televizyonuna verebiliyorlar?
Türkçe konuşmayı dahi beceremeyen bu yapsatçılar, her gün 1,5-2 Milyon Dolar ZARAR eden bu kuruluşu hangi avanta karşılığında satın alacaklar?
İnternetten yayınlanan konuşmaları dinleyenlerin, işittikleri karşısında midelerinin bulanmaması mümkün değil.
Tam bir organize suç ve hırsızlık şebekesi kabak gibi ortada, ama Cumhuriyet Savcıları duymuyorlar, görmüyorlar.

Burada dikkat çeken önemli bir konu var;

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının üzerinden üç gün, Binali'nin bandının internette yayınlanmasının üzerinden haftalar geçti.
Ne Başbakan Erdoğan'dan, ne Bilal oğlandan, ne de Binali'den bir yalanlama gelmedi!
Sanki böyle bir konuşma yapılmadı, sanki bantlarda işadamları konuşmuyor da Kiboş şarkı söylüyor!
İnanın bunların yanında kösele, sigara kağıdı gibi incecik kalır.
Ar damarları kökten çatlamış!
Adalet reformu yapmak, hakkında hırsızlık-rüşvet suçlaması bulunan ve çocukları cezaevinde olan bir partiye ve oğlunu yargıdan kaçıran bir Başbakan'a kaldıysa, o reform tadından yenmez, baştan mundardır o reform!

Cumhuriyet Savcılarımızın iyi bilmeleri gereken gerçek şudur;

Sizler Cumhuriyetin ve Türk Milletinin Savcılarısınız.
Eğer sizler tayin-atama-sürgün gibi olaylardan çekinip görevlerinizi yapmazsanız, meydan ite-kopuğa, hırsıza-rüşvetçilere kalır.

Kim yolsuzluk yapmışsa, kim bu milletin değerlerini çalmışsa yakasına yapışacaksınız.
Eğer AKP Hükümeti, sizleri görev yapamaz hale getirmek için baskılarını arttırırsa, birlik olun ve beraberce gerçekleri Türk Milletine anlatın.

Yazıyı şöyle tamamlayalım;

Hadi Kılıçdaroğlu'nu duymadınız.
Ülkenin Başbakanını da mı duymuyorsunuz?

Erdoğan; Çete, suikastçı, Haşhaşin, milli irade hırsızı bunlar diye bağırıp, suç duyurusunda bulunuyor.
Duyun Başbakan Erdoğan'ı ne kadar hırsız-çete- dolandırıcı-rüşvetçi-milli irade hırsızı varsa tutun enselerinden Yargıç karşısına çıkarın.

Yapın bunları, yoksa eşkıya dünyaya hükümran olacak.
Demedi demeyin…

 


a45UyF587661-201307301451-9

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Butun felsefe kitaplari ?kendin olma'yi telkin eder.
Ancak aydinin trajedisi tam da bu noktada her an biraz daha yabancilastiginin farkina varmaktir.

Cezmi ERSO
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


30 Ocak 2014 Perşembe

23-Bekir Coşkun: ‘Pardon’ Yasası…


Bekir Coşkun: 'Pardon' Yasası…

"Yeniden yargılanma" diyorlar…

"Pardon" yani…

*

Sahte belgelerle, esrarengiz tanıklarla, düzme kanıtlarla insanları hapishanelere doldurdular…

Ülkenin yurtseverleri, aydınları, Cumhuriyetçileri, Genelkurmay Başkanı, ordu komutanları, şerefli subayları, gazetecileri, yazarları, bilim adamları, öğretim üyeleri, öğrencileri…

Aradan beş yıl geçti…

Büyük tuzak ortaya çıktı…

Şimdi "yeniden yargılanma için kanun" dedi Başbakan…

*

"Pardon yasası" diyelim…

*

Pekiii…

O "ah"ları ne yapacaksın?..

Hücreler…

Gardiyanlar…

O yüksek duvarlar…

O demir kapılar…

O zulüm…

O gözyaşları…

Ölümler…

Söndürülmüş ve çalınmış yaşamlar…

*

Sabahlara kadar ağladı sevgili…

Çocuklar hüzünlü akşamlarda, bayram sabahlarında, ellerinin tersi ile gözlerini silerek camların önünde

beklediler…

Anne fotoğrafları okşayıp öldü…

Üç sene, dört sene, beş sene…

Hafta sonlarını demir parmaklıkların arkasındaki canlarını görmek için hapishanelere taşınarak geçirdi yarım kalmış yuvalar…

Tüm bunları ne yapacaksın?..

*

"Pardon" diyorsun…

Daha bir buçuk ay önce cemaate "Ne istediler de vermedik" diyen sendin ya…

Kapı gibi itiraftır…

Suçun ispatı…

Daha ne olsun?..

*

Ya bu viraneye çevirdiğin devlet ne olacak?..

İmam üretmeye ayarlanmış eğitim, harabe bir yargı, tutsaklaştırılmış bir ordu, tecavüz edilmiş bir medya, talan edilmiş çevre ve kentler, uçurulmuş trilyonlar?..

Değerleri, kurumları, kavramları yerle bir olmuş Cumhuriyet?..

*

Bence…

"Pardon" kurtarmaz…

Tüm bunların hesabını vereceksin…

Usta mısın nesin?..




a45UyF587661-201307301451-23

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Her seyin en iyisini daha yasamadin!

Ohio'lu 90 yasindaki Regina Brett'in kaleminden
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Re: [AmerikadakiAyYildiz] TOMOGRAFİ UYARILARI içeren 3 x haber

Sayın ilgililer,
Tomografinin klasik röntgene göre misli fazla miktarda radyasyon ürettiği doğrudur.
Radyasyon ne dozda ve sürede alınırsa alınsın uzun dönemli etkileri olur, bu kaçınılmazdır.
Elbette radyasyon nedeniyle görülen etkiler süre ve doza bağımlı olarak artar ve şiddetlenir.

Radyasyon bağlantılı etkileri nedeniyle gebelerde kullanılmaz.
Ancak, tıbbi ihtiyaç olduğunda bebekler, çocuklar ve herkes de kullanım alanı vardır.

Çernobil benzetmesi abartılıdır.
Tomografi çekimi nedeniyle radyasyon hastalığına yakalanmış insan yoktur.
Genellikle yüksek irtifa uçuşlarında maruz kalınan radyasyondan daha fazla bir maruziyet olmaz.

Tıbbi ihtiyaç olduğunda kullanılması kaçınılmazdır.
Bu basit bir kar zarar denklemidir.

Yasaklanan tıbbi endikasyon olmadan yapılan, check-up amaçlı kontrol tomografileridir.
Gereksiz yere büyük kesit alanlarının tarandığı tomografiler de elbette kaçınılması gereken gereksiz riskler yaratır.
Tıbbi endikasyonu olan tomografiler bütün dünya da serbestçe çekilmektedir.
Tomografi çok kuvvetli bir teşhis aracıdır, günümüz şartlarında hekimleri ve hastaları bu imkandan mahrum etmeye hiçbir kanun yapıcı cüret edemez.

MR ve tomografi birbirinin yerine kullanılabilecek şeyler değildir.
Bazı durumlarda tomografi MR'dan üstündür ve vazgeçilmezdir.
Ve genellikle hekimler tercih imkanı olduğunda MR'ı tomografiye tercih etmektedir zaten.

İhtiyaç doğduğunda doktorunuz tomografi isterse direnmeyin, münakaşa etmeyin, direnirseniz hastalığınızın teşhisinde sıkıntı yaşayabilirsiniz.

Hekimlerle münakaşa etmek size birşey kazandırmaz, tam tersine alacağınız hizmetin güvenilirliği ve kalitesinden şüpheye düşersiniz.
Tartıştığınız, münakaşa ettiğiniz, şüphe ettiğiniz, güvenmediğiniz hekimlerden derhal uzaklaşın ve asla bir daha aynı hekime gitmeyin.
Hekim-hasta ilişkisi bir güven ilişkisidir, zedelendiği andan itibaren hiçbir değer taşımaz.

Şöyle düşünün berberinizle, devamlı gittiğiniz lokantanın garsonlarıyla kavga ettiğinizde bir daha aynı yere gider misiniz?
Kavga ettiğiniz berber sizi cibişe çevirirse nasıl olur?
Ya da hizmet eden garson sunduğu çorbanın içine tükürürse anlayabilir misiniz?
Hizmet sektörü böyledir.
Zorla güzelik olmaz.

Hekimlere zorla birşeyler yaptırmaya asla çalışmayın. Zorla güzellik olmaz.
Gönülsüz eşek kuyruksuz katır doğurur, bunu her zaman hatırlayın.

Hastalara, hasta yakınlarına tek tavsiyem hastalıklarıyla ilgili iyi ahlaklı, işinin ehli hekimler bulmalarıdır.
Bu şartı sağladıktan sonra hekiminiz sizi bilgilendirecek, ikna edecek, onayınızı alacak ve gereken her şeyi sizin nam ve hesabınıza tartışacaktır.
Bu noktadan sonra tevekkül etmenizden başka yapacak bir şey yoktur.

Sağlıkta küçük, önemsiz iş yoktur.
Önemsiz sayılan bir sünnet girişimi, bir bademcik ameliyatının sarpa sardığı çok vaka vardır.
En küçük girişim dahi az çok ölüm, sakatlanma, hayati tehdit tehlikesi taşır.

Sağlıkla ilgili işler genellikle eğitimsiz insanların aldıkları hizmetin kalitesini ölçebileceklerinden çok daha fazla karışıktır.
Her ne olursa olsun, siz yine de sorgulayın, denetleyin ancaaak sağlığınızla ilgili şüphelerinizi başka profesyonellere sormaktan asla geri kalmayın.
Sakatlayıcı girişimler, ağır teşhisler, ciddi kararlar gerektiren sorunlarınızı  mutlaka aynı branştan en az üç doktora sorun.

Ancak, burada önemli bir nokta var.
Sizinle ilgilenen hekimlerinizi incitecek, şevkini ve hevesini kıracak şekilde diğer hekimlerin görüşlerini birbirlerine karşı yüzleştirmede asla kullanmayın.
Örneğin, filanca hekim bu konuda şöyle diyor ama diye bir cümle kurmayın.
Sizinle ilgilenen hekimlerle münakaşa etmenize sebep olabilecek her türlü sertlik, kabalık, diklikten uzak durun.
Özellikle, kendi sağlığınızla ilgili konularda her zaman doğruyu söylemeniz, açık sözlü olmanız gerekmez.
Normal, medeni ve sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisini kaybettiğiniz anda kaybeden siz olursunuz.

Hastaneler tedavi etmez, binalar, markalar, kurumlar, ilaçlar da tedavi etmez.
Teşhis ve tedavinin ilk şartı işinin ehli, iyi ahlaklı doktordur.
Bu neden bir sıkıntınız olduğunda asla rastgele hekimlere gitmeyin.
Gösterişli kompozit cepheli, mermer koridorları olan binalar aramayın.
Otelcilik hizmetlerinin kalitesi, güzel hostesler değildir işin ana damarı.
Debdebeli reklam kampanyaları, medyatik tanıtımlar sizi aldatmasın.

Sorun, soruşturun, bulun.
İşinde başarılı, iyi ahlaklı hekimler bulun, ve onlarla insani ilişkiler kurmaya gayret edin.
İyi sağlık hizmeti almanın tek yolu iyi hekimler bulmanızdan geçer.
Bir hekim olarak benim acizane tavsiyelerim bunlardır.

Saygılar.
Oraj POYRAZ.
--------------

On 30.01.2014 01:53, Dogan Kekevi wrote:
 

Bu akşam saygın bir dosttan „tomografinin tehlikeleri"ni içeren bir ileti geldi.

Yalnız gelen yazının tarihi yoktu.

Haberi doğrulatmak için int. girdim.

Bana gelen haberin 2010'dan kalma olduğunu görünce yeni durumu da içeren iki haber daha bulup ekledim.

Hepsini birlikte gönderiyorum.

Fakat en doğru, en yeni ve geçerli olan bilgileri almak için doktorunuzla konuşmayı da ihmal etmeyiniz..

Aydoğan Kekevi

 

* * * * * *

http://www.mynet.com/haber/saglik/tomografi-yasaklandi-504679-1

 

 

Tomografi yasaklandı!

Normal röntgenden onlarca kat fazla radyasyon verilmesine neden olan tomografi çekimlerine İngiliz Sağlık Bakanlığı'ndan yasak geldi.

Son güncelleme: 8 Nisan 2010 09:40 Mynet haber bugün 5.621.570 defa, bu haber 128.378 defa okundu.

Sağlıklı kişilerin vücut tomografisi çektirmesi yasaklandı. Bakanlığa göre, vücüdun maruz kaldığı radyasoyn Hiroşima'da atom bombasından kurtulan kişilerdeki kadar

İngiliz Sağlık Bakanlığı önceki akşam çok kritik bir karara imza atarak sağlıklı kişilerin vücut tomografisi çektirmesine yasak getirdi. Bu yasağa gidilmesine gerekçe olarak tomografi sırasında yayılan ve vücuda nüfuz eden radyasyon oranının çok yüksek olması gösterildi. Tomografi çektirmek geçen yıllarda osteoropoz, kalp rahatsızlığı, damar tıkanıklığı ve diyabet gibi hastalıkları önceden tespit edebildiği için sağlık uzmanları tarafından sıklıkla tavsiye ediliyordu. Sağlıklı bireylerin her 5 yılda bir tomografi çektirmesini öneren doktorların bu tavsiyesi üzerine harekete geçen bakanlık tüm vücudu tarayan tomografinin normal bir röntgenden 400 kat daha fazla radyasyon yaydığını tespit edince yasak kararı aldı. Tomografiye sağlıklı giren her 50 hastadan birinin maruz kalınan radyasyon nedeniyle çekim sonrasında kansere yakalandığı belirtildi.

1 tomografi 442 röntgene bedel


Yayınlanan raporda sık tomografi çektirenlerin vücutlarındaki birikmiş radyasyon seviyesinin II. Dünya Savaşı'nda Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarından kurtulanlarla eş seviyede olduğu belirtildi. Sıradan bir röntgen vücudu görüntülemek için tek bir ışın gönderirken tomografide daha detaylı bir görüntü elde etmek için art arda birçok ışın gönderiliyor. 2009 sonunda California Üniversitesi'nde görevli Prof. Rebecca Smith-Bindman'ın 1.119 kişiyi inceleyerek yürüttüğü araştırmada tek bir tomografinin 442 göğüs röntgenine ve 74 mamografiye (meme röntgeni) eş oranda radyasyon yaydığı ortaya çıkmıştı. Uzmanlar tomografideki bu riske karşın MR'ın hiçbir yan etkisi olmadığı konusunda görüş birliğine vardı. MR çekimleri sırasında sadece radyo dalgaları kullanılıyor. Bunlar da insan sağlığına zararsız.

Etkileri 30 yıl sonra ortaya çıkar


* Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

"Türkiye'de bir çok insan tomografi çektiriyor. Hastaya x ışınlarının yani radyasyonun verilmesi kansere sebep olan şeydir. Bunlar vücutta kalıcı olduğu için yok edilemez. Hiç şikayeti olmayan bir kişiyi teşhis edelim diyerek tomografiye sokulmaz. İnsan tomografi çektirdiği anda kanser olmuyor. 30 ya da 40 yıl sonra ortaya çıkıyor."

* Prof. Dr. Murat Kınıkoğlu

"Diğer tetkiklere göre üstün yönleri var ama kanser riskini artırması büyük bir dezavantaj. Baş ağrısı nedeniyle tomografiye giren 10 bin hastadan birinde beyin tümörü çıkıyor. Zararlı madde X ışınıdır. Tomografilerde, basit röntgen tetkiklerinden 50-200 kez daha fazla X ışını alınır. Küçük yaştakilerde ve hamile kadınlarda radyasyona bağlı kanserojen etki daha çoktur."

* * *

http://www.samanyoluhaber.com/saglik/SGKdan-tomografi-uyarisi/915061/

SGK'dan tomografi uyarısı

29 Ara 2012 14:52 Samanyolu Haber

 

SGK yayınladığı "Sağlıklı Yaşam Bilgileri"kitabında gereksiz yere çektirilen tomografinin, başımıza büyük dertler açabileceği konusunda halkı uyardı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), akılcı ilaç kullanımından obeziteye kadar pek çok konuda bilgi sunan ''Sağlıklı Yaşam Bilgileri'' kitapçığı hazırladı.

 

 

SGK hazırladığı Kitapta, her baş ağrısında hasta veya yakını tarafından çekilmesi istenilen tomografi nin ,kanser riskini tetikliyor olmasına dikkat çekti.

 

 

SGK tarafından hazırlanan ve iki bölümden oluşan kitapçık, vatandaşları özellikle gereksiz tetkik ve tedaviler konusunda uyarıyor.

 

 

Doktorların gereksiz tetkik yaptırma, ilaç yazdırma ve tedavi için zorlanmaması istenilen kitapta, ''sadece doktorların gerekli gördüğü tetkik ve tedavileri yaptırın'' uyarısı yer alıyor.

 

 

Gereksiz yere çekilen her akciğer filmi, tomografi, mamografi gibi tüm radyolojik incelemelerin, hastanın fazladan radyasyon almasına yol açacağı vurgulanırken, bunun da kanser riskini artıracağı belirtiliyor.

 

 

Hasta veya hasta yakınlarının bazı radyolojik incelemelerin yapılması konusunda bazen çok istekli oldukları belirtilen kitapta, böyle bir hata yapmaktan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor.

 

 

Sadece bir tomografi taraması sonucu 14-21 miligray radyasyon alındığına dikkati çeken kitap, bu dozun Japonya'ya atılan atom bombalarının 2,5 kilometre uzağında yaşayan insanların aldığı doz olduğunu hatırlatıyor.

 

 

Kitapta, ''Başınız her ağrıdığında tomografi çekilmesini isterseniz bir gün gerçekten kanser yüzünden başınız ağrır'' deniliyor.

 

 

-''500 milyon dolarlık hatalı ilaç''-

 

 

Akılcı ilaç kullanımının önemine de değinen kitapta, Türkiye'de her yıl 500 milyon dolarlık hatalı ilaç kullanıldığı belirtiliyor.

 

 

Kitap, yanlış bilinen doğruları ortaya koyarken, ''Sağlıklı birey'' olmanın da kılavuzunu da açıklıyor.

 

 

Uykunun önemine değinen kitapçık, yetişkinlik döneminde 7-8 saatlik uykunun yeterli olduğuna vurgu yapıyor. Kitaba göre, hayatın ilerleyen yıllarında gece uykuları 4 saate kadar inebiliyor. Vücut direnci için çok önemli olan melatoninin 23.00-03.00 saatleri arasında en yüksek düzeyde salgılandığı belirtilen kitapta, bu saatlerde ışıksız ortamda alınan uykunun, yaşamsal öneme sahip olduğu da vurgulanıyor.

 

 

Alkol ve sigaradan uzak durmanın sağlıklı bir yaşam için zorunluluk olduğu belirtilen kitapta, sigara kullanımından kaynaklanan hastalıklara yılda 2,8 milyar lira harcandığı ifade ediliyor.

 

 

Sağlıklı beslenmeyle ilgili bilgilerin de yer aldığı kitapta, geleneksel ve doğal besinlerin tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor.

* * *

http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Turkiyede-en-cok-o-cekiliyor/1028410/ 

Türkiye'de en çok o çekiliyor

 

26 Eyl 2013 13:06 Samanyolu Haber

 

Türk Radyoloji Derneği ile birlikte önemli bir araştırmaya imza atan Sağlık Bakanlığı sonuçların rapor haline getirildiğini söyledi.

 

Türkiye genelindeki MR, tomografi ve mamografi çekimlerinin uygunluğunu inceleyen araştırma sonucunda en çok beyin tomografisi çekildiği belirlendi.

 

 

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde hastanelerde çekilen radyolojik görüntülemenin, endikasyon, tetkik ve rapor açısından uygun yapılıp yapılmadığının belirlenebilmesi amacıyla Türk Radyoloji Derneği ile birlikte önemli bir araştırmaya imza attıklarını ve sonuçların rapor haline getirildiğini söyledi.

 

Araştırmanın, Türkiye'yi temsil edecek şekilde örnekleme usulüyle yapıldığını ve 44 üniversite, 85 kamu ve 71 özel hastaneyi kapsadığını belirten Şencan, radyolojik görüntüleme teknikleri içerisinde en çok kullanılan MR, tomografi ve momografinin incelendiğini ifade etti.

 

CİHAZLARIN YARISI 5 YAŞIN ALTINDA 

 

Şencan, araştırmanın sonuçlandığını, ancak radyoloji uzmanları ile bilimsel değerlendirmesinin devam ettiğini belirterek, elde edilen sonuçlara ilişkin şu bilgileri verdi:

 

"Cihazların yaklaşık yüzde 50'si beş yaşın altında, yüzde 33-43'ü 5-10 yıl arasında, yüzde 5-15'i de 10 yılın üstünde olduğu belirlendi.

 

Rapora göre, yüzde 36.1 ile Türkiye'de en çok beyin tomografisi çekiliyor. En çok tomografi isteyen servisler içinde acil ilk sırayı alırken; bunu nöroloji, beyin cerrahisi izliyor. 

 

Tomografiler içinde beyinden sonra karın, göğüs çekiliyor. En çok baş ağrısı nedeniyle tomografi çektiriliyor. İkinci sırada ise kaza, düşme gibi travmalar nedeniyle tomografi isteniyor. Tüm tomografiler içinde en çok beyin için çekilenlerin tekrar çekilmesinin istendiği görülüyor. Tekrar edilenlerin üçte birini beyin tomografileri oluşturuyor. Tekrarların neden yapılmasının istendiğine bakıldığında ise tekrarların yüzde 40'ının yetersizlik değil takip için yapıldığı, diğer yüzde 40'ının tanıyı kesinleştirmek için çekildiği belirlendi."

 

YÜZDE 85'İ ÇEKİM STANDARTLARINA UYGUN  

 

Teknik parametrelerin uygunluğu incelenen rapora göre, "yüzde 70-85'inde çekim standartlarının uygun olduğunu" vurgulayan Şencan, "Bunun yüzde 90'ın üstüne çıkartılmasını hedefliyoruz" dedi.

 

 

__._,_.___
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (1)
Recent Activity:
AmerikadakiAyYildiz'da paylasilan karsilikli tartisma mesajlari, IZIN ALINMADAN baska yerlere TASINAMAZLAR.. aksi taktirde gruptan ihrac nedeni olacaktir. Paylasilan makale ya da diger yazilar buna dahil degildir.



http://radyo.kotuvepis.com
.

__,_._,___
zaryop:jaro
Misal
. . . . . .
Giydirilip kusandirilmis hakika

LEHCET'UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


29 Ocak 2014 Çarşamba

10-"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına 1 yıl ceza

Mahkeme yok, avukat, hakim, savcı falan yok.
İdari ceza diyorlar buna.
Sanki lisede disiplin kurulu kararı gibi.
Polis yazıyor, sen mahkemeye itiraz ediyorsun.

Hayır polis düzgün olsa sıkıntı yok.
Polis cemaatin kucağına düşmüş.
Son birkaç yılda yüzbine yakın polis alınmış.
Hepsi de tezgahtan yetişmiş.
Amirleri tabandan tavana kadar hep aynı.
Adeta NAZI'lerin SA'ları SS'lere dönüşmüş gibi.

Ülkenin üç seçim döneminde geldiği yer burasıdır.
Evet Anadolu halkları bunu oylamış ve onaylamıştır.
Hem de bir değil, iki değil, üç kere oylanmıştır bu iktidar.

O yüzden kimse dövünmesin, kimse ovunmasın.
Kendim ettim kendim buldum desin, sesini kessin, kaderine razı olsun.

Ve korkarım dördüncü bir seçim döneminde de aynı kalabalık kitle yine bu iktidara onay verecek.
Hala daha bana soruyorlar.
Hocam tamam, AKP'ye oy vermeyelim, vermeyelim de kime verelim?
Böyle diyorlar.
Ben de içimden Allah belanızı versin, nezaketen yüzlerine karşı bunu da bana mı soruyorsunuz diyorum.

Saygılar.
Oraj POYRAZ.
--------------


"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına 1 yıl ceza

Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadının altındaki otoparkta iki odalı "polis ofisi" kuran polisler, savcı ve hakim olmadan "Kadı" sistemini anımsatan bir uygulama ile taraftarlara 1 yıl ceza verdi.

Fenerbahçe - Torku Konyaspor karşılaşması sonrası stadın merdivenlerden inerken Maraton üst tribününden 6 Fenerbahçe taraftarı sivil polisler tarafından alındı.
Bir saat içinde de iki polis tarafından haklarında 1 yıl spor müsabakalarına men cezası verildi.

Hakkında spor müsabakalarına men kararı verilen taraftarlardan biri olan Selim Renkliyıldırım, olayın gelişimini şöyle anlattı:

"Konyaspor maçı sonrası stadın merdivenlerinden inerken bir polis yanıma geldi.
Elindeki telefondan görüntümü gösterip,'Bu sen Mimin' dedi.
Benim dedim.
'Bizimle gelir misiniz' dediler.
5-6 kişiyi daha aynı şekilde aldılar.
Stadın altında kurulan Polis karakolunda bir saat beklettiler.
Ardından el yazısıyla yazılmış bir yazı getirdiler.
İmzalamamı istediler.
Tutanakta, Konyaspor taraftarının 'Ya Allah bismillah Allahu Ekber tezahüratına karşılık olarak kendilerine dışarıda görüşürüz işaretleri ile galiz küfürler içeren tezahüratlar yaptığımız, taraftarı galeyana getirdiğimiz' yazıyordu"

"KÜFÜR ETMEDİK MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ DİYE BAĞIRDIK"

Renkliyıldırım, küfür etmediklerini, "Ya Allah Bismillah Allahu Ekber" diye bağırmalarına karşı, sadece "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırdığını söylemesine rağmen polislerin bunu dikkate almadığını, tutanakta, "Suçlamada yeterli kadraj donanımı olmadığı için kamera görüntüsü alınamamıştır" diye yazdığını belirtti.

Daha sonra iki polisin kendisine tebligat getirdiğini kaydeden Renkliyıldırım, "Bir yıl süre ile maça giremeyeceğimizi söylediler.
Cumhuriyet savcısına itirazda bulunabilirsiniz deyip serbest bıraktılar"
dedi.

İki polisin imzasıyla verilen tebligata göre bir yıl spor müsabakalarından men cezası verilen 5 taraftar hiçbir spor müsabakasına giremeyecek.
Hatta Fenerbahçe'nin antremanını bile izleyemeyecek.
Fenerbahçe'nin maçı olduğu gün karakola gidip imza verecek.

HUKUK MANTIĞINA AYKIRI

Konu üzerine danıştığımız Avukat Tansuğ Tezonarıcı, böyle bir kararın hukukun mantığına aykırı olduğunu belirterek şöyle dedi:

"6222 Sayılı kanuna göre polis böyle bir karar verebilir.
Cumhuriyet Savcısı ya da mahkeme bunu kaldırabilir.
Böyle bir kanun olmaz, Hukukun mantığına aykırı.
İdari makamların yani polisin, kaymakamın hukukla içiçe girdiği bir kanun kabul edilmez.
Şimdi mağdur, savcılığın soruşturma evresinde ve mahkemenin kovuşturma aşamasında suçlu olmadığını ispat etmek için uğraşacak.
Ceza alan taraftarlar yasak kararının kaldırılması için hemen Cumhuriyet Savcılığı'na başvursun"


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
OLVIDO
. . . . . .
Hoyrattir bu aksamustuler daima.
Gun saltanatiyle gitti mi bir defa
Yalnizligimizla doldurup her yeri
Bir renk cigligi icinde bahcemizden,
Bir el cikarmaya baslar bohcamizdan
Lavanta cicegi kokan kederleri;
Hoyrattir bu aksamustuler daima.
. . . . . .
Dalga dalga hucum edip pismanliklar
Unutusun o tunc kapisini zorlar
Ve ruh, atilan oklarla delik desik;
Iste, dogdugun eski evdesin birden,
Yolunu gozluyor lamba ve merdiven,
Susmus ninnilerle gicirdiyor besik
Ve cumle yitikler,magluplar,mahzunlar...
. . . . . .
Soylenmemis askin guzelligiyledir.
Kagitlarda yarim birakilmis siir;
Insan yagmur kokan bir sabaha karsi
Hatirlar bir gun bir cami actigini
Duran bir bulutu,bir kus uctugunu,
Cokup peynir ekmek yedigi bir tasi...
Butun bunlar askin guzelligiyledir.
. . . . . .
Asklar ucup gitmis olmali bir yazla
Halay ceken kizlar misali kolkola
Ya sizler! ey gecmis zaman etekleri,
Ihtiyar agacli,kuytu bahcelerden
Ayisigi gibi suruklenip giden;
Geceye birakip yorgun erkekleri
Salinan etekler fisiltiyla, nazla.
. . . . . .
Ebedi asigin donusunu bekler
Yalan yeminlerin tanigi cicekler
Artik olmayacak baharlar icinde.
Ey omrun en guzel turkusu aldanis!
Aldan, gelmis olsa bile umitsiz kis;
Her garipsi ayak izi kar icinde
Donmeyen asigin serptigi cicekler.
. . . . . .
Ya sen! ey sen! esen dallar arasindan
Bir parilti gibi gorunup kaybolan
Ne istersin benden aksam saatinde?
Bir gulusu olsun gorulmemis kadin,
Nasil olumsuzsun aynasinda askin;
Hatiralarin bu yanma vaktinde
Sensin hep,sen, esen dallar arasindan
. . . . . .
Ey unutus! kapat artik pencereni,
Coktan derinligine cekmis deniz beni;
Cikmaz artik sular altindan o dunya.
Bir duman yukselir gibidir kederden
Macerasi coktan bitmis o seylerden.
Amansiz gecenle yayil dort yanima
Ey unutus! kurtar bu gamlardan beni.

Ahmet Muhip DRANAS
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/