19 Nisan 2014 Cumartesi

Sabahattin Önkibar: İBDA-C’li Haşim ve zirvede büyük kapışma

  1. FİNANS KAPİTALİN İLAHLARI KRİZ DİYOR!
    1. HAKAN FİDAN – PKK AŞKI!
    2. KÖPRÜ HAKAN AYGÜN!

Sabahattin Önkibar: İBDA-C'li Haşim ve zirvede büyük kapışma

Haşim Kılıç'ın İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu ve örgüt mensupları ile beraber çekilmiş fotoğraflarının servis edilmesi, devletin tepesinde uç veren iktidar kavgasının son delilidir ve iddialara göre fotoğrafın kaynağı MİT'dir.

Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'ni hedef almasının hemen ertesindeki bu sızdırma tesadüf olarak açıklanamaz…
Belli ki Haşim Kılıç'ın son seyri ve duruşuna kızgınlık var ve bunun sonucu olarak itibarsızlaştırma operasyonu yapılmıştır.

Kavganın gerekçesi ise Cumhurbaşkanlığı seçimi ya da iktidar oyunudur.

Son birkaç gündür alevlenen çatışmada taraflar netleşiyor.

Bir tarafta Tayyip Erdoğan devleti, diğer tarafta Çankaya Köşkü, AYM, F Tipi Yapı, TÜSİAD ve Merkez Medya!

ABD ile AB tarafları tercih noktasında açık tavır almasa da 30 Mart'ta seçim kazanan Tayyip Erdoğan'ı tebrik etmemeleri önemli bir göstergedir.

Tayyip Erdoğan'ın bu cepheden korkması ise dün yazdığımız gibi, AKP'den büyük bir parça koparacak yeni bir siyasi oluşuma gitme ihtimalinin ağırlık kazanmasıdır.

FİNANS KAPİTALİN İLAHLARI KRİZ DİYOR!

Moodys'in negatif raporundan sonra finans kapitalin üç ilahı art arda açıklama yaptı.

Önceki gün sabah saatlerinde Morgan Stanley!

Öğle üzeri JP Morgan!

Akşama doğru Stardard and Poors!

Ağız birliği etmişçesine Türkiye ekonomisini en kırılgan ilan ederek sıcak paraya dikkat çektiler.

Bunun anlamı şudur:

Cari açığı sebebiyle her ay ilave 5-6 milyar dolar taze kaynağa ihtiyaç duyan Türk ekonomisi kaynak sıkıntısına girecek.

Başka bir ifade ile sıcak para akışı duruyor.

Durursa ne mi olur?

Birkaç günde Yunanistan misali iflas ederiz; zira Türkiye yabancı kaynakla ayakta.

Unutanlara hatırlatalım; 1994 krizi yıllık 8 milyar, 2001 krizi de yıllık 9 milyar dolarlık cari açık finanse edilememe tehlikesi yüzünden çıkmıştı ki bugünkü cari açık yıllık 63 milyar dolardır…

HAKAN FİDAN – PKK AŞKI!

Önceki gün TBMM'de görmeyen gözlere ve duymayan kulaklara bile vay dedirtebilecek bir sahne

yaşandı.

PKK, pardon BDP Milletvekili Sırrı Sakık kürsüden MİT ve Hakan Fidan'a sahiplendi ve alkışlarını sundu.

Üstelik bunu MİT'e hukuksuz şekilde infaz yetkisi verecek olan kanun teklifi görüşülürken yaptı.

Şaşkınım; zira PKK bir tarafta karakol yapımına karşı çıkıp 2000 silahlı militanı sınırdan ülkeye sokarak bölgeyi kuşatırken, diğer tarafta devletin bölünmezliğinin teminatı olan çok önemli bir kurumun başkanına aşk ilan ediyor.

Pardon ama kimdir bizi kandıran?

"Üç füze attırıp Suriye'ye müdahale zeminini hazırlarım" diyen Hakan Fidan PKK'nın bu sevgisini herhalde sadece Vanlı olduğu için kazanmadı!..
Soruyoruz o zaman ne?..

KÖPRÜ HAKAN AYGÜN!

Hakan Aygün kim?

Cemaat gazetesi Bugün'ün eski yazarı.

İsteyen internetten arşivlere bakabilir, yazılarında Ergenekon kahramanlarını hedefe oturtup aşağılayan Cemaat yoldaşı.

Ve heyhaaaat aralarında Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Sinan Aygün gibi CHP'li milletvekillerinin de bulunduğu Ergenekon mağdurlarına kin kusan bu adam şimdi CHP'nin yarı resmi yayın organı Halk TV'nin genel yayın yönetmeni.

Peki; bu işin perde arkası mı?

Atatürk'ün CHP'sini Cemaat Halk Partisi yapma projesinin en önemli hamlesidir.

CHP, Cemaat ipoteğinden eğer çıkmak istiyorsa -ki hiç sanmıyorum- önce bu cemaat misyoneri konusunu sorgulamalıdır.

Şantaj ve Tehdit, bireyin irade özgürlüğüne ve mal varlığına yapılan en aşağılık bir saldırı şeklidir.
Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri bu suç için verilecek cezaları belirlemiştir.

2002 yılında başlayan AKP İktidarıyla, Türk Siyasi Tarihinde şimdiye kadar hiç olmamış "Devlet eliyle tehdit-şantaj" , Kamu gücünü kullanarak

"Baskı-sindirme" gibi çirkinlikleri-adilikleri yaşar olduk.

Bir iktidarın, mevcut demokratik rejimle kavgalı olması ve rejimi yıkmak için, demokrasinin olanaklarından yararlanarak "Yıkım Müteahhitliğine" soyunmasının anlaşılabilir yönü bulunabilir.

Nihayetinde sizde, demokratik rejimi korumak için, demokrasinin size tanıdığı olanakları kullanarak mücadele edersiniz.
Millete doğruları anlatırsınız.

Esas şaşırtıcı olan, Anayasal Kurumların;

Her şeyin göz önünde ve açıkça yapılmasına, Anayasa ve Yasaların, kısacası "Hukuk Devleti" ilkesinin AKP Hükümeti tarafından her gün hançerlenmesine rağmen sessiz kalmaları ve kendilerine Anayasa ve Yasaların yüklediği görevleri yapmaktan kaçınmalarıdır.

Birkaç örnek verelim;

Anayasa Mahkemesi, Twitter yasağını kaldırıp- HSYK ve Dinleme ile ilgili bazı yasaları iptal edince, Başkan Haşim Kılıç AKP' nin hedefine oturtuldu.

Dün, Haşim Kılıç ile ömür boyu hapse mahkûm edilmiş İBDA-C Lideri Salih Mirzabeyoğlu'nun beraber çekilmiş fotoğrafları basına servis edildi…

  • Haşim Kılıç'ın, gençliğinde İBDA-C adlı Terör örgütünün yayın organı olan "GÖLGE" Dergisinin Ankara Sorumlusu olduğunu, bu özelliğinden ve Nakşibendi olmasından dolayı Özal tarafından "Hukukçu" olmamasına rağmen Anayasa Mahkemesine üye atandığını biz yıllar önce defalarca yazmıştık.

Soralım AKP' ye;

-Siz Haşim Kılıç'ın ne olduğunu bilmiyor muydunuz?

-Haşim Kılıç'ın Anayasa Mahkemesi Başkanı olması için, AKP olarak gayret göstermediniz mi?

-15 kişilik mahkemenin 10 üyesini Abdullah Gül atamadı mı?

-Son altı ay öncesine kadar, Haşim Kılıç Başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi ile övünmediniz mi?

-Ne oldu da, 11 yıl "can ciğer kuzu sarması" olduğunuz Haşim Kılıç aniden

tu- kaka edildi?

-Yarın aynı taktik Abdullah Gül'e de uygulanacak mı?

Ne olduğu belli değil mi?

Hırsızlıklar-Yolsuzluklar-Rüşvetler-Haram Havuzları- Haram parayla alınan Medya Grupları- Villalar- Kanunsuz ortaklıklar su yüzüne çıkınca, eski ortaklar kendilerini geriye çektiler ve ilerde "Biz bunlardan değiliz" demek için ufak-ufak saf değiştirmeye başladılar.

Bunun üzerine AKP; "Siz bunu mu yaparsınız?
Alın o zaman eski fotoğrafları-kasetleri"
diyerek şantaja-tehdide başladı.
Olan en basit şekliyle budur, adi bir ortaklık ve paylaşım kavgası sonucudur.

AKP ve Cemaat 11 Yıl, kucak-kucağa götürdükleri ilişkiyi niçin bitirdiler?

Türk Ordusuna beraberce "KUMPAS" kurmadılar mı?

Devletin en hassas birimlerinde beraberce örgütlenmediler mi?

Polis ve Adliyedeki tetikçileri vasıtası ile muhaliflerini yok yere zindanlara atmadılar mı?

İnsanların suçsuz yere zindanlarda ölmelerine- intiharlara sebep olmadılar mı?

Peki, AKP ve Cemaat "Hangi ulvi nedenler, ülkemizin hangi yüce çıkarları" sebebiyle boğazlarına sarılacak kadar birbirlerine girdiler?

Sebep yukarıdaki ile tıpa tıp aynıdır.

Hırsızlıkların-Soygunların-Rüşvetlerin kısacası bunların gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasıdır.

Yoksa ne Demokrasi, ne Milli İrade, ne Türk Milleti, ne Müslümanlık, ne ülkemizin geleceği bunların umurlarında değildir.
Bunlar kendi çıkarları için, tek ayaküstünde kırk yalan söylerler.

Bunların Müslümanlığı da "Google Müslümanlığıdır"

Birkaç dini söz, İsrail'e bir iki küfür, Başörtülü bacıma saldırdılar üzerine işediler yalanları, heyecanlı olarak yapılan Gazze-Suriye söylemleri, devletin yapmak zorunda olduğu sosyal yardımları kendi ceplerinden veriyormuş gibi göstermek!

Sonra gelsin Bosna'ya yardım paraları, Deniz Fenerinin Milyonlarca Avroları, gemiler, villalar, milyarlarca dolarlık dövizler vs, vs, vs.

Türkiye gibi Anayasasında "Demokratik-Lâik-Sosyal Hukuk Devleti" yazan bir ülkede toplum;

Zihinsel bir felce uğratılmışsa, gayet açık bir şekilde yapılan hırsızlıklara-yolsuzluklara- hukuk ihlallerine- ölümlere ses çıkarmıyorsa, gözünün önünde Atatürk İlkeleri her gün hançerleniyor ve toplum buna katlanıyorsa, o ülkede daha çoook "foto- kaset- şantaj-tehdit-montaj" olayları gerçekleşir.

Haysiyetler bozuk para gibi harcanır, kişi hak ve özgürlükleri çiğnenir.

Türkiye'nin, 12 yıllık AKP "Tek Başına" iktidarının sonunda geldiği noktadan birinci derecede sorumlu olanlar; "R.T.Erdoğan- Abdullah Gül- Cemaat" üçlüsüdür.
Diğerleri tetikçi işlemi gören yardımcılarıdır.

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri de, bugünlerin sorumlusu iki kişi arasında sıkışan bir Türkiye manzarası göstermektedir.

Sanki Türkiye'de adam kıtlığına kıran girmiş, sanki AKP, 2002 de iktidar olmadan evvel, Türk toplumu ilkel bir kabile toplumu imiş, sanki kıçımızda don bile yokmuş da bu sepetler geldikten sonra adam olmuşuz gibi, varsa yoksa Tayyip veya Abdullah!

Türkiye'nin itibarını dünyada "sıfırlamış" olanların, Cumhurbaşkanı olmak için birbirlerine oyun kurmaları ve sadece ikisi varmış gibi davranmaları, son yılların en büyük çelişkisidir.
Türkiye'nin de ayıbıdır.

Sayın Muhalefet partileri sizler ne için varsınız?
Felaketin farkında değil misiniz?


a45UyF587661-201307301451-undefined

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Imansiz ilim ve ilimsiz iman tek agizli makas!

Peyami Safa
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder