12 Temmuz 2013 Cuma

15-İshak Alaton, Şafak Pavey, Radikal yazarları, bunlar arasında geçen tuhaf konuşmalar, durumlar.

Evet, ne yazık ki, ülkemiz çekiştirilebilen, itilip kakılıp yönlendirilebilen bir ülke.
Hep kriptolardan bahsetmiştik.
Bunlar aşikar olanları.
Ve ne yazık ki, kripto olanı da, aşikar olanı da yaşadığı, ekmeğini yediği, kendi memleketinden çok ait olduğu cemaatin mega ideallerine sadık.
Bunu konuşmalarından anlıyoruz.
Söylenenler milliyetçi bir bakışı yansıtıyor.
Ama Türk milliyetçisinin değil.
Başka milletlerin milliyetçiliğinin bakışın.

Oraj POYRAZ

Pavey'den İBB adaylığı yalanlaması : Komplocuların hastalıklı iştahlarını…

Perşembe, 11 Temmuz 2013 10:30

Şafak Pavey'in İBB adaylığı hakkında ünlülerimiz ne demiş?

Yalçın Küçük Hocamızın pek beğendiği "Mor ve Ötesi" solisti Harun Tekin, "mutluluk verici" bulmuş ve "kadın sesine hasreti" dillendirmiş.

"Komplocuların hastalıklı iştahlarını kestiği için üzgün olduğunu" cikcikleyen Pavey, Aaron'ın duymak istediği "kadın sesi" mi?

Oray Eğin ve sonrasında Armağan Çağlayan, "Beyaz Türk fantezisi" demiş…

Yıllar önce acı bir kaza sonrasında "engelli" duruma düşen ve sevdiği Yahudi kocası tarafından terk edilen Pavey'in doğum gününü en önce ve pek isteklice yerli ve Sorosçu Yahudilerimiz Alatonlar kutluyor.

Leyla Alaton, "İyi ki dogdun guzel insan.
Happy de Birthday Happyyyyyyy:)
"
diye cikcikliyor…"Yahudiyim ama ne mutlu Türküm diyene ancak Türkçe konuşana değil" öyle mi?

Pavey, Türkçe anlamaz diye mi, İngilizce de "iyi ki doğdun" diyor kankasına Alaton…

Şafak Pavey'

-      -      -      -      -      ^^^^^ - vvvvv

Yaşlı Kurt'un marifetleri

Tevfik DİKER

tevfikdiker@gmail.com

Eurovizyon - 13 Ocak 2013, 02:07

20 Ekim 1991'de yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinden birinci ve ikinci parti çıkan DYP ve SHP koalisyon hükümeti kurmuşlardı.

Süleyman Demirel Başbakan, Erdal İnönü de Başbakan Yardımcısı idi.

Sağ-sol çatışmalarıyla yıllarını heba etmiş olan Türkiye'de DYP-SHP birlikteliği umut olarak görülüyordu.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam etmekte olan savaşın ileri boyutlara ulaşması, Azerilerin uğradığı katliamlar, DYP-SHP hükümetinin ilk aylarından itibaren sıcak gündem maddelerinden birisi idi.

Koalisyon hükümeti, Ermenistan kapılarını kapatma kararı almış, Azerbaycan lehine açık tavır koymuştu.

Yaşlı Kurt İshak Alaton ise Ermenistan kapısının açılması için Ankara'da hükümet üzerinde baskı kurmaya başladı.

Sonuç alamasa da baskısını sürdürdü.

O dönemde, isimleri bende saklı bazı bakanların Yaşlı Kurt'u refüze ettiklerini biliyorum.

İshak Alaton hükümet nezdinde arzu ettiği neticeyi alamayınca ne mi yaptı?

Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Richard Clark Barkley'i devreye soktu.

Yaşlı Kurt, ABD Büyükelçisi ile el ele vererek Ermenistan'ın menfaati için çalışıyordu.

Kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate alan hükümet kararlıydı.

Ermenistan konusundaki kararını değiştirmedi.

RADİKAL'DEKİ GÖZDESİ

Aradan yıllar geçti…

Yaşlı Kurt İshak Alaton, kurucuları arasında yer aldığı TESEV'e 2015 yılı yaklaşırken Türkiye'nin Ermeni iddialarını tanıması için çalışma yapması yönünde "feryat figan" bir mektup yazdı.

Mektubu, Alaton'un medyadaki gözdelerinden Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can köşesine taşıdı.

14 Ocak 2012 tarihli yazısında,

Bulgaristan Parlamentosunun eski rejim döneminde ülkedeki Türklere yönelik asimilasyon politikası ile ilgili yayınladığı bir bildiriye dikkat çeken Eyüp Can,

"Buradan hareketle TBMM'nin Ermeni iddialarını kabul etmesi gerektiğini" savundu.

YAŞLI KURT TİYATROSU

Eyüp Can'ın bu yazısının ardından Yaşlı Kurt İshak Alaton da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte kurucularından olduğu TESEV Yönetim Kurulu üyelerine bir mektup yazarak Ermeni iddialarının Türkiye'de kabul edilmesi için lobi yapılmasını istedi.

Alaton, mektubunda "Ayıp oluyor artık.
Geçmişi ile yüzleşmekten korkan, büyümemiş, güdük kalmış çocuklar gibi davranmaktan ben yoruldum.

Doksan yıl boyunca sayısız günahlar işledik.

İskeletleri dolaplara yığıp kapılarını kilitledik…

24 Nisan 2015'e doğru yol alırken alışılagelmiş inkâr politikamıza devam edip kaçacak delik aramaktansa farklı davranalım" diyordu.

***

Radikal de aynen Taraf gibi Yaşlı Kurt'un nüfuzu altındaki gazetelerden birisidir.

Yaşlı Kurt'un Radikal paslaşmaları ihtiyaç hasıl olduğunda bakın nasıl işler?

İshak Alaton, has adamı Eyüp Can'a önce pas atar sonra Can ilgili konuyu gazetesinde işler, ardından Alaton sanki Eyüp Can'ın yazısından ilham almış gibi mesajlarını dolaşıma sokar.

Ben buna kısaca 'Yaşlı Kurt Tiyatrosu' diyorum.

'LÜZUMLU' YAZARLAR

İshak Alaton, Yeni Şafak'ta yayınlanan röportajda, 28 Şubat soruşturmasının genişlemesine karşı olduğunu beyan etmiştir.

28 Şubat soruşturması başladıktan sonra medyada "Yaşlı Kurt" övgüleri tavan yapmıştır.

Ruşen Çakır'dan Rıza Zelyut'a, Doğan Akın'dan Melih Arat'a kadar birçok yazar yaptıkları İshak Alaton güzellemeleriyle dikkat çekmiştir.

Melih Arat, Yaşlı Kurt'u "Örnek insan İshak Alaton" diye lanse etmiştir.(Zaman, 4 Kasım 2012)

Yine Zaman'dan Turhan Bozkurt'un İshak Alaton'la röportajlarını biliyoruz.

Bu röportajlar Sky Türk Televizyonu'nda da adeta "sütten çıkmış ak kaşık" misali bir sunumla devam etmiştir.

"Aydın Doğan'ın gözdesi" Nagehan Alçı'nın İshak Alaton güzellemeleri ise sadece son döneme değil Akşam'da röportajlar yaptığı dönemlerden başlamıştı.

Medyada İshak Alaton'un reklamını en fazla yapan gazeteci Zaman kökenli isimlerden Mehmet Gündem'dir.

Geçen yıl Alaton'la ilgili iki kitabı birden yayınlandı.

Kitapların ilkinin adı "Lüzumlu Adam", ikincisi de 'Lüzumsuz Adam'dır.

İlk kitapta İshak Alaton "Masonluğum uykuda" diyordu.

Yaşlı Kurt'un geçen yıl bir başka 'tiyatro' olan kendisini TÜSİAD'tan soyutlamaya çabalayan demeçlerini de hatırladığımda, aklıma "Acaba bütün bu cambazlıklar 28 Şubat soruşturmasından kurtulmak için mi?"
sorusu takılıyor.

İkinci kitabı Lüzumsuz Adam'ın 72.Sayfasında ise İshak Alaton'un bağımlı bir ülke olmayı öven ifadeleri yer alıyor:

"Bağımsız gözüküp de küçülüp fakirleşmektense bağımlılıkla büyümek zenginleşmek dünyaya açık özgür insan olarak yaşamak daha iyi."

Ben de bunun üzerine, İshak Alaton'un yıllarca önde gelen bir parçası olduğu egemen güçlerin veya statükonun…

Türkiye'ye sistemli bir bağımlılık ilişkisi içinde ekonomik krizlerle, para operasyonlarıyla, banka hortumlamalarıyla, IMF ile darbelerle, muhtıralarla, faili meçhullerle, provokasyonlarla, toplumsal kutuplaşmalarla nasıl da kan kusturduğunu gözlerimin önüne getiriyorum.

YAŞLI KURT, BAYKAL İÇİN NE DEMİŞTİ?

Geçen yıl "Yerli oto hayalinizi çöpe atın, böyle hayallerle uğraşmayı bırakın" diyen de Yaşlı Kurt'tur.

İshak Alaton CHP üzerinde de etkili bir isimdir.

"CHP'ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yaptı" demişti.

Bu sözleri kendisini ziyaret eden Zaman yazarı Şahin Alpay'a söylemiştir.(27 Mayıs 2010)

Bu tarih, Deniz Baykal'a kaset operasyonunun yapılmasından üç hafta sonrasına, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesinden de birkaç gün sonraya rastlıyor.

Baykal CHP'nin Genel Başkanı iken, Rand Corporation'ın Avrupa Masası Şefi Stephan Larrabee "CHP'nin üst yönetimi değişmelidir" demişti!

CHP'nin eski lideri Deniz Baykal'ı 1 Mart 2003'te TBMM'de tezkerenin reddedilmesinden birinci derecede sorumlu tutan ABD Büyükelçiliği idi.

Aradan iki yıl geçtikten sonra Mustafa Sarıgül'ün CHP Kurultayında Baykal'ın karşısına çıkarılmış olduğunu ancak sonuç alınamadığını sizlere hatırlatırım.

2003'te söz konusu tezkerenin reddedilmesinden kısa bir süre sonra ABD Büyükelçisi'nin Deniz Baykal için,

"Bu yaptığının bedelini muhakkak ödeyecek. Onun uzun bacakların kı...na sokacağız." diye konuşmuş olduğunu biliyorum.

Geçtiğimiz yıl ABD Büyükelçiliğinde CHP milletvekili Şafak Pavey için düzenlenen bir resepsiyonda Kemal Kılıçdaroğlu'nun nasıl el üstüne tutulduğunu hep birlikte gördük.

O resepsiyona Hikmet Çetin de katılmıştı, ayrıca, Yaşlı Kurt'un kızı Leyla Alaton da davetliler arasındaydı.

Şafak Pavey'in annesi Ayşe Önal da İshak Alaton'un üzerine titrediği gazeteciler arasındadır.

Yaşlı Kurt'un, Radikal yazarlarına ilgisi, adeta 'el bebek gül bebek büyüttüğü' Eyüp Can'la sınırlı değildir.

Tarhan Erdem, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar ve Cüneyt Özdemir'i de çok sever!

-      -      -      -      -      ^^^^^ - vvvvv

İshak Alaton : Şafak Pavey CHP'nin başına geçse mucizeler yaratır

Perşembe, 11 Temmuz 2013 17:02

İsrail'in Gazze'de yaptığı vahşettir

İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü ablukaya bir tepki de TESEV ve Açık Toplum Vakfı Kurucu Üyesi İshak Alaton'dan geldi.

"Netanyahu vahşete devam ederse hükümeti düşer" mesajı veren Alaton, İsrail'de toplumun en az yüzde 50'sinin şiddet politikalarını onaylamadığını kaydetti.
Alaton'a göre, Netanyahu hükümeti düştüğünde İsrail'le Türkiye arasında da yeni bir sayfa açılabilir.

BURCU BULUT - HAFTA ORTASI | 25 ARALIK 2012, 22:39

Gazeteci Mehmet Gündem'in 'Lüzumlu Adam' kitabının ardından kasım ayında kaleme aldığı ikinci kitabı 'Lüzumsuz Adam' üzerine konuştuğumuz, TESEV ve Açık Toplum Vakfı Kurucu Üyesi İshak Alaton, bize adeta Türkiye'nin fotoğrafını çekiyor.
Türkiye-İsrail arasındaki ilişkinin Netanyahu hükümeti değişirse daha iyi olacağına inandığını söyleyen Alaton, şu anki İsrail politikasının ülkenin çoğunluğu tarafından şiddetli bir şekilde kınandığını belirtiyor.
Türkiye'nin geleceğini şekillendiren liderler ve partileri hakkında da görüşlerini belirten Alaton, kendisine en çok heyecan veren liderin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylerken, CHP'deki genç hareketin liderinin de Şafak Pavey olduğunu kaydediyor.

'Lüzumsuz Adam' kitabında "Türkiyeliyiz, Türk Yahudisiyiz hatta biraz fazla Türk taraftarıyız diye eleştirirler" diyorsunuz.
Sizi kimler, neden eleştiriyor?

Maalesef Türk insanının genelinde kendinden olmayanı ötekileştirme hâlâ var ve bu bana hayat boyu hissettirildi.
Biriyle karşılaştığında ona ilk olarak insan olduğu için bakarsın; o Yahudi, Kürt, Müslüman olabilir ama önce insandır.
Ne üzücü ki bir kısım medya bana hep önce Yahudi sonra insan olarak baktı.
Öncelikle Yahudi olduğumu vurguladı.
Başlıklar 'Yahudi İshak Alaton' şeklinde oldu.
Bunu zaten herkes bilmiyor mu?
Ne gerek var?

Yahudi olduğunuzu vurgulayarak ne demek istiyorlar?

'Unutmayın bu adam Yahudi.
Yahudilik bir kabahattir, bir suçtur'
mesajı verilmeye çalışıldı.
Oysaki Yahudi olmayı ben seçmedim ki?
Bu nasıl bir kabahat olabilir?
Bütün beklentileri bir reaksiyon göstermemdi hatta arada bir şöyle yazdılar: 'Alaton sus pus!
'
Ben ise onlarla mücadele etmektense, insanları eğitmeyi, onlara hizmet götürmeyi daha faydalı buldum.

İSRAİL'İ AÇIKÇA ELEŞTİRDİM

İsrail'den gelen eleştiriler ne yönde?

İki sene önce gerçekleşen Mavi Marmara olayı ile ilgili İsrail'den gelen gazete ve kanallar benimle röportaj yapmak istediler.
Onların hepsine "Bugünkü Netanyahu Hükümeti'nin tutumu, dünya Yahudiliğine menfi katkıda bulunan bir politikadır.
Bu politika yanlıştır.
Eğer İsrail hükümetinin tutumu bu şekilde devam ederse dünyadaki Yahudi aleyhtarlığı artacaktır.
Bu hükümetin düşmesi ve yeni bir hükümetin gelmesi faydalı olacaktır
" dedim.
Açık bir şekilde Netanyahu Hükümeti'nin Gazze'deki vahşeti devam ettirme politikasının ne kadar yanlış olduğunu vurguladım.

100 BİN YAHUDİ, TÜRKİYE'NİN YANINDA

Sizce İsrail gerçekten de yeni bir hükümete kavuşursa Türkiye-İsrail ilişkileri boyut değiştirebilir mi?

Evet düzelmesi ihtimali çok yüksek, çünkü orada 100 binin üstünde Türkçe konuşan İsrail vatandaşı Yahudi var ve kendi aralarında örgütlenmiş durumdalar.
Ayrıca bir de dernekleri var.
Bu derneğin Başkanı Zali De Toledo, İstanbul'da 12 sene boyunca kültür ataşesi olarak görev aldı.
Toledo, İstanbul'da doğdu, büyüdü; İsrail'e öyle gitti.
Türkiye'yi en iyi bilenlerden biridir.
O da Netanyahu Hükümeti gider; yerine daha mantıklı, barışsever bir hükümet gelirse bu derneğin 100 bin üyesinin de bu harekete destek vereceğini söylüyor.
Üyelerin büyük çoğunluğu Türkiye'nin dostluğundan yana.

SOKAKLAR VAHŞETİ KINIYOR

İsrail'de hükümetin Türkiye'ye bakışıyla İsrail halkının Türkiye'ye bakışı arasında fark var mı peki?

İsrail'de bugünkü hükümet politikasının aleyhinde görüş bildiren; -en az yüzde 50 oranında- bir muhalefet var.
Bu muhalefetin önemli bir özelliği çok açık ve sesli bir şekilde fikrini ortaya koyuyor olması.
Türkiye'de muhalefet nispeten sessiz bir şekilde politika güdüyorsa da, İsrail'de bangır bangır bağıran bir muhalefet var.
Her gün sokaklarda Gazze'ye karşı yürütülen politikanın yanlış olduğunu ifade eden gösteriler yapılıyor, kınanıyor.
İsrail'de aktif ve dinamik bir muhalefet mevcut.

Erdoğan varacağı limanı dürbünsüz gören bir lider

Türkiye'nin önemli iş adamlarından biri olarak, pek çok liderle tanıştınız.
Sizi en çok etkileyen hangisiydi?

Turgut Özal'ı söyleyebilirim.
Aktif olarak çalıştığım yıllarda Özal, devrim yaratma yolunda önemli adımlar attı, yalnız yarım kaldı.
Özal'dan sonra bana çok tesir eden ikinci lider Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Çünkü lider olduğunu daha belediye başkanıyken ortaya koymuştu.
Erdoğan 2002'de partisini kurduktan sonra hızlı bir şekilde reformlar gerçekleştirdi.
O kadar başarılı oldu ki ikinci kez seçimleri üstelik yüzde 47'lik bir oyla kazandı.
Demek ki toplum onun reform arayışlarını tasvip etti.
Dünya politika tarihinde benzeri yaşanmamış bir mucize yaşandı; yüzde 47'yi yüzde 50'ye çıkaran üçüncü seçimler oldu.
Artık anlaşıldı ki Erdoğan doğru yolda ve sağlam adımlarla ilerliyor.
Türkiye son 10 yılda Erdoğan ile kanatlandı.
Bu nedenle bana en çok heyecan veren lider Tayyip Erdoğan'dır.

Başbakan Erdoğan'la başbaşa yaptığınız görüşmelerde onda diğer liderlerden farklı ne gördünüz?

Recep Tayyip Erdoğan'ın en belirgin özelliği, varacağı limanları dürbünsüz bile görebilen bir öngörüye sahip olması.
Erdoğan, uzun vadeli planlarını çok iyi yapan bir lider.
Daha belediye başkanıyken ülke yönetiminin 1 numaralı insanı olmayı hedefleyen bir tavrı vardı.
Ben bunu hissediyordum.
Erdoğan, ülke yönetmeye namzet geniş ufuklu bir insan.

Cinayette savcı beni ikna etti

Ortağınız, can dostunuz Üzeyir Garih hain bir saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Garih cinayetinin amacı neydi sizce?

O kadar çok senaryo yazılıp çizildi ki!
Mossad'ı, CIA'yı, MİT'i, derin devleti, Ergenekon'u Rus mafyası, iç hesaplaşma yorumları, gizli Müslümanmış yaftaları, dul kadın muhabbetleri…

Çok şey söylendi.
Eyüp savcısının "altında komplo aramayın, çok basit bir olay.
Katil, Garih'i bıçaklayıp parasını alacak kadar zavallı bir adam.
Zaten hapiste.
Kafanızdan silin atın başka türlü düşünceleri
"
sözleriyle, bütün bu senaryoları akıldışı gördüm ve çöpe attım.

Bu cinayetin Ergenekon operasyonuyla bağlantılı olduğu fikrine katılmıyorsunuz yani?

Üzeyir Garih'in, Ergenekon örgütü tarafından planlanan ve son anda başarısızlıkla sonuçlanan Azerbaycan'daki darbe için finans desteği sağlamayı reddettiği iddia edildi.
Oysaki Alarko, hiçbir zaman Azerbaycan'da iş yapmadı.

Tamamen yalan.

Üzeyir'in Ergenekon diye bir örgüte para verdiğini hiç bilmiyorum.

Bu yüzden aramızın açıldığı ve benim "yeter artık" dediğim de vaki değil!

Hiç 'keşke' demedim

Geçmişe baktığında İshak Alaton'un pişmanlıkları, 'keşke'leri var mı?

Hayatım boyunca keşke kelimesini kullanmadım.
Geri dönüp de 'neden böyle yaptım' diye kendime sormadım.
Çünkü ne yaptıysam o günün şartlarında doğru bulduğum şeyi yaptım.
Başarısızlıklarım, hatalarım illa ki oldu ama o karar o zaman en doğrusuydu.
Şartlar değiştiğinde o kararın doğru olmadığı ortaya çıktı.
Ancak o dönem şartlar öyle gerektiriyordu.

Sözlerimden kendi şirketim bile rahatsız

Lüzumsuz Adam' kitabında 'çok büyük bir şirket olmamıza karşın İsrail ile iş yapmadık.
İyi ki de yapmamışız yoksa İsrailli politikacıları nasıl eleştirebilirdik
" diyorsunuz.
Ekonomik anlamda bağlılık eleştiri hakkınızı elinizden mi alırdı?

Kesinlikle öyle olurdu.
Hatta kendi şirketimde bile eleştiri yapmam çok iyi karşılanmıyor.
Alarko Holding'in yönetimini çok rahatsız ettiğimin farkındayım.
"Ne işimiz var İshak Bey?
Neden bu kadar yüksek sesle konuşuyoruz?
" diyorlar.
Ama bana, faydalı olacağına inandığım bir fikrim varsa ifade etmem gerektiği öğretildi.

Peki şu an hâlâ Alarko Holding'de aktif çalışıyor olsaydınız böyle rahat eleştiri yapabilir miydiniz?

20 sene boyunca rahat konuşmamın tek bir nedeni var o da Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ayrılmış olmam...
Yoksa yönetim böyle konuşmamı onaylamazdı.

Bu istikrar cumhuriyet tarihinde ilk

Şu an Türkiye'nin fotoğrafına baktığınızda geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?

Dünyada krizler yaşanıyor Avrupa'nın durumunu söylemeye gerek yok.
Amerika hatta Çin bile krizde.
Türkiye ise hem ayakta hem de gün geçtikçe gelişiyor.
Bunun tek bir nedeni var son 10 yılda istikrarlı bir yönetime sahip olması.
Cumhuriyet tarihimizde aynı partinin yönettiği böyle bir istikrar dönemi yaşamadık.
Bu Türkiye'de ilk defa oluyor.
Ayrıca Türkiye'de Tuskon ve MÜSİAD gibi genç dinamik girişimci bir elit sınıf oluştu.
Ve bu insanlar yurtdışında dört bir yana dağıldılar.
İş yaratan yeni bir nesil doğdu.

CHP'de yeniler yaşlı isimleri susturamıyor

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a yerini gençlere bırakması gerektiğini söylediğinizde kızdığını belirtmiştiniz.
CHP'nin bir türlü güçlü olamaması koltuk sevdasından vazgeçemeyenlerin yönettiği bir parti oluşundan mı kaynaklanıyor?

Şimdiye kadar öyleydi.
Fakat şimdi CHP'ye yeni kan enjekte edildi.
Parti içinde yeniler ve eskiler diye büyük bir mücadele yaşanıyor.
Yalnız bu gelişme henüz dışarıya yansımış değil, çünkü yenilerin mücadelesinde eskileri susturma yolları henüz tam olarak bulunamadı.
Yenilerin içinde belki de en önde muhteşem bir genç kadın var.
Bu kadının adı Şafak Pavey.
Pavey, İngiltere'de okudu, Birleşmiş Milletler'de (BM) müdür seviyesine geldikten sonra büyük bir özveri göstererek TBMM'ye girdi.
CHP'nin kısa bir zaman içinde faydalı bir muhalefet olabileceğine inanıyorum.
Şafak Pavey CHP'nin başına geçse mucizeler yaratır.
Peşinden tüm genç takımı sürükleyebilir.
Böylece politik sahne denge kazanmış olur.
Genç hareket CHP'yi değiştirecek.

-      -      -      -      -      ^^^^^ - vvvvv

Şafak Pavey : İshak Alaton'la evlenebilirim ama Ahmet Altan'a sadece aşık olunur

Perşembe, 11 Temmuz 2013 12:03

Erkekleri de onu seviyor

Şafak Pavey'in "aşklarım" dediği ve hemen hepimizin tanıdığı erkeklerle konuştuk.

İshak Alaton, Ahmet Altan ve Necati Akpınar.

Şafak için öylesine güzel şeyler söylediler ki.

Meğer Şafak'ın aşk listesine girmek pek de kolay değilmiş.

Milliyet – 24 Nisan 2000

İshak Alaton'la evlenebilirim.

Ahmet Altan'la evlenilmez, ona sadece aşık olunur.

Bir de Necati Akpınar var, ölesiye gülmenin öbür adı.

a45UyF587661-201307121253-15
^^^^^ - vvvvv

--

zaryop:jaro

GECEN SEY
. . . . . .
Kocaman yildizlar altinda ufacik dunyamiz,
Ve minnacik bir ''hane:
Kokar kir cicekleri gun agarmadan,
Anisiz, uykusuz,
Kokar nane.
Ta oncelerden beri mestolmus herkes,
Bir bakima her sey ''mestane.
Hayal edilir nazli yar yonlerden,
Ask ile kuslar suzulur,
Degisir gokler sahane.
Farkinda degil gonul,
Sanki hepten divane;
Icimizden, disimizdan
Gecer vakit
Zalim, zalimane !

Fazil Husnu DAGLARCA
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder