1 Nisan 2013 Pazartesi

15-Türkiye gerçeği - Nöbet tutan anneler!

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Yine aynı, yurt dışından atıp tutanlar için derledim.
Amerika'nın yakın dönemde adını BOP olarak belirlediği uzun soluklu projenin sonucudur bu.
Ermeni suikastlerinin bitimesiyle eş zamanlı başlatılmıştır.
Elbette zaten var olan bazı fay hatlarını kullandılar.
Narı çatlağından kırarsınız.
Evet, işin başında, özünde bu sorun vardı.
Ancak, 80'li yıllardan sonra görülen alevlenme dış destekli.
Silah, para, örgütlenme, propaganda, siyasi her anlamda dış destek.
Önceleri İran-Irak savaşının yarattığı otorite boşluğunda verilen batı desteğiyle alev başlatıldı.
Sonraları 1 ve 2 Irak harekatlarıyla Kuzey Irak bölgesinde, otorite boşluğu büyütüldü, destek kuvvetlendirildi.
Birkaç yıldır Suriye harekatıyla Kürt egemenliğine sokulan bölgeler genişletildi.
Ve başından beri Türkiye cephesi hep diri tutuldu.
Önümüzde İran harekatıyla İran Kürdistan'ının koparılması var.
Başından beri planlayanların, planı icra edenlerin, bunların yerli temsilcilerinin hepsini hiç sakınmadan, gizlemeden söyledikleri şey budur.
Dört Kürdistan birleştirilerek, batı yanlısı, İsrail müttefiki tek ve büyük Kürdistan kurulacak, BOP planı budur.
Türkiye çıkışlı Fitnebaz Cemaat-AKP ve bölücü parti ve yapılar bu işin ortakları, işbirlikçileri.

Sizlerin yurt dışında çocuklarınızı, ve Türk toplumunu çatısı altında topladığını, kültürel assimilasyondan koruduğunu sandığınız yapı işte böyle bir işin içinde.
Halkın dinini, imanını koruduğunu düşündüğünüz bir parti, bunun altını destekleyen yüzlerce sivil toplum kuruluşu da aynı şekilde bu planın ortakları.
Yaşadığınız, hatta vatandaşlık yemini ettiğiniz ülke sizin ana karanızı, vatanınızı bilerek, isteyerek, planlayarak parçalanmaya, iç savaşa sürüklemektedir.
Komşularımızda planları yürümüştür, bugün itibariyle Irak üç parça halindedir.
Suriye ise Kürtleri, Sünnileri, Nuseyrilerin kontrolünde bölgelere ayrılmıştır.
Türkiye'de de Alevi-Sünni gerilimleri tahrik edilmektedir.
Hem de bizzat BOP eşbaşkanı tarafından, Sünni-Alevi ayrımı yapılmaktadır, zaman zaman Aleviler hedef gösterilmektedir, tahkir edilmektedir.
Yine ayrılıkçı Kürtler ayrılmaya teşvik edilmekte, cesaretlendirilmektedir.
Federasyon, konfederasyon, özerk bölge müzakereleri aleni yapılmaktadır.
Yugoslavya federasyonu örneği önümüzde capcanlı durmaktadır.

Belki de elinizden hiçbir şey gelmiyor, belki de sizler de bir büyük değirmenin içinde öğütülmekten korkuyorsunuz.
Ancak gerçek budur.
O nedenle, hiçbir şey yapamıyorsanız, bari alkışlamayın, bari bu ihaneti, bu kötü planı savunmayın.

Oraj POYRAZ

Nöbet tutan anneler!


Tunceli'de yaklaşık 25 kadın, bir yandan evde ve tarlada çalışırken, diğer yandan da geçici köy korucusu olarak bin 400 rakımlı mevzilerde ellerinde kalaşnikoflarla köylerini koruyor.



Uzun yıllar terör olaylarının yoğun yaşandığı Tunceli'de 25 kadın, terörle mücadelede güvenlik güçlerine yardımcı olmak ve köylerini korumak amacıyla geçici köy korucusu olarak görev yapıyor. Çoğu evli olan kadınlar, yöresel kıyafetleri üzerine giydikleri asker yelekleri ve şalvarları ile başlarındaki yazmanın üstüne taktıkları kepleriyle sabahın erken saatlerinden itibaren görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor.


Görevlerinin ardından döndüklerin evlerinde kalaşnikoflarını evin bir köşesine bırakan kadınlar, bir yandan temizlik, bir yandan çocuklarının bakımını, bir yandan da sacda ekmek pişiriyor.

Evde kalaşnikoflarının bakımını yapan kadınlar, tarladaki işleri ve hayvanların bakımını da yapıyor.

Köyde nöbet tutan geçici köy korucusu kadınlar, bazen köydeki diğer kadınların arasına karışarak onlarla sohbet ediyor. Köyde nöbet tutan kadınlara, kimi zaman çocukları da eşlik ediyor.

Pertek ilçesine bağlı Konaklar köyünde geçici köy korucusu 10 kadın, sabahın erken saatlerinde uyanıp, önce sobayı yakarak çocuklarına kahvaltı hazırlıyor. Sonra geçici köy korucusu olan erkeklerden nöbeti devralan kadınlar, köydeki gözetleme kulesinden köyün güvenliğini sağlıyor. Kadınların kimisinin terlik kimisinin spor ayakkabı kimisinin de bot giymesi dikkati çekiyor.


Kadınlar bin 400 rakımla yüksek tepelere kurulan mevzilerde de "her şey vatan için" yazısı altında vatan savunmasını en iyi şekilde yapmaya çalışarak nöbet tutuyor.

Kışın soğuk, yazın sıcak günlerde mevzide nöbet tutan kadınlar, birbirleriyle yaptıkları sohbetlerde bir yandan dertleşiyor, bir yandan da gelecekte daha huzurlu ve rahat bir hayatın hayalini kuruyor.

Köy dışındaki alanda zaman zaman eğitim çalışması yapan kadınlar, silahı nasıl kullanacakları, silahın bakım ve temizliği ile bir saldırı anında nasıl davranacakları konusunda bilgi sahibi oluyor.

Nöbetlerinin ardından eve dönen kadınlar, evde onları bekleyen aileleri için sıcak bir yuva ortamı oluşturmak ve çocuklarına anne sevgisini doya doya vermenin gayreti içerisinde oluyor.

Köylerinde 17 yıldır geçici köy korucu olan 47 yaşındaki Türkan Budak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllardır geçici köy korucusu olmalarına rağmen sosyal güvencelerinin bulunmadığını, bu nedenle çok sıkıntılar çektiklerini söyledi.

Birçok çatışmaya girdiklerini, kadın olarak erkeklerle beraber teröristlerle girilen silahlı çatışmalarda yer aldığını aktaran Budak, gün içerisinde evle ilgilendiğini, hayvanların bakımını yaptığını bildirdi.

Geçici köy korucusu olduğu için köyün dışına çıkamadığından yakınan Budak, köyün güvenliğini sağladıklarını, gece erkeklerin, gündüz kadınların nöbet tuttuğunu belirtti. Sabah namaz vakti nöbeti kadınların devraldığını dile getiren Budak, "Köyümüze teröristlerce yoğun baskınlar oldu. Köy arabasının önü kesildi. Bu yaşamın içerisinde biz de zorluklara katlanıyoruz. Bu süreçte biz güvence talep ediyoruz. Çözüm süreci ülkemiz ve bizim için hayırlı olacaksa istiyoruz. Herkes huzur ve rahat bir hayat ister. Çocukları huzurlu bir ortamda büyütmek ister. Çocuklarımız silahlarla büyüdü" dedi.


Geçici köy korucusu Halise Arslan (33) da 2 çocuğunun olduğunu, 5 yıldır geçici köy korucusu olarak görev yaptığını belirterek, kadın olarak ev işleri ve çocukları ile ilgilendiğini kaydetti. "İlk işe başladığımda eğitim çalışması oldu. 17 gün eğitim gördüm. Bizim sağlık güvencemiz yok. Biz her zaman devletimizin arkasındayız. Bunu hiç unutmasınlar. Emekli olan geçici köy korucuları sadece ayda 300 lira alıyor. Yıllarca bu işe emek veriliyor. Çocuklarımızı istediğimiz gibi okutamıyoruz" diyen Arslan, ailesinin 22 yıldır koruculuk yaptığını, ancak düşük ücret aldıklarını anlattı.

Her şeye devlet için katlandıklarını bildiren Arslan, "Devletimizin bizi görmesini istiyoruz. Biz daima Başbakanımızın arkasındayız. Çözüm süreci konusunda da her zaman Başbakanın arkasındayız. Geçmişte köyümüzde silahlı çatışmalar oluyordu, silah seslerinden yatamıyorduk, dışarı çıkamıyorduk. Artık bunların sona ermesini istiyoruz. Barıştan yanayız" diye konuştu.

Köydeki tek bekar geçici köy korucusu olan 25 yaşındaki Hatice Arslan ise 2009 yılında geçici köy korucusu olduğunu, köyde silahların korkusuyla büyüdüklerini, okula korkuyla gittiklerini aktararak, şöyle konuştu: "Dışarıda oynarken hep dağlara bakardık, bir saldırı olacak mı korkusuyla oynardık. Akşam hava kararmadan evlerimize çekiliyorduk. Sürekli köyümüzde çatışma çıkıyordu. Köylülerimiz teröristler tarafından rehin alındı. Köye baskın düzenlenmek istendi. Liseyi Tokat'ta okumak zorunda kaldım. Üniversiteye gitme imkanım olmadığı için korucu oldum. Çok zorluk yaşadık. Köyde herkes korucu. Dış görevler oluyor. Köyde nöbet tutuyoruz. Özellikle evli olan kadınlar çok zorlanıyor. Bir yandan ev bir yandan bu iş gerçekten çok zor oluyor. Artık kan dökülmesini istemiyoruz. Bu sorun bitecek mi yoksa devam mı edecek korkusu var halen içimizde. İsteriz barış olmasını. Bundan sonra korucuların haklarının verilmesini talep ediyoruz. Maaşımız az. Ayda yaklaşık 850 lira alıyoruz. Başbakanımıza sesleniyorum. 30 yıldır bu ülke için mücadele eden geçici köy korucularını unutmamalarını haklarımızın verilmesini istiyoruz."


Eşi ile 17 yıldır geçici köy korucusu olan 2 çocuklu Nurgül Arslan, korucu olmak için eğitim aldıklarını, yaptıkları işin zor yönlerinin olduğunu söyleyerek, özellikle hamilelik döneminde çok zorlandığını ifade etti. Türkiye'de güzel bir ortam ve çocuklarına güzel bir gelecek hazırlamak istediğini anlatan Arslan, "Evde nasıl iş yapıyorsam, silahın bakımını da yapıyorum. Erkeklerden daha iyi yapıyoruz. Bundan sonra inşallah daha iyi olur. Türkiye için hayırlı olanı istiyorum" dedi.

Eşi ile koruculuk yapan İrfan Arslan (33), eşi ile dönüşümlü çocuklara baktıklarını, eşi evde olmadığı zaman ev işlerini de yaptığını bildirerek, eşi ile aynı göreve gittikleri zaman çocuklarının ortada kaldığını söyledi. Köylerinde yaşayan insanların sürekli diken üstünde olduğunu, çatışmalar ve huzursuzluk yaşandığını dile getiren Arslan, çözüm sürecinden umutlu olduklarını, bu konuda devletin yanında bulunduklarını bildirdi.

Tunceli Geçici Köy Korucularının Haklarını Koruma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı İbrahim Kuzu, geçici köy koruculuk sisteminde sosyal güvencenin olmamasından yakınarak, korucuların 7 gün 24 saat esasına göre çalıştığını dile getirdi. Kuzu, şunları kaydetti: "Her an göreve hazır bir şekilde çalışıyorlar. Yeri gelir dağda yeri gelir köyünde her türlü zorluğa göğüs germişlerdir. Çözüm süreci içerisinde geçici köy korucularına da bir düzenleme getirilmesini istiyoruz. Yıllardır devletimizle birlikteyiz, halen birlikte olmaya da devam ediyoruz. Tunceli'de 630 geçici köy korucusu bulunuyor, bunlarının 25'i kadın."

http://fotogaleri.gazetevatan.com/nbet-tutan-anneler/27098/21/Haber
























a45UyF587661-201304011430-15
^^^^^ - vvvvv


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dusmanin her tarafi guvenli ise kendinizi dusman saldirisina hazirlayin, sizden guclu ise uzak durun.

Sun Tzu

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder