6 Ağustos 2020 Perşembe

AYŞE ÖZEK KARASU : DİANA’NIN HIRSIZ UŞAĞINI KRALİÇENİN DOKUNULMAZLIĞI KURTARDI

  1. AYŞE ÖZEK KARASU : DİANA'NIN HIRSIZ UŞAĞINI KRALİÇENİN DOKUNULMAZLIĞI KURTARDI
    1. UŞAK MAHKEME ÖNÜNDE
    2. SARAY TECAVÜZÜ
    3. TV KRALI NASIL DOKUNULMAZ OLDU
  2. İREM ÜSTÜNTAY : KRALİÇE'NİN YETKİLERİ NELERDİR?
    1. KAYNAK: ROYAL CENTRAL
    2. SİYASİ YETKİLERİ
    3. YARGI GÜCÜ
    4. SİLAHLI KUVVETLER
    5. ÇOK YÖNLÜ GÜÇLER
    6. MAJESTELERİNİN DİĞER GÜÇLERİ ŞUNLARDIR:



AYŞE ÖZEK KARASU : DİANA'NIN HIRSIZ UŞAĞINI KRALİÇENİN DOKUNULMAZLIĞI KURTARDI

16 Kasım 2002

Bizim bazı milletvekilleri gibi dokunulmazlığı sorgulanan biri daha var; İngiltere Kraliçesi

Geçen ay uşak davasına müdahale edip dosyayı kapattıran Kraliçe saray rezaletlerinin mahkeme salonunda ortalığa dökülmesini önledi. Ancak iki şeyi engelleyemedi. Birincisi İngiliz medyası rezaletin ne olduğunu hemen hemen ortaya çıkardı. İkincisi kamuoyu tanıklık yapmadan dava düşürme dokunulmazlığına sahip Kraliçe'nin anayasal haklarını sorgulamaya başladı. Şimdi hukukçular eski çağlardan kalma kraliyet dokunulmazlığının modern ve şeffaf toplum anlayışıyla örtüşmediğini ve Parlamento'nun bu yasayı değiştirebileceğini söylüyor.

İngiliz Sarayı değil sanki Figaro'nun Düğünü. Soylularla hizmetkarları arasında çevrilmedik entrika kalmamış. Ama İngiliz Sarayı'nın entrikaları Mozart'ın komedisindekilere benzemiyor. Hayli trajik. Bir kere hizmetkarlar sadık ve ağzı sıkı değil ayrıca uşak evlenemiyor ve kont ile kontes barışamıyor.

İngiliz Sarayı'nda geçen öyküde müteveffa Prenses Diana'nın uşağı mileydisinin eşyalarını çalıyor. Sonra polise ''Ben onun sevgililerini arabanın bagajında saraya sokuyordum'' diyor. Bir başka uşak Prenses'in eski kocasının maiyetinden bir adamın tecavüzüne uğruyor. Prenses uşağın tecavüz itiraflarını kaydedip kasedi kilit altına alıyor. Prensesin hırsızlıkla suçlanan evli ve iki çocuklu uşağının bir de erkek sevgilisi var ve ona ''Ne olur benimle evlen'' diye mektuplar yazıyor. Ama hain aşık adamın kalbini kırıyor. Tam İngiliz basınının ağzına layık karışık hikaye şöyle başlıyor.

UŞAK MAHKEME ÖNÜNDE

Prenses Diana'nın uşağı Paul Burrell geçen 14 Ekim'de hanımının 300 parça eşyasını çalmak suçundan mahkeme önüne çıkıyor. İngiliz basını saray sırlarının dökülüp saçılacağı keyifli bir dava izlemek üzere tam kalemleri bilemişken 25 Ekim günü ansızın Kraliçe devreye giriyor. Daha doğrusu dolaylı yoldan devreye giriyor. ''Şimdi hatırladım. Uşak Diana'nın eşyalarını güvenceye almak üzere benden izin istemişti. Ben de vermiştim'' diyor. Bunu kocasına söylüyor kocası oğlu Prens Charles'a Charles da adli makamlara.

Kraliçe İngiltere'de sadece saray mensuplarına özgü dokunulmazlık statüsüne sahip olduğu için tanıklık yapmak zorunda kalmıyor ve böylece dava sorgusuz sualsiz düşüyor.

Tanıklık dokunulmazlığı bulunan kraliyet ailesinin hukukun üstündeki konumu kamuoyunda rahatsızlık yaratıyor. Toplumun giderek şeffaflaştığı bir ortamda çok eski çağlardan kalma bir yasanın Kraliçe'nin ağzına kilit vurması hazmedilemiyor. Kraliçe bu köhnemiş yasa sayesinde sadece tanık koltuğundan korunmakla kalmıyor kraliyet ailesiyle ilgili meselelerin Parlamento'da tartışılmasını engelleyen bir gelenek de bulunuyor.

Şimdi anayasa uzmanları hükümetin monarşi ile hukuk arasındaki ilişkiyi yeniden gözden geçirmesi gerektiğini Parlamento'nun pekala bu yasayı değiştirebileceğini söylüyor. Anayasa uzmanı George Williams Başbakan Tony Blair'in Lordlar Kamarası gibi bazı kurumlarda reformlar yaptığını bu yasayı değiştirmek için de girişimde bulunabileceğini belirtiyor; ''Kraliyet ailesine tanınmış olan dokunulmazlık modern toplumla bağdaşmıyor'' diyor.

Fabian Society adlı think-tank kuruluşundan Michael Jacob adlı bir başka uzman İngiliz Anayasası'na gölge düştüğünü belirterek ''Bu olaylar seçilmiş bir devlet başkanının başına gelseydi istifa etmesi ya da görevden çekilmeye zorlanması gerekirdi ancak kraliyet ailesi için böyle birşey söz konusu değil'' diyor.

SARAY TECAVÜZÜ

Derken uşak davasının düşürülmesinin ardındaki muhtemel gerçek ansızın ortaya çıkıyor; Saraydaki eşcinsel tecavüz vakası. Tüm medya bol sıfırlı tekliflerle uşağı konuşturmak için teyakkuza geçtiği sırada mahkeme kayıtları basına sızıyor. İddiaya göre uşak Paul Burrell'in aldığı eşyalar arasında bir kaset de yer alıyor ancak bu bant asla bulunamıyor.

Bu bandın içeriği tecavüz kurbanı bir uşağın basına konuşmasıyla ortaya çıkıyor. George Smith adlı uşak 1989'da Prens Charles'ın çok yakın bir adamının kendisine içki içirip tecavüz ettiğini bu kişinin 1995 yılında Prens'in Mısır gezisi sırasında ikinci kez tecavüze yeltendiğini ve başına gelenleri Prenses Diana'ya anlattığını açıklıyor. Diana bu itirafları banda alıyor ve kasedi bir kutuya kilitliyor. Bu itirafları muhtemelen kocasına karşı silah olarak kullanmayı planlıyor. Ancak polisin Burrell'in evine yaptığı baskında böyle bir kaset bulunamıyor.

Prens Charles'ın sözcüsü ise olayın zamanında polis tarafından soruşturulduğunu ve hiçbir kanıt bulunamadığını söylüyor. Adı açıklanmayan tecavüzcünün gönüllü olarak polise gidip ifade verdiği ve uşak George Smith'i alkolizm ve akli dengesi yerinde olmamakla suçladığı söyleniyor. Polise göre Falkland Savaşı sırasında İngiliz ordusunda görev yapan Smith savaşta yaşadıklarından ötürü travma sonrası stres bozukluğu çekiyor ve ifadeleri de birbirini tutmuyor. Şimdi İngiliz kamuoyu şundan emin: Kraliçe tecavüz rezaletini örtbas etmek için davayı düşürdü.

Ancak şu konuda kimsenin bir fikri yok: Acaba halen Prens Charles'ın yanında çalışan tecavüzcü kim ve itiraf kasedi nerede?

TV KRALI NASIL DOKUNULMAZ OLDU

Bu dokunulmazlık hikayesi Çek Cumhuriyeti'nde geçiyor. Başka ülkelerde meydana gelen olaylarla arasındaki benzerlik ise tamamen rastlantı eseri.

Nova TV'nin patronu olan Vladimir Zelezny Amerikan ortağı Ronald S. Lauder'i 27 milyon dolar dolandırmakla suçlanıyor ve hakkında dava açılıyor. New Yorklu kozmetik milyarderi olan Lauder'den TV ortaklığı için aldığı 27 milyon doları kendi şirketlerine aktarmakla suçlanan Zelezny geçen ekim ayında yapılan seçimlerde senatörlüğe adaylığını koyuyor ve daha ilk turda seçilmeyi başarıyor.

Yasa gereği bir milletvekili ya da senatör seçilmeden önce işlediği suçlara karşı da dokunulmazlık kazanıyor. Yani Zelezny Senato'ya seçilerek dokunulmazlık zırhına bürünüyor. Zaten adaletin elinden kurtulmak için seçim yarışına girdiği iddia ediliyor. Kendisi ise bunu reddediyor.

Bu arada dolandırılan ortak Lauder yatırımını korumadığı için Çek Cumhuriyeti aleyhinde 500 milyon dolarlık tazminat davası açmakla kalmıyor bu ülkenin yabancı yatırımcılar için güvenli bir yer olmadığı şeklinde tam sayfa gazete ilanları veriyor.

Zelezny'nin ülkenin önde gelen güç simsarlarından biri olarak Nova TV'nin gücünü siyasetçilere şantaj yapmakta kullandığı ileri sürülüyor. Yüzde 70 reytingi bulunan Nova TV sayesinde siyasi gündemi belirleyen Zelezny çok değerli bazı tabloları ülkeye sokarken vergi kaçırmakla da suçlanıyor. Şimdi top Senato'nun dokunulmazlık komisyonunda. Soruşturmanın devam etmesi için komisyonun Zelezny'nin dokunulmazlığını kaldırması gerekiyor.

https://www.hurriyet.com.tr/diana-nin-hirsiz-usagini-kralicenin-dokunulmazligi-kurtardi-109917





İREM ÜSTÜNTAY : KRALİÇE'NİN YETKİLERİ NELERDİR?

15 Ağustos 2016

KAYNAK: ROYAL CENTRAL

Kraliyet İmtiyazları'ndan Kraliçe'nin kullandığı yetkiler ve ayrıcalıkların bir kısmı İngiliz Anayasa'sında yer almaktadır. Bugünlerde bu yetkilerin büyük bir kısmını Kraliçe yerine Başbakan tarafından kullanılıyor – Kraliyet İmtiyazları kullanılmaksızın giriş ve çıkış izinleri vermek için her seferinde parlamentonun bir yasa çıkarması öngörülüyor.

Zamanla İmtiyaz yetkileri çok daha az kullanıldı. Anayasal Monarşi'de hala Kraliyet İmtiyazları'nın yer almasının sebebi ise ülkedeki demokrasiyi korumak ve herhangi birinin demokrasiye kolayca gasp etmesini önlemektir.

Muhafazakâr Anayasacı Walter Bagehot Kraliçe'nin haklarını 'İSTİŞARE ETMEK DESTEKLEMEK VE UYARMAK' olarak tanımlar fakat bu hakları ile yetkileri aynı değildir.

Kraliçe'nin İmtiyaz yetkileri çok çeşitli ve farklı kategorilerde tanınmıştır.

SİYASİ YETKİLERİ

Bugünlerde Kraliçe'nin siyasi yetkileri çoğunlukla törenlerde bizzat Kraliçe tarafından kullanılmaktadır. Bu yetkiler genel seçimlerde kriz anlarında veya ihtiyaç halinde amaca uygunluk doğrultusunda bakanlar tarafından kullanılmaktadır.

PARLAMENTOYU TATİL ETMEK VEYA TOPLANTIYA ÇAĞIRMAK: Kraliçe parlamentoyu askıya alma ve tekrar göreve çağırma yetkisine sahiptir. Parlamentonun tatil edilmesi genellikle parlamento döneminin sonunda parlamentonun göreve çağırılması ise Kraliçe'nin hazır bulunduğu parlamento açılışından hemen sonra yapılır.

KRALİYET ONAYI: Parlamentodan gelen kanun tekliflerini onaylamak Kraliçe'nin hem hakkı hem de sorumluluğudur. Teorik olarak Kraliçe önüne gelen kanun teklifini reddedebilir. En son 1708 yılında Kraliçe Anne kendisine yöneltilen teklifi reddetmişti.

İKİNCİL MEVZUAT: Kraliçe kanun hükmünde kararname çıkarabilir bu yetkisi kraliyet imtiyazlarından gelir. Son zamanlarda kanun hükmünde kararnameler çoğunlukla bakanlar tarafından çıkarılıyor ve Parlamentonun yaptığı yasa ile hukuk düzenine dahil ediliyor.

BAKANLARI ATAMA VEYA GÖREVDEN ALMA: Kraliçe bakanları hem atama hem de görevden alma konusunda yetkilidir.

BAŞBAKANI ATAMA: Genel seçimden sonra yahut istifadan sonra Başbakanı atamakta yetkili olan kişi Kraliçe'dir. Genel seçimlerde hangi adayın Avam Kamarası'ndan daha çok destek alabileceğini belirler. İstifa halinde ise Kraliçe istifa eden başbakanın yerine uygun bulduğu kişi hakkında tavsiyelerini alır.

SAVAŞ İLAN ETME: Uygulamada her ne kadar Başbakan ve Parlamento tarafından yapılsa da Kraliçe'nin de diğer uluslara karşı savaş ilan etme yetkisi vardır.

YARGI BAĞIŞIKLIĞI: İngiliz Hukukunda Kraliçe'nin hukuka üstünlüğü vardır Kraliçe yargılanamaz ve özel hukukla da bağlı değildir.

YARGI GÜCÜ

Kraliçenin yargı gücü kısıtlı ve gerçekte sadece bir tanesini düzenli olarak kullanabiliyor diğerleri zamanla hâkimlere ve parlamentoya devredilmiş.

KRALİYET AFFI: Kraliyet Affı esasen haksız yere mahkûm edilenler hakkındaki idam hükmünü geri almak için kullanılırdı. Günümüzde cezalardaki hataları düzeltmek için kullanılmaktadır ve yakın zamanda 2. Dünya Savaşı sırasında şifre kırıcı olan Alan Turing'in ölümünün ardından kullanılmıştır.

SİLAHLI KUVVETLER

Kraliçenin Silahlı Kuvvetler üzerindeki gücü genelde generallerin ve Parlamentonun tavsiyesi üzerine kullanılır ancak bazı fonksiyonlar yalnız Kraliçenin kontrolündedir.

BAŞKOMUTAN: Kraliçe Silahlı Kuvvetlerin başkomutanıdır ve tüm askerler orduya katılırken Kraliçeye sadakat yemini eder; onlar majestelerinin Silahlı Kuvvetleri'dirler.

SUBAYLARI GÖREVLENDİRME: Kraliçenin gücü Silahlı Kuvvetlere subayları görevlendirmeyi ve ayrıca görevi kaldırmayı kapsar.

SİLAHLI KUVVETLERİN DAĞITIMI: Silahlı Kuvvetleri düzenleme ve dağıtma Kraliçeye ait ayrıcalıklardan kraliçe teknik olarak Silahlı Kuvvetlerinin nasıl kullanılacağını denetler.

Esas imtiyazlı güçlerden biri bugünlerde hala kişisel olarak Kraliçe tarafından kullanılan onur nişanı vermek. Tüm nişanlar Kraliçe tarafından verilir. Kraliçe şövalye nişanının ve asiller sınıfının vb. belirlenmesinde son sözdür.

ASİLLER SINIFI OLUŞTURMA: Kraliçe sıradan bir kişiyi asilzade ilan edebilir. Bu yaşam boyu veya nesillerce sürebilir. Oysaki soyca devam edecek olan asilzadelik on yıllarca Kraliyet ailesi dışındakilere verilmemiştir.

ONUR NİŞANININ KAYNAĞI: Bu Kraliçenin şövalyelik nişanı oluşturmaya ve herhangi bir vatandaşa nişan vermeye lütfetmesine dair imtiyazlı bir gücüdür.

ÇOK YÖNLÜ GÜÇLER

MAJESTELERİNİN DİĞER GÜÇLERİ ŞUNLARDIR:

PASAPORTLARI KONTROL ETME: Pasaportu çıkarma ve geri alma Kraliçenin imtiyazlı güçlerindendir. Bu güç bakanlarca Kraliçe adına sık sık kullanılır. Tüm İngiliz pasaportları Kraliçenin adına verilir.

GEMİLERİ İSTEME: Bu güç Majesteleri adına krallığa askeri işlerde hizmet için bir gemiye el konulmasına izin verir. 1982'de Falkland'ın ardından Arjantin saldırısına askerleri almak için Queen Elizabeth 2'de kullanılmıştır.

https://hukuktar.org/2016/08/15/kralicenin-yetkileri-nelerdir/


- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Bombasirti olayi 14 Mayis 1915 cok onemli ve Dunya savas tarihinde esine rastlanmasi mumkun olmayan bir olaydir.
Karsilikli siperler arasi 8 metre yani olum kesin.
Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasina dusuyor.
Ikinci siperdekiler yildirim gibi onlarin yerlerine gidiyor.
Fakat ne kadar imrenilecek bir soguk kanlilikla biliyor musunuz?
Bomba sarapnel kursun yagmuru altinda oleni goruyor uc dakikaya kadar olecegini biliyor ve en ufak bir cekinme bile gostermiyor.
Sarsilma yok.
Okuma bilenler Kur an-i Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazirlaniyor.
Bilmeyenlerse Kelime-i sahadet getiriyor ve ezan okuyarak yuruyorlar.
Sicak cehennem gibi kayniyor.
Iste bu Turk askerindeki ruh kuvvetini gosteren dunyanin hicbir askerinde bulunmayan tebrike deger bir ornektir.
Emin olmalisiniz ki Canakkale savaslarini kazandiran bu yuksek ruhtur.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

53. BIR TANRISAL LUTUF A, SONSUZ IYI VE KUDRETLI BIR ALLAH'A INANILMAZ

"Allah nimet ve ihsanlarinin mutasarrifi degil midir? Kendi malini istedigi gibi kullanmakta ve tasarrufta ozgur degil midir? Malini geri isteyemez mi? Hareket ve durusunun hesabini sormaya yaratiklarinin hicbir hakki yoktur. Kudretindeki eserleri istedigi gibi kullanabilir. Olumlulerin mutlak hukumdari oldugu icin keyfinin istedigi gibi mutluluk ya da felaket dagitir. "

Yaptigi kotulukler nedeniyle bizi avutmak ve gonul almak icin ilahiyatcilarin bize yaptigi aciklama budur. Onlara sunu soylerim: iyilik ve nimetleriyle sonsuz olan bir Allah'in tasarrufu olmaz, belki aklin geregi olarak, iyilik ve nimetlerini yaratiklarinin uzerine sacmaya zorunlu olur. Onlara derim ki, gercekten iyiliksever bir varlik, iyilik yapmaktan, hayir yapmaktan cekinmede kendisinde hak bulmaz. Gercekten comert olan bir kimse, verdigini geri almaz, bunu yapan herkesin tesekkur beklememesi gerekir; ve nankorler vucuda getirdiginden dolayi sizlanmaya, yakinmaya hakki yoktur.

Bu Allah'la insanlar arasinda karsilikli bir anlasma ve yukumlulukler varsayan din ile, ilahiyatcilarin Allah'a atfettikleri zorba ve garip yaratilis nasil birlestirilebilir? Eger Allah'in, yarattiklarina karsi hicbir borcu, hicbir gorevi yoksa, yaratiklarin da Allah'a karsi hicbir borcu, hicbir gorevi olmayabilir. Her din, "bana uyunuz, beni seviniz, bana ibadet ediniz, ben de sizi mutlu edecegim" dedigi varsayilan tanrisalliktan insanlarin beklemekte kendilerini hakli zannettikleri mutluluk uzerine kuruludur. Insanlar da "Bizi mutlu ediniz, sozlerinize sadik kaliniz, biz de sizi sevecegiz, yasalariniza uyacagiz" diyor. Yarattiklarinin mutlulugunu ihmal etmekle, teveccuh ve iltifatlarini keyfi olarak dagitmak ve armaganlarini geri almakla, Allah, her dine "temel" hizmetini goren anlasmayi bozmuyor mu, yirtmiyor mu? Ciceron hakli olarak, "Allah insana kendisini sevdirmezse onun Allah'i olamaz" demisti. Tanrisalligi iyilik olusturur; bu iyilik ancak insanin hissettigi mutluluklarla ortaya cikar, insan mutsuz olur olmaz bu iyilik ve onunla birlikte tanrisallik da yok olur; sonsuz bir iyilik ne taraf tutucu, ne de ayricalikci olabilir. Eger Allah sonsuz iyiyse butun yarattiklarini mutlu etmelidir.

Sinirsiz ve sonsuz bir iyilik fikrini yok etmek icin tek bir mutsuz yeterlidir.

Sonsuz iyi ve guclu olan bir Allah'in ulkesinde tek bir insanin sikinti icinde olmasini havsala alir mi? Sikintili olan bir hayvan, bir peynir kurdu dahi, tanrisal lutfa, Allah'in sonsuz iyiliklerine karsi, yenilmeyen, itiraz kabul etmez kanitlar olurlar.

Ilahiyatcilara gore, bu dunyanin keder ve acilari, suc isleyen insanlarin ilahiyat katindan uzerlerine cektikleri ve hak ettikleri cezalardir. Ancak insanlar nicin sucludur? Eger Allah her seye kadir ise, "Bu dunyada her sey duzen ve intizam uzerine bulunsun, butun uyrugum, iyi, masum, her kusurdan ve gunahtan arinmis olsun, mutlu olsun!" demek, onun icin "Her sey olsun!" demekten daha mi masraflidir? Daha mi cok zahmetlidir? Bu kadar mutlak guclu olan Allah'in, eserini noksan ve kusurdan arinmis olarak vucuda getirmesi, bu kadar kusurlu, bu kadar kotu yapmasindan daha mi zordu? Insanlarin yoklugu ile mutlu ve bilgili olarak var olmalari arasindaki boyut, insanlarin yokluguyla budala ve sefil olarak var olmalari arasindaki boyuttan daha mi fazlaydi?

Din bize bir cehennemden, yani Allah'in sonsuz kerem, lutuf ve iyiligine ragmen, insanlarin pek cogu icin sonsuz izdiraplar sakladigi mahpesten, sonsuz acilar veren yerden soz ediyor. Dolayisiyla, insanlari bu dunyada pek mutsuz kildiktan sonra, Allah'in onlari ahirette daha cok mutsuz kilabilecegini dolayli olarak anlatiyor. Bu duruma karsi, "O zamanda, Allah'in iyiligi yerine adaleti gecer" diyerek isin icinden cikiyorlar. Ancak bir buyuk ki, en korkunc eziyete yer verir; o sonsuz degildir, sonsuz bir iyilik degildir. Ote yandan sonsuz kotu olan bir Allah'a, degismez bir varlik gozuyle bakilabilir mi? Merhametsiz bir kahirla, gazapla dolu olan ve bir adi da kahhar (batinci yok edici) olan bir Allah, kendisinde, merhametin, ayirt etmeksizin herkesi korumanin (rahmanulrahimligin) ve iyiligin, "golgesi" olsun bulunabilen bir Allah midir?

- - - - - - - - - - - - -
Baglilik, dusunmemek demektir, dusunmeye gerek duymamak demektir.
Baglilik, bilincsizliktir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Cocuklara, suphe etmemeleri gerektigini ogretmenin yaratacagi trajediyi bir dusunun.

DARROW,CLARENCE (1857-1938) ABD'li hukukcu.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 180 Trafik guvenligini taksirle tehlikeye sokma

1) Deniz hava veya demiryolu ulasiminda kisilerin hayati sagligi veya malvarligi bakimindan bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye uc aydan uc yila kadar hapis cezasi verilir.
IKINCI BOLUM
Cevreye Karsi Suclar



- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder