10 Nisan 2014 Perşembe

Re: [UNITED-TURKS] Fw: Yan: [OzgurGundem] Re: [desifre] Re: [AdaletveKalkinma] Deccal-i

Arkadaşlar,
Şunu belirteyim, Ahmet Doğan Şahin Beyefendiye kızgın değilim.
Nefretim, öfkem yoktur.
Bu güne kadar herhangi türden bir gerçeği önümüze serdiğini görmedim, duymadım.
Bizlerin herhangi şekilde paradoks ya da yanılgısını da ortaya koymamıştır.
Sinirlerim bozulmamıştır.
Kızmadım.

Samimi düşüncemdir, kızdığım, öfkendiğim için de değildir.
Ahmet Bey'de ciddi muhakeme ve idrak sıkıntıları olduğunu düşünüyorum.
Bunun bir bölümünün yaşından kaynaklandığını düşünüyorum.
Bir bölümünün de tamamıyla kültürel olduğunu düşünüyorum.

Onu muhattap alarak yazdıklarım onu örnek göstererek toplumun geneline ulaşmak içindir.

Son yazımda dikkatinizi çekmek istedim.
Peygamberliğini, tanrılığını iddia edenler başka kimseler de vardır.
Bunların bir bölümü şizofrendir.
Bir bölümü temporal epilepsi dediğimiz, beynin görme merkezini tutan bir tür epilepsi hastalarıdır.
Bir de tıpkı bu iki hastalıkta olduğu gibi sanrılar yaşatan kimyasal maddelerin kullanımı vardır.
Ortak payanda sanrıların olmasıdır.
Biz böyle bir iddia karşısında gerçeğin ne olduğunu sınama imkanından maalesef yoksunuz.
Bu durumda ya bu iddiaların tamamını doğru saymamız lazım, ya da bunları ciddiye alamamamız lazım.
Bu iddialar arasında keyfi şekilde taraf tutmak akılcı değildir, onu söylüyorum.
Hoşumuza giderse din, hoşumuza gitmezse hezeyan demek saçmalıktır.

Kendi kendine sanrılar görmeyen, göremeyen insanlara müjdeli haberlerim var.
Arzu edenler Allahı birebir, hapa hap karşı karşıya görebilir.
Onunla oturup konuşabilir.
Hatta kendisinin Allah olduğunu görmek isteyenler varsa bu da imkan dahilinde.
Yeni bir icat sunmayacağım.
Taaa çok eskilerden beri ilahiyatla uğraşanların çok iyi bildikleri bir çok yöntem bir arada kullanılır.

İlk ve en önemlisi telkindir.
En güçlüsü budur.
İnanmanız ilk ve en önemli gereksinimdir.

Bundan sonraki yöntemler algı, duygulanım, idrak ve muhakemeyi etkileyen yöntemlerdir.
Sufilerin çokça kullandığı nefes yöntemi bedeni alkoloza sokar ve bilinç bulanıklığı yapar.
Zikir sihirli olduğu düşünülen kelimelerin tekrarıdır, kuvvetli bir telkin yöntemidir.
Semah da denge merkezini bozar, kuvvetli bir yoğunlaşma ve telkin sağlar.
Belirli ilahiler, şarkılar, danslar, seremoniler bunlar gerekli atmosferi ve ambiansı sağlar.
Bunlar hep yan yollardır.

Ben tanrıya ulaşmanın ana yoluna geleceğim.
Halusinojen maddeler kullanacaksınız.
Bu size sadece Şizofrenlerde ve Temporal Epilepsi hastalarında olan bir yeteneği verecek.
Sanrılar göreceksiniz.
Sanrılarınız çok canlı, çok renkli, çok gerçekçi olacak.
İşte burada telkin ve niyet devreye giriyor.
Neye niyet ettiyseniz, en çok neyi telkin ettiyseniz sanrılarınız bu yönde gelişecek.
İsa Mesih Hazretlerini görmeye mi niyet ettiniz, Hz. Muhammedi görmeye mi niyet ettiniz.
Artık herşey olabilir bu, Yerlik Han, Erlik Han, Zeus, İsis, Mitra, Baal, Ahura Mazda, Ehrimen, El-İlah(Allah), El-Lat, El-Menat, El-Uzza, Kibela(Kıble), Yehova.
Niyet ve telkin önemli.
Karşınıza geçer, konuşursunuz, birebir istediğinizi sorarsınız, o da cevap verir.
Aslında bilmelisiniz ki o cevaplar aslında sizin cevaplarınız.
Ama o kadar gerçekçi canlı olur ki, kendi cevaplarınızı ilahın cevapları sanırsınız.

Aslında halusinojen maddeler kullanarak kendinizi ilah olarak da görebilirsiniz, belki de şeytan, belki de bir yaratık.
Uzuvlarınız çok büyük, çok küçük olabilir.
Kendinizi uçarken, yer altında giderken görebilirsiniz.
Bir anlamda rüyalarınızı uyanıkken yaşarsınız.
Elbette uyanıkken gördüğünüz bu rüyalar, yani hülyalar kabuslar şeklinde de olabilir.
Böcekler etinizi yiyebilir, etiniz kopup, parçalanabilir, zebaniler üstünüze çullanıp sizi boğabilir.
Burası tamamen sizin önceden içine girdiğiniz telkin ve niyetle ilgili.
Hazırlık yapmanız lazım yani.
Ama iyi yönde olması lazım.
Yoksa daralırsınız.

Halusinojen madde kullanımı ilahiyatçılarda çok yaygındır.
Sufi dervişler, miskinler, şamanlar, kamlar, Mecusi, Mısır rahipleri, Hint fakirleri ve aklınıza gelen bütün arkaik dinlerin ilahiyatçıları kullanmıştır.

İşleri daha kolaylaştırmak için, halusinojen maddenin yanına biraz da öfori veren bir madde eklemelisiniz.
Bu size enerji, heyecan, hareket verir.
Düşünceleriniz de enerjik, heyecanlı olur.

Eski Türk(!?)lerde bütün bunların yanında yaygın şekilde alkol kullanımı da vardır.
Zaten şamanların büyük bölümü border-line şizofrendir.
Birazcık yardımla kolayca öbür tarafa geçebilirler.
Siz önceden sorularınızı şamana söylersiniz.
O da bütün bu teknolojileri kullanarak trans haline geçtiğinde ilgili ilaha sorar.
Ayıldığında duyduğu ve öğrendiği her şeyi size anlatır.
Böylece sorularınızın cevaplarını alırsınız.

Görüldüğü üzre ilahlara çok fazla yaklaşmak isterseniz, algı, duygu, idrak ve muhakemenin bozulması şart.
Çoğu insan bu kadarını yapmaz, yapamaz, korkar.
Onlar yolun az bir bölümünü gitmeye tav olurlar.
Ağırlıklı olarak niyet, telkin, nefes, zikir, semah çoğu insana yeter.
Aslında basit insanların niyet ve telkin aşamasında kalması fazla fazla yeterlidir.

Halüsinojen Madde Halüsinasyon Gücü
LSD Çok Güçlü
Psilosibin (Mantarlar) Güçlü
Salvinorin A Güçlü
Meskalin Güçlü/Orta
Benzidamin Düşük
Biraz atmosfer, biraz ambiyans, biraz niyet, biraz telkin ve ritüel.
Gündelik yaşamda normal insanlar bu kadarını yapar.
Niyet eder, belirli bir seremoniyi tamamlar ve rahatlar.
Artık görevini yapmışıtır.
İlahlar ona dokunmayacak, işleri yolunda gidecek, sevdikleri, kıymetlileri korunacak.
Buradaki korunma birazda mafyanın koruması gibidir.
Nasıl mafya sizi kendi zararından korumak üzere haraç alır onun gibi.
İbadet en çok sizi taptığınız ilahın zararlarından korur.

Şimdi diyeceksiniz ki, bu kadar teorik lafın, bir de pratiği olmayacak mı?
O da var.
Astral seyahate çıkmak için...
Halusinojen madde olarak zirve LSD.
Pahallı, bulunması zor, yasa dışı.

Öfori, keyif, heyecan veren maddeler.
En kolayı esrar.
Kokain, amfetamin, eroin.
Bunlar da yasadışı.
Dikkat...

Eroin tehlikelidir.
Tek dozu bile bağımlı yapar.
Paranız biter, erkek de olsanız kadın da olsanız kendinizi satarsınız.
Satılabilir herşeyi satar, herşey bitince de altın vuruş yaparsınız.
Buna dikkat.
Eski Türk(!?) filmlerinde iyi aile kızlarını kötü yola düşürmek için kullanılır.
Ve gerçekten böyle kullanılabilir.

Bir de halusinojen, keyif, enerji, veren yeni kuşak karışık sentetikk maddeler var.
Bütün bunlar tanrıya ulaşmanıza yardımcı olur.
Gerçekten....
Bu işlere bulaştıktan sonra harbiden(!) tanrıya kavuşmanız çok sürmez.

Zaten bu yüzden eski şamanların, kamları, rahiplerin her zaman birkaç tahtaları eksiktir.
Benden söylemesi, tanrıya ulaşmak hem kolaydır, hem de zordur.
Madem bu kadar meraklı olanlar var, bir kolaylık olsun dedim.

Oraj POYRAZ.


On 10.04.2014 07:08, ZEKI SAHIN wrote:
Arkadaşlar,
 
Sayın Ahmet Doğan Şimşek Beyefendiye olan kızgınlığınız ve öfkeniz sizden farklı düşünmesinden kaynaklanıyor. Gerçekleri olduğu gibi gözler önüne sermesi ve inançsız/inanç düşmanı kesimin paradokslarını ve yanılgılarını ortaya koyması sinirlerinizi bozuyor. İlla herkes dünyaya sizin gözlerinizle bakmak ve sizin gördüğünüz gibi görmek zorunda değil ki? Eleştirebilirsiniz ama faydalanmaya da çalışın. Bakın ben herkesin yazdıklarından kendime bir pay çıkarıp fayda temin etmeye çalışıyorum. Kızacağınıza anlamaya çalışın. Bakın ben de sizlerin bazı yazılarınızı beğenmiyorum ve eleştiriyorum ama hepinize hem saygı hem de sevgi duyuyorum. Neden mi? Çünkü "karınca kararınca" bir mücadele veriyorsunuz. Burada verilen mücadele ile bir öok insanı uyandırıyor, uyarıyor, farklı görüşlerden haberdar olmasını sağlıyor ve cehaletle, az bilgiyle aşırı tepki vererek toplumda huzursuzluk çıkarmasını belki de engelliyorsunuz.
 
Değer verdiğim, önem verdiğim ve saygın gördüğüm birisine karşı göstermiş olduğunuz bu tahammülsüzlüğü kınıyor ve sizleri ayıplıyorum.
 
Selam, sevgi ve saygılarımla.
 
Mustafa Zeki ŞAHİN
 
 
 
 
On Wednesday, April 9, 2014 6:18 PM, "zekisahin@yahoo.com" <zekisahin@yahoo.com> wrote:
 
Oraj Bey, ben de kafayı bozdum. İlgi çekmek için elime süpürge alıp, kafama kova geçirip fotoğrafımı çektirip face ile paylaşacağım. Altına da "fal bakarım" yazacağım.... :)
Android'de Yahoo Mail'den gönderildi

From: Oraj POYRAZ <oraj.poyraz@openmail.cc>;
To: Siyasetmeydani GURUP <SiyasetMeydani@yahoogroups.com>; Oraj POYRAZ <orajpoyraz@emaildodo.com>; <cimcime1.OhO5xW1nuX4Ycsd6kWhD@blogger.com>; Ozgur_Gundem GURUP <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com>; H9Yfbr GURUP <H9yfBR@yahoogroups.com>;
Subject: [OzgurGundem] Re: [desifre] Re: [AdaletveKalkinma] Deccal-i
Sent: Wed, Apr 9, 2014 9:08:28 AM

 
Ben de bunu anlamıyorum.
Benzer sözleri Hz. Muhammed söylediğinde bir sıkıntı yok.
Fettullah Gülen söylediğinde akıl hastası diyorsunuz.

Şu dünyada tanrıyla güreştiğini söyleyen peygamberler görüldü.
Tanrıyla birebir karşı karşıya gelip hasbıhal ettiğini söyleyenler de oldu.
Bazıları tanrıyla karşı karşıya gelmeyi uygun görmedi onlar da meleklerle görüştüler.
Görüşmeler kimi zaman uyanıkken yüz yüze oldu, bazen de rüyada oldu, bazen de hülya şeklinde oldu.
Tanrı emrettiği için evladını kesmeye kalkan da oldu.
Tanrının bir şekilde bir bakireyi kendi dölüyle hamile bırakıp, kendi doğumunu sağladığını söyleyenler de oldu.
Daha neler, neler?!

Ne fark var?
Her ikisinin de sözlerinin kendilerinden başka güvencesi yok.
Her ikisinin de sabit kanıtları yok.
Şahitleri yok.

Birisi peygamber oluyor, öbürü meczup.
Bu durumda diğer peygamberlerin, ya da bir başka bakışla da meczupların hakkı yenmiş olmuyor mu?
Hasan Mezarcının da hakkını yemiş olmuyor musunuz?
Adnan Hoca var bir de, adama şizofren diyoruz?
Gerçekle bağını koparmış, paranoid hezeyanları var diyoruz.
Ya Adnan Hoca gerçekten Allah'la bağlantı kurduysa?
Ne olacak bu durumda?

Erzincan'lı müslüm koca 1962 yılında bir iftiraya uğramıştı. kurtulunca ilk doğacak oğlunu allaha kurban adamıştı.
2 aylık oğlunun gözlerini bağlayıp boğazını kesti. adağını yerine getirmişti.
Bu gerçek bir olaydır ve din adına yapılan vahşetlerden sadece biridir.
tarık akan'ın canlandırdığı, adak isimli bir filmi de vardır.
İslamdan korkmamız gerekir mi?


__._,_.___
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (1)
KORKMA, SONMEZ BU SAFAKLARDA YUZEN AL SANCAK!
SONMEDEN YURDUMUN USTUNDE EN SON OCAK....
.

__,_._,___

--
zaryop:jaro
Aslinda ayriliklar degilde, gidenin sevmedigi halde ? seviyorum ? demesi en cok koyuyor insana.

Cemal SUREYYA
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder