7 Eylül 2011 Çarşamba

POLITIK - Adli yıl açılış 2011 - Emine Ülker

Adli yıl açılış 2011

07 eylül 2011 çarşamba, 10:19 tarihinde emine ülker tarhan tarafından eklendi

B

u yıl yeni vesayetin sınıf arkadaşı olan yargının, adli yıl açılış töreninin cafcaflı cüppelerle yapılan ritüeli, yine bir salonda ama bu kez bir mahkeme salonunda değil, bir borsa salonunda, polis bandosu eşliğinde ve neredeyse topuk selamı çakılarak yapıldı.

Tören, açlıktan ölenleri fazla yemekten hazımsızlık çekenlerin teselli etmesi gibi nafile bir törendi.

İçinde hukuk üretilmeyen 5 yıldızlı lüks otel benzeri yüksek yargı kurumlarına özlem ve gösterişli adliye palaslara methiyeler ve ayara dokunmayan hafif dokundurmalarla hükümsüzdü.
Kimi muhatap alındığı bilinmeyen ortaya karışık ifadeler ve aşırı teşekkürlerle hafifletilmişti.

Oysa adli yıl açılış töreninde adaletten bahsedilmeliydi, haksızlıklara karşı çıkılmalı, yoksulların, güçsüzlerin adalete erişememesinin nedenleri üzerinde durulmalıydı.

Aşırı yargı reformuna rağmen neden yoksul ve güçsüz için adalet yok bu ülkede bu konuşulmalıydı.

Uzun tutukluluk sürelerinin işkenceye dönüşmesinden,

Yargıda sendikalaşmanın yargı yoluyla önünün kesilmesinden,

Anonim yolsuzlukların, kirli paraların kaynağına isim veren savcılara yönelik baskı ve sindirme harekatından, dosyalarınının ellerinden nasıl alındığından sözedilmeliydi.

Ve buna karşı nasıl sessiz kalındığından

Ülkemizin bir parti yargısı eliyle parti devletine dönüşmesine nasıl da sessiz kalındığından…

Üniversiteler sanki yasadışı örgüt karargahıymış, çocuklarımız birer teröristmiş gibi bir yıllık arama kararları verilmesinden,

Basılmamış kitapları engizisyon misali imha eden yargıdan söz edilmeliydi.

Bilimadamı, üniversiteli, aydın ve gazeteciyi kendi sürgününe, cezaevine ya da mezarlara mahkum etmek isteyen yeni vesayet, bütün bunları neyle yapıyor, neyi bir kılıç gibi kuşanarak yapıyor dersiniz?

Toplantıları, insanlar arasındaki her türlü buluşma ve tartışma fırsatını neyle yasaklıyor dersiniz?

Yeni vesayet, kendisini protesto edenleri ve hatta kendisine selam vermeyenleri neyi kullanarak sürek avına tabi tuttu dersiniz?

Bu yeni vesayet yolsuzlukların üstünü neyi kullanarak örtmekte?

Cezaevlerinde ölmeye yatırılan hastalar ve milletvekili tutukluların hücre işkencesinde kimin yargısının imzası vardır?.

Canilere kaçma olanağı sağlayan, teslim olanları ise tutuklayan kimin yargısı sizce?

Kendini seçen iradeden bağımsız karar veremeyen yargıç modelini, yüksek yargının yeni efsanesi blok oy uygulamasını kim yaratmıştır?
Kim kadın yargıcı yok saymaktadır?

21.Yüzyılın utancı gizli muhbirleri ve özel olarak görevlendirilmiş mahkemeleri bu toplumun üzerine kim salmıştır?

Özel görevlendirilmiş savcılar yapınca soruşturmanın gizliliğini korumak olan eylemi, deniz feneri savcıları yapınca suça ve dosyanın ellerinden çekilerek alınması bahanesine kim dönüştürmüştür?
Onlar, büyük balığa yaklaşınca, özel yetkili savcıperverler birden bire neden savcı düşmanı olmuşlardır?.

İşini gördüğü, haddini bildiği, başbakan yardımcısının sınıf ve adalet bakanının ev arkadaşı olduğu ve verdikçe verdiği sürece yargıya teşekkür edenler, haddini bilmeyip, sadece görevini yapınca parmak sallamaya başlamaktadır.
Yargının bu derece itibarsız kılındığı bir dönem daha yaşanmamıştır.

Yeni vesayetin yargısal güvenlik doktrini ile kimler düşman ilan edilmiştir?

Godot'yu bekler gibi 1 ekimde açılmasını beklediğimiz meclis ve yapacağımızı düşündüğümüz anayasa yerine artık yasaları tek başına khk yoluyla yapan, yasama organının yerine geçen, bugünden khk'lerle ülkeyi yönetmeye başlamış ve parlamenter sistemin tasfiyesine hazırlanmakta olan bu canavarı kim beslemekte ve korumaktadır sizce?

Değerli basın mensupları, tiranlıklar sadece tirandan ibaret değildir.
Tansiyon patlaması için gerekeni yapan sistemin diğer hizmetkarlarıdır.
Nasıl bazı yazarlar, gazeteciler, entellektüeller masum değilse tabi ki bazı savcı ve yargıçlar masum değildir.
Cellatları kutsayanlar onların yaptıklarını savunan ya da sessiz kalarak suç ortağı olanlardır.

Adalet gemisini yürütemiyoruz, çünkü denizde hiç su kalmadı.
Ama hala handan bozma adliyelerde, tozlu dosyalar arasında hukuk üreten, bundan hiç yakınmadan adaletin gerçekleşeceği inancı ile özveri ile çalışan saygın yargıç ve cumhuriyet savcıları, yargı emekçileri için bir adli yıl daha başladı.
Kutlu olsun.


--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ SOKAKLAR  Sokakta gün, sokakta gece, Ben sen o biz kuş ve karınca.  Sokaktan gelir vehimlerim, Sokakta geçer bayramlarım.  Sokakta kibarlar, sakatlar, Alaylar, düğünler, tabutlar.  Sokakta ağlanır, gülünür, Hayal kurulur ve ölünür.  Memelerinde keder sütü, Şairi sokak anne büyüttü.  Sokaktan işitti her gelin Seferberlik haberlerinin  Gecede ayak seslerini. Çiziyorken kavislerini  Ay, güneş, yıldızlar, koşarak, Unutuş da sendedir, sokak!   Ahmet Muhip DRANAS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder