12 Mart 2015 Perşembe

Bekir Coşkun: Bir üzerimize işemediler…

Bekir Coşkun: Bir üzerimize işemediler…

"Birisi baş örtümü açtı 'Buldum, burada' diye bağırdı yani… Üzerime  geldiler… Yüz kişiydiler ama arkada da üç yüz kişi vardı… Üstleri çıplaktı, elleri eldivenliydi… Çoğunda kasıklarına kadar deri çizmeler, hani parlak siyah deri çizmeler yok mu, burunlarından bıçak çıkıyoo…"
"……"
"Etrafımı sardılar, en öndekilerin elinde kırbaçlar, kırbaçları havada şaklattılar, bir görsen İsmet Abi…"
"….."
"Tırnakları bıçak şeklinde olan var, ağzını havaya doğru açtı, uzun uzun canavar sesi çıkarttı, çok korktum… Hep birlikte üzerime geldiler, titriyordum… Titremem geçtiğinde baktım ki hâlâ titriyorum….."
"….."
"Kaçmak istedim ama ayaklarımı bağlamışlardı iğde dalına… Bağırdım, sesim çıkmadı… Cep telefonum vardı açmam gerekiyordu, biliyossun… Elimi attım, baktım ki cep telefonum kırkayağa dönüşmüş kıpırdıyoo…"
"……"
"Birisi baş örtümü çekip aldı, birisi saçımı çekti… Öbürleri bir ağızdan
"ham ham yapmaya geldik, seni yemeye geldik" diye üzerime geldiler… Sözcüleri vardı bir tane kulakları uzun, azı dişleri yanlardan çıkmış, dili çatal olan… O
dedi ki 'sen….. kaltak… Bu memlekette senin gibileri yaşatmayız' dedi…"
"….."
"Yere düştüm… Tekmelemeye başladılar, yumruklar, kırbaçlar, kılıç mı ne, uzun demirden bir şey onun ilen… Üzerime sırayla işediler İsmet abi…"

*

Ulan buraya kadar sustuk dinledik…
Ama memleketin Cumhurbaşkanı susmuyor… Kürsülere çıkıyor, böbreklerinin yerini yanlış gösteriyormuş gibi parmaklarını karnına bastırıp "Yakın arkadaşım, bir belediye başkanımızın gelini hanım kızımız, Kabataş İskelesi'nde, saldırıya uğradı biliyorsunuz…"diye başlıyor…

*

Ama arkadaşının hanım kızımız gelininin, inanılmaz bir yalanı uydurduğunu en iyi bilen kendisi…
Polis 2560 saatlik video taradı, tüm yolculuğu MOBESE kameralarla adım adım incelendi polis tarafından…
Tek başına gelip geçiyor, yanından geçen, dönüp bakan  bile yok…
Uydurmuş…

*

Burada mesele arkadaşın hanım kızımız gelini değil artık…
Mesele ülkenin Cumhurbaşkanı…
Türkiye'nin tepesinde nasıl bir psikolojinin oturduğunu… Nasıl bir ruh hali ile karşı karşıya olduğumuzu… Nasıl bir kâbusun içinde debelendiğimizi göstermesi bakımından…

*

Arkadaşın hanım kızımız gelini çizik bile almadan kurtuldu hadi…
Ama her gün yüzlerce polis saldırıp yerlerde sürüklüyor kızları… Yüzlerce masum ağzını açtığı için hapishanelerde… Ev kadınlarını mutfaklarından alıp götürüyorlar.. Artık 12-13 yaşındaki çocukları mahkemeye çıkartıyorlar…
Kâbus değilse ne?…
Bir teki yalan değil, aç gazeteleri televizyonları bak, bebeğim nasıl korkmuş ağlıyor…
Bir üzerimize işenmesi eksik…


a45UyF587661-150312191540 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/03/13  03:20 3  49  1 undefined Ciddiyizbiz@googlegroups.com

 

Gecmisinle baris ki, bugununun icine etmesin!

Ohio lu 90 yasindaki Regina Brett in kaleminden

Risale-i Nur, Kur an in bir aynasidir.
Bir mucize durumundadir

Said-i Kurdi

Zamanimizin Paradox u

Daha yuksek binalarimiz, ama daha kisa sabrimiz var; daha genis oto yollarimiz, ama daha dar bakis acilarimiz var.

Daha cok harciyoruz, ama daha az seye sahibiz; daha fazla satin aliyoruz, ama daha az hosnut kaliyoruz.

Daha buyuk evlerimiz, ama daha kucuk ailelerimiz; daha cok ev gerecleri, ama daha az zamanimiz var.
Daha cok egitimimiz, ama daha az sagduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeligimiz var.
Daha cok uzmanimiz, ama yine de daha cok sorunumuz; daha cok ilacimiz, ama daha az sagligimiz var.

Cok fazla alkol ve sigara tuketiyoruz, cok savurganca para harciyoruz, cok az guluyoruz, cok hizli araba kullaniyor, cok cabuk kiziyoruz, cok gec saatlere kadar oturuyor, cok yorgun kalkiyoruz, cok az okuyor cok fazla TV izliyoruz ve cok ender sukrediyoruz.
Mal varliklarimizi cogalttik, ama degerlerimizi azalttik.
Cok konusuyoruz, cok az seviyoruz ve cok $ik nefret ediyoruz.

Gecimimizi saglamayi ogrendik, ama yasam kurmayi ogrenemedik.
Yasamimiza yillar kattik, ama yillara yasam katamadik.
Aya gidip gelmeyi ogrendik, ama yeni komsumuzla karsilasmak icin caddenin karsisina gecmekte sorunumuz var.
Dis Uzayi fethettik, ama ic dunyamizi edemedik.
Daha buyuk isler yaptik, ama daha iyi isler yapamadik.
Havayi temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hukmettik, ama onyargilarimiza edemedik.
Daha cok yaziyoruz, ama daha az ogreniyoruz.
Daha cok plan yapiyoruz, daha az sonuca variyoruz.
Kosusmayi ogrendik, ama beklemeyi ogrenemedik.
Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha cok kopya cikarmak icin daha cok bilgisayar yapiyoruz, ama git gide daha az iletisim kuruyoruz.

Zaman artik, hizli hazirlanan ve yavas sindirilen yiyeceklerin; buyuk adamlar ve kucuk karakterlerin; yuksek karlar ve sig iliskilerin zamanidir.
Gunumuz artik, iki maasin girdigi ama bosanmalarin daha cok oldugu, daha suslu evler, ama dagilmis yuvalarin oldugu gunlerdir.
Bu gunler, hizli seyahatler, kullanilip atilan cocuk bezleri, yok edilen ahlaki degerler, bir gecelik iliskiler, obez bedenler ve neselendirmekten sakinlestirmeye hatta oldurmeye kadar her seyi yapabilen haplarin oldugu gunlerdir.
Vitrinlerde her seyin sergilendigi, ama depolarda hicbir seyin olmadigi bir zamandayiz.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder