Ali Nejat Ölçen : 12 EYLÜL 1980 ÖNCESİNİN FAŞİZMİ-II
1945'lerde çok partili sisteme geçilmiş olmasına karşı siyasal iktidarların Demokrat Parti ile başlayan faşizmi, Süleyman Demirel'in Milliyetçi Cephe İktidarlarıyla sürmüş 12 Eylül 1980 sonrasının siyasal iktidarı AKP'nin siyasal genlerine de bulaşmıştır. Faşizm, demokrasinin virüs'üdur çünkü, çarpık siyasal yapıları kolayca bulur.
1980 öncesindeki faşizmi, yasaları deliyordu, AKP iktidarı ise oluşturduğu faşizmin hukukundaki yasalara yaslanıyor...
Öyle anlaşılıyor ki, dışalım ürünü olan demokrasi, kendine özgü kültürünü oluşturamadığı sürece ülkemizde gerçeklik kazanamayacak. Eleştiriye tahammülsüzlük ve iktidarı Devlet sanmak türündeki yanılgının da sonucu tüm bunlar. Siyasal iktidarlar ülkemizde halkın, yargı ve de yasama erklerinin denetiminde olduğu gerçeğini hala kavrayamamışlar Açıkçası, hiç bir iktidar devletin kendisi değil sadece ve sadece devletin uygulayıcı aygıtıdır. 12 Eylül 1980 öncesi bu kurala uymayan siyasal partilerin bugün hiç birisinin izine rastlayamazsınız tümü tarihin çöplüğünde kaybolup çürümüştür.
İstanbul'da Kanlı Pazar
Devlet Suişleri Genel Müdürü Demirel, siyasete atılıp Adalet Partisi genel Başkanı Başbakan olarak 27 Ekim 1965 günü Millet Meclisinde görüşmeye sunduğu hükümet programında, şu ilkeleri özel önem vererek ve sesini yükselterek açıklamıştı:
Devletin başlıca görevinin vatandaşın can ve mal emniyetini, seyahat ve çalışma hürriyetini teminat altına almak, yurdun emniyet ve asayişini gereği gibi korumak olduğuna kesin bir inançla sahip bulunan hükümetimin...vs.
27 Ekim 1965 günü Millet Meclisinden güven oyu alan Süleyman Demirel'in hükümeti, vatandaşın can güvenliğini korudu mu? İstanbul'daki Kanlı Pazar nedeniyle ulusumuzdan ve yaşamını yitiren iki genç yurttaşımızın ailelerinden özür diledi mi. O kanlı olaya neden olan "milliyetçi geçinen" katillerin yığınağı Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) ve " Komünizimle Mücadele Derneği" hakkında yasal işlem yapıldı mı? Filme alınan o olayda iki gencimizi öldüren katiller hakkında kovuşturma açıldı mı ?
ABD'nin 6.Filosu Akdeniz'de ne arıyordu. Zaten 1967 yılından beri İstanbul, 6.Filonun uğrak yeri olmuştu. Kimseye, hiçbir makama danışmadan, bilgi vermeden İstanbul boğazına giriyor Dolmabahçe önlerinde demir atıp bekliyordu. 18 Temmuz 1968'de 6.Filodan karaya çıkan ABD'li askerler denize atıldı ve kurtulup karada yürümeye çalışanlara da zamklı su püskürtüldü. "GO HOME" yazılı bandların onların sırtına yapış-ması kolayca sağlanıyordu. Polislerin saldırısına uğrayan gençlerimizden bir gurup İTÜ'nin öğrenci yurduna sığınmıştı. İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenci olan Vedat Demircioğlu pencereden atılarak yaşamını yitirdi. Adalet Partisi'nin adaleti böyle bir adaletti.
1968'deki olaylar zihinlerde tazeliğini korurken ABD'nin 6.Filosu,13 Şubat 1969 günü gine göründü. 76 gençlik örgütü Taksim Meydanı'nda kınama toplantısı yapmaya karar vermişti. "Emperyalizme ve Sömürüye Son" mitingi yapılacaktı. Milli Türk Talebe Birliği de "Komünizmimle Mücadele Derneği" ile birleşerek (gerekirse silah, balta, hançer kullanmayı da göze alarak) Taksimde "Bayrağa Saygı" mitingi ile komünist dedikleri gençlere güçlerini gösterecekti. 16 Şubat 1969 günü Cuma namazından çıkarak Taksim'e ulaştılar ve alana girmekte olan emperyalizm karşıtı gençlerin 400 kişilik ilk grubuna silah ve bıçaklarla tekbir getirerek saldılar. Güvenlik güçlerinin seyirci olduğu o saldırıda Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan yaşamını yitirdi 114 kişi yaralandı. "Genç Sinemacılar Grubu" olayları filme almıştı ne var ki yurttaşların canını korumakla görevli olduğunu Millet Meclisinde açıklayan Süleyman Demirel görevinin ne olduğunu unutarak filmin gösterimini engelleyen kararı almakta gecikmedi. Oysa o iki gencimizi öldürenlerin yakalanması da öylelikle engellemiş oldu. İçişleri Bakanı Faruk Sükan neredeydi? O Millet Meclisinde CHP milletvekillerinin dolaplarını baskın yaparak aramakla meşguldü. Eğer demokratik bir batı ülkesinde İçişleri Bakanı olsaydı o, kendisini kapının dışında bulurdu.
Gençlerin milliyetçi- komünist biçiminde birbirine düşman iki kampa bölünüşü Süleyman Demirel'in 1965 yılının Ekim iktidarıyla birlikte başlar. Millî Türk Talebe Birliği derneğinin sözde milliyetçi olan kadrolarında R.T.Erdoğan, Bülent Arıç, Ahmet Davutoğlu, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik, Cemil Çiçek adlı bugünkü AKP iktidarının ileri gelenlerin üye olduğunu not ediniz.
Faşizmin Önemli Aracı Propoganda (Beyin yıkama)
Süleyman Demirel'in Milliyetçi Cephe iktidarı TRT'yi bu amaçla kullanmakta hiçbir güçlükle karşılaşmamış tersine kolaylık görmüştür. Örneğin 1976 yılının 30 günlük Nisan ayında Adalet Partisi iktidarı, saat 19 haber bültenin siyasal partilere toplam 228 dakika ayrılmış sürenin % 67.3'ünü kullanırken, muhalefetteki partilere ayrılan süre sadece % 32.3 oranında idi.. Eğer partilerin sağ ve sol olarak nitelenmesini i temel alırsak, 228 dakikalık sürenin % 77.8'i sağ kanat partilere sunulurken sol kanattakiler, % 22.2 oranında süre kullanabilmiştir.(Kaynak: A.N.Ölçen,Faşizm Millet Meclisinde Yargılanıyor,Ajans Türk Basımevi, Temel kaynak:30.7.1977 TBMM Tutanak Dergisi)
359 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca tarafsız sı gereken TRT gibi bir kamu kuruluşunun bu kurala uymadığını kanıtlıyor sunduğum rakamlar.
Demokrasiyi faşizmin pençesinden kurtarmak gerekecek. Fakat nasıl?
Temel sorunlardan biri de bu.
Böyle biline çare buluna.
Dr.Ölçen
a45UyF587661-150518142315 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/18 21:34 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
CEKMEYIZ
. . . . . .
Cekmeyiz asagilik dunyanin gamini
Ozleriz gul rengi sarabin canini
Sarap dunyannin kani dunya ise kanlimiz
Nicin icmeyelim kanlimizin kanini
OMER HAYYAM
Bir Ihanet Belgesi: Necip Fazil in Genclige Hitabesi..
Ustad diye nitelendirdikleri Kisakurek in Ataturk yazdiktan sonra ben de yazabilirim diye ortaya doktugu satirlar; sizler ne dusunursunuz acaba???
Necip Fazil KISAKUREK : GENCLIGE HITABE
Bir genclik, bir genclik, bir genclik...
Zaman bendedir ve mekan bana emanettir! suurunda bir genclik...
Devlet ve milletinin buyuk capa ermis yedi asirlik hayatinda ilk ikibucuk asrini ask, vecd, fetih ve hakimiyetle susleyici; uc asrini kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrini Allahin, Kur an inda belhum adal dedigi hayvandan asagi taklitcilere kaptirici; en son yarim asrini da Isgal ordularinin bile yapamayacagi bir cinayetle, Turku madde planinda kurtardiktan sonra ruh planinda helak edici tam dort devre bulundugunu goren... Bu devreleri, yukseltici ask, curutucu taklitcilik ve oldurucu kufur diye yaftalayan ve simdi, evet simdi... Besinci devrenin kapisi onundedimdik bekleyen bir genclik...
Gokleri cokertecek ve yeni kurbaga diliyle butun dikey leri yatay hale getirecek bir nida kopararak mukaddes emaneti ne yaptiniz? diye meydan yerine cikacagi gunu kollayan bir genclik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, irzinin, evinin, kininin, ocunun davacisi bir genclik...
Halka degil, Hakka inanan; meclisinin duvarinda Hakimiyet Hakkindir dusturuna hasret ceken, gercek adaleti bu inanista bulan ve halis hurriyeti Hakka kolelikte bulan bir genclik...
Emekciye Benim sana acidigim ve yardimci oldugum kadar sen kendine aciyamaz ve yardici olamzsin! Ama sen de, zulum gordugun iddiasiyla, kendi kendine hakki ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcilara yakani kaptirmakta basi bos birakilamazsin! ; Kapitaliste ise Allah buyrugunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanin kapisina kazimadikca serbest nefes bile alamazsin! ihtarini edecek... Koku ezelde ve dali ebedde bir sistemin, askina, vecdine, diyalektigine, estetigine, irfanina, idrakine sahip bir genclik...
Bir bucuk asirdir yanip kavrulan ve bunca kesfine ve oyuncagina ragmen buhranini yenemeyen ve kurtulusunu arayan bati adaminin bulamadigini, Turk un de yine bir bucuk asirdir iste bu hasta bati adaminda buldugunu sandigi seyi, o mubarek olus sirrini, her sistem ve mezheb, ortada ne kadar hastalik varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin Islamda oldugunu gosterecek ve bu tavirla yurduna, Islam alemine ve butun insanliga numunelik teskil edecek bir genclik...
Kim var? diye seslenilince, sagina ve soluna bakinmadan fert fert ben varim! cevabini verici, her ferdi benim olmadigim yerde kimse yoktur! duygusuna sahip bir dava ahlakini pirildatici bir genclik...
Can tasima liyakatini, canlarin cani ugrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gozu kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir genclik...
Buyuk bir tasavvuf adaminin benzetisiyle, zifiri karanlikta, ak sutun icindeki ak kili farkedecek kadar gozu keskin bir genclik...
Bugun komik universitesi, hokkabaz profesoru, yalanci ders kitabi, cikartma kagidi sehri, muzahrafat kanali sokagi, fuhs albumu gazetesi, saskina dormus ailesi ailesi, ve daha nesi ve nesi, hasili, guya kendisini yetistirecek butun cemiyet muesseselerinden aldigi zehirli tesiri uzerinden silkip atabilecek, kendi oz talim ve terbiyesine, telkin ve temmisesine memur vasitalara kadar nefsini koruyabilecek, tek basina onlara karsi durabilecekdestanlik bir meydan savasi icinde ve cetinler cetini bu isin destanlik savasini kazanabilecek bir genclik...
Annesi, babasi, ninesi ve dedesi de icinde olsa, gelmis ve gecmis butun eski nesillerden hicbirini begenmeyen, onlara siz gunesi ceketinizin astari icinde kaybetmis marka muslumanlarisiniz! Gercek musluman olsaydiniz bu hallerden hicbiri basiniza gelmezdi! diyecek ve gercek muslumanligin ne idugu nu ve nasil ini gosterecek bir genclik...
Tek cumleyle, Allahin, kainati yuzu suyu hurmetine yarattigi Sevgilisinin alemleri manto gibi buruyen etegine tutunacak, O ndan baska hicbir tutamak, dayanak, siginak, sarinak tanimayacak ve O nun dusmanlarini ancak kubur farelerine denk muameleye layik gorecek bir genclik...
Bu gencligi karsimda goruyorum. Maya tutmasi icin otuz kusur yildir, devrimbaz kodomanlarin viski cektigi kamistan borularla cigerimden kalemime kan cekerek yirtindigim, kivrandigim ve zindanlarda curudugum bu genclik karsisinda, uykusuz, susuz, ekmeksiz, basimi secdeye mihlayip bir omur Allaha hamd etme makamindayim.
Genc adam! Bundan boyle senden bekledigim manevi babanin tabutunu musalla tasina, Anadolu kitasi buyuklugundeki dava tasini da gedigine koymandir!
Surda bir gedik actik; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe ruzgar, artik ne yandan esersen es!...
Allahin selami uzerine olsun...
Necip Fazil KISAKUREK
Din %99 u sekerli kurabiye ve %1 i oldurucu arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din in %99 u gercekler ve iyi mesajlardir ama geriye kalan %1 sizi oldurebilir.
Anonim.
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder