2 Haziran 2019 Pazar

Şu birkaç günde öne çıkan bazı haber ve yorumlar... 01-06-2019 1




================================

YARGIYI WASHİNGTON'A BAĞLADILAR

ABD Başkanı Donald Trump Türkiye'de tutuklu ABD vatandaşı Serkan Gölge'nin serbest bırakılmasındaki "yardımlar"ı nedeniyle Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Trump konuyla ilgili olarak dün Erdoğan'la konuştuklarını hatırlattı.

30-05-2019 18:16

ABD Başkanı Donald Trump Türkiye'de 'FETÖ üyeliği' suçlamasıyla üç yıla yakın süredir tutuklu bulunan ABD vatandaşı ve NASA çalışanı Serkan Gölge'nin cezaevinden tahliye edilerek ev hapsine alındığını yakın zamanda da Amerika'ya gönderileceğini söyledi.

VOA Türkçe'nin aktardığına göre Colorado eyaletine hareketinden önce Beyaz Saray'ın bahçesinde gazetecilere açıklama yapan Trump "Türkiye'nin az önce geri istediğimiz bir mahkumu serbest bıraktığını öğrendim. Az önce cezaevinden ev hapsine gönderildiğini öğrendim. Oradan da yakın bir zamanda Amerika'ya verilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yardımı için teşekkür etmek istiyorum. Bu harika oldu. İster mahkum ister rehine deyin serbest bırakılan bu kişi şu anda ev hapsinde. Yakın bir zamanda Amerika'ya gönderilecek olması iyi bir haber" diye konuştu.

"FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan hükümlü Türk asıllı ABD vatandaşı Serkan Gölge 4 yıl 12 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Tutuklanmadan önce NASA'nın Mars projesinde çalışan Gölge'nin tahliyesinin ardından dün gece ABD Dışişleri de bir açıklama yayınlayarak karardan memnun olduklarını belirtmişti.

ABD'den gelen bu açıklamalarla Washington yönetimi ile Ankara'nın ilişkilerinde tutuklamaların ve tahliyelerin birer pazarlık konusu kullanıldığı bir kez daha ortaya çıktı.

Gölge Amerikan yönetiminin serbest bırakılmasını istediği Türkiye'deki tutuklu ABD vatandaşları veya ABD Büyükelçiliği çalışanı olan kişilerden biriydi. Geçtiğimiz ay ABD Kongresi'ne tutuklu Amerikan vatandaşlarının serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye yönelik yaptırım içeren bir yasa tasarısı sunulmuştu.

Dün Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.

Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından… 'FETÖ' tutuklusu Gölge serbest

https://gazetemanifesto.com/2019/erdogan-trump-gorusmesinin-ardindan-feto-tutuklusu-golge-serbest-iddiasi-267926/

Hatırlanacağı üzere daha önce ABD vatandaşı rahip Brunson ve Alman vatandaşı Deniz Yücel benzer süreçlerin sonunda serbest kalmıştı.

https://gazetemanifesto.com/2019/yargiyi-washingtona-bagladilar-268130/?fbclid= IwAR23OyKf0YfgJDv7onl8Ed3ZWhRwNs1wlf06myDd-_26gZhdc4dN3P0GefQ

================================

SEDEF KABAŞ'A CUMHURBAŞKANINA HAKARET'TEN HAPİS

Gazeteci Sedef Kabaş "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği" gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığını duyurdu.

30-05-2019 17:18

Gazeteci-yazar Sedef Kabaş'a "Cumhurbaşkanı'na hakaret" gerekçesiyle hapis cezası verildi.

Sabah saatlerinde sosyal medya hesabından "Ankara'dan dönüyorum… Direkt Kartal Adliyesi'ne… Yine hakkımda CB'ye hakaretten dava açtılar" diye yazan Kabaş davanın sonucunu da şu ifadelerle duyurdu.

"Cumhurbaşkanı'na hakaretten açılan davada 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldım! Oysa yazdıklarımda tek bir kişinin ismi geçmiyor… #hakhukukadalet"

CNN International'da çalışan ilk Türk gazeteci olan Sedef Kabaş NTV ATV TV 8 SKY Türk gibi çeşitli tv kanallarında programlar hazırlamışmıştı. Kabaş son olarak TRT 2'de Medya Medya isimli programı hazırlayıp sunmuştu.

https://gazetemanifesto.com/2019/sedef-kabasa-cumhurbaskanina-hakaretten-hapis-268122/

================================

ENERJİDE ENKAZ BÜYÜK

Enerji sektöründe 50 milyar dolarlık kredi borcu sorununa çözüm aranırken enerji şirketlerinin büyük bölümü kur ve faiz artışları nedeniyle zarar ediyor. Bankalar ve şirketler hükümetten elektrikte zam ve güvence talep ederken sorunun nasıl çözüleceği belirsiz.

30 Mayıs 2019 Perşembe 01:51

50 milyar dolarlık kredi borçlarını geri ödemekte büyük zorluk çeken enerji şirketleri zararına çalışıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 verilerine göre özel enerji şirketleri 2018'de ortalama olarak toplam aktif varlıklarının yüzde 9'u kadar zarar etti. Kamu enerji şirketi EÜAŞ da 2018'de 1.6 milyar vergi öncesi dönem zararı açıkladı ve aktif varlıklarının yüzde 6.4'ü kadar zarar etti. Özel enerji şirketlerinde özkaynak kârlılığı yüzde -89.5 ile çarpıcı seviyelere düştü.

Borsa İstanbul'da işlem gören enerji şirketlerinin bilançoları da vahim tabloyu ortaya koyuyor. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden açıklanan bilançolar TL'deki büyük değer kaybı ve faizlerdeki sıçramanın kur zararı ve finansman giderlerinde artış olarak bilançolara darbe vurduğunu gösteriyor.

İşte borsada işlem gören enerji şirketlerinin bilançolarından çarpıcı rakamlar:

Ak Enerji: 2017'de 507 milyon TL 2018'de 1 milyar 556 milyon TL zarar açıklayan Ak Enerji 2019'un ilk çeyreğinde de 259 milyon TL net zarar açıkladı. Akkök Holding ile Çekya merkezli CEZ Grup'a ait olan Ak Enerji'nin 31 Mart 2019 tarihi itibarıyla döviz cinsinden 4.4 milyar TL'lik borcu bulunuyor. 2018'de esas faaliyet zararı 45 milyon TL olan şirketin bilançosu 2017'de 503 milyon TL olan finansman giderlerinin 2018'de 1.5 milyar TL'yi bulmasıyla daha da kötüleşti. 2019'un ilk çeyreğinde esas faaliyet kârı 85 milyon TL olan şirket bir çeyrekte kaydettiği 388 milyon TL'lik finansman gideriyle yine net zarara imza attı.

Odaş Elektrik: 2017'de 124 milyon TL net kâr açıklayan Odaş Elektrik 2018'de 262 milyon TL net zarar açıkladı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal'ın tarafından kurulan ve çoğunluk hissesi Özal ailesine ait olan şirket 2019'un ilk çeyreğinde de 108 milyon TL net zarar etti. 2019'un birinci çeyreğinde esas faaliyet zararı 17 milyon TL olan şirketin finansman gideri 242 milyon TL'yi buldu. 2018'in tamamında esas faaliyet kârı 24 milyon TL olan şirketin bilançosu bir önceki yıl 176 milyon TL olan finansman giderlerinin 2018'de 436 milyon TL'ye yükselmesiyle ciddi hasar aldı. 31 Mart 2019 itibarıyla şirketin toplam borcu ise 1.5 milyar TL seviyesinde bulunuyor.

Aksu Enerji: 2017'de 9 milyon TL 2018'de ise 7.3 milyon TL net zarar açıklayan Aksu Enerji 2019'un ilk çeyreğinde de 1.5 milyon TL net zarar açıkladı. Esas faaliyet kârı 2018'de 4.4 milyon TL olan şirket 21.4 milyon TL finansman gideri yazdı ve net zarar etti. Şirketin 36 milyon TL'si döviz cinsinden olmak üzere toplam 43 milyon TL borcu bulunuyor.

Ayen Enerji: 2017'de 35 milyon TL net kâr açıklayan Ayen Enerji 2018'de 49 milyon TL net zarar açıkladı. 2018'de esas faaliyet kârı 150 milyon TL olan şirketin finansman giderleri bir yılda 131 milyondan 223 milyon TL'ye yükseldi. Şirket 2019'un ilk çeyreğinde de 17.2 milyon TL net dönem zararı açıkladı. Şirketin 1.7 milyar TL'si döviz cinsinden olmak üzere 2 milyar TL'lik borcu bulunuyor.

Bomonti Elektrik: 2017'de 7.3 milyon TL 2018'de 6.7 milyon TL net zarar açıklayan Bomonti Elektrik'in 31 Aralık 2018 itibarıyla 28 milyon TL'si döviz cinsinden olmak üzere toplam 29 milyon TL borcu bulunuyor. 2018'de 395 milyon TL'lik faaliyet kârı elde eden şirketin finansman gideri ise 11.7 milyon TL oldu.

Zorlu Enerji: Kâr elde eden nadir enerji şirketlerinden Zorlu Enerji 2017'de 35 milyon TL 2018'de 34 milyon TL 2019'un ilk çeyreğinde 35 milyon TL net kâr elde etti. Şirketin 9.5 milyar TL'si döviz cinsinden olmak üzere toplam 15 milyar TL borcu bulunuyor. 2017'de 507 milyon TL olan şirketin finansman giderleri 2018'de 1.3 milyar TL'ye yükseldi.

Enerjisa: 2017'de 988 milyon TL 2018'de 747 milyon TL net dönem kârı elde eden Enerjisa 2019'un ilk çeyreğinde de 297 milyon net kâr açıkladı. Enerji sektöründeki en büyük paya sahip olan şirketin 2019'un ilk çeyreğinde brüt kârı 1.3 milyar TL olurken aynı dönemde finansman gideri 406 milyon TL oldu. Toplam borcu 18.2 milyar TL olan Enerjisa 2017'de 1 milyar TL 2018'de 1.6 milyar TL finansman gideri açıklamıştı.

Enerjide büyük zam talebi

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 10 Nisan'da yaptığı açıklamada enerji sektöründeki sorunlu kredilerin banka bilançolarından çıkarılarak Enerji Girişim Sermaye Fonu'na aktarılacağını açıkladı. Hedef ekonomide düzelme olduktan sonra da bu fonun yabancılara satmak. Ancak sorunlu kredilerin fona aktarılması ya da yabancı yatırımcılara satılması planında henüz netlik sağlanabilmiş değil. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Edin enerji sektöründe toplam ödenmemiş olan 47 milyar dolarlık kredinin 12-13 milyar dolarının sorunlu göründüğünü belirterek kurulacak portföy yönetim şirketi altında her bir sorunlu kredi için ayrı ayrı fonlar kurulacağını söyledi.

Reuters'in aktardığına göre bankalar "enerji fiyatlarında zam yapılması ve kredilerin bankalarda bekletilmesi" seçeneğini reddederken hükümet de "santralların devlet himayesindeki elektrik üreticisine devredilmesi" seçeneğini kabul etmiyor.

Gazetemize konuşan sektör kaynakları enerji şirketlerinin 10 yıl önce santral yatırımı yaparken elektrikte megavat başına 70 dolar ile 120 dolar arasında fiyat öngördüklerini ancak TL'deki değer kaybıyla fiyatın şu an 35-40 dolar seviyesine gerilediğini dile getirdi. Kaynaklar mevcut elektrik fiyatları ve TL'deki değer kaybıyla sektörün sürdürülemez hale geldiğini belirtiyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1417169/Enerjide_enkaz_buyuk.html

================================

DANIŞTAY SAVCISI: TANK PALET ÖZELLEŞTİRMESİ KANUNA AYKIRI

Sakarya Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesine ilişkin davada görüşünü açıklayan Danıştay savcısı özelleştirme işleminin kanuna aykırı olduğunu belirterek işlemin iptalini istedi.

30 Mayıs 2019 Perşembe 11:28

Satışı yapılan Tank Palet Fabrikası hakkında Danıştay'dan itiraz geldi: Aylardır tartışmaların odağında olan Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesi ile ilgili Danıştay savcısı işlemin iptalini istedi.

Sakarya Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesine ilişkin davada görüşünü açıklayan Danıştay savcısı özelleştirme işleminin iptalini istedi. Danıştay savcısı esas hakkındaki mütalaasında fabrikanın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değil ancak kanunla özelleştirilebileceğini vurguladı. Mütalaada fabrikanın "verimliliğini artırmak kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazine'ye ait taşınmazları değerlendirmek" şeklindeki amaçları gerçekleştirecek bir kurum olmadığı askeri tesis niteliğinde bulunduğu ve milli güvenlik hizmetlerini yerine getirmek amacıyla kurulduğu vurgulandı. Fabrikanın kamu yararına aykırı biçimde ve Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu'nda belirtilen esasların da dışında özelleştirildiği ifade edilen mütalaada bu nedenlerle işlemin iptal edilmesi gerektiği belirtildi.

SAVCI HAKLI BULDU: Halkın Kurtuluşu Partisi'nin (HKP) Sakarya Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesi işleminin iptali için açtığı davada çok önemli bir gelişme yaşandı. Davada esas hakkında mütalaasını sunan savcı HKP'nin başvurusunu haklı bularak işlemin iptal edilmesi gerektiğini bildirdi.

ÖZELLEŞTİRME KANUNLA YAPILABİLİR: Savcı mütalaasında Özelleştirme Kanunu'nda yapılan değişikliğin fabrikanın Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirilebilmesi için yeterli olmadığı Anayasa'ya göre özelleştirmenin ancak kanunla yapılabileceği ifade edildi. Savunma Sanayi Kanunu'na göre askeri tesislerde gerçekleştirilen projelerin kanundaki ayrı bir özel statüyle korunduğu belirtilen mütalaada buna karşın özelleştirme işlemi yapılırken kanundaki bu özel statünün dikkate alınmadığı işlemin bu yönüyle de yasaya aykırı olduğu ifade edildi.

ASKERİ TESİS VURGUSU: Mütalaada fabrikanın "verimliliğini artırmak kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazine'ye ait taşınmazları değerlendirmek" amaçlarıyla özelleştirildiği iddialarına da yanıt verilerek fabrikanın bu amaçları gerçekleştirecek bir kurum değil askeri tesis niteliğinde bulunduğu ve milli güvenlik hizmetlerini yerine getirmek amacıyla kurulduğu vurgulandı. Fabrikanın kamu yararına aykırı biçimde ve kanunda belirtilen esasların da dışında özelleştirildiği ifade edilen mütalaada bu nedenlerle işlemin iptal edilmesi gerektiği belirtildi.

'Bu vatana ihanettir'

HKP'den ise konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Cumhuriyet'in kazanımlarına sahip çıkan hukuk insanlarının hâlâ kalabilmiş olması bizleri sevindiriyor. Bugüne dek Cumhuriyet Savcılıkları İdari Yargı Anayasa Mahkemesi ve Uluslararası Hukuk kurumları nezdinde yüzlerce hukuk savaşımı verdik veriyoruz. Çünkü bu vatanı halkımız bin bir zorluklarla büyük özverilerle yarattı kolayca da kaybedilemez. Tank-Palet Fabrikası'nın özelleştirilme kapsamına alınmasını hukuk terimlerle açıklamanın yetmeyeceğini bir ülke ve ordusunun ve savaş gücünün yok edilmesi anlamına geldiğini ifade etmek zorundayız. Dolayısıyla bu özelleştirme vatana ihanettir. "

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1417691/Danistay_Savcisi__Tank_Palet_ozellestirmesi_kanuna_aykiri.html

================================

ABD İHRAÇ ETTİĞİ DOĞALGAZA 'ÖZGÜRLÜK GAZI' ADINI TAKTI

ABD Enerji Bakanlığı yetkilileri ülkede çıkan doğalgazı 'özgürlük gazı' olarak nitelemeye başladı ve 'özgürlük moleküllerini tüm dünyaya yayacağız' diyerek ABD üretilen sıvılaştırılmış doğalgazın Avrupa'da Rus gazına alternatif olabileceğini söyledi.

30 Mayıs 2019 Perşembe 11:51

ABD yönetimi 'özgürlük gazını' tüm dünyaya yaymak istediğini söylüyor. Getty Images - ABD yönetimi 'özgürlük gazını' tüm dünyaya yaymak istediğini söylüyor.

ABD Enerji Bakanlığı yetkilileri ülkede çıkan doğalgazı 'özgürlük gazı' olarak nitelemeye başladı.

İlk olarak 2 Mayıs'ta Enerji Bakanı Rick Perry tarafından kullanılan bu ifade artık resmi belgelerde de kullanılıyor.

Perry Brüksel ziyareti sırasında ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa kıtasını Nazi işgalinden kurtarmasına gönderme yaparak "Amerika Avrupa'ya doğalgaz ihracatını iki katına çıkaracak. ABD kıtaya yeni bir özgürlük formu sunuyor. Ama bunu bu kez genç Amerikan askerleriyle değil sıvılaştırılmış doğal gazla yapıyoruz" demişti.

Rick Perry Amerikan doğal gazının Rus gazına karşı bir alternatif olacağını söylemişti.

Enerji Bakanlığı Müsteşarı Mark W. Menezes de Salı günü Teksas'taki Freeport LNG terminalinden çıkan gazın ihracına onay verilmesiyle ilgili duyuruda bu ifadeyi kullandı.

Menezes "Freeport LNG'den ihraç kapasitesini artırmak Amerika'nın müttefiklerine ucuz bir temiz enerji kaynağı sunarak özgürlük gazının tüm dünyaya yayılmasını sağlamak açısından yaşamsal önemdedir" dedi.

https://twitter.com/bjlefebvre/status/1133733821084520448

zgürlük moleküllerini dünyaya yayacağız'

Fosil Yakıtlardan Sorumlu Bakan Yardımcısı Steven Winberg de bir konuşmasında "ABD'nin bu yıl doğal gaz üretiminde yeni bir rekor kırdığı dönemde Enerji Bakanlığı özgürlük moleküllerinin dünyaya ihraç edilmesine izin veren etkili bir mevzuatın oluşturulması için elinden geleni yapıyor" ifadesini kullandı.

İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesi konuyla ilgili haberinde "Doğalgaza milliyetçi bir anlam yüklemeye çalışan Trump yönetimi mensuplarının kavramın saçmalığının farkında olup olmadıkları belli değil ama Enerji Bakanı'nın buna inandığı anlaşılıyor" dedi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1417484/ABD__ihrac_ettigi_dogalgaza__ozgurluk_gazi__adini_takti.html

================================

HASTANELERE 'FAZLA AMELİYAT YAPMAYIN' DİYENLER YANDAŞA SERVET AKITTI!

Temizlik işlemlerini bile israf sayarak kesinti yoluna giden Sağlık Bakanlığı'nın kiraladığı lüks makam araçları için bir önceki döneme göre 5 kat fazla ücret ödediği ortaya çıktı.

31 Mayıs 2019 Cuma 12:48

Hastanelere 'fazla ameliyat yapmayın' diyenler yandaşa servet akıttı!

Temizlik işlemlerini bile israf sayarak kesinti yoluna giden hastanelere ameliyat kısıtlaması getirdiği iddialar gündemden düşmeyen Sağlık Bakanlığı'nın kiraladığı lüks makam araçları için bir önceki döneme göre 5 kat fazla ücret ödediği ortaya çıktı.

Ekonomik kriz nedeniyle hastanelerdeki temizlik bakım ilaç ve onarım maliyetlerinden tasarruf etmeye çalışan Sağlık Bakanlığı yeni hükümet sistemine geçişin ardından Cumhurbaşkanlığı'nın "itibardan tasarruf olmaz" anlayışına ayak uydurdu. 2017 yılındaki makam aracı ihalesinden 5 kat fazla bedelle ihale yapıldığı ortaya çıktı. Eski Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın son icraatı olan ihalenin ayrıntıları dikkat çekti.

5 KAT FAZLA 'İTİBAR'

Cumhuriyet'te yer alan habere göre Bakanlık tarafından yapılan 2017 yılındaki ihale ile bir tane bakan yardımcısı için 20 tane de bakanlık merkez teşkilatı için araç kiralandı. Araçların yakıt ücretlerinin Bakanlık bütçesinden karşılanacağı ihalede araçları kullanacak 20 de şoför dahil edildi. Bakanlık ihale için yaklaşık 1.4 milyon yaklaşık bedel belirlerken ihale 1 milyon 251 bin TL'ye tamamlandı. 2017 sonunda tamamlanan hizmet alımının ardından yeni ihalede Bakanlığın ihale dosyası istenilen şartlarla kabardı.

Nisan 2018'de ilanı yayımlanan duyurunun ardından 24 Haziran seçimleri öncesinde ihale apar topar tamamlandı. Biri bakan yardımcısının makam aracı biri müsteşar makamı ikisi koruma aracı olmak üzere toplam 29 araç için yapılan ihale bir önceki yılın 5 katı fiyatına tamamlandı. Yeni ihalenin bedeli 5 milyon 623 bin TL'ye ulaştı.

KOLTUK ISITMALI KONFOR PAKETLİ

Bakan yardımcısı için kiralanacak aracın şartları fiyatın neden katlandığını gözler önüne serdi. Makam aracının teknik özellikleri arasında "motor hacmi 2950 cc" ve "üzeri dört çeker e segment (üst sınıf)" olması "siyah renkte olması" yanı sıra araçlarda "güvenlik konfor paketi ve elektrikli açılır tavan" şartı arandı. "Dört bölgeli tam otomatik klima" istenen araçlarda "ön ve arka koltuk ısıtma sistemi" "uygun kauçuk paspas takımı" da talep edildi. Bakanlığın lüks araçlar için fiyatı tek düşüren adımı araçların dizel yakıtlı istenmesi oldu.

AİLE İÇİ İHALEŞME!

Bakanlığın 5 kat bedelli ihalesinde doküman alan sayısı 9 olurken şartları sağlayabildiğini düşünen 4 firma teklifte bulundu. 2020 yılı sonuna kadar devam edecek makam aracı sözleşmesinin bedeli 5.6 milyon TL olarak belirlendi. İhaleyi kazanan firma "Kaya Seyahat Turizm" şirketi oldu. 24 Haziran seçimleri öncesinde tamamlanan ve yeni hükümet sisteminin Sağlık Bakanlığı'na devredilen hizmet alımı ihalesini kazanan şirketin genel müdürü Mehmet Kaya'nın da 24 Haziran seçimlerinde AKP'den Ankara milletvekili aday adayı olduğu tespit edildi. Ancak Kaya AKP yönetiminin aday listesinde yer almadı.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/saglik/hastanelere-fazla-ameliyat-yapmayin-diyenler-yandasa-servet-h129946.html

================================

DİLİPAK YİNE HADDİNİ AŞTI: MUSTAFA KEMAL VE ARKADAŞLARINI 'FAŞİST' OLMAKLA SUÇLADI!

Yandaş 'tetikçi' yazar Abdurrahman Dilipak Yeni Akit'te yer alan köşesinde Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını hedef aldı.

31 Mayıs 2019 Cuma 09:36

AKP'ye olan yandaşlığı ve 'tetikçi' yazılarıyla tanınan Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak Mustafa Kemal ve mücadele arkadaşlarını hedef alarak "Daha sonra emir gelecek "Faşist olunacaaak! Ol!" Faşist da oldular. "Anadolu yaylalarında çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini arayanı"nı dersiniz "Mussolini'nin terbiye diktatoryası"na övgüler dizenleri mi "Yavru kurt"lara "kara gömlek" giydirenleri mi ya da Hitler tipi bıyık bırakıp Hitler'in doğum günü partisine katılmak için kuyruğa girenleri mi" diyerek Mustafa Kemal'in faşist olunması konusunda talimat verildiğini silah arkadaşlarının da olduğunu iddia etti.

Yazısına "'Hangi Atatürk' ya da 'hangi CHP'" başlığını veren yandaş Dilipak "CHP bir bakarsınız Amerikancı olmuş. Kendi bağrından DP'yi doğuran demokrat bir partidir aynı zamanda. Öyle bir Demokrasi ki tek parti var. Seçmen parti üyesi açık oy gizli tasnif" diyerek CHP'yi Amerikancılıkla suçladı.

İşte yandaş yazarın yazısında yer alan ilgili bölümler:

...

Oldular. Emir yüksek yerden. Daha sonra emir gelecek "Faşist olunacaaak! Ol!" Faşist da oldular. "Anadolu yaylalarında çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini arayanı"nı dersiniz "Mussolini'nin terbiye diktatoryası"na övgüler dizenleri mi "Yavru kurt"lara "kara gömlek" giydirenleri mi ya da Hitler tipi bıyık bırakıp Hitler'in doğum günü partisine katılmak için kuyruğa girenleri mi! Missouri zırhlısı İstanbul'a geldi bizimkiler Amerikancı oldu! Gün geldi 1944'de 146 Azeri sığınmacı Boraltan Köprüsü'nde İsmet İnönü'nün emriyle Ruslara teslim edildiler ve oracıkta infaz edildiler. Azerileri götüren memurun akli dengesini yitirdiğini ve akıl hastanesinde vefat ettiği söylenir.

...

CHP bir bakarsınız Amerikancı olmuş. Kendi bağrından DP'yi doğuran demokrat bir partidir aynı zamanda. Öyle bir Demokrasi ki tek parti var. Seçmen parti üyesi açık oy gizli tasnif. Adaylar tek adam tarafından belirleniyor. Milli Şef ömür boyu şef olacak denmiş. Mahkemeler kanuna göre yargılama yapmıyor verdiği karar kanun sayılıyor İstiklal Mahkemelerinde savcı savunma temyiz yok! Laiktir ama kendi resmi ideolojisini dinleştirme iddiasındadır. "Türk'ün dini Kemalizmdir" netekim! "Cumhuriyetçi"dir ama "Tek adamcı"dır aynı zamanda. Vali belediye başkanıdır aynı zamanda.

...

Sahi hangi Atatürk? Erbakan'ın Atatürk'ü mü Özal'ın Atatürk'ü mü AK Parti'nin Atatürk'ü mü CHP'nin Atatürk'ü Perinçek'in Atatürk'ü mü gerçek Atatürk! Bursa nutkunu söyleyen kişi ile Balıkesir'de hutbe okuyan kişi aynı kişi mi? Atatürk ateist ise THK her 10 Kasımda niye mevlid okutur. Ya da okunacaksa niye Türk'ün yeni Amentüsü ardından Behçet Kemal'in Mustafa Kemal için yazdığı "Yeni Mevlid"i okunmaz.

...

İmamoğlu sadece CHP'yi değil Kemalizm'i de reforme edeceğe benziyor. Göreceğiz bakalım İmamoğlu Atatürk ilke ve inkılaplarına ne kadar bağlı. Ya da onun Kemalizm'i nasıl bir Kemalizm olacak "Made in …. . ". Onun CHP'si de sonuçta öyle bir CHP olacak. NATO'ya ABD'ye AB'ye bağlı BOP'un gösterdiği istikamette bir CHP mi göreceğiz?

http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/dilipak-yine-haddini-asti-mustafa-kemal-ve-arkadaslarini-fasist-h129920.html

================================

ÖZDEMİR İNCE : İSLAMCILARIN BÜYÜK HEDEFİ

31 Mayıs 2019 Cuma

25 Mayıs 2019 tarihli Sözcü ve Korkusuz'da "Malezya'da oruç polisi göreve başladı" başlıklı bir haber okudum. Siz de okuyun:

"Halkın yüzde 61'i Müslüman olan Malezya'da Müslümanlar için şeriat kanunları uygulanıyor. Malezya'da tartışma yaratan bir uygulama yürürlüğe girdi. Ülkede oruç tutmayan Müslümanların tespit edilmesi için polisler görevlendirildi. Restoranlarda gezen sivil polisler yemek yiyenlerin kimliklerini kontrol ederek Müslüman olup olmadıklarına bakıyorlar. Polisler oruç tutmayanlara önce ihtar cezası veriyorlar. İhlal tekrar edilirse oruç tutmayanlar para cezası ve 6 ay hapisle cezalandırılıyor. "

***

18 yaşıma kadar Mersin kentinde yaşadım. Baba ve ana tarafından köylerle ilişkim vardı. Ne ailem ne de köylerdeki akrabalarım beni oruç tutmaya zorladı. Üstelik dedem Kör İbram imamdı. Ramazan ayında fırınların pide yapması dışında gündelik hayat değişmezdi. Alanlarda çayırlarda toplu iftar şölenleri falan yapılmazdı. 1940'lı 50'li yıllardan söz ediyorum. Oruç bireysel ve ailevi bir olguydu. Yani Mersin'de Malezya'daki gibi Ramazan Polisleri yoktu.

***

Günümüze gelelim: Anadolu'nun birçok kentinde ve kasabasında neredeyse bütün lokantalar kapalıdır vitrinlerinde "Ramazan dolayısıyla kapalıyız" yazısı vardır. Dinsel baskı yüzünden. Kimse bu baskıya karşı gelemez. Özel teşebbüs özgürlüğü diyelim buna. Ama ülkenin tamamında devlete ait okul üniversite ve memur yemekhaneleri ve kantinleri ramazan süresince kapalıdır. "Özel" nitelikli yerlerde ve işletmelerde durumun farklı olduğunu sanmıyorum.

Bu bağlamda Deniz Zeyrek'in 20 Mayıs tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan "Dindarlık ölçer ÖSYM ve yeni eğitim sistemi" başlıklı yazısını bulup mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Yıl 1987. Deniz Zeyrek 14.5 yaşında. TÜBİTAK'ın açtığı bir bilim olimpiyadının sınavına girmek üzere bir ekiple birlikte Kars'tan Erzurum'a gidiyor. Erzurum İmam Hatip Lisesi'nde konuk ediliyorlar. Ramazan ayı. Eli sopalı bir nöbetçi öğretmen iftar teravih namazı sahur ve sabah namazı diye konuk öğrencileri taciz ediyor. Deniz Zeyrek yazıyor: "Sabah namazı vakti gelmişti. Benim olduğum ranzaya vuruyordu ki yandaki ranzada üstte yatan çocuk 'Hocam onlar Kars'tan gelmiş yarın sınavları var. Bırakın uyusunlar' dedi. Öğretmen çocuğa 'Ne yani Karslılara namaz farz değil mi' diye bağırınca bir kez daha yataktan çıkmıştım".

Sonra? Malezya tarzı dinsel zorbalığın kurbanı olan Deniz Zeyrek sınavın ortasında uyumuş.

***

Belediyelerin iftar çadırları furyası ne zaman nerede başladı kim başlattı bilemiyorum. 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen R. T. Erdoğan başlatmış olabilir. Bunu AKP belediyeleri izlemiş... Ardından bu gösteriş bütün belediyelere bulaştı. Oysa mezuata göre belediyeler ancak yoksullar için aşevleri kurabilir.

Ramazan ayı İslamın sadece Sünni mezhebi için kutsal olmasına karşın her vatandaşın saygı göstermesi gerekir. Ama kamusal alanda bu saygının sınırı içeriği ve biçimi nedir? Oruç tutmak bireylere yasaklanamaz ama oruç tutmayanlar da hiçbir şekilde baskı altına alınamaz.

Bu ülkede oruç tuttuğu için kimse kötü muamele görmedi. Fakat oruç tutmayanlar tehdit ve baskı altında.

İftar çadırları; tıpkı hemşericilik kabilecilik aşiretçilik tarikatçılık cemaatçilik gibi ulusal birliğin oluşumuna; çağdaş özgür vatandaş birliğine karşı ve zararlı bir girişim. Hele okullarda camilerde kışlalarda siyasal amaçlar için kullanıldığı zaman laik devletin temellerine dinamit koyar. Ondan sonra gelsin ramazan zaptiyeleri!

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1419140/islamcilarin_buyuk_hedefi.html

================================

BATUHAN ÇOLAK : KAFA KESEN SURİYELİLER!

batuhancolak@yenicaggazetesi.com.tr

31 Mayıs 2019

Bursa'dan geldi görüntüler.

Bir Suriyeli sığınmacı sokakta kavga ettiği kişilerle ilgili yerel basına demeç veriyordu.

Hiç çekinmeden şunları söyledi "Kafa keseceğim yemin ediyorum ben artık artık kafa keseceğim. "

Mikrofonu tutan gazeteci bile şaşırdı "Suriyelilerin rehabilite edilmeye ihtiyaçları var Türkiye'de kafa filan kesemezsin" dedi.

Çevredeki vatandaşlar da Suriyeliye tepki gösterdi.

Olay kısa bir süre içinde hükümet medyası dışındaki haber sitelerinde manşet oldu.

Sosyal medyada epey ses getirdi.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/d/media/suriyeli-siginmacinin-tehditlerini-dinleyince -antep??80%99te-askerden-donen-gencimizin-rambo-bi.mp4

Mecburen hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Elle konulmuş gibi bulundu kısa bir savcılık sorgusuna tabi tutuldu ve serbest bırakıldı.

***

Bir başka görüntü ise İstanbul Esenyurt'tan geldi.

Ellerinde satır ve bıçak olan iki Suriyeli grup vatandaşların içinde birbirine girdiler.

Bir tanesi Suriyelilere ait olduğu belli olan Arapça yazılı bir restorana sığınmış diğerleri içeri girip onu yaralıyor.

Sonrasında kavga dışarıya taşıyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/d/media/dehset.20190528123201.mp4

Yaralının her yeri kan içerisinde buna rağmen başına sandalye ve bıçak ile vurmaya çalışıyorlar.

Tam bir dehşet ortamı tam bir cahiliye devri görüntüsü.

***

İstanbul Çekmeköy'de ise dediklerini yaptılar!

Afganistan'dan gelen 20-25 yaşlarında Türkmen bir genç Alemdağ Havacılar Caddesi'nde elinde mobilya eşyası ile yürüyor.

Bu sırada iki kişi ile kavga etmeye başlıyor.

Sonrasında gücü yetemeyince yere düşüyor yerde de vurmaya devam ediyorlar.

Çevredeki vatandaşlar yetişmeye çalışıyor.

Bir kadın "Bırakın çocuğu polisi arıyorum" diye bağırıyor.

Tam bu sırada kavga ettiği kişilerden biri yanındaki bıçağı çıkartıp çocuğun boğazını kesiyor!

Vatandaşlar şok içerisinde hemen olay yerine koşuyorlar kanı durdurmaya çalışıyorlar.

Herkesin eli ayağı titriyor kimisi bakamıyor bile.

Ne yazık ki Türkmen genç oracıkta hayatını kaybediyor.

Olayın birkaç dakika öncesi güvenlik kameralarına takılıyor.

Görüntülerde hayatını kaybeden gencin kendi halinde elindeki mobilya eşyasıyla sokakta yürüdüğü görülüyor.

Dehşet verici olay haberlere büyük bir sansürle yansıdı. "

İstanbul'un ortasında kan donduran olay" şeklinde verdiler ama olayın içeriğini anlatmadılar.

Sadece ölenin yabancı uyruklu olduğu ifade edildi.

Haberin asıl konusu ise yapanların kim oldukları ve nereli olduklarıydı!

Olayı yapanlar Suriyeli sığınmacılardı!

Hiçbir haber ajansı bu detayı aboneleriyle paylaşmadı.

Zaten doğrudan boğaza öldürmeye yönelik bıçak darbesi vurmaları yapanların kimliği hakkında önemli ipuçları veriyor.

***

Suriye gibi birçok Arap ülkesinde "kafa kesme kafaya saldırı" sıradanlaşan bir şiddet kültürüdür.

Tüylerimizin ürperdiği olayları çok rahat bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar.

Bugüne kadar incelediğim sığınmacıların karıştığı tüm kavgalarda bu duruma şahit oldum.

Doğrudan boğaza kalbe göğse yönelen bıçak darbeleri vuruyorlar.

Türkiye'ye gelen sığınmacı kesimin eğitimsiz ve ekonomik durumu yetersiz bir kitle olduğu biliniyor.

Bu yüzden şiddete ve suça bu kadar rahat bulaşabiliyorlar.

En ufak bir olayda bıçak sallama ve satırı acımazsızca kullanıyorlar.

***

Gelinen durum itibariyle İstanbul'un ortasında gencecik insanların boğazı kesiliyor!

Yetkililer ise haberleri gizlemekle sansürlemekle meşgul.

Bu nasıl bir zihniyettir bu nasıl akıl almaz bir olaydır?

Türkiye'yi nasıl bu hale getirdiniz?

Sokaklarında sallamalarla satırlarla tam bir dehşet sergileniyor.

Kafa kesmekten bahsedenler sosyal medyadaki büyük tepkilere rağmen gözaltına alınıp serbest bırakılıyor.

Suriyeli sığınmacı sorunu Türkiye'nin gizlenen ve bastırılan en büyük meselelerinden biri haline dönüşmüştür.

Israrla gündem dışında tutulmakta ısrarla olayların üstü örtülmek istenmektedir.

Ancak yetkililer şunu unutmasınlar.

Bulundukları makamlarda devletin türlü güvenlik önlemleri içinde rahat yaşıyorlar olabilir.

Ama biz sade vatandaşlar; kendi hayatımızdan ailemizin sokakta kimlerle karşılaşacağından endişe ediyorsak orada bir sorun var demektir.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/suriyeliler-konusunda-gizlenen-haberler-51046yy.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kilis-artik-turk-sehri-degil-50492yy.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/gaziantepte-neler-oluyor-50168yy.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/taksim-ne-ki-gaziantep-kayniyor-50261yy.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/sanliurfada-neler-oluyor-49074yy.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kafa-kesen-suriyeliler-52105yy.htm

================================

EMEKLİ TUĞGENERAL NAMIK KEMAL ÇALIŞKAN: YETKİ MECLİS'E VERİLMELİ

"Bayram sonrasına ertelenen yeni askerlik kanun teklifine ilişkin önemli bir öneri geldi. Askerlikten muafiyet konusunda Cumhurbaşkanına verilecek yetkiye değinen uzmanlar ortak akla işaret etti. Ulusal Kanal'a konuşan eski Asker Alma Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan "Yetki Meclis'e verilmeli" dedi. "

31 Mayıs 2019 Cuma 20:40

Cumhurbaşkanına verilen askerden muaf tutma yetkisine gelen tepkilerin ardından yeni askerlik sistemine ilişkin düzenleme bayram sonrasına ertelendi.

"Belirli bir makama muafiyet tanınmasının ilerde hiç tahmin edilemeyecek sonuçlarının riskler içerir diye kıymetlendiriyoruz. "

65 maddeli kanun teklifinin 45'inci maddesine göre Cumhurbaşkanı gerekli görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüleri askerlikten muaf tutabilecek.

Ulusal Kanal'a konuşan Eski Asker Alma Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan önemli bir öneride bulundu Meclis'e işaret etti.

"Bu tür muafiyet tanıma hak ve yetkisinin ortak akıl ve bütün TBMM üyelerinin tarafların katıkısıyla gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı kanatindeyim. "

TESUD Genel Başkanı Çalışkan teklif ile bedelli askerliğin kalıcı hale gelmesini de eleştirdi.

"Biz hep asker kesim bedelli askerlik uygulamasından müştekiydik. Bizim arzu ettiğimiz bir yöntem değildi. "

Çalışkan bedelli askerliğin kalıcı olmaması gerektiğini söyledi.

"Mehmetçik kavramı Türk Ordusu'nu ordu millet kavramıyla bağdaştırarak algılayan bir kültür içinde…. Bedelli askerlik deyince satın alma gücü olan ya da zengin fakir ayrımı yapmak suretiyle parası olanlar askerlikten muaf oluyor. Bu kavram başlı başına sıkıntı yaratıyor. "

https://www.ulusal.com.tr/gundem/emekli-tuggeneral-namik-kemal-caliskan-yetki-meclis-e-verilmeli-h230956.html

================================

ESKİ MERKEZ BANKASI BAŞKANI YILMAZ'DAN KORKUTAN UYARI: KEMERLERİ BAĞLAYIN

Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirdi. Yılmaz "Kemerleri bağlayın tünelin ucunda ışık yok" dedi.

31 Mayıs 2019 Cuma 18:59

Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz "2019 yılı 1. çeyrek büyüme rakamı açıklandı. İç talep ağırlıklı büyüme modelimiz çerçevesinde yüzde 7.2 artan devlet harcamalarına rağmen ekonomi yüzde 2.6 küçülmüştür. Sabit sermaye oluşumu son üç çeyrektir negatif: Kemerleri bağlayın tunelin ucunda ışık yok. Bir süre düşük büyümeye hazır olun" ifadelerini kullandı.

EKONOMİ YÜZDE 2.6 DARALDI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yılın ilk çeyreğine ilişkin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.6 daraldı.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/ekonomi/eski-merkez-bankasi-baskani-yilmaz-dan-korkutan-uyari-kemerleri-h130006.html

================================

DİYANET: "DİZİLER VE KADIN PROGRAMLARI AİLE BİLİNCİNİ ZEDELİYOR"

31.05.2019 13:17

Medyada aile kadın ve erkeğin temsiline yönelik değerlendirmede bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı bazı dizilerin ve kadın programlarının aile yapısını zedelediğini belirtti.

Televizyon ekranlarında ilgiyle takip edilen bazı dizilerin aile yapısına zarar verdiğini belirten Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı medyada ailenin temsiliyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Martı ailelerin karşılaştığı birtakım maddi ve manevi problemlerin çözümü için dini referanslardan beslenen çeşitli destek programları düzenlendiklerini aktararak destek programlarının 'Aile ve Dini Rehberlik' çalışmaları kapsamında kadın ve erkek din görevlilerinin öncülüğünde her yaştan insana verildiğini söyledi.

Martı "Aile bürolarımıza 2017'de sistemdeki verilerimize göre 9 bin 333 yazılı ve sözlü başvuru yapılmışken bunun 2018'de 14 bin 12 başvuruya kadar yükseldiğini görüyoruz.

Aile bürolarımıza yapılan başvuru sayısında her geçen yıl katlanarak bir artış olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

Martı ailelerin sosyal problemler konusunda bilinçlendirilmesinin önemine işaret ederek özellikle anneler ile gençlerin teknoloji ve madde bağımlılığıyla mücadele konusunda farkındalığının artırılmasına yönelik faaliyetler yapıldığını dile getirdi. "

AİLE BİREYLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞMAN KILIYOR

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın '7. Aile Şurası'nda medya organlarınca yapılan kadın programlarına yönelik ifadelerinin hatırlatılması üzerine kadın erkek ve ailenin medyadaki temsilini değerlendiren Martı şu ifadeleri kullandı:"Medyada aile temsilinin maalesef daha çok olumsuz yönüyle ortaya çıktığını görüyoruz.

Yoğun izlenme rekorları kıran dizi ve kadın programlarında ailenin hep sorunlu yönleriyle öne çıkartıldığına şahit oluyoruz.

Aslında aile kurumu insana hayat mücadelesinde destek olan hayat problemleri karşısında çözüm üreten ve olumsuzu değil olumluyu pekiştiren insanı hayatta güçlü mutlu ve huzurlu kılan bir kurum.

Fakat maalesef daha sansasyonel bir şekilde insanı yalnızlaştıran birtakım gayri ahlaki tutum ve davranışlarla aile bireylerini birbirine düşman kılan birbirine güvenemeyen birbirine dayanamayan sevgisi ve merhameti kalmamış aile bireylerinin görüntülerinden oluşan ekranlar aile bilincimizi zedeliyor. "

Kaynak Yeniçağ: Diyanet: "Diziler ve kadın programları aile bilincini zedeliyor"

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/diyanete-para-yetismiyor-230278h.htm

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/diyanet-diziler-ve-kadin-programlari-aile-bilincini-zedeliyor-236428h.htm

================================

ERDOĞAN'DAN DİKKAT ÇEKEN YARGI MESAJI! 'TÜRKİYE'NİN BİR DAHA BENZER HATALARI TEKRARLAMA LÜKSÜ YOKTUR'

30.05.2019 23:02

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Bu millet bebek davası afedersiniz köpek davası gibi uyduruk davalarla başbakan ve bakanlarının yargılandığı asıldığı şehit edildiği utanç sahnelerine şahit oldu. 17-25 Aralık sürecinde yaşanan hukuk katliamları ise yargının bir dönem oligarşik hizipçi ve örgütlü bir yapının nüfuz alanına girmesinin can yakıcı sonuçlarıdır. Türkiye'nin bir daha benzer hataları tekrarlama lüksü yoktur' dedi.

........

........

https://www.mynet.com/erdogan-dan-dikkat-ceken-yargi-mesaji-turkiye-nin-bir-daha-benzer-hatalari-tekrarlama-luksu-yoktur-110105414435

================================

S-400'LERLE İLGİLİ YENİ İDDİA: GERGİNLİK BÖLGESİNE KONUŞLANDIRILACAK. S-400'LER AKDENİZ'DE KONUŞLANDIRILACAK İDDİASI...

30 Mayıs 2019 Perşembe 20:44

Rusya'da alınacak S-400 hava savunma sistemlerinin Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmaları nedeniyle yaşanacak olası bir gerginlik nedeniyle Akdeniz'e konuşlandırılacağı iddia edildi.

ABD ile Türkiye arasında gerilime neden olan Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın alma sürecinde Türkiye'nin S-400'leri güney sahiline konuşlandırmayı düşündüğü iddia edildi.

Bloomberg'in dört kaynağa dayandırdığı haberine göre Türkiye S-400'leri Kıbrıs ile Akdeniz'in doğusundaki doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetleriyle ilgili tartışma yaşadığı için güney sahiline konuşlandırmayı planlıyor.

Kaynaklar S-400'ler için sadece Akdeniz sahillerinin değil başka yerlerin de düşünüldüğünü aktardı. Kaynaklara göre S-400'ler Ruslar tarafından inşa edilen Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu'da da konuşlandırılabilir. Türk hükümetinin konu ile ilgili yorum yapmadığı bildirildi.

ABD BASKIYI ARTTIRIYOR

ABD Türkiye'nin S-400 anlaşmasından vazgeçmesi için üzerindeki baskıyı giderek arttırıyor. Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 füze savunma sisteminin teslimatının tamamlanması halinde Türkiye'nin "olumsuz sonuçlarla karşılacağı" uyarısında bulundu.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/s-400-lerle-ilgili-yeni-iddia-gerginlik-bolgesine-konuslandirilacak-h129900.html

================================


- - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - -
Ogretmen yillar sonra odulunu alir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

11. DIN, CAHILLERI MUCIZEYLE KANDIRIR

Din acik olsaydi, cahiller icin daha az cekici olurdu. Onlar icin, karanlik ve esrarli seyler, korkular, masallar, kerametler ve surekli olarak beyinlerini isletecek, yoracak, akla sigmaz seyler gereklidir. Romanlar, inanilmaz cin ve cadi hikayeleri, siradan insan ruhu icin, gercek tarihlerden daha cekicidir.

Din konusunda insanlar buyuk cocuklardir. Bir din ne kadar sacmalik ve mucizelerle dolu olursa, halkin ruhu uzerinde o oranda tahakkum hakki kazanir. Sofu, bonlugune hicbir sinir koymamak zorunda olduguna inanir. Bir sey ya da seyler ne kadar cok anlasilmaz olursa, halka o oranda ilahi gorunur. Bu seyler ne kadar az inanilabilir olursa, bunlara inanan siradan insanlar, o oranda erdem ve ustunlukler oldugunu sanir.

- - - - - - - - - - - - -
En iyi kitaplar bize bilmediklerimizi soyleyenlerdir.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Incil'in yarattigi butun kotulukleri dusundugumde, bu ayarda bir sey yazabilme umudumu yitiriyorum.

WILDE,OSCAR (1854-1900) Irlandali oyun yazari, oyku yazari ve sair.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 


 




-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder