27 Ağustos 2014 Çarşamba

Ankara, Türkmenleri İran'a itiyor

Hükumet milli olmayınca çok kolay oluyor Türkleri harcamak.
Onlar için ümmet önemli.
Şiiler, Aleviler, Caferiler falan.
Bunlar zaten Müslüman değil.
Hatta bazı mürteciler bunları Hristiyanlardan da beter sayıyor.
Kimler önemli, sadece ve sadece sünni olanlar.
Millet önemli değil.
Ölenler, mağdur olanlar, katledilenler bunlardansa çok önemli.
Diğerlerinin tohumuna para mı verdik.
Türk mürk, hikaye.

Bakış tam olarak budur.


Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Ankara, Türkmenleri İran'a itiyor

Ağustos 2014 / MESUT ÇEVIKALP

Ankara, Kuzey Irak'ta IŞİD teröründen kaçarak Türkiye sınırına dayanan Türkmenleri ülkeye almayarak bölgedeki Osmanlı mirası Bektaşileri, Şebekleri ve Kakaileri de İran'ın kucağına itti.

7 Ağustos gecesi Habur Sınır Kapısı'na dayanan binlerce Türkmen'den biriydi Kasım Kara.
İki eşi ve dokuz çocuğuyla hayli riskli, tehlikeli bir yolculuğun ardından ulaşmıştı Türkiye sınırına.
Ağustos başında tarihî Türkmen şehri Telafer'i ele geçiren Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) peşlerindeydi.
Türkiye sınırına ulaştığında 'kurtulduklarını' düşündü.
Aç susuz olmalarına rağmen ailesi de sevinçliydi.
Ancak sevinçleri kursaklarında kaldı!
Çünkü sınırdan geçişlerine izin verilmedi.
Yıllardır iletişim hâlinde olduğu, birlikte çalıştığı Ankara, dar gününde yüzüstü bırakmıştı onu.
Âdeta ölüme terk etmişti.
Hem de gülünç bir gerekçeyle: 'Ailenizin pasaportu yok, onlar Türkiye'ye giremez!'

Kasım Bey ile bir eşi Türk pasaportu sahibiydi.
Ancak ikinci eşi ile çocuklarının pasaportları yoktu.
Ankara'yı aradı, yardım istedi.
Sonuç değişmedi.
Kapılar kapalıydı!
Acı içinde bir çocuklarına baktı bir de sınır kapısında dalgalanan Türk bayrağına.
İçecek su dahi bulunmayan sıfır noktasında daha fazla kalamadı.
Geldiği yoldan geri döndü, görece daha güvenli Duhok'a yöneldi.
Duhok yolunda sadece IŞİD'i değil, ABD bombardımanını da ensesinde hissetti.
Hiçbir tehdit umurunda değildi artık!
İkinci evi gördüğü Türkiye'nin tavrı canını almıştı zira…

Telaferli Kasım Kara, Ankara'nın tanımadığı bir isim de değil!
Irak Türkmen Cephesi Telafer İkinci Başkanı.
Telaferli Şii Türkmenlerin lideri.
Uzun yıllar Ankara ile birlikte çalışmış, Türkiye'nin menfaati için sahada kelle koltukta koşturan Türkmen Şiilerden.
Buna rağmen Türkiye sınırında, hem de ölüm kalım ortamında yalnız bırakıldı.
Sadece o da değil, binlercesi geri döndü kapıdan.
Hâliyle Irak Türkmenlerindeki hava, sokaktaki Ankara algısı hızla tersine döndü.
Türkmenleri IŞİD terörü karşısında koruyamayan, dile getirdiği acil gıda-su yardımını bile Kürtler üzerinden, yetersiz bir şekilde yerine getiren Ankara'ya dair sıcak duruş erozyona uğramış.
Sokaktaki Türkmenlerin nazarında Türkmenleri 'es geçip' 'Kürtlerle iş tutan', 'IŞİD'e göz yuman' bir Ankara var artık.
Aksiyon'a konuşan yerel kaynaklar güven bunalımının had safhaya ulaştığını kaydediyor.

Kuzey Irak'ta Erbil gibi Kürt bölgesine doğru ilerleyişi ABD bombardımanlarıyla kesilen IŞİD için Sincar, Telafer, Musul'da yaşayan Türkmenler kolay hedef oldu.
IŞİD önce Musul Türkmenlerini (haziranda), ardından da Telafer ve Sincar'da yaşayanları (temmuz-ağustosta) doğrudan hedef aldı.
Yüz binlercesi, kafa kesen, kadın-kızlara tecavüz eden IŞİD eylemcilerine yakalanmamak için evlerini terk etti, Sincar dağlarına, Kürt bölgesine sığındı.
Yüzlerce çocuk açlıktan-susuzluktan hayatını kaybetti.
Hâlâ yüzlerce aile Sincar Dağların'da Ankara'nın kendilerini kurtarmasını bekliyor.
2011'den bu yana yaklaşık 1,5 milyon Suriyeliye 'pasaportsuz' kucak açan, Gazze'deki yaralı Filistinlileri özel uçaklarla Türkiye'ye getiren Ankara'nın yaklaşık 1 milyon Türkmen soydaşını Irak kırsalında kaderine terk etmesini akıl-idrak almıyor!

Bir kısmı kaçamadı Selefîlerden.
Sadece 1-6 Ağustos arasında yüzlerce Türkmen hunharca katledildi.
Ankara yine ses vermedi.
7 Ağustos'ta NTV'ye konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, 'IŞİD'in bir tepki olarak doğduğunu, içinde Türkmenlerin de olduğunu' vurgulaması şaşkınlıkla karşılandı.
Ankara'nın bu 'anlaşılmaz' tavrı yeni değil.
IŞİD'in 11 Haziran'da Musul Başkonsolosluğu'nu basıp 49 diplomatik personelimizi esir alması üzerine de aynı suskunluk yaşanmıştı.
CHP, IŞİD ile ilgili çelişkili açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru önergesi verdi.
Davutoğlu ise hükümetin dış politikada yaptığı yanlışları tartışmaya girmeden 'IŞİD'e yardım ettiklerine' dair iddiaları dile getirenleri 'hainlikle' suçladı.
Gazze'yi yakından takip edip uluslararası platformlara taşırken, Türkmenler ile ilgili sorulardan, krizi küresel platforma taşıma girişiminden uzak kalıyoruz.

Ankara Türkmenlerden neden pasaport istendiğine de açıklık getirmedi.
Sınıra dayanan yaklaşık 500 Türkmen ailenin 'Erbil Konsolosluğu'na yönlendirilmesi' bu insanları çatışmanın ortasına göndermekle eş değer.
Musul Başkonsolosluğu işgal altında olduğu için bölgede Ankara'nın çalışan tek temsilciliği Erbil'de bulunuyor.
Anacak Habur-Telefar-Musul üçgenine sıkışan Türkmenlerin Erbil Konsolosluğu'na ulaşması için IŞİD kontrolündeki bölgeden geçmesi gerekiyor.
Çember altındaki Erbil Konsolosluğu'nun da pasaport başvurusu yapan Türkmenlere cevap vermediği iddia ediliyor.

Ankara Politikalar Merkezi (APM) Başkanı Hasan Kanbolat, Ankara'nın Şii Türkmenlere karşı ayrımcı davrandığını söylüyor.
Hükümetteki bu ayrıştırıcı tavrın yeni olmadığını anlatıyor.
Bölgede kendisine mücavir bir zemin oluşturan bu insanları yanına çekemediği gibi ittiğini beliriyor.
Bizzat yaşadığı bir vakayı şöyle naklediyor: "2010 yılında ağustos ayının ikinci haftası bozuk Türkçesiyle tanımadığım biri aradı.
Alevi-Bektaşi kökenli Türkmen olduğunu, Telafer'den bir otobüs kişi geldiklerini, Ankara otobüs terminalinde olduklarını, Nevşehir'deki Hacı Bektaşi Veli'yi an
ma şenliklerine gidebilmek için benden yardım istediklerini söyledi.
Telefondaki zat Irak Alevi-Bektaşi Derneği Başkanı Abbas Muhsin Ali'ydi.
O gün Ali Bey ile Telafer Kızıldeli Sultan Tekkesi Şeyhi rahmetli Süleyman İbrahim Yunus'u kendim ağırladım.
Alevi-Bektaşi Federasyonu'ndan emekli bir öğretmenle şenliklere gönderdim.
Bir yıl sonra Türkmenlerin yanında Alevi-Bektaşi kökenli Şebekler, Kakailer de geldi Hacı Bektaş'a.
Ancak Ankara geçmişte Türkiye'nin doğal parçası olan Irak Alevi-Bektaşilerini kucaklamaya yanaşmadı!"

"Ankara'nın Alevi-Bektaşi Türkmenlerini itmesinin, iki taraf arasında bağlantı kurulmamasının üç temel sebebi var.
Birincisi, Ankara'nın siyasi ve bürokrasi dünyası Irak'taki Şiilikten Alevi-Bektaşiliğe yeniden dönüş sürecini anlayamadı, okuyamadı.
İkincisi, Türkiye'deki Alevi örgütlenmelerinin Alevi kimliğinden uzak olmalarıydı.
Yani iç siyasete gömülmeleri.
Üçüncüsü de, Türkiye'deki Irak Türkmenleri örgütlerinin Sünni-Kerkük ağırlıklı olması, devlet dışında karar alma mekanizmalarının bulunmaması.
Sonuçta Ankara'nın bölgede sahip çıkmadığı bu gruplara İran gibi bölgenin diğer güçleri el uzatmış durumda!"

Çanakkale'de destek vermişlerdi

Irak'ta bugünlerde Alevilik-Bektaşilik gölgede kalmış, Sünnilik-Şiilik ön plana çıkmış olsa da Irak Bektaşilerinin temelleri 700 yıl öncesine kadar uzanıyor.
Osmanlı'nın yıkılışıyla Anadolu ile bağları kopan Irak-İran Bektaşiliği körelir.
Baskı
cı Irak-İran rejimleri bu insanları Şii olmaya zorlar.
1940'lardan sonra önemli Bektaşi nüfusun yaşadığı Türkmen şehri Telafer'de Şii camileri açılır.
Ancak 2003'te ABD'nin Saddam rejimini devirmesiyle yeniden kimliklerine sarılırlar.
2010'da Telafer'de Alevi-Bektaşi Federasyonu kurulur.
Osmanlı döneminde olduğu gibi yüzlerini yeniden Türkiye'ye dönerler.
Ancak Ankara'dan bekledikleri ilgiyi göremeyince tekrar sessizliğe bürünürler.

Bugün Telafer başta olmak üzere Musul'a bağlı Şirinhan, Karakoyun, Sellamiye ve Kubba köylerinde, Kerkük'e bağlı Tavuk ilçesi ve Tazehurmatu nahiyesinde, Selahattin'e bağlı Tuzhurmatu ilçesinde hatırı sayılır oranda Irak Bektaşi'si yaşıyor.
Ayrıca Erbil, Süleymaniye ve Diyala'da da az sayıda Alevi-Bektaşi Türkmen'i bulunuyor.
IŞİD, Kuzey Irak'ın hâkim olduğu bölgelerinde Osmanlı eserlerini (cami, türbe, tekke) yerle bir ediyor.
Şii Türkmenlerin yanı sıra Alevi-Bektaşi Türkmenleri, Şebekleri ve Kakaileri de katlediyor.
Mecburi göçe itiyor.
Ankara buna kayıtsız kalıyor.
Hâlbuki Türkmenler 1923'e kadar bizim insanımızdı.
Irak'tan kalkıp Çanakkale'ye savaşmaya gelmişlerdi.
Ankara'nın Ir
aklı Türkmenlere, Şebeklere ve Kakailere kapılarını açması onu zorda bırakmaz, aksine 'zor günlerin devleti' olarak büyütür.

Bir saha uzmanı, Türk Dışişleri'nin hayata geçirdiği yanlış politikalarla Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'deki Şii Türkmenleri İran'ın kucağına ittiğine işaret ediyor:
"2007 öncesi Irak-Suriye Türkmenleri ile TSK ilgilenirdi.
2007 sonrası konuyu Dışişleri-MİT devraldı.
Ancak Türk askerinin kurduğu hassas dengeyi kısa zamanda bozdular.
Askerler bu kadar büyük hata yapmamışlardı!
İşin kötü tarafı Ankara'nın ittiği Türkmenlere İran kucak açıyor.
Onları itinayla Şiileştiriyor!"


a45UyF587661-140827113919-03
^^^^^ - vvvvv

 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Alimle gezen aziz, cahille gezen zelil olur.

Ehl-i hikmet
- - - - - - - - - - - - -
O, yeri yayip doseyen, orada daglar, nehirler meydana getiren, orada her turlu meyveden (erkekli-disili) iki es yaratandir.
O, geceyi gunduze buruyor.
Suphesiz bunlarda, dusunen bir kavim icin (Allah in varligini gosteren) deliller vardir.

RA D - - - - - - - - - - - - -
Yeryuzu baligin sirtindadir.
Cennete girecekler ilk olarak bu baligin cigerinden yiyecektir.

Buhari 3/51
- - - - - - - - - - - - -
Oğlunu ve kızını dindar yetiştirmeyen ebeveyn, onların mânevî katili olur.

Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Bu ulkedeki yabanci askerler, Teskilat-i Milliye'den bin kere daha iyidir.

Yazar ve Nazir Ali Kemal - 23.04.1920
- - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Din %99 u sekerli kurabiye ve %1 i oldurucu arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din in %99 u gercekler ve iyi mesajlardir ama geriye kalan %1 sizi oldurebilir.

Anonim.
- - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - -
Yahudi dininin temel ilkesi, Hasmadat Goyim yani Yahudi olmayanlarin imhasidir

Haham Rav Leor
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder