10 Kasım 2011 Perşembe

POLITIK - Kuleli Askeri Lisesi ve Otel...............

Kuleli Askeri Lisesi ve Otel...............

 

Bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddî ve manevî  özelliklerin bütününe kültür denir.

Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı kılar.
Kültür, toplumun yaşayış ve düşünüş tarzıdır.

İnançlar, gelenekler, normlar, düşünce biçimleri v.b.
yanında, her türlü araç- gereç, giysiler ve binalar da  kültürün maddî ve manevî öğelerini oluşturur.

Ülkemizin kültürel ve tarihî değerlerini ortaya çıkarmak, korumak, geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak  Kültür ve Turizm Bakanlığının görevleri arasındadır.

Kuleli Askeri Lisesi, bir kültür yuvasıdır ve tarihî bir misyonu vardır.

Kuleli Askeri Lisesi:  askerlik mesleğinde sayılamayacak kadar komutan ve devlet adamı; askerlik mesleği dışında yüzlerce sporcu, şair, ressam, besteci, sanatçı ve bilim adamı yetiştiren bir okuldur.

 Okuduğum bir haber, bu kültür yuvasının “Otel” e, yani bir nevi  “Kârhane” ye dönüştürüleceğini ileri sürüyor.

Bilinen konudur da, tekrarlayalım:

Kâr:  Farsça 'iş- kazanç' demektir.

Kârhane: Farsça 'iş yeri, kazanç sağlanan yer', anlamındadır.

Örneğin, Fuzuli’nin şu beyiti ünlüdür:

“Bihude değil bu kârhane,
Bifaide gerdiş-i zemane.”

Yukarıda sözünü ettiğim haberin bir bölümü aynen şöyle:

“…Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’ nın kurulmasını öngören teşkilat kanununda değişiklik yapan Maliye Bakanlığı, Teşkilatı Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Hazine arazileri üzerinde Bakanlar Kurulunun belirlediği projeler için imar yetkisi aldı.

İlgili düzenlemeye göre, Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu’ nca uygulama usul ve esasları belirlenen projeler kapsamında, Hazine’ nin özel mülkiyetinde ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların imar planlarını, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapabilecek, yaptırabilecek, tadil edebilecek ve imar uygulamasını gerçekleştirebilecek.

Bu planlar, büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alan içindeki sahalar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ise ilgili valilik tarafından planların intikal ettiği tarihten itibaren 3 ay içinde aynen veya değiştirilerek onaylanacak.

Belediyeler ve valiliklerin 3 ay içinde onaylamadığı planlar ise Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ nce re’ sen onaylanacak.
İlgili belediye ve valilikler de, bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl süreyle değiştiremeyecek.

Maliye Bakanlığı, bu yetki çerçevesinde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi iller başta olmak üzere kent merkezlerindeki Hazine’ ye ait arsa ve arazilerin değerini imar planı yaptırarak artıracak.
Hazine taşınmazları imar planlı olarak daha yüksek bedellerle satışa sunulacak.

Aynı şekilde şehir merkezlerinde üzerlerinde kamu binalarının bulunduğu bazı alanlar da, yine imar planı değişikliği ile konumlarına göre önce otel alanı, iş merkezi ya da toplu konut alanına dönüştürülebilecek.
Daha sonra da ihaleye çıkarılarak satılacak.

Alınan yetki çerçevesinde Maliye Bakanlığı, büyük şehirlerde rantı yüksek Hazine arazilerini Toplu Konut İdaresi’ne vermek yerine, imar planını yaparak veya yaptırarak, daha yüksek bedelle ekonomiye kazandıracak.

Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü verilerine göre, 10 Ağustos itibarıyla devletin hüküm ve tasarrufu altında 118 bin 892 bina, 404 bin 709 arsa, 827 bin 457 arazi bulunuyor.
Maliye Bakanlığı aldığı yetki çerçevesinde Çengelköy’deki Kuleli Askeri Lisesi’ni başka yere taşıyıp binayı da otele dönüştürebilecek.”   (
Akşam, 12 Ağustos 2011) (TIKLAYIN)

Düşünmesi bile tüylerimin ürpermesine neden oluyor.

Ancak, beni asıl üzen Kuleli Askeri  Lisesi' nden mezun olan ve halen yetkili görevde  bulunanların bu konudaki duyarsızlığı !...

Haberin yayınlanışının üzerinden bunca zaman geçti, konu ile ilgili yapılmış bir açıklama duymadım, okumadım.

Ben, Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olmuş (kayıtlara göre Çağdışı kalmış) emekli bir subayım.

Zurnanın son deliği bile değilim.
Yani, döküntü bir zurnada bile yerim yok!...

Burnumun direği sızlıyor; kendi kendime söylenip duruyorum.

Kime ne faydası olacaksa ?!..

Kuleli Askeri Lisesi’ni  bir başka yere nakletmek demek, sadece okuldan mezun olanların değil, o okulda okuyanların da aidiyet duygularını yok etmek demektir.

Kuleli Askeri Lisesi adını, adını taşıdığı kışlanın kulelerinden alır.

Lise bir başka semtteki bir binaya taşındığında, taşındığı binanın kuleleri olmayacağına göre adı ne olacaktır?

“Kulesiz Askeri Lisesi” mi?

(Büyük resim için tıklayın)

Kültür Yuvası mı, Kârhane mi, yani Otel mi derken, konuyu yine “Kâr” ile sonlandıralım:

“Ecanibe gülünç olmak kâr-ı âkıl değildir.” 

Türkçesi: "Ecnebiye gülünç olmak akıllı işi değildir."

Ahmet AKYOL
(E).TOP.KUR.YB.
Kuleli Askeri Lisesi 1963 Yılı Mezunu
15 Ağustos 2011

14 Haziran 2009 tarihli “Kuleli Askeri Lisesi Otel Olamaz” başlıklı yazımı okumak isteyenler resmimin üzerini tıklayabilirler.

GELEN YORUMLAR:

Sevgili Ahmet Abi,

Ben Bakırköy'deki yıllardan tanıdığın, Kuleli' nin 1961-1965 yılları müdavimlerinden 1006 Aydoğan ERÖZALP.

İlettiğin konunun biz Kuleli' liler için çok önemli ve anlamlı bir konu olduğundan dolayı yazma gereğini hissettim.
Namıyla mütenasip ve kutsal ve onurlu bir yuva olduğundan Kuleli' nin methiyesini yapacak değilim.
Ancak böyle bir girişimin yapılması düşüncesi bile bam teli haline gelmiş olan psikolojik sistemlerimizi aşırı derecede gerilmiş bir duruma getiriyor.
Bunu da bir başka Sarı Öküz hikayesi gibi görüyorum.

Bence bu durum Ankara'da bulunan arkadaşlarımız ve özellikle TESUD tarafından incelenmeli ya da incelettirilmeli ve somut bir bilgi alındıktan sonraki duruma göre hareket edilmelidir.

Alınan bilgiler medyada yayınlanan bilgilerle örtüşüyorsa o zaman bu konuyla ilgili olarak, bütün Kuleli Askeri Lisesi Mezunları'nın katılımıyla bir tepki sinerjisi yaratılmalı ve gereken ne ise yapılmalıdır.
Bu toplu imza mı olur, hep beraber ilgili Bakanlığa mı gidilir, gerekli yazılı başvurular mı yapılır?

Yeni bireysel girişimlerin ses getiremeyeceğinden hareketle birlik halinde hareket edilmesinin çok önemli etki ve katkıları olacağından emininim.

Her zaman yanınızda olduğumu bildirir, selam ve saygılarımı iletirim.

Aydoğan ERÖZALP
Tank 1967/109İZMİR
16 Ağustos 2011

***

Tarihimize sahip çıkma bilinci doğrultusunda aşağıdaki bilgileri aktarmak istedim.

Tarihi doku, konumu (yeri), yapıların ve iştigal konularının özelliğiyle bir bütün oluştururlar.

Bu ayrılmaz özelliklerini bozmak tarihin bu bölümünü yok  etmek tarihle bağı koparmak demektir.
Yapılmak istenen budur.

Üstelik bir taşla üç kuş vurmak;

Otele dönüştürmekle TARİHİ DOKUYU YOK ETMEK,

askeri geçmişimizde önemli yeri olan (yapının özelliğiyle tarihte yerini almış olan) Kuleli Askeri Lisesi olgusunu  ASKERİ TARİHİMİZDEN KAZIMAK

VE RANT…

Selâmlar…

Saliha ESEN

18 Ağustos 2011

***

Sayın Komutanım, Sevgili Ağabeyim,

Geçenlerde, Facebook'ta, E.Kur.Alb., sevgili ağabeyim Güray Tekin'in paylaştığı '' Kuleli'' konulu bir  yazınızı okudum.
Yazınızı -haddim olmayarak-  beğenmiş  olmam, benim için bir sürpriz olmadı.
Bu tür yazılarınızı ve özel e-postalarınızı, her zaman, büyük bir ilgi ve zevkle okuyorum.
Ancak bu defaki, benim de son zamanlarda kulağıma çalınan, ancak bir türlü aslını öğrenemediğim bir konuydu, daha da önemlisi mezunu olmakla gurur duyduğum ''K.A.L.'' ile ilgiliydi.

Ben 1964 yılında Kuleli'ye girdim.
O tarihe kadar, doğup büyüdüğüm ve neredeyse her köşesini karış, karış bildiğim, İstanbul' umuzun, Fatih semtindeki yuvamdan, baba ocağımdan, '' Şerefli, şanlı yuva'' ya geldim.
1967 yılında mezun oldum.
O tarihten bu yana, zaman zaman olanaklar doğsa da,  bir türlü fırsat bulup bir daha okuluma gidemedim.
Bunun hüznünü ve eksikliğini daima hissetmişimdir.
Hatta bir defasında çok sevgili devrem ve yakın  arkadaşım, 1nci Ordu K.Org.Sn.Yalçın Ataman, Kur.Alb.rütbesiyle, Okul Komutanı iken bir devre ziyareti organize edilmişti.
Maalesef işlerim dolayısıyla katılamamıştım.

Daha sonra da, İstanbul' dan ve dolayısıyla Kuleli' den, kimi zaman uzakta,  kimi zaman civarında bulundum.
Ama her defasında, yakınlarından ve de özellikle boğaz köprüsünden geçerken, annesinin elinden tutarak oyuncakçı dükkanının önünden geçen,  gözlerini bir an olsun dükkanın camekanından ayırmayan, kafasını neredeyse son noktaya kadar çevirerek ve de ayaklarını sürüye sürüye yürüyen, bir çocuğun duygularıyla doluydum.

İşte, bu güzel yazınız, beni düşüncelere götürdü ve bana bu çocuğun duygularını yaşattı.

Yazınıza, başından, sonuna  - hani derler ya noktasından virgülüne-  kadar tamamıyla katılıyor ve bu nedenle sizi içtenlikle kutluyorum.

Benim duygu ve düşüncelerime gelince?
Her ne kadar siz yazınızda, neredeyse pek bir şey bırakmamışsınız ama, bana, sanırım şunları söylemek kaldı.

Çok iyi bilinir.
Dünyada, hemen hemen her ülkenin önemli kentlerinde, orayla bütünleşmiş, simge eserler vardır.

Ör: Newyork'ta Özgürlük anıtı,

Londra'da; Buckingham Sarayı, Thames nehri üzerinde Tover Köprüsü,

Paris'te Eyfel Kulesi , Luvr sarayı vb.

Bunlar ilk aklıma gelenler.

Bu listeye her ülkeden bir kaç isim ve yer daha ilave etmek mümkün.

Ancak; ülkemize ve özellikle de İstanbul'a gelince,- tüm içtenliğimle söylüyorum, her türlü milliyetçilik duygularından kendimi sıyırarak ve de olabildiğince objektif olmaya çalışarak- Allaha şükür, sanırım bu listeyi oluştururken, sayfalar yetmeyeceğine siz de katılırsınız.
Hangi birini saysak ki...

İşte bu sayısız simge yerlerden biri de şüphesiz K.A.L.dir.
Biz;  belki ister istemez, böyle düşünüyor olabiliriz.
Bu okulun bizler gibi mezunlarının, bu okulda okuyup, çeşitli nedenlerle ayrılanların ve hatta ayrılmak zorunda kalanların, açıkçası maalesef bu okuldan çeşitli nedenlerle ilişiği kesilenlerin de, böyle düşündüklerinden, doğal olarak kuşkum yok.
Ama kuvvetle inanıyorum ki, ulusumuzun ve özellikle  de İstanbul'luların düşünceleri de  -umarım ve dilerim.
-  farklı olmayacaktır. 

Saygılarımla...


Alim GÜRERK(E).Tnk.Kur.Alb.
KUŞADASI/ AYDIN
22 Ağustos 2011

http://www.ahmetakyol.net/index.php?option=com_content&task=view&id=8766&Itemid=44

SAYIN CANERHAN TİPİ'Yİ BU KONUDA SAYIN AHMET AKYOL'UN BİR YAZISI İLE DESTEKLİYOR VE  GÖNÜLDEN KATILIYORUM.

-- 
Selam ve Sevgiler...

M.Kemal Adal

adalkemal1@gmail.com

9 Kasım 2011 05:10 tarihinde Canerhan Tipi <canerhant@gmail.com> yazdı:

Babamın okulu  olan ve de babamın kitabını yazıp, benim de editörlüğünü yaptığım KULELİ'yi satmaya kalkışanlara hakkımı helal etmiyorum, babam da etmiyor yattığı yerden!!!!!

Haydarpaşa Garı (video)

http://www.youtube.com/watch?v=YS6JHBe475A

1917'de emperyalistlerin saldırısı sonucu ağır yaralanan ve Cumhuriyet döneminde yeniden milletimize kazandırılan Haydarpaşa Garını satmaya kalkışanlara hakkımı helal etmiyorum...

Canerhan Tipi

Not: piyasada kitabın mevcudu yoktur, reklam yaptığım sanılmasın...

 

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   GUL BAHCESI  Gece gul bahcesinde ararken seni Gulden gelen kokun sarhos etti beni Seni anlatmaya baslayinca gule Baktim kuslar da dinliyor hikayemi.  OMER HAYYAM   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder