Türkçe harf sorunu olanlar için word dosyası ekte
TSK, Obama bombalarına boyun eğmedi
++++++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat 12 Ekim 2015
Ankara bombalarını gönderen Obama'nın amacı PKK'yı kurtarmak.
ABD, "kara gücü" ilan ettiği PKK'yı kurtarmak için Ankara'da patlattığı bombalarla Türkiye'yi tehdit etti.
TSK, ABD'ye PKK'ya karşı yaptığı operasyonlarla yanıt verdi.
Aydınlık, 12 Ekim 2015
Türkiye'yi Açılım'a geri döndürme çabaları başarısız oldu. Obama'nın gönderdiği "Açılım'a dön" bombası amacına ulaşamadı. Türk Ordusu PKK hedeflerini vurmaya devam etti. Türkiye katiline boyun eğmedi.
Bir eylemi kimin yaptığına ilişkin ilk soru şudur: "Bu eylem kimin işine yarıyor?" Ankara bombalarından hemen sonra Amerika bu sorunun cevabını kendi ağzından verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby yaptığı yazılı açıklamada "Tüm Türkiye vatandaşlarının tekrar barışı savunmaları ve teröre karşı birlik olmaları özellikle önemlidir" dedi. Bu açıklamada "teröre karşı birlik" dolgu malzemesi, yani işin edebiyat kısmı. Asıl önemli vurgu "tekrar barışı savunmak". Barış, yani PKK ile mücadeleden vazgeçilmesi, Açılım'a devam edilmesi.
The New York Times, daha açık olarak yazdı, şiddetin sorumlusu olarak PKK'ya karşı yapılan askeri operasyonları gösterdi: "Ankara saldırısının ortamında umut veren bir barış sinyali geldi. Muhabirler, beklenildiği gibi, PKK'nın seçimlere kadar ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ancak şiddetin azalıp azalmayacağı belli değil. Çünkü hükümet PKK'ya karşı askeri operasyonlarda ısrarlı görünüyor"
ABD yetkilileri Temmuz ayının sonundan beri üst üste yaptıkları açıklamalarda PKK'ya yönelik operasyonların durdurulmasını ve Açılım Süreci'ne dönülmesini istediler. Son çare olarak bomba devreye sokuldu.
Bombalı saldırı ile aynı gün PKK üst organı KCK "Eylemsizlik kararı" ilan etti. Bu karar, PKK ve HDP'yi "barış yanlısı masumlar" olarak gösterme çabasının devamı niteliğinde idi.
TSK, bombalı saldırının ertesi günü yaptığı açıklamada "Planlamalar kapsamında terörle mücadelenin kesintisiz yürütüleceğini" vurguladı. Amerika'nın tehditlerine boyun eğilmeyeceği bu şekilde açıklanmış oldu. Kuzey Irak'taki Metina ve Zap PKK kampları ile Hakkari ve Lice'de yapılan operasyonlarda toplam 49 terörist öldürüldü, bir çok barınak ve silah mevzisi imha edildi.
Eruh Belediye Başkanı dahil 11 kişi göz altına alındı.
Emekli General Haldun Solmaztürk: "Ankara'da patlatılan bombalarla Açılım'ın devam etmesi amaçlanıyor. Güneydoğu'ya özerklik vermeye çalışıyorlar. Seçimden sonra Açılım'a dönilmesi ve bölgesl otonomi verilmesi amaçlanıyor. Barıştan kastedilen de bu."
Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korg. İsmail Hakkı Pekin: "Batı, Türkiye'yi yeniden PKK ile masaya oturtmak istiyor. Rusya'dan da rahatsızlar."
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/abdnin-kanli-uyarisina-yanit-h77290.html
Aydınlık, 12 Ekim 2015
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/abd-den-aciklama-h77756.html
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/new-york-times-in-umudu-pkk-nin-ateskes-onerisi-h77755.html
arşiv:
Obama'dan "Açılım'a geri dönün" mesajlı bomba 11 - 10 - 2015
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/10/obamadan-aclma-geri-donun-mesajl-bomba.html
*
Circa
Yakla$ik, dolaylarinda
(Ingilizcede de tarih anlaminda aynen kullaniliyor)
Latince Atasozleri
Fatma Toksoy : Islamiyet oncesi Araplarda evlenme sekilleri
06 Temmuz 2013 Cumartesi 00:01
Helaller ve Haramlar bahsinde kadin-erkek munasebetleri anlatilinca Islamiyet oncesi donemde yani cahiliye devrindeki kadin-erkek iliskilerini dolayisiyla o devirdeki nikah sekillerini aciklamak gerektigini dusundum. Konuya Hz. Aise nin sozleriyle baslayalim.
Urve b. ez-Zubeyr in haber verdigine gore, Peygamber (s.a.v.) in hanimi Aise (r. anha) sunlari soylemistir: Cahiliye doneminde dort cesit nikah vardi. Bunlardan birincisi halkin bugunku nikahidir. Soyle ki evlenmek isteyen bir adam diger bir adama velisi bulundugu kizi istemek uzere dunurluk yapardi. Anlastiklari takdirde kizin velisi mehiri tayin eder, sonra dunurluk yapan yani evlenmek isteyen kimse o kizla nikahlanirdi.
Diger bir nikah sekli de su idi. Adam karisina hayizdan temizlendigi zaman falan kimseye bir haber gonder de ondan (seninle) cinsi munasebette bulunmasini iste derdi. Sonra kocasi o kadini birakir ve kadinin kendisiyle cinsi munasebette bulundugu o erkekten aldigi gebelik iyice belirinceye kadar asla onunla cinsi munasebette bulunmazdi. Kadinin gebeliginin o adamdan oldugu iyice belli olunca artik kocasi isterse onunla cinsi munasebette bulunurdu ve evliligini surdururdu. Bunu kisi sadece cocugun soylu olmasini istedigi icin yapardi ve bu tur nikaha istibda nikahi- adi verilirdi.
Bir baska nikah sekli de suydu; On kadar erkek bir araya toplanir ve hepsi de bir kadinin yanina girip onunla cinsi munasebette bulunurlardi. Kadin gebe kalip cocugunu dogurunca bir sure gectikten sonra onlara haber gonderir ve hepsini yanma cagirirdi. (Buna da musterek nikah veya muzamede nikahi denilirdi. )
Onlardan hicbirisi onun davetine uymaktan kacinamazdi. Hepsi de onun onunde toplanirdi. Kadin) onlara hitaben; aramizda olan isimizi biliyorsunuz. Ben bir cocuk dunyaya getirdim der ve bu cocuk senindir ey falanca! diyerek onlardan hosuna giden birini ismiyle cagirir ve cocugu ona ilhak ederdi.
Dorduncu bir nikah sekli de su idi; pek cok kimse toplanarak bir kadinin yanina girerdi. Kadin kendisine gelen kimselerin hic birinden kacinmazdi. Bu kadinlar fahise kadinlardi. Kendilerine gelmek isteyen kisilere bir alamet olmasi icin kapilarinin uzerlerine bayraklar dikerlerdi. Kadin hamile olup da cocugunu dogurunca daha once kendisiyle cinsi munasebette bulunan erkeklerin hepsi onun yaninda toplanirlardi. Kadin da onlar icin cocugun sekil ve semaline bakarak babasini tespit edebilen mutehassislar cagirirdi. Onlar da kadinin cocugunu cocugun babasi olduguna kanaat getirdikleri kimseye verirlerdi, o kimse de cocugu kendisine ilhak ederdi. Artik o cocuk o kimsenin oglu diye cagirilirdi. Cocuk da bundan cekinmezdi. (Bu nikaha da biga nikahi denilirdi. )Allah, Muhammed (s.a.v.) i gonderince bugunku Muslumanlar in nikahi Cahiliyye donemi halkinin butun nikahlarini kaldirdi. (Sunen-i Ebu Davud Tercume ve Serhi 9. cilt s. s. 18)
Davudi nin beyanina gore Cahiliyye doneminde uc nikah cesidi daha vardi;
1. Gizli dostlar, metreslerle surdurulen evlilik hayatidir. Bu tur evli¬likler halktan gizli tutulurdu. Cahiliyede hur kadinlar aciktan zina edemezlerdi. Fakat gizli dost edinebilirlerdi. Bu duruma hidn nikahi veya muhadene nikahi ve bunu yapan kadinlara da muttehizetu l-hidn denilirdi. Fakat cariyeler a$ikar olarak zina edebilirlerdi. Bu cariyelere de zaniye ve musafeha denilirdi. Cahiliyye halki gizlice yapilan zinalarda bir sakinca gormediklerinden bu tur evlilik hayatini mesru sayarlardi. Allah Gizli dost da tutmamalari sartiyla Nisa, IV, 25). mealindeki ayet-i kerimesinde Araplarin bu gizli ve igrenc adetlerinin oldugunu ve bunun da Allah tarafindan bilindigini belirtmistir.
2. Bir kimsenin bir kadinla bir ay veya bir sene gibi muayyen bir sure devam etmek uzere evlenmesidir. Bu da mut a nikahi olarak adlandirilirdi. Mut a nikahinda velilerin onayina gerek gorulmezdi. Mut a nikahinda kadin kendi klaninda kalirdi. Kocasina bir mizrakla, bir cadir verirdi. Bu suretle erkek karisinin kabilesinde bulundukca o kabilenin bir ferdi gibi sayilir, evlilik surdugu muddetce erkek bu kabileyle hareket ederdi. Kadin mut a nikahina son vermek istedigi zaman cadirin kapisini daha once bulundugu yonun tersine cevirirdi. Kocasi bunu gorunce kendi kabilesine donerdi. Bu evlilikten dogan cocuklar kadina ait olur ve falanca kadinin cocuklari diye anilirlardi.
3. Iki kisinin karilarini karsilikli degismeleri neticesinde meydana gelen evlilik. Buna da bedel nikahi adi verilirdi
Bu nikahlarin disinda asagida anlattigimiz nikah sekilleri de vardi:
1- Sigar nikahi: Bazi erkekler baslik ve mehir vermemek icin kizlarini, kiz kardeslerini ve kardeslerinin kizlarini yani vasisi olduklari kadinlari mubadele etmek degistirmek suretiyle alirlardi.
2- Analikla evlenmek. Olen kisinin baska kadindan olan en buyuk oglu analigini yani uvey annesini mehirsiz olarak alabilirdi. Bunun icin de babasi olur olmez abasini yani ceketini kadinin uzerine atar ve bu suretle baslik vermeye gerek kalmaksizin o kadinin nikahli esi olurdu. Boylece isterlerse kadini baskasiyla evlendirir ve bu yolla mehirin kendilerine verilmesini sart kosarlardi. Bazen bu gibi kadinlari olunceye kadar evlendirmedikleri olurdu. Hatta olenin oglu kucuk ise cocugun uvey annesini, cocuk buyuyunceye kadar bekletir, problemin cozumunu ona birakirdi... Fakat kadin kocasi olur olmez, cabuk davranarak kendi kabilesine siginirsa, bu esaretten kurtulurdu. Uvey oglu daha cabuk davranarak kadinin uzerine elbisesini atmayi basarirsa artik kadin nikahlanmis olurdu. Bu sekildeki nikaha makt nikahi denilirdi. Bu suretle uvey annesini alan kimseye dayzen ve bu evlilikten dogan cocuga da makti veya makit denilirdi. Allah Nisa Suresi nde Gecmiste olanlar bir yana, babalarinizin evlendikleri kadinlarla evlenmeyin; cunku bu bir hayasizliktir, igrenc bir seydir ve kotu bir yoldur. (IV; 22) diyerek, bu cirkin adeti yasakladi.
3- Iki kiz kardes ile birlikte ve sinirsiz olarak birden fazla kadinla evlenmek. Islam, birincisini men ederken, ikincisini de bir takim sartlara baglamistir.
4- Guclu erkeklerin, begendigi kadini sorgusuz sualsiz alarak nikahlamasina; mahtufat nikahi denirdi.
5- Erkeklerin, savaslarda esir dusen kadinlardan kendi hisselerine dusen kadinlarla yasamalarina; museyyebat nikahi denilirdi.
6- Tarihci Strabon bu evliliklerden baska, o donemlerde bir baska tur evlilik geleneginin bulundugundan bahsetmektedir. Bu adete gore ailenin servetinin parcalanmamasi icin yalniz buyuk erkek kardes yani agabey evlenir, diger erkek kardesler evlenmezlerdi. Fakat bunlar da resmen buyuk kardesin esi olan kadinla yani yengesiyle serbestce iliskide bulunmak hakkina sahiptiler. Boylece ayni kadini butun kardesler es gibi rahatlikla kullaniyorlardi. Hatta bu uygulama yuzunden ilgi cekici bir olay da anlatilmaktadir bu tarihci tarafindan: Bir adam kizini on dort kardesi olan bir adama vermisti. Kadin buyuk kardesin esi olup, gece onunla kalirdi. Diger kardeslerin de kadindan gunduz faydalanma haklari vardi. Gunduz bu kardeslerden biri kadinin odasina girdigi zaman asasini kapinin onune birakirdi. Digerleri bunu gorunce donerlerdi. Kadin bu sonsuz ziyaretlerden usandigindan gizlice on bes kardesin asalari seklinde asa yaptirir. Yalniz kalmak istedigi vakitlerde bu asayi kapisinin onune koyarak eziyetten kurtulma yolunu bulur. Butun agabeylerinin carsida bulundugu bir gun bu durumdan istifade etmek isteyen en kucuk kardes hemen eve kostu. Fakat kapinin onunde bir asa gordu. Durumdan suphelenerek kadinin babasina haber verdi. Babasi geldi o da kapinin onunde asayi gordu. Ofkeyle kapiyi actiklari zaman kadinin odada yalniz oldugu goruldu. Kadin hilesi ortaya cikti.
Bu anlattigimiz nikah sekilleri Islamiyet oncesi yani Cahiliye doneminde Araplarda uygulanan ve gayet tabii karsilanan nikah sekilleridir. Bunlardan bugun de uyguladigimiz nikah sekli olan mehir verilerek bir kisiye nikahlanma sekli haric digerleri Islamiyet in gelisiyle yasaklanmistir. Kadin- erkek iliskilerine bir sinir, bir kisitlama getirilmistir Bu koydugu sinirla kadinin ozgurlugu elinden alinmamistir. Kadin- erkegin iffet olculeri icerisinde yardimlasmalari ve dayanismalari elbetteki elzemdir. Kadin kadinligini bildigi, cilve, naz veya karsi cinsi cekecek sekilde konusmadigi, giyinmedigi ve tutarli, kararli hareket ettigi muddetce erkeklerle beraber savasabilir, ticaret yapabilir, yazi yazabilir, okuyabilir. Onun elinden bu haklari alinmis degil. Eger kadina ve erkege bir yasaklama getirilmisse bu hem kadinin iffeti ve selameti icin hem de dogacak cocuklarin nesebinin temiz olmasi icindir. Cunku Islam, sehevi duygularin tahrik olmadigi kan ve etten kaynaklanan durtulerin galeyana gelmedigi tertemiz bir toplum kurmayi hedefler... Davetkar bir bakis, bastan cikarici bir hareket, gosterisli bir taki ve ciplak bir beden... Butun bunlar bu cilgin hayvani doyumsuzlugu azdirmaktan, sinir ve irade dizgininin elden cikmasina neden olmaktan baska sonuc dogurmazlar. Bundan sonra, ya hicbir sinir tanimayan cinsellik ya da bastan cikarilmasina, tahrik edilmesine ragmen tatmin olmasina engel olmanin dogurdugu sinirsel hastaliklar, p$ikolojik kompleksler... Her ikisi de hic kuskusuz iskence kadar aci verir insana... Iste bu yuzden Islamiyet; her turlu pislikten arinmis bir toplum kurmak, bu kiskirtici ve bastan cikarici davranislarin onune gecmek icin kadin ve erkek iliskilerine sinir koymustur. Kadin ve erkegin aynen cahiliyedeki gibi evlenmelerinin onunu kesmistir.
Simdi toplumumuza bir bakiniz. Bazi kisilerin yasadigi cinsellik ve gayri mesru hayat ve gayri mesru iliskiler nasil da cahiliye donemindeki kadin ve erkeklerin iliskilerine benziyor? Medeniyet (!) ve kadin ozgurlugu (!) adina bundan yakla$ik 1500 yil yani 15 asir once uygulanan ve o toplumca hos gorulen iliski sekilleri bu cagda taklit edilerek yeniden tatbik edilmeye calisilmakta... 15 asir oncesi ve medeniyet? Korkarim yapilan ozendirici propagandalar ile cahiliye toplumunun dogal karsiladigi bu iliskileri bizim toplumumuzun dogal karsilamasi yakindir, MEDENIYET adina(!). .
KAYNAKLAR
Ebu Davud, Sunen, terc. Necat Yeniel; ve dgr., Istanbul 1988ss. 18-19
Gunaltay, M. Semseddin, Islam Oncesi Araplar ve Dinleri, sadel. M.Mahfuz Soylemez, Ankara 1997
Yilmaz Odabasi : Marilyn ve Rabia
Marilyn Monroe, olumunun uzerinden gecen yarim yuzyila ragmen hala bir efsane.
Gayri mesru olarak dunyaya gelen ve annesini timarhanede yitiren Marilyn nin, mutsuz bir cocukluk gecirdigi ve bakimevlerinde istenmeyen bir esya gibi gorulme duygusuyla yasadikca didistigi bilinir.
Rabia yi ise, Diyarbakir da bir asiret reisi olan Haci Huseyin in kizi olmasina ragmen, aile cevresi disinda kimseler tanimaz.
Rabia, Marilyn e kiyasla, ailesiyle birlikte mutlu bir cocukluk gecirmis, bes kardesin en guzeli ve en kucugu olarak bir dedigi iki edilmemistir.
Bu iki kadinin Hollywood kokenlisi, genclik yillarindan itibaren unun doruguna cikmis, bas dondurucu bir populerlik ve servet edinmis, diledigi erkekle birlikte olup firtinali asklar yasamistir.
Rabia ise, ergenlik donemine geldiginde taliplerinden Sefer e, o yillarin torelerine uygun bicimde -baslikla- gelin edilmistir.
Marilyn, uc kez evlenip onlarca erkekle flort ederken, Rabia ise esi Sefer e varligini armagan edip, o gunden itibaren yazgisina itaatle boyun egmistir.
Daha sonra Rabia nin kocasi Sefer, bir omrun yoksullukla gecmeyecegine karar verip, birkac yil icinde Almanya dan zengin bir adam olarak donecegine Rabia yi ikna etmis ve Almanya da otomotiv sektorunde isci olarak calismaya basladiginda, Rabia ise kaynanasi ve iki cocuguyla aci dolu gunleri, yillari saymaya koyulmustur.
Marilyn, genis salonlarda onlarca erkegin iltifatlariyla suh kahkahalar atarken, Rabia ise sirret bir kaynananin bekciliginde her gun aglamayi yazgi bilmistir.
Rabia, evinin perdelerini acamaz, dis kapisinin onunu bile -bir baska erkege bakmasin diye- supuremez olmustur. Kaynanasi ve kayinlari, Rabia, Sefer i namusuyla (!) beklesin diye onu birkac gunde bir tokatlamayi da huy edinmislerdir.
Butun gazeteler Marilyn in bir narsisist oldugunu yazarken, Rabia nin ise hic secmeden, hic istemeden Diyarbakir in varoslarinda bir mazosist olabildigini kimseler bilmemistir...
Uc yil sonra Almanya dan donecegine soz vererek giden sefer, her yil sadece on bes ila yirmi gun tatile gelebilmis ve Rabia nin butun sitemlerine ragmen iki daire ve bir ekmek firini parasi biriktirmeden Diyarbakir a donemeyecegini, soyleyerek ona sadece sabir dilemistir...
Marilyn, firtinali yasamindan dolayi p$ikolojik tedavi gormeye baslarken, Rabia ise bir kaynana ve iki cocugu ile dort duvar arasinda silik ve dingin, bunaltici yillar gecirmekten giderek p$ikolojik bir vaka haline gelmistir.
Onu tedavi eden de olmamis, aradan upuzun on yil gecmis ve Sefer, iki daire, bir de ekmek firini parasi biriktirip nihayet- Almanya dan donmustur.
Kaynanasi ve kayinbiraderleri gorevlerini yapip (!) tam on yil boyunca Rabia nin yanina bir erkek sinegi bile yaklastirmayarak, onun bedenini Sefer adina bir yetkiyle korumuslardir. Bedenini korumuslardir ama, Rabia nin ruhsal durumu yillarca yasadigi intihar boguntulariyla artik paramparcadir...
Marilyn, cevresinde sohreti ve parasi icin dolasan yuzlerce insandan hangisinin gercek dost, hangisinin sevgili oldugunu kalabaligin kusatmasinda anlayamadigi icin tedavi gorurken, Rabia ise on yil suren upuzun bir yalnizlikta sadece Sefer in adini sayiklamaktan bir sizofrendir artik...
Marilyn, Saint Exupery, Dostoyevski, Miller okurken ve Miller le flort ederken, ilkokul cikisli Rabia ise Sefer i bekledigi gunlerdeki yalnizlikta cocuklarinin hikaye kitaplarini okumus, radyo programlari, haberlerden vb yerlerden Napolyon un, Gorbacov un kim olduklarini ogrenmistir.
Diyarbakir a yillar sonra donen Sefer, artik Rabia yi taniyamamaktadir; cunku Rabia, her sabah Napolyon Bonapart in selamini Gorbacov a ulastirmak uzere evden cikmakta ve Sefer in Almanya dan getirdigi fotr sapkayi giyip, dudaklarinin kiyisina bir sigara ilistirip dussel olarak kurguladigi ordulara kendince komutlar vermektedir.
Belki de kendini hep arzuladigi bir ozgurlugun kollarina boyle birakmaktadir; artik suursuzdur...
Rabia yi bir sure gozleyen Sefer, anasina, artik Rabia nin kendisine kadinlik yapamaya cagini, bu yuzden yeni bir evlilik icin genc ve guzel bir kadin bulmasini soyler. Baslik parasi fazlasiyla odenir ve kirk bes yasindaki Sefer e on yedi yaslarinda bir kiz bulunur civar koylerden; incecik, gencecik bir kiz.
Rabia, artik otuz yedi yasina gelmis ve yillarca evde oturmaktan hayli kilo almis bir delidir (!) Sefer, kucuk bir oda tutar Rabia ve cocuklarina; kendisi de genc esiyle yeni aldigi daireye cekilir. Rabia yi baglamak da bir cozum getirmez ve kaldigi evin duvarlari disinda ne varsa her seyi paramparca ederek disari, sokaklara kacar durur...
Rabia, artik Diyarbakir in muhtelif semtlerinde kah Napolyon un askerlerine komutlar verirken, kah yollarda, kaldirimlarda oturup bir basina aglarken gorulmektedir. Artik kocasi Sefer in hicbir isine yaramayan Rabia nin onuru ve delirmis yalnizligi ne kaynanasinin ne kayinbiraderlerin umurunda degildir...
Rabia, bir aksam Diyarbakir in Dagkapi semtinde SSK hastanesi bitisigindeki askeri karargah civarinda yururken, nasilsa kirmizi sapkali kizin buyukanne kiligina giren kurt tarafindan yenmek uzere oldugunu dusler. Kirmizi sapkali kizin kulubesi ise, askeri karargahin icindeki karanlik alandadir.
Rabia, arkasinda yuruduklerine inandigi Napolyon un askerlerine komut verir ve kirmizi sapkali kizi kurtarmak uzere tel orgulerle cevrili yasak alana girer...
Nobetci askere, karargaha parolasiz girmeye kalkan olursa ona vurmasi emredilmistir. Asker uyarir, bagirir, ama kirmizi sapkali kizi kurtarmaya giden Rabia, o an hicbir sey duymaz...
Nobetci askerin once bir, ardindan ik kursun Rabia nin bedenine isabet eder. Rabia, vurulup yere duserken bile hala Napolyon un askerlerine komutlar vermektedir.
Namlusundan dumanlar cikan nobetci er, onun mirildandiklarindan hicbir sey anlamaz.Askerin onun hakkinda bildigi tek sey dur ihtarina uymadigidir...
Nobetci er, siyasal gerilimin alabildigine boyutlandigi o gunlerde olaganustu hal bolgesi kapsamindaki Diyarbakir daki kisla nobetinde, aklinca kendisine verilen emre itaat etmistir(!)
Rabia, sonraki gun sahipsizler mezarligina gomulur ve o yil bazi insan haklari dernek ve kurumlarinin yilliklarinin Guneydogu daki yargisiz infaz lar listesinde adi gecer. Oysa ki olumu degil, asil Rabia nin yasami bir yargisiz infazdir...
Bu iki efsane kadin, benim kalbimde yillar yili ev sahibi gibi oturup kalmislardir ve daha kalmaktalardir. Cunku Marilyn, biricik platonik askim, Rabia ise oz teyzemdi benim...
Sevgili Marilyn, Cemal Sureya nin dedigi gibi, simdi cennette Nietzsche nin metresi olmalidir ; anamin kara gozlu bacisi Rabia ise, belki cennette bile hala Sefer i sayiklamaktadir...
Yilmaz Odabasi - Sevginin Herkesten $ikayeti Var adli kitabindan
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder