KENDİMİ FİŞLEDİM !…
Figen Özen, Haberler
20 Kasım 2010ADI, SOYADI : S. Figen Özen
DOĞUM TARİHİ: 01-01-1944
DOĞUM YERİ: Ankara
BABA ADI : İbrahim
ANA ADI: Hayriye
MEDENİ HALİ: Evli, iki kız çocuğu annesi
FİŞLENME NEDENLERİ: Kemalist- antiemperyalist Türk milliyetçisi- tam bağımsızlıkçı- cumhuriyetçi- AB-ABD karşıtı-Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü ülkenin olmazsa olmazı bilen- iki şehit bir gazi torunu- anne tarafından dedesi Mehmet Halif Bey, Mustafa Kemal'in Derne, Tobruk ve Bağımsızlık Savaşı'nda silah arkadaşı- AB'nin çakma hukukuna değil, cumhuriyet hukukuna saygılı- AKP'nin iktidarı boyunca yürüttüğü tüm politikalara ve icraatlara karşıyım.
Okuduğunuz satırlarda sizlerle paylaştığım özelliklerim, fişlendiğim takdirde dosyamda yazılı olarak sıralanacak suçlarım. Onlara zahmet olmasın diye, beni suçlayacakları tüm nedenleri sıraladım. Ha, bu arada unuttuklarım varsa kusuruma bakmasınlar. Baba tarafım Kafkasya'dan belki bin yıl önce gelip Ankara'ya yerleşmiş bir Türk boyu. Rahmetli anacığım ise baba yadigarı İstiklal Madalyası'nı gururla göğsünde taşıyan iflah olmaz Atatürkçü cumhuriyet kadını..
Kısacası AKP'nin anlayışına göre hem kanım, hem de sütüm bozuk. Üstelik fişlenmeme neden olacak suçlarım size aktardıklarımla da sınırlı değil…
Örneğin 5-Kasım-2007 Bush- Erdoğan görüşmesinin hemen ardından Türkiye'ye gelen 35 CIA ajanı ve ABD'li subayın , ülkemde ördükleri istihbarat ağının göbeğinde yarattıkları kaosa karşı direnirim.Bu adamların ülkemde ne işleri var diye sorgulamanın yurttaşlık görevim olduğuna inanırım. Tüm ulus devletlerin ortak düşmanı , ükemin ise baş düşmanı ABD'nin mütarekeci basının işbirlikçi yazarlarını kullanarak sahneye koyduğu senaryoların hiç bire inanmam.
Ergenekon sürecinde bu ajanların parmağı olduğunu düşünürüm. Sarıkız, Çarşaf, Sakal, Balyoz.…. gibi , tıpkı AB Müzakereleri gibi ucu açık senaryoların cezaevine gönderdiği emekli, muvazzaf subayların ve yurtseverlerin yakasında, dünyanın bir çok yerinde en son Irak ve Afganistan'da elini masum insanların, sivillerin kanına bulayan ABD'nin kanlı ellerinin izini ararım.
Dünyanın her yerinde "GİRİLEMEZ" olan kozmik odanın, benim ülkemde, didik, didik aranmasına askeri sırların ve devlet mahremiyetinin böylesine afişe edilmesine, askerin aşağılanmasına, suçlanmasına rıza gösteremem.
Bu olayların baş aktörlerinin, senaristlerinin, düğmeye basan parmakların, Sn. İçişleri Bakanı'nın söylemiyle "bilgisi" olmadan dolaşan ,Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarında ülkenin insanlarını, değerlerini hallaç pamuğu gibi savuran 35 CIA ajanının pis ellerinin olduğunu düşünürüm.
O halde ben, işbirlikçilerin, dini alet ederek yabancılarla kol kola girenlerin, siyasete alet edenlerin gözünde suçluyum. Çünkü ulus devletten yanayım. Tam bağımsızlık benim olmazsa olmazımdır. Mustafa Kemal'in öğretileri doğrultusunda tüm emperyal güçlere direnirim. Beni sadece AKP zihniyeti değil, emperyalizm de fişler.
Emperyal patronların dizginlerini sımsıkı ellerinde tuttuğu uluslar arası tefecilerin, ülkemi borç batağına sürüklemesini kabul edemem. Bilirim ki ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık asla sağlanamaz.
Ülkemin bölünmez bütünlüğünü hedef alan 4-Haziran-2003 te TBMM'de kanunlaşan " İkiz Yasalar", emperyal patronun yamağı AB'nin dayatmalarının ürünü olup, benim için sadece gaflet ve delaletin eseri değil, bölücü emperyalist bir yasadır.
Bir teslimiyet belgesi olan " Vakıflar Yasası'' ise emperyalizmin " Barbar Türklerin zafer belgesi " olarak kabul ettikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş belgesi, onuru, temel taşı hatta Anayasa'sı olarak kabul edilen Lozan Antlaşması'nın yok edilişidir. Bu yasa, emperyalizmin Türkiye'den aldığı intikamın belgesidir.
Ben bu iki yasaya da karşı çıktığıma birini " bölücü" diğerini "teslimiyet belgesi" olarak adlandırdığıma göre, hem emperyalizm, hem de AKP zihniyetinin beni " fiş"lemesi son derece doğaldır.
Yabancılara toprak satışı, yasalarda yapılan değişikliklerle Türkiye'nin yedide birinde çok uluslu şirketlere verilen maden arama izni, özelleştirme…
Bunların tümüne karşı çıktığıma göre "fiş"lenmeyi hak ediyorum…
Üstelik insanlığı katleden patlayıcıların ana maddesinin mucidi Nobel'in adına düzenlenen, küresel elitin kendi ülkelerine hakaret eden yazarlara, örneğin Orhan Pamuk'a verdiği ödülü de alkışlamam.
Füze kalkanları için masaya oturup "Türkiye'nin şartlarını kabul etmezlerse biz yokuz" gibi söylemlere inanmam. Bilirim ki büyük ayı ile yatağa girenler ezilmemek ve iktidar koltuğunu kaybetmemek için "Büyük Abi"nin dediğini yapmaya zorunludurlar.Bu şovları tribüne hoş görüneceğim derken, kendi kalesine gol atan acemi futbolcunun gösterisine benzetirim.
O halde fişlenmeliyim. Çünkü Yeni Osmanlı Projesini yutmaz, tüm alkışların altında yatan Cumhuriyet'e yönelik yıkıcı saldırıyı görürüm..
Öcalan'ın fikir babası olduğu " Cumhuriyet'in Demokratikleşmesi" projesinin , devlet politikası olarak ilan edilip, bölücü taşeronlarla birlikte hareket ederek milletin gözünün boyanmasına tahammül edemem.Benim için Öcalan'la "protokol imzalandı" iddiası eğer doğruysa, vatana ihanetin taa kendisidir.
ABD'nin gayrı meşru çocuğu PKK'nın üniformalı militanlarının Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye girişlerinde, " Biz ifade vermeyi reddediyoruz.Sn. Öcalan'ın elçileri olarak Türkiye'ye geldik." demeleri üzerine, ayaklarına seyyar mahkemenin getirilip, salıverilmelerini de af etmem.YARGI-YASAMA-YÜRÜTME zincirinin ters yüz edilip, sömürgeciliğin hukuku AB hukukunun örnek olarak kabul edilmesini de, yasama ve yürütmenin Erdoğan'ın tekelinde olmasını da kabullenemem.12 Eylül referandumunun ardından " aile mahkemeleri" hukukuna dönüştürülen Yargı'nın adaletli olduğuna asla inanmam.
TEKEL'in vatanlaştığı soylu ve haklı direnişte, aş ve ekmek peşinde direnen emekçilerin elbette yanlarına dururum.
Fişlerler beni…Eminim….
Ömürleri teröristlerle mücadeleye adanmış emekli ve muvazzaf askerlerin terör örgütüne üye veya kurucu olmakla suçlanıp,TEM ( terörle Mücadele) polisleri arasında, teşhir edilerek tutuklanıp götürülmesine isyan ederim.
Düğmeye nereden basıldığı belli olan ve AKP iktidarının boyunu aşan operasyonlarla, ulus devletimizin, Cumhuriyet'imizin, bağımsızlığımızın ( yarı bağımsızlık ta diyebiliriz.) güvencesi olan ordumuzun bileklerine takılmak istenen emperyal kelepçeye itiraz ederim.
Beni ne on beş orgeneral ve amiralle Genelkumay'da yapılan toplantı, ne de Çankaya'da yapılan " Üçlü Zirve" tatmin eder. " Bildiklerimi açıklarım" diyenlerin suskunluğuna rağmen, bu süreci sorgulamaya devam ederim. Bir emekli Genel Kurmay Başkanı'na verilen milyonluk zırhlı makam arabasına da isyan ederim.
Gördüğünüz gibi iktidara geldiklerinden bu yana AKP'nn tüm icraatlarına karşı çıkıyorum. İktidar hatta "Büyük Abi" benim kanımı " tahlile" gönderebilir.Onlara göre kanı bozuk biriyim. Rahmetli anamdan dolayı sütüm de bozuk…
Çünkü yurtseverim, anti-emperyalistim. Ne savaşmadan ne de savaşarak esir düşmeyeceğim. Vatan savunmasında tüm yurtseverlerin yanında milli cepheyi oluşturacağım.
1. ve 2. Ergenekon İddianamelerinde "Atatürk'e Terör Örgütü Üyesi" diyen özelleştirilmiş savcılara ve ve bu hakarete sessiz kalan, oturdukları koltuklarda mangalda kül bırakmayan sözde Atatürkçülere de hesap soracağım.
O zaman ben bu yaşıma rağmen "vatan haini"yim. Ne yapayım huyum kurusun, kanımdan mı, sütümden mi bilemiyorum ama 2010 da da "vatan hainliği"ne devam ediyorum. Beni, bizleri rahatlıkla fişleyebilirsiniz.
Bu arada bu yazıyı okuyan ve benim gibi "kanı" ve "sütü" bozuk olanlara bir önerim var. Künyedeki isim, soyadı, doğum tarihi, ana-baba adı bölümlerine kendi bilgilerini yazsınlar. Malum sayımız az değil, "fiş"çilere kolaylık sağlamış oluruz. Bir de bu kadar işlerinin (!) arasında zahmet vermeyelim onlara…
Onlar bizi "fiş"lemeye, biz ise " vatan hainliği"ne devam edelim.
Çünkü bizim " vatan hainliği"miz antiemperyalist Türk milliyetçiliği , tam bağımsızlıkçı bir anlayış ve gerçek bir yurtseverliktir.
Figen Özen
İLK KURŞUN
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak bir şey kalmadığında oluşur . Antoine de St. Exupery oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder