MERDAN YANARDAĞ : İKTİDAR HER AN ÇÖZÜLEBİLİR!
2021.08.01 07:32
Saray'da panik havası hâkim. Erdoğan-AKP iktidarı şaşırtıcı bir hızla çözülerek hiç beklenmedik bir anda çökebilir. Çünkü böyle bir iktidarı sürdürebilmenin artık hiçbir tarihsel maddi ve kültürel dayanağı bulunmuyor.
İktidar her an çözülebilir!
Ülke hızla daha öncekilerden farklı bir kaotik ortama sürükleniyor. Belirsizlik endişe ve gelecek kaygısı giderek toplumun her kesimini kuşatıyor. Toplumsal anksiyete dönemin karakteristik özelliği haline geliyor. Tedirginlik her şeye kuşkuyla bakma hali her an her şeyin olabileceğine ilişkin inancın yayılmasına yol açıyor.
Akdeniz ve Ege kıyılarını boydan boya saran orman yangınlarının "sabotaj" olduğu konusunda neredeyse genel bir kabul oluşmuş durumda. Dahası bu yangınları Kürtlerin çıkardığına ilişkin inanç toplumun kılcal damarlarında ülkenin karanlık alanlarında tahminimizin ötesinde bir hızla yayılıyor.
Türkiye'de siyasal mimari öylesine kırılgan hale geldi toplumsal doku öylesine bozuldu ki gerçekten her an her şeyin olabileceği bir iklim oluştu. Öyle ki uzaylılar gelse ve "işleri biz toparlayacağız" dese kimse şaşırmayacak. Türkiye'nin bütün Akdeniz ve Ege şeridini içine alan orman yangınlarının iktidarı böyle derinden sarsmasının nedeni budur.
Bu tablo siyasal İslamcılar bakımından derin bir başarısızlığa işaret ediyor.
Ülke bıçak sırtında bir yolculuk yapıyor. AKP iktidarı aniden çökebilir. İslamcı hareketin örgütsel dokusu hızla çözülebilir. AKP İslamcı hareketin geleneksel tabanına doğru daralarak yeniden marjinal bir siyasi hareket haline gelebilir.
Yukarıda çizilen tabloya karşın iktidarı elinde tutmayı sürdüren AKP gerçekte yolun sonuna gelmiş olduğunu görüyor. Ancak iktidarı bırakmaya hiç niyeti olmadığını her eylemi ile ortaya koyuyor. Siyasal ömrünü uzatmaya şerri bir rejimin kuruluşunu tamamlayarak "bin yıl" iktidarda kalmaya çalışıyor.
Toplumsal anksiyetenin giderek siyasal bir panik atak halini almaya başlamasının maddi nedenleri bulunuyor. Çünkü siyasal İslamcı hareketin bir iç savaşı bile göze aldığı dahası bu yönde hazırlıklar yaptığı görülüyor. Afganistan ve Suriye'den sığınmacıların içinde eriyen cihatçıların böyle bir hazırlığın parçası olduğu bilgisinin neredeyse kesinleştiği anlaşılıyor.
SİYASAL İSLAM'IN İFLASI
Siyasal İslam bütün hizipleri ve eğilimleriyle hem dünyada hem de bölgede yüz kızartıcı bir iflas yaşıyor. Bütün tezleri çöken temel iddiaları yaşam tarafından yanlışlanan İslamcıların Türkiye'de başarılı olmaları için bir neden bulunmuyor. Türkiye'de halen iktidarda olmalarının nedenini ise muhalefette hatta solda aramak gerekiyor. Çünkü iktidarı almaya hazır ve istekli bir hareket olmadığı sürece kendiliğinden bir siyasal değişikliğin mümkün olmadığını bilmek gerekiyor.
Erdoğan-AKP iktidarının yarattığı en büyük hayal kırıklığı hem İslamcı hem de demokrat olunabileceği varsayımını dramatik bir şekilde yanlışlamış olmasında yatıyor. İslamcılar belki de sonsuza kadar bir daha iktidar olamayacakları bir tarihsel döneme giriyor.
Dolayısıyla AKP ve siyasal İslamcı hareket iktidar oldukları gibi muhalefet de olabilecekleri "demokratik" bir sistem üzerinde uzlaşmak ve böylece kendi geleceklerini de garanti altına almak yerine "kutlu dava" için yani sonsuza kadar iktidarda kalma hesabıyla totaliter bir rejim kurdu. Bütün dünyaya yalan söyledikleri ortaya çıktı. Bu nedenle Saray'da bir panik olduğunu Erdoğan'ın çevresinin hızla boşaldığını nitelikli kadroların kendilerinden uzaklaştığı bir süreç başladı.
TARİHSEL TEZLERİ ÇÖKTÜ
Türkiye gericiliği Cumhuriyetin (esas olarak laik niteliğinin) tasfiye edilmesi ve ılımlı da olsa İslami bir rejimin kurulması isteminin ideolojik ve tarihsel gerekçesini Müslüman toplumlardaki Batı tipi modernleşme girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı varsayımına dayandırıyor.
Muhafazakâr-dinci tarih anlayışının temelini oluşturan bu hipotez bir dönem ABD ve Batı'da da büyük ölçüde benimsenmiş görünüyordu. Dolayısıyla bu yaklaşımın oryantalist bir tarih tezi olduğunu ve sömürgeciler tarafından geliştirildiğini saptamak gerekiyor. Dolayısıyla bu hipotezi tartışmak aslında emperyalizmle mücadele etmek ve Batılı beyaz adamın ideolojisiyle tartışmak anlamına geliyor.
Çünkü sözüm ona İslam dünyasının tarihine kültürüne ve toplumsal dokusuna özgü ama gerçekte Batı ile uyumlu yeni bir kalkınma ve uygarlık modelinin oluşturulması tezi gerçekte emperyalist bir tezdir. Batılı beyaz adamın tarih anlayışına dayanır. Avrupa ve ABD de akademik ve siyasi çevrelerde 17-18. yüzyıldan beri ileri sürülen bir yaklaşımdır. İlginç bir şekilde bu emperyalist tez ile İslamcıların cumhuriyet eleştirisi aynı gerekçeye dayanır.
Batılı stratejist ve siyaset yapıcıları Doğu'da geçen yüzyılın başlarında gerçekleşen ulusal (burjuva) devrimleri ve sosyalizm deneyimleriyle gelişen aydınlanma ve modernleşme süreçlerinin yarattığı bağımsızlıkçı anlayışı tasfiye etmek istiyor.
Sosyalist devrimlerin de sonuçları itibarıyla Marksist yoldan birer aydınlanma ve devrimi olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü uçsuz bucaksız Asya steplerinde yaşayan halkları derin Çin coğrafyasının toplumlarını ortaçağdan hatta yer yer takılıp kaldıkları komünal dönemden alıp 20. yüzyıla taşıyan tarihsel atılımı sosyalist devrimler gerçekleşmiştir.
Bu bağımsızlıkçı-ulusalcı duyarlılığı yüksek toplumlar ve devletlerin şu ya da bu ölçüde emperyalizmin hareket alanını sınırladığı en azından onu işbirliğine zorladığı küresel sermayenin serbest dolaşımının önünde engeller çıkardığı gerçektir. Özetle; emperyalizmin hareket alanını daraltan bir işlev görmektedir.
ILIMLI-RADİKAL İSLAM AÇMAZI
Ilımlı İslamcılık kavramı ve bu kavrama uygun bir model ülke oluşturma stratejisi yukarıda ifade edilen fikri arka planın ürünüydü. Model ülkenin Türkiye olabileceği düşünülmüştü. İşte AKP'yi kuran kadro bu arayışı gördü ve bu projenin deyim uygunsa "ben hazırım" dedi ve üzerine atladı. Erbakan'ın "Milli Görüş" hareketini terk etmelerinin nedeni buydu.
İkiyüzlülüğe yalana ve hileye dayalı (takiye) siyaset tarzının sağladığı manevra yeteneğiyle önce emperyalistlerin hizmetini görüp güçlenince de kendi programlarını uygulamayı düşünüyorlardı. Emperyalist odakların ise tek şartı vardı; ABD ve Batı ile ilişkileri bozmayacak nitelikte hükümetlerin işbaşına gelmesini sağlamak… Sorun da burada çıktı.
Batı ılımlı ve radikal siyasal İslamcılık arasındaki diyalektiği anlayamamış bu iki akımın bir biriyle etkileşimini görememiş ve her iki akımın aynı teolojik temelden beslendiği gerçeğini ıskalamıştır. Örneğin IŞİD'in Irak ve Suriye'deki medreselerinde uygulanan müfredat (verilen eğitim kaynaklar ve kullanılan kitaplar) ile Türkiye'de imam hatip okullarında verilen eğitimin ve referans alanlarının aynı olduğu görülememişti.
YENİ ORYANTALİZM
Yeni oryantalist ideologlara ve politikacılara göre Müslüman toplumlar laik ülke olma hedefini bir yana bırakmalıdır. Bu hedef gerçekleşemeyecek bir rüyadır. Batıya özgüdür. Doğu'da ancak yumuşatılmış radikalizm ve Batı düşmanlığından arındırılmış en fazla sandığa dayalı bir İslami rejimi kurulabilir daha fazlası değil.
Bu yaklaşıma göre demokrasi ve laiklik Batı kültürünün ürünüydü. Bu tutum tam anlamıyla dünyayı yağmalayan ve onu bir enkaz haline getiren bütün zenginlikleri Kuzey Atlantik (Batı da diyebiliriz) havzasında toplayan beyaz adamın vahşi ideolojisiydi. BOP tam olarak bu anlama geliyordu. Kadere bakın ki kendilerini milli ve yerli sanan İslamcılar bu projenin üstüne atladı. İşte şimdi Güney'in yoksulları yıkılan ve enkaza çevrilen ülkelerinden kafileler halinde dünyanın Kuzeyine akıyor.
Yazının başına dönersek; Erdoğan-AKP iktidarı şaşırtıcı bir hızla çözülerek hiç beklenmedik bir anda aniden çökebilir. Çünkü böyle bir iktidarı sürdürebilmenin artık hiçbir tarihsel maddi ve kültürel dayanağı bulunmuyor. Bu nedenle her geçen gün daha fazla zor aygıtları devreye sokuluyor.
https://www.birgun.net/haber/iktidar-her-an-cozulebilir-353611
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Ben kendimi Tanrının devletin başına musallat ettiği at sineği olarak görüyorum."
Sokrates
- - - - - - - - - - - - - - - -
Korktuğum Şey
Gün çekildi pencerelerden;
Aynalar baştan başa tenha.
Ses gelmez oldu bahçelerden;
Gök kubbesi döndü siyaha.
Sular kesildi çeşmelerden;
Nerden dolacak bu taş nerden,
Nergislerin açtığı yerden
Ey kuş uçurtmıyan ejderha?
Ne yardan geçilir, ne serden;
Korkuyoruum bu gecelerden.
Bel bağladığım tepelerden
Gün doğmıyabilir bir daha.
Cahit Sıtkı Tarancı
- - - - - - - - - - - - - - - -
Sevgi en buyuk meydan okumadir.
Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - -
Galata Köprüsü
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
Orhan Veli Kanık
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bazen istedigin bir seyin olmamasi senin icin bir sanstir.
Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - -
Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı.
Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bana seni anlamiyorum demen hak etmedigim bir ovgu, fakat senin de hak etmedigin bir sovgudur.
Halil cibran
- - - - - - - - - - - - - - - -
HABER
. . . . . .
Aksamla bak yine gul rengi buhurdan
Bin bir hulyaya acik penceremin caminda.
Sukut orup bu sicak sonbahar aksaminda
Bir alem dogdu yine giden gunun ardindan.Sardi o her aksamki sessizlik yokuslari,
Bir alem dogdu yine giden gunle beraber;
Geldi medar ellerinden bekledigim haber
Basciviltiya canevimin kuslari.Gordum giden gunun ardindan sulara dalan
Gozlerin yeni bir dunyaya acildigini,
Bir ustuva alemine yaklasildigini,
Bu aksam kuslarinin ufuktan koptugu an.Kuruldu bir alem hergunku dunyamdan uzak,
Kayboldugum dusunceye ve kendime yakin.
Kuslar.. dizi dizi kuslar.. kuslar akin akin..
Ruyam benden bu aksam ve ben ruyamdan uzak...
Orhan Veli KANIK
- - - - - - - - - - - - - - - -
Paylasilan bir sevinc iki kat olur, paylasilan bir aci yariya iner.
Cicero
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder