AYIP KAPATICILAR
Kız, sürekli kilo almaya başlamış fakat işin garibi, kızın sadece karnı büyüyor! Komşular kızın anasına; " Komşu, düğün yok dernek yok, senin kızın karnı sürekli büyüyor, hayrola" diye sorunca, kızın akrabaları bir ağızdan, "İftira atıp kızımızın namusuna laf etmeyin. Kızımız hamile değil, sadece biraz şişmanladı" deyip, komşuları inandırdıklarını düşünürlermiş. Zamanla kızın karnı burnuna yaklaşınca, akrabaların çoğu komşulardan kaçmaya başlamışlar. Bir ay sonra kızın ablası; "Bundan sonra ben bile bu ayıbı örtemem bunun sahibi kimse, git derdini ona anlat" demiş.
2002 seçimleri öncesi; "Yapmayın, tarikat-cemaat kültürüyle yetişen, itaat etmeye alışmış kişiler demokrat olamaz. Arabanızı kullanacak şoförü seçerken geçmişini-ailesini-kötü alışkanlığı olup olmadığını araştırırsınız da, ülkeyi teslim edeceğiniz kişiyi niçin araştırmazsınız? Geçmişine bakın, bunlardan ülkeye hayır gelmez. Hedefleri, İran tipi bir İslam Cumhuriyetidir. Sonra dizinizi çok döversiniz. Bunları götürmek, getirmekten bin kat daha zordur" dedik, çoğunluğu inandıramadık. Demokrasi anlayışları, Lâik Cumhuriyete bakışları, Atatürk sevgileri, hayat tarzları, çağdaşlık ve bilime yaklaşımları bu bademlere benzemeyen insanlar AKP'ye oy verdiler!
Biz bunları söylediğimizde devreye hemen"Ayıp Kapatıcıları" girdi.
Tüm ekranlar, gazete köşeleri, patron masaları bunlara açıldı. Cepleri para gördü, evler-arabalar-kıyafetler değişti, bir kısmı boğazda yalıda oturmaya başladı. İşleri güçleri iktidara şartsız destek vermek ve yapılan yanlışlık, yolsuzluklar ve hak ihlallerini örtmek, gerçekleri kamuoyundan saklamaktı. Yüzler kızarmayınca, "Ayıp Kapatıcılığı" yapmak kadar kolay ne vardı ki?
Örneğin; Deniz Feneri Derneğinin Almanya'da "Yüzyılın Yolsuzluk Olayı", orada suçlarını itiraf edip hapse girmiş dolandırıcıların Türkiye'deki patronları ve davanın kasten sürüncemede bırakılması bunların gündemine hiç girmedi.
AKP için yapılan ciddi yolsuzluk ihbarları, ülkeyi yönetenlerin çocuklarının aniden süper zenginler sınıfına atlamalarını ise hiç görmediler. Terörle mücadele eden subayların-gazetecilerin-bilim adamlarının-aydınların düzmece dijital delillerle hapse atılıp, yıllarca tutuklu kalmalarına ses çıkarmadılar. Gözlerini ve varsa vicdanlarını kör ettiler.
Onlar için Uludere diye bir olay yaşanmadı, yanlış terör politikası yüzünden sanki vatan evlatları ölmedi, sanki ülke bölünme noktasına gelmedi. Komşularla sıfır sorun denen saçmalık sonucu başımıza gelenler ve gelecekler bunların dünyasında yoktu. Sadece "parasız eğitim" istedikleri için hapse atılan yüzlerce öğrenci, sanki Uganda da tutuklanmışlardı. İşlerinden olan gazetecileri, devletin vergi denetim memurlarının-polisinin, iktidarın sopası olarak kullanılması onları hiç rahatsız etmedi.
2002 öncesi bu olayların sadece biri için Türkiye'yi ayağa kaldıran bu
"Ayıp Kapatıcılar" iğdiş edilmiş harem ağaları gibi, yediler-içtiler- ceplerini doldurdular, karınlarını şişirdiler, sürekli olarak Türk Milletine yalan söylediler.
Ne zaman ki, korudukları "delikanlı" en ufak bir eleştiriye tahammül etmeyip bunları da fırçalamaya başlayınca, yani karınları burunlarına yaklaşmaya başlayınca teker-teker tüymeye başladılar. Kaçanlardan bazıları ölümle tehdit edildi.
Kala-kala elde, 70 yaşında bir estetik kraliçesi(!), ABD vatandaşı fikir fakiri bir prenses (!) ve Erdoğan'ın soyunu Hz. Musa'ya kadar götüren gazeteci kaldı.
Ne yaparlarsa yapsınlar artık mızrak çuvala sığmıyor, kızın karnı burnunda.
Artık saklamak, gizlemek, üzerini örtmek, ayıpları kapatmak mümkün olmayacak. Yakında çocuğun babası ortaya çıkar!
Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Kasım 2012
Bir ulkede okumaya karsi istek artmadikca, gaflet ve bundan dogacak felaket azalmaz. B.franklin |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir. ISKILIPLI ATIF | Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder