Faruk Loğoğlu : Türkiye'nin 'İslam Ordusu'nda ne işi var?
Emekli Büyükelçi ve CHP eski milletvekili Faruk Loğoğlu
10 Mayıs 2016 Salı 10:22
Türkiye'nin 'İslam Ordusu'nda ne işi var? 0 Sponsorlu Bağlantılar Faruk Loğoğlu'nun "Türkiye'nin 'İslam Ordusu'nda ne işi var?" başlıklı yazısı şu şekilde:
Türkiye'ye artık gündem dayanmıyor. Günün olayları bırakın geçen haftayı, ayı, yılı, bir önceki günün manşet haberlerini rahatlıkla geride bırakıyor. Hatta gündem aynı gün içinde bile eskiyebiliyor. Son örnek: Can Dündar'a yapılan silahlı saldırı olayı Dündar/Gül hakkında mahkemenin verdiği kararı gölgede bırakıveriyor. Ve tabii dikkatlerin hep en son gelişmelere odaklanması ve toplum hafızasının oluşmaması hiç de sağlıklı bir durum değil. Önemli önemsiz, doğru yanlış hep birbirine karışıyor. Bir türlü öncelikli sorunlardan oluşan bir gündem tutturamıyoruz.
Bu girişe neden ihtiyaç duydum? Çünkü ülkeyi yöneten AKP iktidarının laik Cumhuriyetimiz'i nerelere sürüklediğinin vahim ama unutulmaya yüz tutmuş bir icraatını hatırlatmak istedim de onun için. Aslında olay hiç de eski değil, Aralık 2015'de oldu. Suudi Arabistan'ın öncülüğünde bir 'Askeri İslam İttifakı' kuruldu. İttifak, kuruluş metnine bakılırsa, "BM kararları ve sözleşmeleri çerçevesinde her türlü terörizmle mücadelede askeri operasyonları koordine edecek, destekleyecek ve bu çabaların bir parçası olarak gerekli program ve mekanizmaları geliştirecek."
Mart 2016 itibarıyla, İttifak'a 39 İslam ülkesi taraf. Suudiler birçok küçük ülkeyi sırf listeyi kalabalık gösterebilmek için para karşılığında üye yaptılar. Ancak aralarında Türkiye, Pakistan, Mısır, Nijerya, Bangladeş, Malezya, Fas, Tunus ve Ürdün gibi ülkeler de var. Ama olanlar kadar önemlisi İttifaka girmeyenler veya çağrılmayanlar: İran, Irak ve Suriye. Burada üç büyük ciddi yanlışlık var. Birincisi durumda temel bir çelişki ve garabet var. Bugün hem kendilerini, hem bölge dışı toplumları hedef alan, tehdit eden başlıca terör örgütleri söz konusu İttifak'ın öncüsü olan ülkelerde doğup büyüyor, genelde İslam adına savaştıklarını iddia ediyor ve rakip örgütler yine bu ülkeler tarafından destekleniyor. Sonra da kalkıp aynı ülkeler terörle mücadelede işbirliğinden, birliktelikten söz etmeye kalkışıyorlar. Bir güzel özlü sözümüz var bu durum için: "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!"
İkinci yanlışlık işin özünde yatıyor. Suriye'deki savaşın kritik bir aşamaya girdiği bir anda kurulan İttifaka Suudiler'in öncülük etmesi, İran, Irak ve Suriye'nin dışlanması ve son İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde İran'ın adeta parmak gösterilerek mezhepçilikle suçlanması İttifakın aslında mezhepçi saiklerle İran'a karşı kurulmuş olduğuna işaret ediyor. Oysa bölgeyi tehdit eden en büyük tehlike gerek İran da dâhil olmak üzere içerden, gerek yabancı güçlerce dışardan körüklenen ve bölgemiz için en büyük tehlikeyi oluşturan mezhepçilik yangınıdır. Terörle mücadele kisvesi altında kurulan İslam İttifakı, İran'ın bölgedeki nüfuzunu kırmaya yönelik bir girişim ise, bu mezhep kutuplaşması ve çatışma riskini daha da artıracaktır.
Üçüncü yanlışlık ise Türkiye'yi ilgilendirmektedir. Başbakan Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu İttifakı doğru bulduklarını ve tüm aşamalarında Türkiye'nin yer alacağını açıklamışlar, televizyon ekranlarında da bayrağımız sözde İslam Ordusu'nun resmigeçidinde görüntülenmiştir. Hükümet askeri bir ittifaka katılma yetkisini kimden, ne zaman almıştır? Laik bir Cumhuriyet olduğumuzu unutmuş mudur? İttifak üyelerinin içinde olacağı bir çatışmada Türkiye nasıl yer alabilecektir? Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin İran'ı çevreleme planlarına alet olmak ne zaman Türkiye'nin görevi olmuştur? Ne uğruna? Öte yandan, İslam İttifakı üyeliği Türkiye'nin NATO üyeliğiyle nasıl bağdaştırılmaktadır?
AKP zihniyeti bölge ülkeleriyle ilişkilerimizde mezhep eksenini ön plana çıkarmayı sürdürmektedir. İslam İttifakı bu zincirin yeni bir halkasıdır. Türkiye'nin derhal bu İttifak'tan çekilmesi dış politikamızda yapılacak kapsamlı onarımın ilk adımları arasında yer almalıdır. Bu İttifak'tan çekilmek aynı zamanda hem Türkiye'yi mezhepçilikten uzak tutacak hem dış politikamızı Suudi Arabistan'ın dümen suyunda gitmekten kurtaracaktır.
Yurt Gazetesi
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/turkiyenin-islam-ordusunda-ne-isi-var-h109430.html
a45UyF587661-160510141554 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/10 19:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Yurtta sulh, cihanda sulh.
K.Ataturk
Fatih camiinin avlusundayiz.
Cenaze namazi kilinacak.
Bazilari tanidiklarini gorunce disleri gorunecek sekilde guluyor, yahu bunca zamandir nerelerdesin be diyor.
Neseli neseli tokalasiyorlar, sen sakrak gulusuyorlar.
Biraz otede namazini kilacaklari bicare cenaze tabutta sere serpe yatiyor.
Zavalli sen sakrak Muslumanlar.
Cenazeler ikiye ayrilir: Olmus cenazeler...
Canli cenazeler...
Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.
Soner Yalcin: Nazim ile Deniz i bulusturan Tanya
6 May, 2015
K66XX9Adi, Zoya Anatolyevna Kosmodemyanskaya....
Zoya, yasam demek...
Rusya nin guneyindeki Gavrilovsky de 13 Eylul 1923 te dogdu.
Ortodoks rahipler cikaran bir aileye mensuptu. Dedesi rahip Pyotr Kosmodemyansky, yaptigi muhalefet nedeniyle Bolsevikler tarafindan 1918 de olduruldu.
Babasi Anatoly de teolojik okudu ama mezun olmadi; cunku aile Sibirya ya tasindi. Babasi kutuphaneci oldu. Annesi Lyubov ogretmendi.
Aile 1930 da Moskova ya dondu.
Zoya, okul caginda kitaplara duskun oldu; edebiyati cok sevdi. Tolstoy, Puskin, Lermontov gibi Rus edebiyatcilar ve Cervantes, Dickens, Goethe, Shakespeare, Moliere okudu. Okuduklari hakkindaki dusunceleri defterine yazdi: Shakespeare in trajedilerinde bir kahramanin olumune her zaman yuksek ahlaki bir zafer eslik ediyor.
Genc yasinda Beethoven ve Caykovski dinledi.
Sovyetler Birligi Komunist Parti genclik orgutu Komsomol a katildi.
Hitler, 22 Haziran 1941 de Barbarossa Harekati emrini verip, Naziler Sovyetler Birligi ni isgale baslayinca, genc Zoya gonullu olarak askere yazildi. Annesi vazgecirmeye calisti, dinlemedi: Dusman bu kadar yakinken baska ne yapabiliriz?
Isgal altindaki bolgelerde olusturulan duzensiz askeri guclere katildi; yani Partizan oldu; Tanya kod adini aldi.
Tarih:27 Kasim1941.
Zoya/ Tanya , bir Alman suvari alayinin konuslu oldugu Petrischevo koyunu yakmak icin emir aldi. At ahirlari ve evleri atese vermeyi basardi. Ancak, bir Rus isbirlikcisinin ihbariyla yakalandi. Gece boyunca yapilan iskence ve tecavuze ragmen konusmadi. Ertesi sabah ilce merkezine goturuldu ve idam edildi. Gulumseyerek ciktigi sehbasinda son sozleri su oldu:
Yoldaslar! Neden bu kadar kasvetlisiniz? Olmek icin korkmuyorum! Halkim adina olecegim icin mutluyum!
Sovyetler Ordusu Ocak 1942 de bu topraklari ele gecirene kadar, Zoya/ Tanya idam sehbasinda asili kaldi...
Yurtseverlik aski
Yil, 1945...
Nazim Hikmet, Bursa Cezaevi nde...
Tolstoy un Savas ve Baris cevirisini yeni tamamlamis; La Fontaine den Masallar cevirisi uzerinde calisiyordu. Elle yazmak cok zamanini aliyordu; cezaevindeki dokumadan kazandigi parayla ikinci el daktilo aldi.
Saglik sorunlari vardi.
Ama... Cok mutluydu; kasvet gunleri bitmisti; Naziler savasi kaybetmisti.
O gunlerde yazdi; Tanya siirini...
Tanya, Bursa Cezaevi nde karsimda resmin,
Bursa Cezaevi nde.
Belki duymamisindir bile Bursa nin adini.
Bursa m yesil ve yumusak bir memlekettir.
Bursa Cezaevi nde karsimda resmin.
Sene 1941 degil artik sene 1945.
Moskova kapilarinda degil artik
Berlin kapilarinda dovusuyor seninkiler,
bizimkiler,
butun namuslu dunyaninkiler.
Tanya,
senin memleketini sevdigin kadar
ben de seviyorum memleketimi,
Seni astilar memleketini sevdigin icin,
ben memleketimi sevdigim icin hapisteyim.
Ama ben yasiyorum,
ama sen oldun.
Sen coktan dunyada yoksun,
zaten ne kadar az kaldin orda:
on sekiz senecik.
Doyamadin gunesin sicakligina bile.
Tanya,
sen asilan partizan,
ben hapiste sair.
Sen kizim, sen yoldasim.
Resminin ustune egiliyor basim:
kaslarin incecik,
gozlerin badem gibi,
ama renklerini fotograftan anlamam mumkun degil.
Fakat yazildigina gore,
koyu kestaneymisler.
Bu renkte gozler cok cikar benim memleketimde de.
Tanya,
saclarin ne kadar kisa kesilmis,
oglum Memet inkilerden farki yok.
Alnin ne kadar genis, ay isigi gibi,
rahatlik, ve ruya veriyor insanin icine.
Yuzun ince uzun, kulaklarin buyucek biraz.
Henuz cocuk boynu boynun:
henuz hicbir erkek kolu sarilmamis anliyor insan...
Nazim in siiri yillar sonra bir devrimcinin agzindan hic dusmeyecekti...
Deniz in sevdigi
Tarih: 9 Ekim 1971.
Deniz Gezmis, Huseyin ve Yusuf Aslan, Ankara $ikiyonetim Komutanligi 1 No lu Mahkemesi tarafindan idama mahkum edildi.
Deniz ve Yusuf 25; Huseyin 23 yasindaydi.
O gunlerde....
Kimi zaman Deniz in sesi duyulurdu; Ankara Mamak Cezaevi nde...
En sevdigi siir Tanya yi soyluyordu.
Bilirdi arkadaslari; Deniz in Tanya yi ezbere bildigini ve her firsatta hadi Deniz, Tanya yi soylesene derlerdi. O da hep soylerdi gur sesiyle...
Idamdan iki gun once...
Deniz, Yusuf ve Huseyin e Mamak Cezaevi ndeki arkadaslariyla helallesme izni cikti.
Koguslari dolastilar; tum devrimcilerle kucaklastilar.
Deniz Gezmis, Tanya yi son kez o gun soyledi:
Sabah oldu Tanya yi giydirdiler...
Gogsune bir de yazi yazdilar:
Partizan.
Koyun alanina kuruldu daragaci.
Atlilar cekmis kilici, halka olmus piyade askeri.
Zorla seyre getirdiler koyluleri.
Iki sandik ust uste, iki makarna sandigi.
Sandiklarin ustune
yagli urgan sallanir,
urganin ucu ilmik.
Partizan kaldirilip cikarildi tahtina.
Partizan,
kollari bagli arkadan
durdu urganin altinda dimdik.
Nazli, uzun boynuna ilmigi gecirdiler...
Tanya seslendi kolhozlulara ilmiginin icinden
- Kardesler, uzulmeyin.
Gun yigitlik gunudur.
Soluk aldirmayin fasistlere,
yakin, yikin, oldurun...
Kolhozlular agliyordu. Cellat cekti ipi.
Boguluyor nazli, boynu kugu kusunun.
Fakat dikildi ayaklarinin ucunda partizan
ve hayata seslendi insan:
- Kardesler
hosca kalin.
Kardesler,
kavga sonuna kadar.
Duyuyorum nal seslerini
geliyor bizimkiler!
Ve... Tarih: 6 Mayis 1972
Tanya siiriyle ozdeslesen Deniz Gezmis, saat 01.25 te idam edildi.
Aradan yillar gecti...
Kimi solcular, yurtseverligin ne oldugu konusunda kafa kari$ikligi yasiyor...
Tanya dan, Nazim dan ve Deniz den utanmiyor...
Yurtseverligin fasistlik oldugunu yaziyorlar.
Sozcu
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder