10 Nisan 2021 Cumartesi

MEHMET FARAÇ : ZİNCİRLEME SALDIRININ ANATOMİSİ!. .

 

MEHMET FARAÇ : ZİNCİRLEME SALDIRININ ANATOMİSİ!. .

farac65@gmail.com

10 Nisan 2021 Cumartesi 00:00

Tarih 15 Kasım 2003... Saat 09.30...

İstanbul'un her yerinden ardı ardında duyulan patlamalarla birlikte gökyüzüne zifiri bir duman yükseldi... Bağrışmalara ambulans ve polis sirenleri karıştı...

Patlamalar Galata'daki Neve Şalom ve Şişli'deki Beth İsrael sinagoglarının önünde yaşanmıştı...

İki binanın önünde aynı marka iki kamyonet havaya uçurulmuş ve ortalık cehennem yerine dönmüştü...

Bu olaydan tam 5 gün sonra İstanbul Beyoğlu'ndaki İngiltere Konsolosluğu ile Levent'teki HSBC Bank Genel Müdürlüğü binasının önünde yine aynı marka iki kamyonette meydana gelen patlamalar büyük korku yaratmıştı...

Daha ilk iki olayın ne olduğu anlaşılamazken failleri belirlenemezken hatta parçalanan cesetler yüzünden kurbanların kimlikleri bile tespit edilemezken iki ayrı patlama daha yaşanması İstanbul polisini çok şaşırtmıştı...

60'tan fazla masum yurttaşın öldüğü 600'den fazla insanın yaralandığı saldırılar sinsice planlanmış intihar eylemleriydi...

Aynı marka 4 araca en az 500'er kilo kimyasal patlayıcı yerleştirilmiş ve Türkiye tarihinin en büyük intihar saldırıları gerçekleştirilmişti...

Peki kimler-nasıl yapmıştı bu vahşet eylemlerini?. .

Hizbullah'tan El Kaide'ye!. .

Kamyonları hedeflere yönlendiren dört intihar saldırganı olay yerinde paramparça olmuştu... Polis beş gün arayla gerçekleştirilen dört patlamaya rağmen şaşkınlığını uzun süre üzerinden atamadı... İstihbarat birimleri olayın perde gerisini irdelemek için radikal dinci örgütlerle ilgili arşivlerde de kapsamlı bir araştırma yürüttü...

İntihar saldırganlarının eşkali sonunda belirlenmişti...

İpuçları bir dönem PKK ile girdiği çatışmada Güneydoğu'yu kan gölüne çeviren Hizbullah'a kadar uzanıyordu... Ancak bu dehşet verici saldırılar Türk Hizbullahı'nın eylemi değildi!. .

Usame Bin Ladin'in çağrısı üzerine dünyanın en az 80 ülkesinde "terörün şemsiyesi"ni açan El-Kaide'nin Türkiye'deki en büyük eylemleriydi bunlar...

Ve bu dört saldırı meydana gelene kadar bırakın Türk halkını Türk siyaseti ve güvenlik birimleri bile örgütün Türkiye'de bu kadar büyük hücreler oluşturduğundan habersizdi!. .

Güvenlik birimleri bu vahşetin perde gerisini irdelemek için çok çalıştı... Nihayetinde kanlı eylem zincirinin şifreleri çözüldü;

17 Ocak 2000'deki operasyonda liderini kaybeden Hizbullah örgütsel dağınıklık yaşamış 5 bin kadar militanı yakalanmış ve bir bölümü de Afganistan'a giderek El Kaide saflarında eğitime alınmıştı...

Örgütten 150 bin dolar...

Usame Bin Ladin ile kahvaltıda bir araya gelebilecek kadar samimiyet kuran Türk El Kaideciler bir süre sonra kendilerini göstermek için sınırı geçmiş ve İstanbul'da karargah kurmuşlardı...

Tüm bu gelişmeler sürerken güvenlik birimleri eski Hizbullahçılar'dan da yararlanan bu sinsi yapıdan habersizdi...

Militanlar devasa eylemler planlamak için akıllara durgunluk veren işlere girişmişlerdi!!!

Örneğin; rahat haberleşmek için telefon bayisi açarak yüzlerce SIM karta ulaşmışlar daha sonra İstanbul'un göbeğindeki bir toptancılar sitesinde deterjan şirketi kurarak burada bomba üretmeye başlamışlardı!!!

Türkiye'de faizsiz bankacılık yapan bir finans kurumuna El Kaide kaynaklarından gelen 150 bin doları da kullanan militanlar 4 kamyonet satın almış bunları kullanacak teröristleri aylar boyunca eğitmiş saldırı yapacakları binaların çevresinde uzun süre istihbarat çalışması yürüterek prova da yapmışlardı!. .

Militanlar bomba üretimini tamamladıktan sonra her kamyonete 500-600 kilo arası patlayıcı yerleştirerek beş gün arayla hedeflere yönlendirmişlerdi...


Mal varlığından bomba!!!

İşte o militanlar; El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de Amerika'daki İkiz Kuleler'e yaptığı saldırıdan sonraki en büyük intihar eylemini 15-20 Kasım 2003'te gerçekleştirerek tüm Türkiye'yi şok etmişlerdi...

Bu eylemin ardından Türk El-Kaidesi önemli oranda çökertildi...

Ancak tıpkı Hizbullah'tan kaçanların Irak'ta El-Kaide'ye çalışması gibi El Kaide operasyonlarından kaçanlar da Irak ve Suriye'ye sızarak yıllar sonra IŞİD saflarına girmişlerdi...

İstanbul'daki intihar eylemlerini planlayan militanlar aslında olaydan bir hafta önce sahte pasaportlarla kaçmışlardı!. .

Saadettin Aktaş Abdülkadir Karakuş ve Burhan Kuş Irak'ta tutuklanarak Ebu Garib Cezaevi'ne konulmuştu...

Firari militanlardan Azad Ekinci Felluce'de polis karakoluna Gürcan Baç 2005'te Bağdat'ta ABD'lilerin kontrol noktasına bomba yüklü araçla düzenledikleri saldırılarda ölmüşlerdi...

Örgüt lideri lideri Habip Akdaş ise İstanbul'daki eylemlerden 1 yıl sonra Amerika'nın Irak'taki hava operasyonlarında öldürülmüştü...

Peki; 15-20 Kasım 2003'teki bu saldırıları 18 yıl sonra niçin mi anımsattık?. .

Hazine Bakanlığı'nın birkaç gün önce mal varlıklarını dondurduğu 337 teröristten biri de 18 yıl önceki katliamın planlayıcısı Habip Akdaş'tı....

Şimdi sormak lazım; konu "mal varlığı" ise devlet eylem yapmak için kamyonetler satın alan telefon bayisi açan hatta İstanbul'un göbeğinde deterjan fabrikası kuran bir örgütün "mal varlığı" 18 yıl önce tespit edebilseydi sonuç ne olurdu acaba?. .

Ellerinde bu kadar mal varlığı olmasaydı El Kaideciler Türkiye'deki terör tarihinin en büyük eylemini yapabilirler miydi?. .

18 yıl önce bir terör örgütünün İstanbul'da "mal varlığı" oluşturmasını fark edemeyen devletin ölmüş bir teröristin (varsa) "mal varlığını dondurması" ne yazık ki tuhaflıktan da öte bir duruma dönüşmüş!!!

Buna geciken adalet deseniz olmuyor unutulmuş operasyon deseniz olmuyor bayatlamış bürokrasi deseniz yine olmuyor!. .

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/zincirleme-saldirinin-anatomisi-58760yy.htm

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Sanatsiz kalan bir milletin hayat damarlarindan biri kopmus demektir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

46. BU SOZDE ALLAH LUTFU DUNYAYI IYILESTIRMEKTEN COK BOZMAKLA MESGUL VE INSANIN DOSTU OLMAKTAN COK DUSMANIDIR

Kendisinin yucelmesinde dayanak sayilan hayranlik verici eserlerinin korunmasinda, tanrisal lutfun ozel bir sekilde ortaya ciktigini goruyor muyuz? Eger dunyayi yoneten oysa, onu, dunyayi duzeltmekten cok yikmakla, olusturmaktan cok yok etmekle mesgul goruyoruz. Insanlarin korunmasini ve mutlulugunu hep gozettigi varsayilan tanrisal lutuf, ayni insanlari her an binlerce kez yok etmiyor mu? Tanrisal lutuf, her an, sevgili yaratigini gormez oluyor; bazen evini depremle sarsintiya ugratiyor; tarlasini bazen suya bastiriyor, bazen yakici bir kuraklikla kasip kavuruyor. Butun dogayi insana karsi silahlandiriyor; bizzat insani insana karsi silahlandiriyor, genellikle insani nihayet aci icinde olduruyor. Evreni korumak ve kollamak bu mudur?

Batil inanclardan ayri olarak, tanrisal lutfun insan turu ve duygulu butun varliklar hakkinda bu kuskulu, bu karisik durumu incelemeye alinirsa gorulur ki, merhametli ve ozen gosteren bir anaya benzemekten cok uzak olarak, bu tanrisallik, daha cok o ahlaksiz analara benzer ki; sehvetli asklarinin sonuclarini hemen unuturlar, rahimlerinde tasidiktan yukten kurtulmus olmalarindan dogar dogmaz memnun olurlar, onlari bir daha anmazlar, cocuklarini yardimsiz ve korumasiz olarak talihin keyif ve hevesine terk ederler.

Kendilerine barbar islemi yapan milletlerden bu konuda daha uyanik olarak, "Hotanto"larin, cogu kez iyilik yapiyorsa kotuluk de yaptigi icin " Allah"a ibadet etmekten sakindiklari rivayet olunur. Hotantolar'in bu muhakemesi; Allahlarinda iyilikten, sezgiden, ozenden baska bir sey gormeyen ve sayisiz pek cok dert ve sikinti icindeki dunyanin coskuyla ve kendilerinden gecerek optukleri ayni elden cikmis olmasi gerektigini gormek istemeyen bircok insanin muhakemesinden daha dogru ve tecrubeye daha uygun degil midir?
- - - - - - - - - - - - -
Yalniz bugunku hayatin aci ve yoksul oldugunu, ac kaldiklarini, soguktan usuduklerini, uyuduklari zamanin disinda boyuna calistiklarini biliyorlardi.
Fakat suphesiz gecmis gunler daha kotuydu.
Boyle olduguna inanmak onlari memnun ediyordu

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Olumsuzluge filmlerim sayesinde erismek istemiyorum.

Ben olumsuzluge, olmeyerek erismek istiyorum.
VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 144 Daha az cezayi gerektiren haller

1) Hirsizlik sucunun
a Paydas veya elbirligi ile malik olunan mal uzerinde
b Bir hukuki iliskiye dayanan alacagi tahsil amaciyla
Islenmesi halinde sikayet uzerine fail hakkinda iki aydan bir yila kadar hapis veya adli para cezasina hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder