7 Eylül 2017 Perşembe

ENVER AYSEVER : NEYİ TARTIŞIYORUZ?



ENVER AYSEVER : NEYİ TARTIŞIYORUZ?



Bir zamanlar sorunları, olayları, olguları düşüncenin imbiğinden süzer, öyle kalemi sarılırdık. İletişim hızı; bayağılığı, kibri ve sığlığı beraberinde getirdi. Düşünmeye, sağlıklı veriler toplamaya, diyalektik bir sürece izin vermiyor yaşamın akışı. Oysa doğa böylesi bir yanılgıya düşmez, kendi zamanını bulur, gereğince sürdürür ve nihayetinde sonuca varır. Kimi zaman bir sürecin sonuna geldiğinizi bile fark edemezsiniz bu hırsla kelam etme çağında. Toplumsal, siyasal olaylar dâhil, yaşamın her alanında bu salgınla mücadele ediyoruz.

Düne dek meczuplar topluluğu sayacağımız kimi cemaat ve tarikatlar, şaşırtıcı bir güvenle, yani dünyaya rezil olma kaygısının uzağından geçmeden ahkâm kesmekteler hepimize. Biri çıkıp; "Üniversiteye gideceksin de ne olacak, o diplomanın kaç paralık karşılığı var" diyor mesela. İlginç olan, bu saptamanın tamamen yanlış olmaması… Eğer bir üniversite öğretim üyesi, "Besmele morfinden daha etkilidir, kurbanlarınızı besmeleyle kesin, acı duymaz" derse, söz anlam buluyor işte. Üniversite bilim yapmıyor, tarikat liderinin oyuncağı haline dönüyor.

Silahlı kuvvetlerde memleketi korumakla yükümlü olan subayların, bir cemaat liderinin artıklarını zemzem suyu diyerek içtiği bir dönemden geçiyoruz. Eskiden gülünçtü bu haller, şimdiyse can yakar halde. Ensest tartışmasını sosyal medyadan izleyenler, bilimsel bir araştırmaya verilen yanıtlara bakınca, nasıl bir ortamda boğulduğumuzu görür. Ensest nedir, boyutları nereye uzanır sorusunu sormaktan korkar halde toplum. Diyorlar ki, "Senin ailen de bu yüzde kırk oranına dâhil mi?" Yazık ki hepimizin ailesi dâhil, çünkü akraba evlilikleri yaygın, hatta teşvik edilir halde memleketimizde. Mutlaka istismar, tecavüz olması gerekmiyor ki! Bunu bile tartışmaya yanaşmıyor insanlar. Kardeş çocuğu evliliğine ne diyeceğiz? Elbette bunu toplumsal nedenleri var ve aşmakla yükümlüyüz. Ama sorunu görmek yerine, küfürlü saldırıyı yeğliyor geniş çevre.

Kültür, sanat dünyası da bundan farklı değil. Çıtayı aşağı çekmek, sıradan dil kurmak ve ne pahasına olursa olsun popüler olmak esir almış bilimsel, sanatsal aklı. Lümpenlik, racon kesmek, kabadayılık etmek meşruiyet sağlıyor yazık ki. Oysa bir düşünürün, bilim insanın, yazarın bu seviyede davranması ayıp sayılırdı bir zamanlar. Ahmet Oktay, "Ölçüt Sorunu" derdi mesela, haklıydı. İnsanlığın geçtiği yollarda biriktirdikleriyle geldiği bir nokta vardır, siz bunu geriye döndüremezsiniz. AKP'li bir gençlik kolu başkanı istedi diye dünya düzleşmez mesela. Belki reis buyursa toplum benimser ama yine de hakikat değişmez. Tüm bunlar rastlantı değil kuşkusuz. Aydınlanma bilerek ve isteyerek, üstelik küresel mutabakatla sindirildi. Her yanda benzer çıkar çevreleri vardır ve kapitalizm bu tür büyük ortaklıkları kolayca kurar.

Kaba kavramlar üzerinden bir raya gelen kitlelere 'yığın' denir. Bir takım tutmak, bir müzik türüne ait hissederek kendini tarif eder kişi, birey olarak yaşamı anlamsız bulur, kendini değersiz sayar. Burada cemaat, tarikat türü örgütlenmeler yaşam alanı, kimlik, güven ve doğal olarak ideoloji sunar o insanı. Çaresiz kişi hangi sığınağa girdiğine pek bakmaz, yanındaki yılan mı çıyan mı pek ilgilenmez. Yaşamı sürdürmek için kolay kabuk değiştir, değerleri oluşmamıştır, kolay inanır, bir emirle saldırganlaşır. Bu sürüden sıyrılmak isteyen kimse, çoğu zaman en yakınlarıyla bile derin bir yabancılık yaşar. Okuryazarlık düşmanlığı buradan beslenir; cehaletin en başat önerisi, kendinden olmayanı, benzemeyeni lanetlemektir. Lâkin o yalnızlığı göze alan haklı çıkar sonunda. Diyebilirsiniz ki; Haklı çıkmak ne anlama gelir, bunca acıyla, öfkeyle, saldırıyla boğuştuktan sonra, insan bundan ne kazanır?

İnsan bu ikilemi yaşar elbet. Dilimizin gözbebeği Salâh Birsel dertlidir. "Yaşantımı bu koca kalabalık içinde, sevmediğim işlerde çalışarak ve yazık ki yazıya az zaman ayırarak geçirdim" der 'Yaşlılık Günlüğü'nde. İçinde bulunduğu kör çekişme ortamından hayli rahatsızdır. Benzer duygulara tüm sanatçılar, bilimciler kapılır. Kolay olanı yığın hemen benimser; ünlenen şarkıcılara/şarkılara bakın, okunan kitaplara ve hatta ekranda boy gösteren diyetisyenlerin vizite ücretlerine! Bizim işimiz bu düzene çomak sokmaktır. Bu kişisel bir kavga değildir, insanlığın uzun yürüyüşüne katılma, katkı yapma arzusundan kaynaklıdır.

Tüm dünyada salgın haline gelen azgın milliyetçiliğin, din bezirgânlığının rastlantısal olarak ortaya çıkmadığını biliyoruz.

Herkes, isteyerek ya da tersi varlığına bir anlam bulmak ister. Ya sorar ya da sormadan güdüsel biçimde ister. Sorarsanız başınız belaya girer, bir kez tartışmaya koyuldunuz mu, kaçınılmaz bir biçimde sunulanın ardını görmeye çabalarsınız. İşte buna aydınlanma denir. Bir başına gerçekleşmek kuşkusuz, farklı dönemleri vardır bu bilgiye ulaşmanın, bir de bu hakikatle yüzleşmenin ardından yaşama dirençle devam edebilmek becerisi gerekir.

Gazete köşelerinde, sosyal medya mecrasında, kimi kalabalık seçkin(!) sofralarında giderek sıkıntı duymaya, yalnız olduğunu hissetmeye başlamak bundandır. Bazen ağızlardan sözler dökülür de, içinde tek bir kayda değer anlam bulunmaz.

Aristoteles'in arayışlarından, Sokrates'in sorularından, Platon'un kurmaya çalıştığı düşünse disiplininden çok geride olduğunuzu bilmezsiniz. Tarihi kendinden başlatmak gibi bir ahmaklığı kaptırır insanı bu postmodern kes yapıştır çağı. Bunun ayırdına varmak da o kadar kolay değildir. Sözgelişi tanrı fikrinin bir tarihi olduğunu bilmeyen kişi, birdenbire olduğunu sanır başına gelen her ne varsa, onun… İşte bu koşullarda aydınlanma kavgası veren kimselerin biraz daha güç dönemlerden geçeceği açıktır. Anımsatmak istedim.

 
a45UyF587661-170907224903 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/09/08  02:23 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Sen! Kandili goremeyen kor! Kandille neyi goreceksin?.

Sadi-i Sirazi

Sizden once gecen Ins-u Cin topluluklariyla birlikte atese girin, dedi.
Her ne zaman bir topluluk girdiyse bir oncekine lanet etti.
Hepsi oraya vardiginda sonrakiler oncekiler icin:
Rabbimiz, bizi bunlar saptirdi.
Bunlara atesten bir kat daha fazla azap ver, dediler.
Hepsi icin iki kat vardir. Ancak bilmezsiniz, dedi.

A raf / 38

Belediye baskani adayligim hayirli olsun

14 Subat 2014

Gecen gun odamda oturup onumuzdeki yerel secimlerde hangi partiye oy verecegimi dusundum. Yorucu saatler sonunda bir neticeye ulasamadim. AK Parti, CHP ve MHP yi cok begeniyordum, peki hangisini secmeliydim?

Tam umitsizlige dusmustum ki kafamda bir i$ik yandi. Madem karar veremiyorsun, dedim kendi kendime, neden kendin aday olmuyorsun? Sacmalama dedim. Sacmalamiyorum gayet ciddiyim dedim, kafayi mi yedin dedim, agzini bozma dedim.

Kendi icimde yasadigim kavgayi buyutmemek adina buyukluk gosterip sustum. Kararimi vermistim, belediye baskani olacaktim.

Oncelikle adayligimin herkese hayirli olmasini diliyorum. Gelelim icraatlara. Ilk icraatlar cok ozeldir. Belediye baskani oldugumda ilk icraatta cok heyecanlanacagim, orasi kesin. Ama zamanla alisirim.

Dernek ve esnaf ziyaretlerini artiriyoruz

Bir belediye baskani, omrunun ortalama yedi yilini ziyaretlerle geciriyor. Niye? Adam Corum ili Firsatli ilcesi Surprizli koyu icin dernek kurmus, belediye baskani olarak ziyaret etmesen aliniyorlar. Bizden size oy yok diyorlar. Yav sen kac hanesin? Adamdaki ozguvene bak. Oy vermeyecekmis. Sen onu bunu birak da o dernegin olayi ne, onu acikla. Butun gun okey, batak oynuyorsunuz. Dunyada okey oynamak icin dernek kuran yegane millet biziz. Madem dernek kuracaksin, yelpazeyi az genislet. Komple Firsatli ilcesi desen olmuyor mu? Illa sizin koyden mi olacak? Digerleri kotu insanlar mi?

Ama gorunen o ki, dernek ziyaretleri tutuyor, bu yuzden ben de oyunu kuralina gore oynayacagim. Mevcut dernek ziyaretlerini tam iki katina cikaracagim. Ziyaret edilmemis tek bir dernek kalmayacak. Iki arkadas tavla oynamak icin bile bir araya gelmis olsalar, onlari ziyaret edecegim.

Esnaf ziyaretleri de artacak. Cunku anladigim kadariyla esnaflar uc-dort gunde bir belediye baskanlarini gormezlerse guvensizlik sorunu yasiyorlar. Acaba belediye baskanimiz bizi sevmiyor mu, aramizda bir problem mi var, mesaj da atmadi diye dusunup bunalima giriyorlar. Kendilerini ise veremiyorlar.

Her yeri pankartla donatacagiz

Su anda benim yasadigim semtte hemen her sokakta belediyenin calistigina dair pankartlar asili. Belediye calisiyormus. Bozuk degil yani, calisiyor. Dunyada bunun kadar sacma baska bir pankart varsa o da sudur: Camasir makinesi calisiyor. Ben evimin balkonuna bunu asiyor muyum? Bir belediyenin normal olarak calismasi gerekmiyor mu zaten? Ilanlar, pankartlar yeni bir seyi haber vermek icin degil midir?

Ama cicegi burnunda bir siyasetci olarak bu oyunu da kuralina gore oynayacagim. Halk bundan memnunsa, onlari daha da memnun etmek bizim isimiz. Su anda semtte en cok gordugum pankartlar:

Belediye calisiyor...

Sinava giren ogrencilerimize basarilar dilerim

Kandilinizi tebrik ederim.

Bunlari artirmayi planliyorum. Halkla daha da ic ice olmak lazim:

Nasilsiniz

Gunaydinlaaaaaaar

Yeni kaldirimlarimiz hosunuza gidiyor degil mi?

Beyler nabiyonuz yaa, belediyeye gelin laflariz.

Halk buna bayilacak.

Kaldirim ve AVM ye yukleniyoruz

Pek cok belediye baskani kaldirim sever. Bazilari icin bu bir tutku haline gelmistir. Yapar, bozar, yeniden yapar. Hep daha iyinin arayisindadir. Ustelik bu, belediyenin calistigini gosterme adina muthis bir harekettir. Bu yuzden kaldirimlari ayda bir degistirecegiz.

Bir baska belediye baskani hobisi ise her turlu bos alani AVM ve is merkezlerine donusturmektir. Istanbullular olarak ihtiyacimiz olansa bilakis yeni bos alanlar. Fakat bir belediye baskaninin secim oncesinde Tam yuz yirmi bina yiktik demek yerine Tam yuz yirmi bina diktik demesi, insanlara daha iyiymis gibi geliyor. Isbu sebeple benim donemimde binaya doyacaksiniz. Istanbul da cok cok az bos alan kaldiginin farkindayim. Degerli secmenlerden rica ediyorum, bes on metrekare bile olsa, gordugunuz bos alanlari lutfen bana ihbar edin.

Nikah memurlarina yetki falan vermeyecegiz

$ik $ik goruyoruz, nikah memuru kafasina gore nikah kiyiyor. Kardesim sen neye dayanarak bu nikahi kiydin diye soruyoruz, belediye baskaninin bana verdigi yetkiye dayanarak diyor. Ne diyebilirsin ki adama? Adam yetkiyi almis, istedigi iki insani nikahlayabiliyor. Peki soruyorum, bu ne kadar guvenli? Nikah memuru tutup beni tanimadigim yasli bir kadinla evlendirse hayatim kararmaz mi?

Bu yuzden belediye baskani oldugumda tum nikahlari ben kiyacagim. Evlilik cuzdanini da kadina degil, erkege verecegim. Erkeklerin hafizasi zayif, bir sure sonra bu kadinin burada ne isi var deyip onu tehdit olarak algiliyor ve dovuyorlar. Ulkede bu kadar kadinin siddete ugramasinin baska bir izahi yok. Evlilik cuzdanini erkege verecegim ki, o kadini aslinda korumasi gerektigini bilsin.

Kopruleri atiyoruz

Trafik sorununu bitiriyoruz. Trafigin en buyuk sebebi kopruler. Demek ki kopruler ortadan kalktiginda sorun da kalmayacak. Buradan yola cikarak iki adet Bogaz Koprusu nu luks restorana donusturecegiz. Oyle bir manzarada yemek yemenin keyfini dusunun. Peki insanlar karsiya nasil gececek diye sordugunuzu duyar gibiyim. Bilincli secmen diye buna derim ben, helal olsun. Sorunun cevabina gelirsek. Gecmeyecekler. Evet, karsiya gecmeyecekler. Bu ne ya, cani $ikilan kita degistiriyor. Adam Atasehir de oturuyor, kahvalti yapmak icin Bebek e geciyor. Insafsiz! Sonra da abi koprude trafik cok fena yeeaaa diye agliyor. Dunyada topu topu alti tane kita var. Sen ikisinde birden yasamak istiyorsun. Boyle yagma yok. Asya daysan orada kal. Aksam yemegine Afrika ya gidiyor musun? Gitmiyorsun. Boyle dusun.

Adayligim hayirli ugurlu olsun. Onumuzdeki hafta yeni vaatlerim ve ozgecmisimle karsinizda olacagim. Simdi gidip bizim bakkali bir ziyaret edeyim.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder