23 Mayıs 2013 Perşembe

15-Ümit Özdağ: Kerkük’ü Barzani’ye teslim etmek

Bakın bu yazının en çarpıcı yönü şudur;
Türkiye-Güney(!) Kürdistan ilişkileri sanki Amerika'nın karşı çıkmasına rağmen gelişiyormuş gibi gösteriliyor.
Yapılan petrol anlaşmalarını sanki Amerika Birleşk Devletleri hükumeti engellemeye çalışıyormuş gibi sunuluyor.
Sanki işbirlikçi AKP Amerikan hükumetine kafa tutuyormuş, meydan okuyormuş gibi gösteriyorlar.
Yalandır, bir mizansendir.
Tıpkı Mavi Marmara, One Minute olaylarında olduğu gibidir.

Aslında Büyük Ortadoğu Projesi bir Amerikan projesidir.
Büyük Ortadoğu Projesi İran, Türkiye ve Pakistanın Küçültülmesi projesidir.
Açıkçası Türkiye'den güney ve doğu illerinin koparılması projesidir.
  • Küçültülmesi düşünülen bu ülkelerden koparılan topraklar üzerinde uydu, işbirlikçi devletler kurulacak,
  • Aynı zamanda bölgesel güç olma potansiyeli taşıyan bu ülkelerin ufalanması sağlanacak.
  • Doğal müttefik olan İsrail ve Suudi Arabistan'a güç verilmiş, hasımları ufalanmış olacak.
    Suudi Arabistan'da geniş topraklar doğrudan Amerikan hükumetinin kontrolündedir, Amerikan askeri devriye gezer, Amerikalılara ait dev askeri üsler, limanlar ve hatta askeri şehirler vardır.
    Suudi ordusu doğrudan Amerikan hükumetinin emrettiği hedeflerle mücadele eder.
    Suudi ordusu aynen İsrail ordusu gibi Amerikan hükumeti tarafından en iyi şekilde donatılmıştır.
  • Bir üçüncü hedef ise bütün bu kargaşa içinde Amerikan ordusunun Rusya ve Çin'i çevreleyecek şekilde Avrasya kıtasında konuşlanmasının ahlaki ve politik temeli oluşturulmuş olacaktır.
Recep Tayyip Erdoğan ise bu projenin eş başkanıdır.
Bunları hem Amerika hem de Recep Tayyip Erdoğan bir sürü kez ikrar etmiştir.

Güney(!) Kürdistan'la yapılan petrol anlaşmalarının ana ortağı ise Exxon firmasıdır.
Amerikan ordusunun girdiği her yerde, ABD güdümlü Arap Baharı, Turuncu devrim olan her yerde dominant petrol/doğalgaz ve hatta diğer bütün ana şirketler Amerikan şirketleridir.
Aslında devrimlerin temeli de budur.
Amerika açısından tek ve büyük bir Kürdistan elzemdir:
  • Böylece Amerika ve batı İran, Irak, petrol ve doğalgaz alanlarına komşu,
  • Gürcistan üzerinden Orta Asya petrol ve doğalgaz alanlarına iletişim imkanı olan,
  • Akdenize'e ulaşım imkanı olan,
  • Bir tür petrol vanası veya deposu özelliği olan kendi kontrolünde olan bir devlete sahip olacak.
  • Bu vesileyle Ermenistan'da rahatlatılmış olacaktır.
  • Bu devletin komşuları tarafından tehdit edileceği açıktır.
    Bu gerekçeyle aynı zamanda bölgede dost topraklarda fazlasıyla askeri güç bulundurma bahanesi de olacaktır.
Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye, İran ve Pakistan devletlerine ve bu ülkelerin halklarına düşman bir projedir.
Bu projenin Türkiye içindeki iş ortakları, eşbaşkanları vatan haini durumundadır.
Başta Fitnebaz Gülen Cemaati olmak üzere bazı cemaatler, AKP ve onun kurduğu hükumet vatana ihanet etmektedir.
Bunların işler çatallaştığında kendi halklarına hesap vermeleri kaçınılmaz bir durumdur.

Kuzey Irak'da yapılan işler kesinlikle Amerikan hükumetiyle eşgüdüm içindedir.
AKP hükumeti asla Amerikan hükumetinin rızası dışında bir şey yapmamaktadır, yapamaz, yapma kabiliyeti yoktur.
Amerika ve İsrail ile sergilenen çatışma, gerilim, abartılı çıkışlar, tehditler bunların hepsi de mizansendir.
Karşılıklı olarak dozu, şekli, oynanacak roller kararlaştırılmıştır.
Açıkçası dünya Müslümanlarını ve Türk halkını kandırmaya yöneliktir.
Haçlı ordularıyla beraber Müslüman milletlere saldırmanın Türk halkına izahı mümkün değildir.
Bunun için bu mizansenler, cilve, cümbüşler yapılmaktadır.

Fitnebaz Gülen Cemaati ve AKP Amerika'nın kontolü altındadır, hatta kölesi konumundadır.
Bunlarla bu ülke parçalanır, BOP projesinin Türkiye, İran, Irak ve Suriye ayakları bunlar sayesinde gerçekleşir.
Proje budur, ortakları bellidir, alınan yol gözler önündedir, hedefleri bellidir.
Projenin Irak, Suriye bölümü büyük mesafe almıştır.
Türkiye bölümünde yaşananlar ortadadır, işbirlikçi basını dahi okusanız rahatça görebilirsiniz.
İran aşaması için hazırlıklar yapılmaktadır.

Kuruntu, vehim, komplo teorisinden bahsetmiyoruz.
Büyük bölümü ilerlemiş, başarılı şekilde gelişmiş bir projedir bu.
Gözlerimizin önünde bu aşamaya kadar gelmiştir.
Gelişinde, söylenenlerden, yapılanlardan gidişatı bellidir.
Hala daha bu projeyi görmemek ancak ihanetle izah edilebilir.

Oraj POYRAZ

Ümit Özdağ: Kerkük'ü Barzani'ye teslim etmek

23 Mayıs 2013

Tuğçe Varol Sevim, 21yyte.org'da çok önemli bir yazı yazdı.
Bundan dolayı bugün köşemi enerji konularında Türkiye'nin en önemli araştırmacı akademisyenlerinden birisi olmaya doğru hızla ilerleyen Tuğçe Hanım'a bırakmak istiyorum:

"Geçtiğimiz 2012 yılının Ağustos ayında Kürdistan Yerel Yönetimi (KYY) Washington temsilcisi Kubat Talabani'nin ABD'de yapılan ve aynı oturumda ABD Bağdat Büyükelçisi'nin de bulunduğu Türk-Amerikan Konseyi 31'inci toplantısında "Türkiye ile Kuzey Irak arasında inşa edilecek petrol boru hattı 2013 yılının Ağustos ayında açılacaktır" açıklamasını yapınca, "Kürdistan Bizim Paramızla mı Kurulacak" adlı bir makale yazmıştım.
O tarihte Ankara'nın konu ile ilgili hiçbir açıklama yapmamasını şahsım sorgulamakla birlikte ABD basınında boru hattının ayrıntılarının yayınlandığını belirtmiştir.
Başbakan'ın son ABD ziyaretinde de adeta Ankara-Erbil arasındaki enerji anlaşmaları Washington tarafından eleştiriliyor hatta tepki gösteriliyormuş gibi yansıtılmaya çalışılsa da gelişmeler aslen Washington'un da desteğini almaktadır.
Başbakan ve heyetinin ABD ziyaretine çok az bir süre kala TPAO içinden ayrılarak BOTAŞ'a bağlanan TPIC ile dünyanın en büyük enerji şirketlerinden ABD'li ExxonMobil'in Kuzey Irak'ta bulunan 6 sahasında petrol ve doğal gaz arama ve üretimi için işbirliği yaptığı duyurulmuştur.
Öncelikle kısa bir süre önce Bağdat'ın tüm uyarılarına rağmen Erbil Yönetimi ile 6 saha konusunda anlaşmaya varan ExxonMobil'in elde ettiği sahaların 3'ü (Bashika, Kara Hıncır ve Al-Kash) KYY'nın yetki alanını dışındaki "tartışmalı" alandadır.
Üstelik bunlardan birisi de Kerkük sahasıdır.
Bu durumda bir Türk devlet şirketi Kerkük petrollerini işletmek üzere ABD'li bir şirket ile anlaşmıştır.
Diğer yandan ExxonMobil gibi dev bir şirket neden TPIC gibi kendisi karşısında mukayese edilemeyecek bir şirket ile ortaklık yoluna gitmiştir sorusu akla gelmektedir.
Birincisi sözde, Türkiye'nin, Irak'ın geri kalanında TPAO ile çalışmalarına devam ederek, Kuzey Irak bölgesine başka bir şirketle girme stratejisidir.
Böylelikle TPAO'nun Irak'ın geri kalanındaki ihalelerden dışlanma ihtimalini ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
İkincisi ise ExxonMobil'in Kuzey Irak'tan gelen hattın, merkezi hükümet ile anlaşma sağlanamadan direkt Türkiye içerisine girmesi ve oradan yeni bir boru hattına bağlanması durumunda ise KYY'nin uluslararası pazarlara çıkışı sağlanmış olacaktır.
Bundan sonra tartışmalı alanlardaki iddiasını da kazanacak olan Kürdistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinin önünde bir engel kalmayacaktır.

Kuzey Irak'ta enerji sahalarına giriş yapan ve ürettiği petrolün bir kısmını kamyonlarla Türkiye üzerinden satmaya başlayan Genel Energy şirketinin ortaklarından Karamehmet Grubu şirketlerinin yaşadığı sıkıntı çok ilginçtir.
TMSF, gruba ait Showtv ve BMC'ye protokol kapsamında borçlarını ödeyememekten dolayı el koymuştur.
Genel Energy şirketinin milyar dolarlar düzeyinde sadece Kuzey Irak'ta yatırımları bulunurken, mali aksaklıklar yaşaması son derece dikkat çekicidir.
Akla bu konu ile ilgili sorular gelmektedir; acaba TPIC ve ExxonMobil'in Kuzey Irak'ta Genel Energy şirketini kendine rakip görmesinin neticesinde Karamehmet Grubu mu cezalandırılmaktadır?

Sonuç olarak, görülmektedir ki Türkiye, Bağdat'a rağmen, Kuzey Irak ile sıkı bir işbirliği kurmaya hazırlanmaktadır.
Ama bütün bunların neticesi olarak Irak'ın bölünmesi kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üstelik ABD'nin sözde itirazlarına rağmen değil bizzat gizlice desteklemesi dolayısıyla Türkiye-Kuzey Irak enerji ilişkileri hızlanmıştır."

Yeniçağ

a45UyF587661-201305231005-15
^^^^^ - vvvvv

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
. . . . . .
HURRIYETE DOGRU
. . . . . .
Gun dogmadan,
Deniz daha bembeyazken cikacaksin yola.
Kurekleri tutmanin sehveti avuclarinda,
Icinde bir is gormenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin iriplarin calkantisinda.
Baliklar cikacak yoluna, karsici;
Sevineceksin.
Aglari silkeledikce
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhlari sustugu vakit martilarin,
Kayaliklardaki mezarlarinda,
Birden
Bir kiyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkizlari mi dersin, kuslar mi dersin;
Bayramlar seyranlar mi dersin,
Senlikler cumbusler mi?
Gelin alaylari, teller, duvaklar,
Donanmalar mi?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekliyenin varmis, aldirma;
Gormuyor musun, Her yanda hurriyet;
Yelken ol, kurek ol, dumen ol, balik ol, su ol;
Git gidebildigin yere...

Orhan Veli KANIK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder