9 Haziran 2011 Perşembe

Fwd: R TÜÜÜÜÜ K



-------- Original Message --------
Subject: R TÜÜÜÜÜ K
Date: Thu, 9 Jun 2011 09:02:39 +0200
From: Murat Binzet <m1000zet@googlemail.com>


SEÇİMLERE 4 GÜN KALA ULUSAL KANAL'A ÜÇÜNCÜ KEZ, 5 GÜN YAYIN DURDURMA CEZASI!

RTÜK VE YSK ORTAK YAPIMI! RTÜK PASI VERİYOR, YSK GOLÜ ATIYOR!

Beschreibung: https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-BpjpuY5OsWYwLgJeGdgsiJUVOVj_lzvhiueEvIA4xxKP78hWjnB-zUsYpxMJW0ZOQwV6s1xTm4nUNF0JUno3x-k0Ir7Z-rLLgBj0yx5ZdjklwaSgFb02Q0lMFyLAsM4xMOmrvCCuuWzu/s400/latif+demirci+rt%C3%BCk.JPGUlusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü, Ulusal Kanal'a seçime yönelik yayınlarından dolayı RTÜK'ün ihbarıyla ikinci kez 3 gün üst üste yayın durdurma cezasını veren YSK'yı, İstanbul'da Ulusal Kanal televizyonu önünde yüzlerce ULUSAL Gönüllüsüyle protesto eden bir basın açıklaması yaptı.

Aynı saatlerde Cumhuriyet Güçbirliği Ankara 1. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Av. Ceyhan Mumcu, yine yanında yüzlerce ULUSAL Gönüllüsüyle birlikte Ankara'da, Yüksek Seçim Kurulu önünde açıklama yaparak;

Ulusal Kanal'a yönelik bu kararların AKP iktidarının  istediği doğrultusunda alındığını ve YSK'nın esas başta TRT olmak üzere sabahtan akşama kadar AKP propagandası yapan kanalları eşitlik ve tarafsızlık ilkesine uymaları için yaptırım uygulamaya, 17 kanalda birden Tayyip Erdoğan açıklamalarının eksiksiz verildiğini, bütün televizyon kanallarının seçime sanki üç parti ve BDP'nin bağımsız adayları  katılıyormuş gibi sabahtan akşama kadar onların propagandasını yaptığını, Cumhuriyet Güçbirliği bağımsız adaylarından tek bir cümle bile bahsedilmediğini, 5 Haziran 2011 Pazar günü İzmir'de 10 bin kişiyle yapılan Cumhuriyet Güçbirliği mitingini hiçbir televizyon kanalının vermediğini, YSK'ya bu yönde yaptıkları başvuru dilekçelerine günler geçmesine rağmen cevap bile alamadıklarını söyleyerek, Yüksek Seçim Kurulu'nun geçmiş yıllarda ve seçimlerde hiç bu kadar iktidarın isteklerine göre kararlar almadığını, YSK'yı eşitlik ve tarafsızlığa davet ettiğini belirtti.

Tesadüfe bakın ki, bu açıklamaların yapıldığı saatlerde ve seçimlere 4 gün kala Ulusal Kanal'a, Yüksek Seçim Kurulu'nun 787 sayılı kararıyla üçüncü kez ve bu defa 5 gün yayın durdurma cezası geldi.

Kararda aynen "Ulusal Kanal'ın haber bültenlerinde ağırlıklı olarak Cumhuriyet Güçbirliği'ne ilişkin haberlere yer verildiği, özellikle haber spikerlerinin jest, mimik ve söylemleriyle CGB'ye ilişkin haberlerdeki yanlılığını göstermek suretiyle seçim döneminde uyulması gereken hükümlere aykırı davrandığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kararı, değerlendirme raporu ve diğer belgelerden anlaşılmaktadır." denilmektedir.

Yani, AKP'nin soruşturma izni vermediği Deniz Feneri hırsızlığı davası sanığı Zahit Akmanların yönetimini oluşturduğu RTÜK'ün görevi, sabahtan akşama kadar AKP'ye muhalefet eden Ulusal Kanal'ı takip etmek, açık aramak ve raporlar tutmak, bunu YSK'ya bildirmektir. YSK'nın da hukukla bağdaşmayacak bu kararları, RTÜK'ten geldiği şekilde onaylamak gibi bir görevi olduğu ortaya çıkıyor.

Peki, artık İçişleri Bakanlığı'na bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün belirlediği seçmen sayısıyla ve YSK'nın seçim sonuçlarını belirlemek için kullandığı güvenlik sertifikası olmayan SEÇSİS programıyla ilgili zaten vatandaşın kafasında bunca soru işareti varken, bu siyasi kararlardan sonra yurttaşlar artık YSK'ya nasıl güvenecek?

Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sayın Turan Özlü'nün yaptığı açıklamayı aşağıda bilgilerinize sunuyor ve bütün yurttaşlardan faks, elektronik posta ve telefon yoluyla YSK'nın uygulamalarına tepki göstermeye çağırıyoruz!

 

Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü'nün BASIN AÇIKLAMASI

Ulusal Kanal yayını YSK kararıyla 3 gece durduruldu. Hukuki değil siyasi bir karardır. YSK da iktidar partisinin seçim propagandasına dahil olmuş gözüküyor.

Karar demokrasi ve basın tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Basın yayın kuruluşlarını dayanışmaya ve göreve çağırıyoruz.

Yüksek Seçim Kurulu 12 Haziran seçimlerine 5 gün kala, Ulusal Kanal'da 21.00'de saatleri yayınlanan "Türkiye'nin Seçimi" programının bu geceden itibaren 3 gece durdurulmasına karar vermiştir.

YSK, daha önce de aynı gerekçeyle Ana haber bültenimizi bir kez durdurmuştu.

YSK Karanının gerekçesinde aynen şunlar yazılıdır:

"Cumhuriyetçi Güçbirliği (CGB) adlı siyasi yapılanmaya açıkça destek vermek,..uzun uzun CGB'ye ilişkin toplantı, açılış, milletvekili aday tanıtımı gibi haberlere yer vermek,..tartışma söyleşi ve yorum niteliğindeki programlarda da sıklıkla CGB adlı siyasi yapılanmayı desteklemek,..CGB milletvekili adayı olan konukların görüşlerine yer vermek..Bu nedenlerle Partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamamak suretiyle seçim dönemi hükümlerine aykırı davranmak.."

YSK'nun bu kararı haksızdır, hukuki değil siyasi bir karardır. Siyasi bir karar olduğu yukarıdaki karar gerekçelerinde yazılıdır. Kendi elleriyle yazmışlar ve imzalamışlardır. Bu karar YSK tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Bütün sorun Cumhuriyet Güçbirliği'nin Bağımsız adaylarının Ulusal Kanal'da seslerini duyurmasıdır. Oysa seçimlere siyasi partilerle birlikte bağımsız adaylar da katılmaktadır. Oy pusulasında siyasi partilerle birlikte tek tek bağımsız adaylara eşit yer verilmektedir. Seçmenin,  tercihini yaparken siyasi partilerle birlikte bağımsız adayları da tanımak, çözümlerini öğrenmek en doğal hakkı değil midir?. Aksi durumda tercihini nasıl yapacaktır?

BDP kökenli bağımsız adaylar her gün TV'lerde konuk olmakta ancak Güçbirliği adaylarına yoğun bir sansür uygulanmaktadır.

YSK kararında, ilgili yasadaki  "tekerrür" şartı da yanlış değerlendirilmiştır. YSK kararı somut maddi  hatalar içermektedir.

30 Mayıs Pazartesi günü Ankara'ya giderek daha önce verdikleri 1 kez yayın durdurma kararıyla ilgili YSK'na başvuruda bulunduk. Kendilerine kapsamlı bir dosya içinde belgelerle itirazlarımızı sunduk. Kararın düzeltilmesini istedik. 9 gün oldu hala YSK başvurumuza bir yanıt vermemiştir. Ama seçime 5 gün kala 3 gün yayın durdurma kararını verebilmiştir.

Evet YSK kararları kesindir. Ancak YSK kendi kararını kendisi düzeltebilir. Nitekim geçmişte BDP'li bağımsız adaylarla ilgili "adaylık iptal" kararını kamuoyunda doğan tepkiler üzerine jet hızıyla toplanarak düzeltebilmiştir. Ama, itirazı Ulusal Kanal yaptığında bırakalım düzeltmeyi yanıt bile verilmemektedir.

Fırsat eşitliğine aykırılık ithamını asla kabul etmiyoruz. YSK'ya aynen iade ediyoruz. Çünkü geçmişte örneği olmayan şekilde bu seçimlerde bizzat YSK, fırsat eşitliğini çiğneyen kararlar almaktadır. YSK, başta TRT olmak üzere tek yanlı yayınları seyretmektedir. AKP iktidarının bütün devlet olanaklarını seçim için seferber etmesine göz yummaktadır, yol vermektedir. YSK adeta iktidar partisinin seçim ihtiyaçlarını düzenleyen bir kurum işlevini üstlenmiş gözüküyor.

ULUSAL KANAL'IN ASIL SUÇU!

YSK Kararının gerekçesinde yazılmayan konular da var. Ulusal Kanal Tayyip Erdoğan'ın "Amerika'nın BOP eşbaşkanıyım" itiraflarını yayınlamıştır. "3'e kapatın" diye talimat verdiği akçeli bir telefon konuşmasını yayınlamıştır. Abdullah Gül'ün Powel ile yaptığı 2 sayfa 9 maddelik "gizli" anlaşmayı yayınlamıştır. Bunlar Kanalımızın büyük suçlarıdır.

RTÜK'ÜN SORUMLULUĞU

YSK'nın kararında RTÜK'ün sorumluluğu büyüktür. Bilindiği gibi YSK, RTÜK'ten gelen izleme raporlarına dayanarak karar veriyor. RTÜK'ün yayınımızla ilgili raporları ideolojik ve taraflıdır. Oysa RTÜK'e bir ziyaret yaparak kendilerini ilk elden bilgilendirdik. Yayınlarımızda fırsat eşitliğini gerçekten uyguladığımız kanıtlarıyla ortaya koyduk.

Ulusal Kanal seçime katılan istisnasız bütün siyasi partiler ve adaylar arasında gerçek bir fırsat eşitliği ve adil bir yayın sergilemiştir. Konuk dağılım raporumuz bunun kanıtıdır.(EK)

Ulusal Kanal mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.

Bütün basın yayın kuruluşlarını, yurttaşları göreve ve dayanışmaya çağırıyoruz.

 

İyi çalışmalar saygı ve sevgiler

Murat Binzet

mailto:m1000zet@gmail.com

Beschreibung: RTÜK karikatürleri-13

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder