Rifat Serdaroğlu: SIRA DÖNGEL KARHANESİNDE!
14 May, 2016
Senaryosunu Sayın Necef Uğurlu'nun yazdığı enfes bir komedidir
"Döngel Karhanesi." Necef Uğurlu 2005 yılında sinemaya uyarlanan bu film ile bugünleri görmüş ve senaryosunu yazmış.
Filmde, bankadan kredi alan bir Genelev sahibinin borcunu ödeyemeyince banka el koyar. Banka batınca da TMSF, Genelevi yönetmek üzere bir devlet memuru tayin eder ve film komik olaylarla devam eder.
Bademler de, adım-adım Necef Uğurlu'nun senaryosunun benzerini yaşamaya başladılar!
Cemaat denen FETÖ/PYD yi (Fethullah Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması) devletin içine bizzat Erdoğan yerleştirdi. 11 yıl 11 ay boyunca her gün koyun-koyuna oldular. Türk Ordusunun Komutanlarına kumpas kurup zindana kapatmaktan, PKK Narko-Terör Örgütü ile anlaşıp, Türkiye'yi bomba ve silah deposu haline getirmeye kadar her işi birlikte yaptılar.
17/25 Aralık 2013 tarihinde Erdoğan ve Cemaat kavgaya başlayınca, Erdoğan devletin tüm gücüyle cemaate saldırmaya başladı. İnlerine gireceğiz dedi. Katiller-haşhaşinler-casuslar-vatan hainleri dedi.
Davalar açıldı, Cemaate selam verenler bile hapse atıldı.
Cemaate "Ne istediler de vermedim" deyip suç ortaklığını itiraf eden Erdoğan'ın kızgınlığı bir türlü bitmiyordu!
Önce Cemaatin medya gruplarına baskın yapıldı. Hukuk Devletinde olmayan el koymalar, şirketlerin üzerine çökmeler gerçekleştirildi. Binlerce suçsuz insan işten atıldı. On binlerce polis sürüldü. Cemaatin finans kuruluşlarına el konuldu. Bunların hepsi ya kapatıldı, ya da ucuza yandaşlara peşkeş çekildi.
Bu el koymalar o kadar sulandırıldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin namusu demek olan tapular delik deşik oldu…
En sonunda Zonguldak Sulh Ceza Hâkimliği, çikolata ve ekmekleriyle ünlü
"Vera Pastanesine" el koyarak kayyım atadı!
Bir pastaneye el koyup oraya 3 kişilik kayyım atayarak hukuk tarihine geçmek Zonguldak Yargıcına nasip oldu!
Yakında pavyonlara, kerhanelere el koyarlarsa hiç şaşırmayacağım…
Beni şaşırtan şudur;
Bazıları var ki, aşağıdaki fıkradaki sarışın gibi başlarına neler geleceğini göremeyenlerdir.
Örnek mi? TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'ndan daha iyi, örnek olur mu?
Profesör, üç kız öğrencisine "Durum Değerlendirme" sınavı için sormuş;
Okyanusun ortasında tek başınıza bir sandaldasınız. Üzerinize doğru bir gemi dolusu gözü dönmüş erkek geliyor. Bu durumda sorunu çözmek için ne yaparsınız?
Önce kumral kız cevap vermiş;
-Bu durumda hemen küreklere asılıp gemiden uzaklaşmaya çalışırım!
Sonra esmer kız yanıt vermiş:
-Bu durumda geminin gelmesini beklerim ve yanımdan hiç ayırmadığım bıçağımla kendimi savunurum!
Sonunda sıra sarışına gelmiş:
-Durumu anladım da Hocam, sorun ne onu anlayamadım…
Sorunu anlayamadın sen Hisarcıklıoğlu, hala anlayamadın!
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Mayıs 2016
İLK KURŞUN
a45UyF587661-160514115255 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/14 19:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Bulutlar: kuslarin konusma balonu
Kucuk Iskender
( Utbe Ibnu Gazvan , devamla ) der ki : Hz.Omer ( Radiyallahu anh ) :
Atesi cok zikredip hatirlayin. Zira onun harareti pek siddetlidir; derinligi cok fazladir, cengelleri demirdendir buyurdu
( Tirmizi )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.
EINSTEIN IN KOZMIK DINSEL DUYGUSU
Tum bu dinsel- tiplerde ortak olan Tanri kavrami insanmerkezci karakteridir.
(...) Ama tum bunlarda bulunan dinsel deneyime dair bir ucuncu asama vardir, saf haliyle cok seyrek olmakla birlikte: ona kozmik dinsel duygu adini verecegim.
Bu duyguyu, hic yasamamis birine, ozellikle buna karsilik gelecek Tanri ya iliskin hic insanmerkezci olmayan bir kavrama sahip olmayan birine izah etmek cok zordur.
Kozmik dinsel duyguyu insanlar birbirlerine nasil iletebilirler, hele ki Tanri ya iliskin bir tanim vermiyorsa, bir teoloji ogretisi vermiyorsa?
Bence, sanat ve bilimin en onemli islevi, onu almaya acik olanlar icin, bu duyguyu diriltmek ve canli tutmaktir.
Bu sekilde din ile bilimin iliskisine dair, bilindik olandan cok farkli bir kavrama ulasiyoruz.
Bir kisi konuyu tarihsel olarak ele alsa, bilim ve dinin uzlasmas karsitliklar olarak gormeye baslar.
(...) Ben iddia ediyorum ki kozmik dinsel duygu bilimsel arastirma icin en guclu ve muhtesem gududur.
(...) Bir insana boyle bir gucu kozmik dinsel duygu verebilir.
Bir cagdasim soylemisti, haksiz olmayarak, bizim materyalistik cagimizda ciddi bilimsel arastirmacilar tek en derin dinsel insanlardir.
How can cosmic religious feeling be communicated from one person to another, if it can give rise to no definite notion of a God and no theology?
In my view, it is the most important function of art and science to awaken this feeling and keep it alive in those who are receptive to it.
We thus arrive at a conception of the relation of science to religion very different from the usual one.
When one views the matter historically, one is inclined to look upon science and religion as irreconcilable antagonists.
(...)I maintain that the cosmic religious feeling is the strongest and noblest motive for scientific research.
(...)It is cosmic religious feeling that gives a man such strength.
A contemporary has said, not unjustly, that in this materialistic age of ours the serious scientific workers are the only profoundly religious people.
New York Times Magazine on November 9, 1930 pp 1-4.It has been reprinted in Ideas and Opinions, Crown Publishers, Inc.1954, pp 36 - 40.It also appears in Einstein s book The World as I See It, Philosophical Library, New York, 1949, pp.24 - 28.)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder