31 Mart 2011 Perşembe

Politik - Yalçın Küçük - RANTİYENİN ARKASINDAKİ SEBATAYİST BAĞLANTILAR

Yazım Tarihi: 2001 (?)
 
 
RANTİYENİN ARKASINDAKİ SEBATAYİST BAĞLANTILAR

Eğer rantiye'yi, bir biçimde tanımlanmış hak ilkesinin üstünde getiri elde edenler olarak tanımlayacak olursak, beni isim bilime yönlendiren dinamiğin pek çok rantiye gözlemem olduğunu söyleyebiliyoruz, araştırmalarımın sonucunda pek çok rantiye'nin arkasında Yahudi ve Sabatayist bağlantıları bulabildim. Demek Sabatayist araştırmalarından rantiye değil, rantiyeden sabatayist bir yol çiziyorum. Ve burada ne yazık, tekrarlamam gerekiyor, Yahudilik ile sabatayizmi ayırmak durumundayız; Sabatayistler Yahudi kavmindendirler, çok büyük bir disiplinle izledikleri, müslümanlarla evlenmeme yasası nedeniyle kavmin antropolojik çizgilerini koruyorlar, fakat, Musevilik, sabatayizmi kesinlikle museviliğin dışında saymaktadır. Bununla birlikte sabatayistleri dünya yahudiliği desteklemekte ve sabatayistler de dünya yahudiliğinin politikalarını izlemektedirler; bu nedenle Sabatayistleri, musevi dininden olmayan ancak yahudi partisi içinde ayrı bir din saymak durumundayız. Dünya Yahudiliğinin sağlam desteği Türkiye Sabatayistlerinin çoğunu bir rantiye haline getirmektedir, buradan devam ediyoruz.

Pek çok kez ortaya çıkardım, ne yazık özetleme zorunluluğu var;

1) Leyla Gencer, sıradan bir korist idi, annesi katolik, babasının bektaşi olduğu kayıtlıdır, sabatayistler en çok Bektaşi ve mevlevi çevrelerde rahat edebiliyor ve saklanabiliyorlar, araştırmaların sonucunda, Sabatayizmin "Kapani" koluna mensup olduğunu sandığım İbrahim Gencer adında birisiyle bir tür marriage de raison [akıl evliliği] yaptıktan sonra yıldızının parladığını görüyoruz. Ben öğrenciliğimden beri opera severim, Ankara da dinledim sesi yok ve Avrupa'da ve Amerika'da hep plakçıları gezerim, doldurulmuş bir plağı yok, sesi olan bütün sopranoların plak doldurduklarını biliyoruz; yahudi lobisi geldiği yere getirmiştir. "Leyla", Laila olarak da tanınmakla birlikte bir İbrani adı olarakta kabul ediliyor ve "İbrahim", Abraham'ın Arap söylenişidir, fakat, İbraniler de bu söyleyişi kabul ediyorlar, soyadı, Türkçe olsa "çe" olurdu ve -er ekini görüyoruz. 

2) "Cem", Cem Boyner, Cem İpekçi, Cem Özer örnekleriyle bildiğimiz bir isimdir; "Mansur" soyadı, dünya yahudiliğinde çok saygındır ve Cem'in babası Ali Mansur, yakın zamanlarda, Kraliçe tarafından asalet ünvanına lâyık görüldü, nedenini bilemiyorum. Londra'ya elektronik tahsiline gitmiş, yahudiler sanatta güçlüdürler, orkestra şefi olarak Türkiye'ye ihraç ettiler; rastlantı Ankara'daki ilk konserini izledim, baguette tutmasını bilmiyor ve orkestranın önünde sallanıyordu; sanatta diğer bir rantiyedir.

3) Orhan Pamuk'u yazdım, Attila İlhan, "ihraç fazlasını Türkiye'de pazarlıyor" diyerek çok güzel anlatıyordu; Tel-Aviv ve Londra'da çok beğeniliyor ve Türkiye'de beğenen tek bir insan çıkmıyor, bunu, değerler sistemimize bir suikast saymak zorundayız. Adını, Abdi İpekçi'nin Milliyet'inden aldığı bir ödülle duyurdu, bunun perde arkası çok dedikoduludur; Mehmet Eroğlu kazanmıştı, sonradan ortak yaptılar, belleğim beni yanıltmıyorsa, jüride A. İlhan vardı, biliyordur. 

4) Yaşar Kemal, Yüce Gök ömrünü uzun etsin, tek romanlı yazardır; tüm yazdıklarının içinde roman sayılabileceğimiz sadece İnce Memet var. Karısı Tilda'nın çevresi ve Paris'te Abidin Dino'nun yahudilerin çok etkili olduğu Fransız Komünist Partisi'yle kurduğu ilişkiler sayesinde parlamıştır; hâlâ "Nobel Adayı" rantının üzerinde oturmaktadır. Demek, Türkiye'nin bütün değerleri ülke dışında yaratılıyor ve yahudi eli değmedikçe, değer değer olamıyor; buna isyan etmek durumundayız.

Oraj POYRAZ



 

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hoş geçinmek aklın yarısıdır.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder