Din, iman, yalan, dolan, işbirliği ve de ihanet.
AKP'nin özeti budur işte.
Saygılar.
Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA
Emin Çölaşan: Çökerek iftar şovları başladı!
14 Haziran 2016
SEVGİLİ okuyucularım, kutsal ramazan, her yıl din sömürüsünün tavan yaptığı bir aydır. Siyasetçiler ramazan boyunca oy avcılığına soyunur, ayıptır günahtır demeden halkı kandırmaya yeltenir.
İftar sofralarında dinden, Müslümanlıktan falan değil siyasetten söz edilir, açıkça siyaset yapılır.
Hele iftar şovunda Recep Tayyip falan varsa bu nutuklar televizyonlardan canlı yayınlanır.
Emme basma tulumba ramazan ayı boyunca bütün hızıyla çalışır.
* * *
Allah rızası için şu fotoğraflara bakın!.. Eminamın ve Binali aynı gün İstanbul'da iki ayrı ailenin evinde güya iftarda!
Önce size bu işin nasıl ayarlandığını anlatayım. AKP'li belediye başkanları, ya da il başkanları tarafından ilk aşamada güvenilir aileler bulunur. "Müjdeli haber (!)" bunlara önceden verilir:
"Falanca büyüğümüz şu gün size iftara gelecek. Yemekleri biz göndereceğiz, siz hazırlıklı olun!.."
Gidilecek evin çevresi günler önceden koruma altına alınır, evin içi aranır, sonra yiyecekler gönderilir. Zaman yaklaşınca sayın büyüğümüz veya eşleri hanımefendi evi onurlandırır.
Kameralar ve foto muhabirleri içeride beklemektedir, haberin çekimi yapılıp medyaya servis edilmesi sağlanır.
Bu iş tamamen din sömürüsüne dayalı bir kurgudur.
* * *
Şimdi birkaç gün önce çekilen şu "Çömelik iftar" fotoğraflarına bakınız!.. İkisi de İstanbul'da…
İlkinde başrol oyuncusu Eminanım…
Oysa ev sahibi yemek masasını (normal masayı) konuklar gelmeden önce kurmuş. Tabaklar, bardaklar ve yiyecekler normal masada duruyor…
Ve büyük olasılıkla Eminanım'ın isteği üzerine hep birlikte yer masasına çöküp çekim yaptırılıyor.
* * *
İkinci çekimde sadrazam Binali var. Onun payına da bir aile düşmüş ve o da güya iftarını normal yemek masasında değil, yerde oturarak açıyor!
Bu kez de onun yerde çekimi yapılıyor.
Demek ki saç tellerini göstermenin günah olduğu ve mutlaka örtünmek gerektiği iddiasından sonra bunlar dinimize yeni bir kural daha getirdiler:
Masada değil de yere çöküp yemek yemek! İftarlar dahil!
* * *
Şimdi hem Eminanım, hem de Binali'ye bir sorum olacak. Yanıt vermelerinin asla mümkün olmayacağını bildiğim halde, yine de soruyorum:
Sarayda veya evde yemeklerinizi normal masada mı yiyorsunuz, yere çökerek mi?
Elbette masada yiyorlar…
O halde şimdi yaptığınız işin anlamı nedir? İnsanları yerde yemeğe mi teşvik ediyorsunuz?
Hemen belirteyim, bu girişim tutmaz.
O halde bu yaptığınızın anlamı nedir? Niçin sanki her gün yerde yiyormuş gibi pozlar veriyorsunuz?
* * *
Ramazan geldi hoş geldi… Ancak bu yapılanlar ayıptır. İnsanları kandırmaktan öteye geçmez.
İftarlarda yapılan o siyasi konuşmalar…
Ramazan bahanesiyle din sömürüsüne soyunmak…
Yine ramazan bahanesiyle toplumu kandırıp oy avcılığına çıkmak…
Devletin TRT'sine ismi cismi bilinmeyen bir adamı çıkarıp "Namaz kılmayan hayvandır" dedirtmek…
Ve sözde iftarı yere çöküp yapmak, bu yolla kameralar önünde şov sergilemek…
Hem ayıptır hem günahtır ama kime anlatacaksın!
a45UyF587661-160614113249 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/06/14 12:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Insanin utanmasi, ortusudur.
Hz.Ali
Nisa-82 Kuran i dusunmuyorlar mi? Allah katindan baska yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz pek cok sey bulurlardi.
Bu ayet gercekten ibret dolu. Tekrar tekrar okuyun ve ne demek istendigini anlayin. Bir oksimoron sanati icraa edilmis.
Sessiz Gemi
Artik demir almak gunu gelmisse zamandan,
Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hic yolcusu yokmus gibi sessizce alir yol;
Sallanmaz o kalkista ne mendil ne de bir kol.
Rihtimda kalanlar bu seyahatten elemli,
Gunlerce siyah ufka bakar gozleri nemli.
Bicare gonuller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranli hayatin ne de son matemidir bu!
Dunyada sevilmis ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer donmeyecekler.
Bircok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bircok seneler gecti; donen yok seferinden...
Yahya Kemal Beyatli
. . . . . . . .
Yahya Kemal Beyatli nin yasami boyunca iki aski oldugu soylenir, bunlardan biri Nazim Hikmet in annesi Celile Hanim dir, digeri ise siirlerinde hep anlattigi Istanbul...
Celile Hanim siddetli gecimsizlik nedeniyle 1917 de Nazim in babasi, esi Hikmet Bey den ayrilir.
Ilk esi Hikmet Bey den ayrilmak uzere oldugu sirada tanistigi unlu sair Yahya Kemal ile buyuk bir ask yasar.
Ancak bu iliski arzu ettigi gibi evlilikle sonuclanmaz.
Bazi kaynaklara gore Nazim Hikmet, bir gun Celile Hanim ile Yahya Kemal i evde samimi bir sekilde gorunce cok ofkelenir ve Yahya Kemal in cebine Ogretmenim olarak geldiginiz bu evden babam olarak cikamayacaksiniz yazili bir kagit birakir.
Yahya Kemal in Sessiz Gemi siiri hep olume yazilmis bir siir olarak bilinir.
Oysa demir alip bu limandan kalkan gemi Yahya Kemal in, hayatindaki en buyuk aski olan Celile sinin, Ada dan gemiyle Istanbul a dogru uzaklasirken yasadigi caresizligi anlatir.
Olumdur elbette Sessiz Gemi nin konusu ama askta aranan olumdur ve Celile nin ardindan Ada limaninda bakakalan Yahya Kemal in acilarini anlatir aslinda...
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder