Hangi tip ekonomi yorumcusu olduğunu öğrenmek istemez misin?
DİKKAT Aşağıdaki makale kesinlikle bana ait değildir. Kaynak bağı makale başlığında yer almaktadır. |
İki bilgi çağlayanı altında en büyük yenilgiyi almış görünüyoruz. Biri kişisel gelişim diğeri ekonomi yorumculuğu. Kişisel gelişim sektörü milyarlarca liralık bir pazar yaratmış durumda. Ekonomi yorumculuğu ise artık herkesin ortak özelliği. Mevlana'ya özgülenmiş bir aforizmayı "Anlayana" ön açıklamasıyla yayınlayarak kişisel gelişiminin ne kadar üst seviyede olduğunu gösteren milyonlar var bu ülkede. Tıpkı grafiğe bakıp doların yükseleceğini söyleyen milyonlar olduğu gibi. Her ikisinin ortak özellikleri olan demogoji, retorik ve boş laf bu yenilgide etkili olmuş olabilir; ya da mistisizm arayışı, kontrol ilüzyonu veya değişim arzusu gibi daha karmaşık etmenler. Her ne olursa olsun, son tahlilde hem kişisel gelişim hem de ekonomiyi anlama ve yorumlama konusunda maalesef başarısız olduk.
Gün içinde sosyal medyadaki yorumların büyük bölümü ekonomi üzerine. Herkes bir şeyler paylaşıp bir şeyler yorumluyor. Televizyonlarda gördüğümüz de pek farklı değil. Eğer bu tür yorumları takip eden biriyseniz, farklı tarzların oluştuğunu görmüşsünüzdür. Göremeyenler içinse biz bir kere daha özetleyelim. Fakat bu kez kişisel gelişim penceresinden sınıflandırarak.
Hangi tip ekonomi yorumcusu olduğunuzu öğrenmek istiyorsanız, buyurun:
1- Piyasa şamanları
Her ayrıntıyı takip ederek bizlerle paylaşırlar. Meksika'nın kredi notundan İtalya'nın işsizlik oranına kadar her şeyi yorumlarlar. Bu gereksiz ayrıntılarla doğru kararlar verileceğine inanırlar. "Büyüme rakamları endişe verici, faiz oranları düşündürtücü, New York borsasında kırılganlık yüksek, sıkılaşma var, esneme devam ediyor" gibi bir ton detaycı yaklaşım. Kendilerini şamanlar gibi şifacı sanırlar ve abartılı detaycılıkları nedeniyle kendilerine saygı duyulmasını beklerler. Her ayrıntıyı takip ederek geleceği gördüklerini sanırlar ama aslında gördükleri piyasanın onlara gösterdiği sıradanlıklardır. Yani herkesin bildikleri. Şu kızılderili fıkrası piyasa şamanlarını oldukça güzel anlatır: Kızılderililer, kabilenin şamanına başvurarak kışın nasıl geçeceğini sorarlar. Şaman, bu teknoloji çağında büyüyle bu işin anlaşılamayacağını kavradığından ihtiyatlı davranarak sert geçeceğini ve yeteri kadar odun toplamalarını ister. Kızılderililer odun toplamaya gidince şaman da şehirdeki meteoroloji istasyonunu arar ve kışın nasıl geçeceğini sorar. Yetkili soğuk geçeceğini söyler. Bunun üzerine şaman kabilesini toplar ve kış soğuk geçeceğinden daha çok odun toplamalarını ister. Bir süre sonra tekrar meteoroloji istasyonunu arar. Yetkili yeniden çok soğuk geçeceğini söyler. Şaman tekrar kabileyi toplar ve kışın sert geçeceğini ve buldukları tüm çalıçırpıyı toplamalarını ister. Birkaç gün sonra tekrar istasyonu arar ve kışın sert geçeceğinden gerçekten emin misiniz diye sorar. Yetkili evet soğuk geçecek der. Şaman nasıl bu kadar eminsiniz diye yeniden sorar. Yetkili yanıtlar: "Kızılderililer deliler gibi odun topluyor."
2- Kundalini teknikçiler
İnsan vücudunda gizli bir yaratıcı enerjinin olduğunu sanan Kundalini gelişimcileri gibi bu tür yorumcular da gizli enerjinin grafiklerde olduğunu sanırlar. Sonra da bu enerjiyi açığa çıkararak yatırımcılara hayat verdiklerini düşünürler. Bir nevi grafikten enerji çıkarırlar. Önlerine bir grafik koyarlar, üzerine çizgiler ve işaretler eklerler ve sonra başlarlar yorumlamaya. Altının teknik seviyesine yaklaştığını, omuz baş omuz ile fiyat hedeflerini belirlediklerini, aşağı trendin satış baskısını arttırdığını ya da Bollinger'in üst bandı zorladığını Kundalini teknikçilerinden öğrenebilirsiniz. Hem anlatan hem dinleyen kişisel olarak geliştiğini düşünür ve öngörülerinin isabetliliği ile övünür. Ama bu öngörüleri kullanarak şu kadar para kazandım diyenini asla göremezsiniz.
3- Birlik bilinci sakinleri
Kişisel sınırların ortadan kalktığını, diğer insanlarla ve doğayla birleştiğini duyumsayan birlik bilinci sakinleri finans dünyasında da kendilerine yer bulmuştur. Sakin, ağırbaşlı ve yukarıdan bakan bu tayfa teknik analizcileri de küçümserler. Genelde onların yaptığı The Economist, FT, Daily News gibi "ağır abi" kanalların haberlerini paylaşmaktır. Öngörü yapmayı sululuk olarak gören bu yorumcular "Bak Mahfi Hoca bunu dedi, al işte Erdinç Hoca bak nasıl buyurdu, gördün mü bak Emre Hoca nasıl eyledi" gibi paylaşımlarıyla da ahaliye "ayar" verirler. Gün boyu retweet ettikleri uzun makaleleri kendileri okusa 72 saatte bitiremezler ama diğer yorumcuları eleştirmeyi çok iyi bilirler.
4- Reenkarnasyoncular
Farklı zaman dilimlerinde farklı yerlerde geçen olayları deneyimleyebilen reenkarnasyoncular gibi davranan bir ekonomi yorumcusu kuşağı gelişmiştir. "Şu tarihte dolar şuydu, bak şimdi de aynısı oldu" ekseninde dolanır dururlar. "İşsizlik oranı 1929 Ekonomik Buhranında da aynıydı, Keynes bunu o zamandan söylemişti ya da Lale krizini anlasaydık Enron krizi olmazdı" gibi derin bir geçmiş yaşam deneyimi sunarlar. Sanırsın adam 500 yıldır ekonomist. Benzetecek bir şey bulamasalar iki eski fotoğraf koyup "Bilmem hatırlayabildin mi?" diye sorarlar. Sanki fotoğrafı kendisi çekti! Bu tür yorumculara biraz fazla takılınca insan kendini rahatlıkla psikiyatrist koltuğunda hissedebilir.
5- Varlık görücüler
Görünmeyen varlıkları gördüğünü sanan kişisel gelişimciler gibi "derin" bir ekonomik yorumcu sınıfı oluşmuştur. Sürekli gizli bir varlıktan haber alır gibi yorum ve öngörü yaparlar. "Fed Başkanı Yellen şunu dedi, dolar yükselecek, ECB Başkanı Dragi tersinden kalktı, euro düşecek" tarzı bir yorum anlayışları vardır. "Bernanke şöyle derse biz böyle oluruz, Uruguay faizleri yükseltirse ayvayı yeriz veya Fitch ratingimizi düşürürse naneyi yeriz" gibi yorumlarla günü akşam ederler. Sanırsın Fed Başkanı açıklama değil vahiy gönderiyor.
6- UFOcular
Uzaylı görmüş Türk'ün halleri ekonomi alanında da kendini gösterir. Dünyanın değişik yerlerinden alakalı alakasız rapor, grafik ya da açıklamaları bulur getirirler. Mali'nin enflasyon raporundan son on yılın hedge fon gelirlerine, Çin'in Kuala yavrusu üretiminden Bolivya'nın kahve fidanı sulama miktarına kadar ne kadar gereksiz bilgi var, uzaylı görmüş gibi anlatırlar. Altına da not düşerler, "Mutlaka herkes okumalı!" İyi de canım kardeşim, bu raporu okuyunca ne olacak, hangi sorumuza yanıt bulacağız, Kuala mı yetiştireceğiz, ne oluyor? Sorularınıza yanıt alamasanız da ufo gördüğünü söyleyenler ekonomi yorumculuğunda hiç eksik olmaz.
Anlamadan anlatmak dünyanın en zor işi. Ekonomiyi yanlış anlama ve yorumlama konusunda gerçekten çok başarılıyız. Herhalde bu işi dünyada bizden daha iyi yapan yoktur.
a45UyF587661-150403104030 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/04/03 11:43 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
Korkulan her sey zarar vermez.
Hz.Ali
Zumer, Casiye, Ahkaf surelerinin baslarinda bulunan -Kitabin indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir anlamindaki ayetler de Risale-i Nur a isaret ediyorlarmis...
Said-i Nursi ye gore: bu ayetlerde Risale-i Nur un adina kendisine, ne zaman yazilacagina ve ne zaman yayilacagina Cifir yoluyla isaret ediyor.
Cunku Risale-i Nur, Kur an semasindan ve ayetlerin yildizlarindan inmistir
Indirilen kitapla hem Kur an-i Kerim, hem de Risale-i Nur anlatilmak isteniyor
Kitabin indirilisi sozu, ebced hesabiyla, Risalet-un-Nur adinin sayi degerine, cok az bir farkla denk geliyor
Said-i Nursi ye gore; ayetlerin anlami soyle oluyor:
Kur an-i Kerim in ve Risalet-un-Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir
Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
Aliskanlik
Bir koylu kadin, bir danayi dogar dogmaz kucagina alip sevmis, sonra da bunu adet edinmis, her gun danayi kucagina alip tasirmis; sonunda buna o kadar alismis ki dana buyuyup koskoca okuz oldugu zaman, onu yine kucaginda tasiyabilmis. Bu hikayeyi kim uydurduysa, aliskanligin ne buyuk bir guc oldugunu cok iyi anlatmis olacak. Gercekten aliskanlik pek yaman bir hocadir ve hic sakasi yoktur. Yavas yavas, sinsi sinsi icimize ilk adimini atar; baslangicta kuzu gibi sevimli, alcak gonulludur ama, zamanla, oraya yerlesip koklesti mi, oyle azili, oyle amansiz bir yuz takinir ki kendisine, gozlerimizi bile kaldirmaya izin vermez... Bence en buyuk kotuluklerimiz, kucuk yasimizda belirmeye baslar ve asil egitimimiz bizi emzirip buyutenlerin elindedir. Cocuk bir tavugun boynunu $ikar, kediyi, kopegi oyuncak edip yara bere icinde birakir; anasi da ona bakip eglenir. Kimi baba da, oglunun savunmasiz bir koyluyu, bir usagi olduresiye dovdugunu, bir arkadasini kurnazca ve kahpece aldattigini gordugu zaman, bunu yigitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimligin, zorbaligin, donekligin asil tohumlari, kokleridir; cocukta filizlenirler, sonra aliskanligin kucaginda, alabildigine buyuyup gelisirler. Bu kotu yontemeleri yasin kucuklugune ve isin onemsizligine bakarak hos gormek tehlikeli bir egitim yoludur. Once su bakimdan ki, cocukta doga egemendir ve doga asil yeni tomurcuk salarken katiksiz ve gurbuzdur; sonra da, hirsizligin cirkinligi, calinan seye gore degismez ki: Ha altin calmissin, ha bir igne.
Michel de Montaigne : Denemeler
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder