11 Nisan 2021 Pazar

Bülent ESİNOĞLU : Sınırsız para basmak yerine vergi!

Takip ettiğim ekonomi yorumcuları işte buna İNSANLIK TARİHİNİN EN AĞIR EKONOMİK BUHRANI DİYOR.
Neden?
İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde dolar gibi bir BANKNOT küresel para olmadı.
İnsanlık tarihinde hiçbir zaman bir banknot bu kadar çok balonlaşmadı.

Ve batı içine düştüğü para krizinde sorunu daha da ağırlaştıracak, balonlaşmayı daha da artıracak şekilde adeta MANYAKLAR gibi emisyon  artışını sürdürüyor.

Rakamlarla konuşursak.
1900'lerde 500-700 milyar dolar olan toplam dolar emisyonu günümüzde 8,5 trilyon dolara ulaşmıştır.
Üstelik artışın dramatik hızlı olan, adeta logaritmik olan bölümü son on yılda olmuştur.

Bütün batı ekonomileri, Merkez Bankaları FED ile akord içinde çalışır.
Çünkü hepsi aynı havuzdan beslenir.
Hepsi eş güdümlü şekilde hareket ederler.
Ambargo abluka yemeyi göze almadan da kimseler buna cesaret edemez.

Hazineler vadeli devlet tahvili ve bonosu üretir, bunları Merkez Bankalarına ihraç eder.
Merkez bankaları ise karşılık gelen parayı Hazineye verir.

Keşke paraya attırılan takla yalnızca bir tane olsaydı.
Merkez bankası elindeki vadeli hazine bono ve devlet tahvillerini vadesinden önce ihaleler ile piyasaya satar.
İşte piyasalara bu şekilde kağıda karşılık kağıt basılmış olur.

Böylece hazine ve Merkez Bankası arasında paslaşılan hem para, hem devlet tahvilleri ve hazine bonoları hem nakit para olarak, hem de paranın teminatı olarak eş zamanlı şekilde piyasalara akar.
İşte bu trafikte ABD'li küresel oligarklara ait bankalar bu değerli kağıtları, önce İngiliz bankalarına, sonra da diğer Avrupa bankalarına ihraç eder.
Amazon nehri gibi akan bu para trafiğinden yalnızca ambargo, abluka yemiş, yaptırım altında olan ülkeler hariç kalır.
Türkiye ise bu para tarafiğinde en dipte, en uçta, en kılcal boruyla beslenir.
Böylece ABD bütün dünyaya borçlanmış olur.

Elinde ABD'Ye ya da itibarlı başka Avrupa Hazinelerine ait değerli kağıtları olan ülkeler bu paraları teminat göstererek kredi alır, hatta kendi paralarını basarlar.
Avrupa Merkez Bankaları, hatta Japonya çoğu zaman ABD hazine kağıtlarını teminat göstererek Euro üretir.

Piyasa bankaları ise piyasalara boca edilmiş olan nakit doların her defasında yasal MUNZAM KARŞILIĞIK oranı kadarını Merkez Bankasına emanet olarak yatırır ve yeni krediler üretir.
Bu şekilde emisyona çıkmış olan her 100 dolar yaklaşık olarak 8-10 tur attığında tamamıyla yeniden MUNZAM KARŞILIK olarak Merkez Bankasında bloke olur ve tükenir.
Ancak, paranın bu şekilde tur attırılması bankanın yaklaşık olarak 8 misli kadar kredi üretmesine imkan verir.
Böylece bankalar da katlamalı bir şekilde para üretmiş olur.

İşte devlet tahvilleri ve hazine bonolarının vadesinden önce ikinci, hatta üçüncü el satışları bir takla olur.
Bu değerli kağıtların teminat gösterilmesiyle üretilen krediler ikinci bir takla olur.
Hazinelerin elindeki değerli kağıtları teminat olarak göstererek emisyona yeniden para sürülmesi üçüncü bir takla olur.
Ve en altta yer alan bankaların mevduat-kredi döngüsüyle MUNZAM KARŞILIK olarak emanete yatırılan miktarlar ile nakit parayı tamamen tüketene kadar ürettiği krediler ise dördüncü takla olur.
Aslında vadeli borçları, fonların, hatta alım ve satım taahütlerinin tek tek ya da sepetler halinde satıldığı diğer piyasalar, VİOP ve türev piyasalar da paranın attığı beşinci takla olur.
Bütün bunlara finans piyasası denir.
Yani işin bu yanında üretim yoktur.
Tamamıyla banknotların, hazine bonolarının, devlet tahvillerinin, borç senetlerinin ticaretinden ibarettir.
İşin bu yanında tarihsel süreçte İslamiyet ve Hristiyanlığın kendilerine özel bir özgürlük alanı olarak tanıdığı finans, değerli kağıt ticaretinde uzman olan Yahudi bankerler ve onların çatı kuruluşları olan YATIRIM BANKALARI karşımıza çıkıyor.

Özetle ABD'nin bir küresel takas aracı olarak sürdüğü toplam 8,5 trilyon dolara karşılık olarak üretilen değerli kağıtların değeri 85-90 trilyon dolar civarındadır.
Görüldüğü gibi yaklaşık olarak dolar 10 misli balonlaşmıştır.

Piyasalara topluca sürülen dolar kredilerinin itfa dönemi geldiğinde bir açık ortaya çıkar.
Çünkü borçlanma kağıtları on misli çoktur, oysa nakit dolar onu karşılamaz.
İşte bu bize dolar kıtlığı olarak yansır.
Dolar kıtlığı olunca yeniden ama bu sefer piyasaların ihtiyacına uygun olarak on misli fazla dolar piyasaya sürülür.
Ve döngü yeniden başlar.
Her defasında emisyondaki miktar on misli artar, her defasında emisyona çıkan nakte karşılık on misli borç üretilir, her defasında dönem sonunda nakit para kıtlığı olur, her defasında başa dönülür.

Ancak, bu döngünün böyle sonsuza kadar sürmesi beklenemez.
Çünkü, dolar kıtlığı krizleri periyodiktir.
Ve bu periyod giderek daralmaktadır.
Nixon döneminde dolar/altın paritesi terk edildiğinden bu yana küresel para kıtlığı krizleri 20 yıldan 10 yıla, ve son zamanlarda yıllık hale dönmüştür.
Büyük ihtimalle önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD bu finans sistemiyle dünyaya yaptığı borcu inkar edecektir.
Çünkü bu ödenebilir bir borç değildir.

Aslında İngilizcesi nasıl söylenir bilmiyorum, ama bu tam bir "Yattı balık yan gider" durumudur.

Olayın bir de politik tarafı var.

Hazineye dahil olan para hükumetin tasarrufuna girer.
Örneğimiz ABD olduğundan oradan devam edelim.
ABD hükumeti bu parayla astronomik askeri harcamalar yapar.
Devasa uçak gemileri alır, dünyanın her yerinde donanma dolaştırır.
Askeri müdahaleler yapar.
Dünyanın her yerinde üsleri inşaa eder.
Hiç durmadan darbeler, ihtilaller yapar.
ABD'nin kendine yandaş, işbirlikçi bulmak için dağıtabileceği doların bir sınırı yoktur.

Çünkü ABD rezervinde dolar, Amerikan devlet tahvili, hazine bonosu tutan, TUTMAK ZORUNDA kalan yandaş, müttefik ülkelere sınırsız borçlanma imkanına sahiptir.
Bu son derece ahlaksız bir iştir.

Çünkü kurbanını kurbandan aldığı borçla edindiği bıçakla bıçaklar.
Misal Irak'ı Irak halkının tasarruflarıyla yerle bir eder diyebiliriz.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

Bülent ESİNOĞLU : Sınırsız para basmak yerine vergi!


Şuradan başlayalım. Devletler para basmaz. Merkez Bankaları para basar. Devletler tahvil ve bono çıkarır basılan bu paraları alarak borçlanmış olur.

Borçlarını da vergi toplayarak öder. Devlet ve toplum bir ekonomik denge içinde yaşar.

Sınırsız para basan devletlerin ve imparatorlukların battığı ve yıkıldığı tarihin tespitidir. En belirgini Roma İmparatorluğudur.

Küreselleşmenin direksiyonunda olan ABD küreselleşme ile birlikte şirketlerin ve bankaların ödediği vergileri düşürerek yola koyulmuştu. Biz de aynı uygulamayı yapmış ve şirket vergilerini düşürmüştük.

Vergi toplamak yerine para basarak borçlanma yoluna gidilmiş oldu. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de hem para basmış iç borçlanmaya gitmiş hem de dışarıdan borç almıştı. Çifte borçlanma…

Vergisi düşürülen şirketler de bu fırsatı değerlendirip teknolojik gelişmelerine kaynak ayırmak yerine spekülatif yatırımlara yönelmişlerdir.

Vergi toplayarak devlet ve tolum varlığını idame ettirmek yerine karşılıksız para basarak borçlanarak yol almak tüm devletleri Roma İmparatorluğunun akıbetine getireceği belliydi.

Amerikan finans sitemi bu mantığın üzerinde yürürken iki büyük kriz ile karşılaştı. 2008 krizinin bedelini rezerv Dolar kullanan ülkelere aktararak 2008 krizinden çıktı.

Lakin finans kapitalin yapısal bozukluğu ve zorunluluğu 2020 yılında Amerika ve tüm dünyayı daha büyük bir krizin içine sokmuş oldu. Doların itibar kaybı sürdüğünden rezerv dolar Dünyada %59'a kadar düştü.

Amerika kendi krizi için gene sınırsız para basarak tahvil ve bono satarak yoluna devam etmek istedi. Lakin dünyanın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik kötü durum Amerika'yı artık para basarak kurtulamayacağı bir konuma taşıdı.

Şimdi bir karar değişikliği ile sınırsız para basmak yerine şirketlere vergi koyma yolunu seçti. Böyle bir durumda da kendi şirketlerinin yurt dışına kaçışını önlemek üzere finans kapital ile yönetilen tüm ülkelere siz de şirketlere ilave vergi koyun dedi.

İlk uygulama Amerika İngiltere ve Türkiye'de oldu.

ABD vergiyi %21'den %28'e çıkardı.

İngiltere vergiyi %19'dan %21'e çıkardı.

Türkiye vergiyi %23'den %25' çıkardı.

Ülkemizde şirketlere bu vergi artışı şöyle anlaşıldı; salgından geçiyoruz devletin ve halkın durumu kötü şirketlere vergi artışına ihtiyaç var.

Şirketler daha fazla vergi ödeyeceği için daha az işçi ve daha fazla internet kullanarak yol alacaklar. Ya da dükkânı kapatacaklar.

Finans kapitale bağlı olmak isteseniz de istemesiniz de Amerika'ya bağlı olmak demektir.

Ekonomik olarak bağlı olanların siyasi olarak bağlı olmadığını söylemek saflıktan başka bir şey değildir.

11 Nisan 2021 bulentesinoglu@gmail.com



- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Sanatsiz kalan bir milletin hayat damarlarindan biri kopmus demektir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

46. BU SOZDE ALLAH LUTFU DUNYAYI IYILESTIRMEKTEN COK BOZMAKLA MESGUL VE INSANIN DOSTU OLMAKTAN COK DUSMANIDIR

Kendisinin yucelmesinde dayanak sayilan hayranlik verici eserlerinin korunmasinda, tanrisal lutfun ozel bir sekilde ortaya ciktigini goruyor muyuz? Eger dunyayi yoneten oysa, onu, dunyayi duzeltmekten cok yikmakla, olusturmaktan cok yok etmekle mesgul goruyoruz. Insanlarin korunmasini ve mutlulugunu hep gozettigi varsayilan tanrisal lutuf, ayni insanlari her an binlerce kez yok etmiyor mu? Tanrisal lutuf, her an, sevgili yaratigini gormez oluyor; bazen evini depremle sarsintiya ugratiyor; tarlasini bazen suya bastiriyor, bazen yakici bir kuraklikla kasip kavuruyor. Butun dogayi insana karsi silahlandiriyor; bizzat insani insana karsi silahlandiriyor, genellikle insani nihayet aci icinde olduruyor. Evreni korumak ve kollamak bu mudur?

Batil inanclardan ayri olarak, tanrisal lutfun insan turu ve duygulu butun varliklar hakkinda bu kuskulu, bu karisik durumu incelemeye alinirsa gorulur ki, merhametli ve ozen gosteren bir anaya benzemekten cok uzak olarak, bu tanrisallik, daha cok o ahlaksiz analara benzer ki; sehvetli asklarinin sonuclarini hemen unuturlar, rahimlerinde tasidiktan yukten kurtulmus olmalarindan dogar dogmaz memnun olurlar, onlari bir daha anmazlar, cocuklarini yardimsiz ve korumasiz olarak talihin keyif ve hevesine terk ederler.

Kendilerine barbar islemi yapan milletlerden bu konuda daha uyanik olarak, "Hotanto"larin, cogu kez iyilik yapiyorsa kotuluk de yaptigi icin " Allah"a ibadet etmekten sakindiklari rivayet olunur. Hotantolar'in bu muhakemesi; Allahlarinda iyilikten, sezgiden, ozenden baska bir sey gormeyen ve sayisiz pek cok dert ve sikinti icindeki dunyanin coskuyla ve kendilerinden gecerek optukleri ayni elden cikmis olmasi gerektigini gormek istemeyen bircok insanin muhakemesinden daha dogru ve tecrubeye daha uygun degil midir?
- - - - - - - - - - - - -
Yalniz bugunku hayatin aci ve yoksul oldugunu, ac kaldiklarini, soguktan usuduklerini, uyuduklari zamanin disinda boyuna calistiklarini biliyorlardi.
Fakat suphesiz gecmis gunler daha kotuydu.
Boyle olduguna inanmak onlari memnun ediyordu

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Olumsuzluge filmlerim sayesinde erismek istemiyorum.

Ben olumsuzluge, olmeyerek erismek istiyorum.
VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 144 Daha az cezayi gerektiren haller

1) Hirsizlik sucunun
a Paydas veya elbirligi ile malik olunan mal uzerinde
b Bir hukuki iliskiye dayanan alacagi tahsil amaciyla
Islenmesi halinde sikayet uzerine fail hakkinda iki aydan bir yila kadar hapis veya adli para cezasina hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder