30 Mayıs 2016 Pazartesi

İstanbul'un Karanlık Fethi

 


İstanbul'un Karanlık Fethi

İSTANBUL'UN FETHİ/İŞGALİ

"İstanbul feth/işgal edildikten sonra II. Mehmet bir ferman yayınlıyor ve bu fermanda Constantinople'de yaşayan herkesin canına malına ve namusuna dokunulmayacak, bütün gayrimüslimler Osmanlı'nın koruması altında olacaktır" yalanı Türkiye'de resmi tarihte geçmektedir. İlginç olan, II. Mehmet İstanbul'u aldıktan sonra Constantinople'nin en büyük kilisesi Ayasofya'yı camiye çevirmesi Türkiye'de doğalmış gibi anlatılmaktadır. Hem başka bir dinin mabedini kendi dinin mabedine çevireceksin hem de II Mehmet'in hoşgörülü olduğunu söylemeyi sürdüreceksin. Yine Sana ait olmayan bir şehri alacaksın ve buna fetih diyeceksin, işgal demeyeceksin ama başkası aynı şehri 13 Kasım 1918 de almaya kalktığında buna işgal diyeceksin. Esasında işgal ile fetih aynı manayı ifade etmektedir. Sana ait olmayan bir şehri zorla ele geçirmeye alan açısından fetih, şehri kaybeden açısından işgaldir.

İstanbul'un fethi/işgali ile ilgili Halil İnalçık'ın "Tarihçilerin Kutbu" ve Erdoğan Aydın'ın "Fatih ve Fetih: Mitler ve Gerçekler" kitaplarında ayrıntılı bir bilgi verilmektedir. Constantinople, Osmanlı tarafından alındıktan sonra ki aşama için Erdoğan Aydın ne yazmış bakalım.

"Türkler şehirdeki pek çok Hıristiyan'ı kılıçtan geçirdiler. Yollar sanki yağmur yağmış gibiydi ve dereler kadar kan akıyordu. Gerek Hıristiyanların gerek Türklerin ölü vücutları Çanakkale denizine atıldılar. Bunlar kanallardaki havuzlar gibi suyun üstünde yüzüyorlardı (s.68)

Fetih sonrası talan meselesinde Aydın diğer yazarlardan aktarmalar yapmış:

" … yataklarında uyuyan kadınlar karabasanlar yaşamışlardır. Elleri insan kanıyla boyanmış kılıçlı insanlar, rastlantı sonucunda bir araya gelmiş olan bu her ırk ve milletten oluşan kalabalık, vahşi hayvanlar gibi evlere girmişler, kadınları acımasızca sürükleyerek caddelere çıkarmışlar ve orada kendilerine her türlü kötülüğü yapmışlardır … Ve kiliselerin kirletilmesi, yağmalanması … böyle bir şey nasıl anlatılabilir ki? İkonaları ve kutsal emanetleri ve diğer eşyaları saygısızca yere fırlattılar … bazılarını ateşlere atarken, diğerlerini parçalayıp sokaklara saçtılar. Eski zamanın kutsal ölülerinin mezarları açıldı ve kemikleri parça parça edilip sokaklara atıldı. Kutsal kupaların kimi içmek için kullanıldı, kimi eritilip satıldı … " (1)

" … güneş doğalı çok olmamıştı ki, şehir Türkler tarafından ele geçiriliyor ve yağma başlıyor; mukavemet gösterenler öldürülüyor, ihtiyarlar ve cüzamlılarla hasta kimseler parça parça ediliyordu. Teslim olanları esir alıyorlardı." (2)

"Küçükler ve çok yaşlılar para etmedikleri için orada öldürüldü. Erkekler iplerle bağlandılar, kadınlar ikişer üçer kişilik gruplar hâlinde birbirlerine saçlarından bağlandılar. Bizanslı görgü tanıkları, küçük kız ve oğlanların sunak masaları üstünde ırzlarına geçildiğini ve büyük kilisenin onların çığlıklarıyla çınladığını anlatırlar."(3)
Bunları hemen hemen aynı açıklıkla Osmanlı tarihçileri de yazmışlar:
" … Şehrin içine girdiler. Yağma ve talan ettiler. Oğlanlarını, kızlarını ve mallarını alıp esir ettiler. Sultan Mehmet dahi evleri için yağma buyurdu. O sırada tutabilen tuttu. Müslümanlar şöyle mala gark oldular ki, İstanbul'un yapıldığı 2400 yıldan beri toplanan mal hep gazilere nasip oldu. Üç gün yağma ettiler. Üç günden sonra yağmayı yasakladılar." (4)
"Hisar fetholundu. İyi yağmalar ve doyumluklar oldu. Altın, gümüş ve mücevherler ve her türlü kumaşlar gelip pazara döküldü. Satmaya başladılar. Halkını esir ettiler. Tekfurunu öldürdüler. Güzel kızlarını gaziler bağırlarına bastılar." (5)
Bu Konuda Emine Çankara'ın kitabında da İstanbul'un alındıktan sonra nasıl yağmaladığı anlatılmaktadır:
" O zaman Fatih'in yanında, meşhur Beylerbeyi Hamza Bey'in oğlu, Mahmut Paşa'nın katibi Tursun Bey. Tursun Bey Tarih-i Ebu'l-Feth'de gerçeği anlatıyor. İmparatorlar o zaman kırmızı çizme giyerlerdi. Ölüsünü çizmelerinden teşhis ediyor, getiriyorlar. Fatih fetihte saltanat rakibi Emir Süleyman oğlu Orhan'ı da yakalattı ve idam ettirdi. (...) Orhan, Bayezid'in oğlu Süleyman Çelebi'nin oğlu. İstanbul'a sığınmış, sultanlık iddia ediyordu. Fatih'e karşı surlarda savaştı. Fatih'in ilk işlerinden biri imparatorun ölüsünü buldurmak ve Orhan'ı buldurup idam ettirmek.. Çelebi Mehmed'in soyundan gelenler saltanatın hakiki sahibidir, Fatih bu soydan gelir. Halbuki Orhan, Çelebi Mehmed'in kardeşi Süleyman Çelebi'nin oğludur."(6)
II. Mehmet'in İstanbul'u aldıktan sonra yağma yapmaması hem İslam hukukuna hem de tarihe aykırıdır. Şehir alındıktan sonra 3 gün yağmalanmıştır. O devirde savaşların nedenlerinden birisi de yağmaydı. Askerlerin savaşa gitme nedeni ganimet elde etmekti. Bu ganimetin içinde para, mal mülk olduğu kadar erkek ve kadın köle (cariye) elde etmek de vardır. Çünkü askerler bekârdır ve cariyeleri cinsel ihtiyaçları için kullanacaklardır ki biz buna günümüzde tecavüz diyoruz, köleleri ise esirciyan pazarlarında satarlardı. II. Mehmet (Fatih) kundaktaki on bir aylık kardeşi Ahmet'i boğdurmuştur, Hurifileri canlı canlı yaktırmıştır.

KAYNAKÇA:

1- Kritovulos, "İstanbul'un Fethi", İstanbul, 1967, s. 72

2- Zorzi Dolfin, İstanbul'un Muhasarası ve Zaptı – Maalesef metinde bu kitabın künyesi yok

3- Sndrew Wheatcroft, "Osmanlılar", İstanbul: Altın Yayınları, 1996, s. 37

4- Oruç Beğ Tarihi, İstanbul: Tercüman Yayınları, s. 109

5- Aşık Paşaoğlu Tarihi, İstanbul: M.E.B. Yayınları, 1992, s. 119

6- Emine Çaykara, Tarihçilerin Kutbu, "Halil İnalcık Kitabı", Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Nehir Söyleşi 16, 2005, Sayfa 460-461.

^Yazı tarafıma ait değildir. Kimin derlediğini bilemediğimden izin almadan paylaşmak zorunda kaldım.^

27th November 2013, Mehmet Mirioğlu tarafından yayınlandı


http://alfa-sorgulama.blogspot.ch/2013/11/istanbulun-karanlk-fethi.html?view=magazine

 
a45UyF587661-160530113710 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/30  13:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 


Sizi tanimiyorum!
Sizin yasalarinizi, nizaminizi, kuvvete dayanan yetkinizi tanimiyorum!
Bu yuzden asin beni.(1870-1887)

Louis Lingg

Meryem in kardesi
MERYEM 19/27-28.cocugu alip kavmine getirdi, onlar: meryem!
Utanilacak bir sey yaptin.
Ey harun un kizkardesi!
Baban kotu bir kimse degildi, annen de iffetsiz degildi dediler.

Levent ERTURK : BIR AFRIKA YARATILIS OYKUSU - TANRI BUMBA

levbaba@yahoo.com

Bir Orta Afrika halki olan Boshongo kabilesinin yaratilis miti. Boshongolar, Tanri ya Bumba derler.

***

Baslangicta, karanliklar icinde, sudan baska hicbir sey yoktu. Ve Bumba yalnizdi.

Bir gun Bumba, karninda cok siddetli bir aci hissetti. Ogurdu, zorlandi, kasildi ve sonra Gunes i kustu. Boylece her yeri i$ik kapladi. Gunes in isinlari suyu kurutmaya basladi, ta ki Dunya nin kara uclari gorunene kadar. Siyah kumsallar ve kayaliklar gorulebiliyordu. Fakat yasayan hicbir sey yoktu.

Bumba, Ay i ve yildizlari kustu, simdi gecenin de kendi isigi vardi.

Fakat Bumba nin hala karni agriyordu. Bir kere daha ogurdu ve ortaya dokuz tane canli cikti: Koy Bumba isimli bir leopar, sorguclu kartal Pongo Bumba, timsah Ganda Bumba, ve Yo isimli kucuk bir balik, sonra, yasli kaplumbaga Kono Bumba; ve leopar kadar hizli hareket eden, olumcul, guzel Simsek Tsetse; sonra beyaz balikcil Nyanyi Bumba, ayrica bir bocek, ve Budi isminde bir keci.

Bunlarin hepsinden sonra insanlar geldi. Bir suru insan vardi, fakat sadece bir tanesi Bumba gibi beyazdi. Onun adi Yoko Lima idi.

Ortaya cikan yaratiklar diger yaratiklari dogurmaya basladi. Balikcil butun kuslari yaratti, caylak haric. Timsah ise yilan ve iguanayi yaratti. Keci, butun boynuzlu yaratiklari olusturdu. Kucuk balik Yo, tum denizler ve sulardaki baliklari yaratti. Bocekten diger bocekler cikti. Yilanlar kivrilarak cekirgeleri ortaya cikardilar ve iguana boynuzu olmayan tum hayvanlari cikardi.

Sonra, Bumba nin uc oglu dunyanin geri kalanini bitireceklerini soylediler. Ilk oglu Nyonye Ngana beyaz karincalari yaratti fakat gorevini bitirebilecek kadar guclu degildi, bu yuzden oldu. Yine de karincalar hayattan ve varolmaktan mutlu olarak topragin derinliklerine indiler, corak topraklari kapladilar ve yaraticilarini onurlandirdilar.

Ikinci ogul, Chonganda, muhtesem agaclarin, otlarin, ciceklerin, bitkilerin fiskirdigi yesil bir alan yaratti. Ucuncu ogul, Chedi Bumba, farkli bir seyler yapmak istedi, fakat tum cabalarina ragmen Kite isimli bir kustan baska sey yaratamadi.

Butun bu yaratiklar icinde sadece Simsek Tsetse sorun cikariyordu. Basa o kadar cok bela olmaya basladi ki sonunda Bumba onu gokyuzune kovaladi. Insanlar atesi bilmiyorlardi, Bumba onlara agaclardan nasil ates cikarilacagini ogretti. Onlara, her agacin icinde ates bulunur dedi ve sonra agaci delip atesi nasil ozgurluge kavusturacaklarini anlatti. Bugun bile, bazen Simsek Tsetse yeryuzune sicrar ve etrafa zarar verir.

Sonunda, butun yaratma isleri bittiginde, Bumba baris icindeki koylere yurudu ve insanlara dedi ki: Bu mucizelere sahip cikin. Onlar size aittir.

Boylece Bumba, yaraticimiz ve ilk atamiz, her gun gorup kullandigimiz tum mucizeleri yaratti ve insanlarla diger yaratiklar arasindaki barisi sagladi.

***

Kaynak:

Maria Leach, Baslangic, dunyanin her yerinden yaratilis mitleri, Boshongo kabilesi bolumu (The Beginning, New York, 1956, pp.145-6; translated and adapted from E. Torday and J. A Joyce, Les Boshongo, pp.2)

Tercume: Levent Erturk
https://leventerturk1961.wordpress.com/2015/08/26/bir-afrika-yaratilis-oykusu-tanri-bumba/

- - - - - -

Saygi deger insanlar;

Afrika halklarindan Boshongo kabilesinin yaratilis inancini anlattigim yazima dileyenler blogumdan ulasabilirler.

Not:Bu tur mitlerdeki tanrilara tapmiyorum.
Sadece okumayi ve farkli seyler ogrenmeyi seven bir insanim.
Lutfen kimse,sen bunlara mi tapiyorsun seklinde sorular sormasin.
Aslinda bunubelirtmem gereksiz, fakat ne yazik ki bazi gruplarda okuduklarini anlamaktan aciz insanlar bulunuyor.
Boyle bir hatirlatmada bulundugum icin hepinizden ozur dilerim.

Levent Erturk.

- - - - - -

Ayni uyariyi ben de tekrar edeyim.
Idrak yollari tikanmis cok insan var maalesef

Oraj POYRAZ


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder