15 Eylül 2024 Pazar

ANTİK HİNDİSTAN’IN DÜNYAYI MATEMATİK İLE DEĞİŞTİRMESİNİN BEŞ YOLU

Demek ki, neymiş, islamın altın çağı, büyük matematikçiler aslında kendilerinden daha önce Hinli Matematikçilerden intihal etmişler.
Bakın MÖ diyor.
İnek değil adam, milattan önce.
Dahası velev ki, İslamiyet sonrasında bazı matematikçiler iyi şeyler yapmışsa, onlar da bunu İslama rağmen yaptılar.
Ve zaten islama rağmen yapacak islam ülkesi kalmayıncada bütün islam ülkeleri taş devri şartlarına doğru yolculuğuna başladı.

Ülkemizde hala iyi birşeyler yapılıyorsa, bu kesinlikle İmam Hatipler, İlahiyat fakültelerinden dolayı değil, onlara rağmen olan bir başarıdır.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


ANTİK HİNDİSTAN'IN DÜNYAYI MATEMATİK İLE DEĞİŞTİRMESİNİN BEŞ YOLU

Sibel Çağlar

10-09-2024

Bize sıfır kavramını vermenin yanı sıra Hintli matematikçiler trigonometri, cebir, aritmetik ve negatif sayılar gibi diğer alanların incelenmesine de öncü katkılarda bulundular.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2024/09/hint-matematik.jpg

BAKHSHALİ EL YAZMASI. BODLEİAN KÜTÜPHANELERİ, OxFORD ÜNİVERSİTESİ

Genellikle ondalık sistem olarak adlandırılan eski Hint rakam sistemi, tartışmasız bir şekilde Hint matematiğinin en önemli miraslarından biridir. Matematiksel düşünceyi dönüştüren devrim niteliğinde bir fikir olan sıfır kavramı, kökenlerini Hint matematikçilerinin çalışmalarında bulur. Bu yazıda Hint matematik tarihine kısaca göz atacağız.

HİNT SAYI SİSTEMİ

MÖ 1200 civarında matematiksel bilgi Vedalar adı altında metinler halinde yazıya geçiriliyordu. Bu metinlerde, sayılar genellikle on'un kuvvetleri ile gösterilmekteydi. Örneğin, 365 sayısı günümüzde üç yüz (3×10²), altı on (6×10¹) ve beş birim (5×10⁰) biçiminde çözümlenir. Hint matematiğinde de benzer bir çözümleme mevcuttu ancak on sayısının her kuvveti semboller ile gösteriliyordu. Bu gösterim günümüzün 10 tabanlı sayı sisteminin temeli olacaktı.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2024/09/brahmi-sayilari-768x176.jpg

BRAHMİ RAKAMLARI

MÖ 3. yüzyıldan itibaren, bugün dünyanın çoğunun kullandığı Hint-Arap rakam sisteminin öncüleri olan Brahmi rakamlarının yazılı kanıtlarına da sahibiz. Bu rakamların arasında sıfır sayısı halen eksikti. Ancak onun bulunması da yine Hintli matematikçiler sayesinde olacaktı.

HİNT MATEMATİĞİ VE SIFIR SAYISININ KEŞFİ

Bir huş ağacı kabuğunun üzerindeki küçük bir nokta, matematik tarihindeki en büyük olaylardan birine işaret ediyor. Kabuk, Bakhshali el yazması olarak bilinen eski bir Hint matematik belgesinin bir parçasıdır. Ve bu nokta, sıfır sayısının bilinen ilk kayıtlı kullanımıdır.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/zuploads/2018/01/sifir-sayisi-2-768x463.jpg

BİLİNEN EN ESKİ SIFIR KULLANIMI. MS. 3. VEYA 4. YÜZYIL. BODLEİAN KÜTÜPHANESİ, OxFORD ÜNİVERSİTESİ.

Bakhshali el yazmasına kaydedilen sıfırlar, basit yer tutuculardı. Yani ilk etapta 100'ü 10'dan ayırt etme amacı taşıyorlardı. Aslında benzer işaretler daha önceleri Babil ve Sümer matematiğinde de vardı. MÖ 5.000'deki Sümerler, sıfır içermeyen bir konumlandırma sistemi kullanıyorlardı. Bu sistemde 204-ile-20000004 arasında ayrım yapmak için bir sembol veya boşluk vardı. Ancak bu sembol sayının sonunda kullanılmadı. Dolayısıyla 5 ile 500 arasındaki fark anlaşılamıyordu.

35 ve 305 arasında ayrım yapmak için Babilliler sıfır yerine bir çift kama işareti kullandılar. Orta Amerika'da, Mayalar da sayı olarak sıfırı içeren bir basamak değeri sistemi kullandılar. Ancak tüm bu uygarlıklar sıfırı bir yer tutucu olarak düşünmüşlerdir.

Sıfırın eski Hindistan'da ortaya çıkmasından sonra, Avrupa'da kök salması neredeyse 1000 yıl sürecekti. Bu da öncelikle Hintli gökbilimci ve matematikçi Brahmagupta sayesinde mümkün olacaktı.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2022/11/Brahmagupta-220x220.jpg

BRAHMAGUPTA

Hintli bir matematikçi olan Brahmagupta sıfır simgesini, yalnızca bir yokluk olarak değil, diğerleri gibi bir sayı olarak ele alan ilk matematikçiydi ve bu, diğer dokuz simgeyle birlikte bu ek simgeyi kullanarak aritmetik yapmak için kurallar geliştirmek anlamına geliyordu.

Brahmagupta'nın matematiğe en önemli katkılarından biri, sıfırın kendi başına bir sayı olarak tanıtılmasıydı. "Herhangi bir sayıdan kendisinin çıkarılması sıfırdır. Bir sayının sıfır ile çarpılması sonucu sıfır yapar. Herhangi bir sayının sıfır ile toplanması ya da çıkarılması sayının kendisini verir. " gibi günümüzde sıfır sayısı ile ilgili aşina olduğumuz tanımlamaları ilk ortaya koyan kişi kendisidir.

Sıfır kavramının ortaya çıkışı sayıların verimli ve güvenilir bir şekilde yazılmasına olanak sağladı. 8. yüzyılda İslam Hindistan'ın bazı bölgelerine yayılmıştı. Bu da Hintli matematikçilerin sıfır kavramı da dahil olmak üzere bilgilerini Arap dünyasındaki bilginlerle paylaşmalarına yol açtı. Batıda popülerleşmesi de 13. yüzyılın başlarında Fibonnacci'nin Liber Abaci adlı kitabı sayesinde olacaktı.

NEGATİF SAYILAR İÇİN KURALLAR

Brahmagupta ayrıca Sanskritçe dizelerde pozitif ve negatif sayıları ele almak için bir dizi aritmetik kural yazmıştır. Ancak bunu servetler ve borçlar adı altında yapacaktı.

Kendisi pozitif sayıları "servet", negatif sayıları "borç" olarak adlandırır. Sonrasında da bunu "Borç eksi sıfır borçtur. Bir servet eksi sıfır bir servettir. Sıfırdan çıkartılan borç bir servettir. Sıfırdan çıkarılan bir servet borçtur." gibi cümlelerle tanımlamıştır. Sonucunda tanımlamalar bakıldığında kavram olarak karşımıza pozitif ve negatif sayılar çıkar.

Avrupalı ​​matematikçiler büyük ölçüde negatif sayıları anlamlı olarak kabul etmekte isteksizdi. Birçoğu negatif sayıların saçma olduğu görüşünü benimsedi. Sayıların saymak için geliştirildiğini ve negatif sayılarla ne sayılabileceğini sorguladılar. Hintli ve Çinli matematikçiler bu sorunun tek cevabının borçlar olduğunu erken fark ettiler.

İKİNCİ DERECEDEN DENKLEMLERİN ÇÖZÜMLERİ

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2024/09/Brahma-Sphuta-Siddhanta-768x448.jpg

Brahmagupta'nın en önemli eseri "Brahmasphutasiddhanta" adlı matematik ve astronomi kitabıdır. Bu eser, çeşitli matematiksel konuları ele almıştır. Özellikle cebir, cebirsel denklemler, kesirler, sıfırın matematiksel kavramı ve Diophantine denklemler konularında önemli katkılarda bulunmuştur.

Gökbilimci Brahmagupta, çığır açan kitabında ikinci dereceden denklemleri çözmek ve karekökleri hesaplamak için kurallar da tanıttı. Aslına bakarsanız ikinci dereceden denklem çözümünün formülünü bulan ilk kişidir.

İlk n doğal sayının karelerinin toplamını n(n + 1)(2n + 1) / 6 olarak ve ilk n doğal sayının küplerinin toplamını n(n + 1) / 2 olarak verir. Fakat bu özellikleri nasıl bulduğuna dair kanıtları yayınlamadığından işlem yollarına nasıl eriştiği günümüzde mevcut değildir.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2024/09/Aryabhata-768x477.jpg

GÜNEŞ YILININ TAM UZUNLUĞUNU YEDİ ONDALIK BASAMAK DOĞRULUĞUNDA HESAPLAYAN HİNTLİ GÖKBİLİMCİ ARYABHATA'NIN (476–550) BİR RESMİ.

Elbette bu çalışmaları yaparken Brahmagupta yalnız değildi. Aslında kendisi daha önceki bir Hint dehası olan Aryabhata'nın (476–550) omuzlarında duruyordu. Bu iki adamın fikirleri, antik Hindistan'ın matematiksel öğrenimini bir araya getirerek önce Arap dünyasına, sonra da uzak batıya doğru seyahat etti ve bize yalnızca sıfır gibi önemli matematiksel kavramları değil, aynı zamanda bugün kullandığımız sayıların biçimini de verdi.

KALKÜLÜSÜN TEMELİ HİNT MATEMATİĞİNDE ATILDI

17.yüzyıl modern bilimin doğduğu yüzyıl olarak bilinir. Kalkülüs, bu yüzyılda ortaya çıkmıştır. Kalkülüsün bulunmasında iki büyük isim rol oynar. Bunlardan ilki İngiliz Isaac Newton ve diğeri ise Alman Gottfried Wilhelm Leibniz'dir.

newton-ve-Leibniz.

SİR ISAAC NEWTON (CAMBRİDGE, TRİNİTY'DE) VE SİR GOTTFRİED LEİBNİZ'İN (ALMANYA, LEİPZİG'DEKİ ÜNİVERSİTE KAMPÜSÜNDE) ANITLARI

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2023/03/newton-ve-Leibniz-219x220.jpg

Newton ve Leibniz, birbirinden tamamen bağımsız olarak, yeni bir matematik biçimi tasarladılar. Sonucunda ikisi de diğerinin tam olarak aynı fikre sahip olduğuna inanamadı. Sonuçta tarih kitaplarına ilk kimin adı yazılmalıydı? Aslında bu konu uzun süre boyunca tartışıldı. Ancak Hintli matematikçi Bhāskara, fikirlerin çoğunu 500 yıl önce zaten keşfetmişti.

Bhāskara, cebir, aritmetik, geometri ve trigonometriye de önemli katkılarda bulundu. Bhaskara aynı zamanda sıfır ile bölmenin sonsuz sonucunu vereceğini gösterdi. İkinci, üçüncü ve dördüncü derece bir çok denklemi ve çeşitli Diofant denklemlerini çözdü.

⦿ https://www.matematiksel.org/wp-content/uploads/2024/09/Madhava-177x220.jpg

Matematikçi Madhava sinüs ve kosinüs serisini Newton'dan yaklaşık üç yüz yıl önce keşfetti.

Ayrıca 1300'lerde Sangamagrama'lı Madhava'nın kurduğu Kerala astronomi ve matematik okulu, matematiksel tümevarımın kullanımı ve erken dönem kalkülüsle ilgili bazı sonuçlar dahil olmak üzere matematikte birçok ilkin sorumlusuydu.

SONUÇ OLARAK

Hiç şüphe yok ki günümüz matematiği, Hint gökbilimcileri ve matematikçilerinin yüzlerce yıl boyunca yaptıkları olağanüstü katkılara çok şey borçludur. Dünyanın geri kalanı karanlık çağlardayken Hindistan matematikte ilerleme kaydetti. Modern çağda Hindistan, karmaşık matematiksel olguların keşfini teşvik eden bir ortamı besleyerek matematiksel araştırma için bir merkez olmaya hala devam ediyor.

KAYNAKLAR VE İLERİ OKUMALAR

'In Britain, we are still astonishingly ignorant. The hidden story of how ancient India shaped the west. Yayınlanma tarihi: 1 Temmuz 2024. Kaynak site: Guardian. Bağlantı: 'In Britain, we are still astonishingly ignorant. The hidden story of how ancient India shaped the west

Five ways ancient India changed the world – with maths. Yayınlanma tarihi: 21-Temmuz-2017. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Five ways ancient India changed the world – with maths

Matematiksel

⦿ https://www.matematiksel.org/hint-matematik-tarihi-hintli-matematikciler/

🇹🇷

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hafiflemek ve özgür olmak için endişe ve kaygılarımı bırakmaya yemin ederim.

~Thich Nhat Hanh~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zamanımızın Paradoxu

Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var; daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.

Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz; daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.

Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz; daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var.
Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var.
Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz; daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var.

Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz, çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz, çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz, çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz.
Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık.
Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz.

Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik.
Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık.
Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var.
Dış Uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik.
Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler yapamadık.
Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik, ama önyargılarımıza edemedik.
Daha çok yazıyoruz, ama daha az öğreniyoruz.
Daha çok plan yapıyoruz, daha az sonuca varıyoruz.
Koşuşmayı öğrendik, ama beklemeyi öğrenemedik.
Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha çok kopya çıkarmak için daha çok bilgisayar yapıyoruz, ama git gide daha az iletişim kuruyoruz.

Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin; büyük adamlar ve küçük karakterlerin; yüksek kârlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır.
Günümüz artık, iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu, daha süslü evler, ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir.
Bu günler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan çocuk bezleri, yok edilen ahlakî değerler, bir gecelik ilişkiler, obez bedenler ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir.
Vitrinlerde her şeyin sergilendiği, ama depolarda hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız.

~George Carlin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Nilüfer

Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.

Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?…
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.

Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık-
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.

~Behçet Necatigil~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Evin Halleri

Evin yalın hali
İster cüce, ister dev
Camlarında perde yok
Bomboş, ev.

Evin -i hali, sabah,
Geciktiniz haydi
Uykuların tatlandığı sularda
Bıracaksınız evi.

Evin -e hali, gün boyu,
Ha gayret emektar deve
Sırtınızda yılların yorgunluğu
Akşam erkenden eve.

Evin -de hali, saadet,
Isınmak ocaktaki alevde
Sönmüş yıldızlara karşı
Işıklar varsa evde.

Evin -den hali, uzaksınız,
Hattâ içinde yaşarken
Aşkların, ölümlerin omzunda
Ayrılmak varken evden.

~Behçet Necatigil~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sayın Başbakan bilim karşısında haddinizi biliniz.

~Ali Mehmet Celâl Şengör (d.24 Mart 1955 İstanbul Türkiye) Türk jeolog.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.
En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır.

~Mustafa Kamal ATATÜRK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir Nevi Otuzüç Yaş Şiiri

Artık kısa pantolonlu çocukları
Gençlik parkına götürmüyorlar
Ve anneler trafik lambalarında köylü değiller o kadar
Locadaki farelerden bile kemirgen
Gişeci kadın nur sinemasında
En sevdiğim karate filmi
Tek kollu kahramanımızdı vang yu
Ve ondan çok kollu doğmuştu bruce lee
Ki genç yaşta kaybettik kendisini

Ulan falkonetti seni bir elime geçireceğim var ya
Elektrikler kesilir zengin ve yoksul'un tam ortasında
Ve'nin tam üstünde yani
Hasstir dense de derinden yurttaşın
Elektrik idaresindeki yurttaşa ne o yurttaş
Zırpa pırta elektrik kesiliyor
Diyebilesi yoktur ki

BİRTEK KOKUDUR GEÇMEYEN ZAMANLA
HER DUYULDUĞUNDA
BİRAZ DAHA KESKİNLEŞEN

O zaman amerikan arabaları bizim evin önünde
Dolmuş eylerken caddeyi
Ümit besen de film yapar niye yapmasın ki furyadır bu
Ama seyretmek suça giriyor canım annem
Zaten bu yumurtalı sandöviçlerle
Kesin kovarlar bizi ki
Korkarım her şiire konuk olacak
Mahur bir otlupeynir kokusu süreyya sinemasında
Mübarekler pikniğe gelmişler
Hayır benim kokoş teyzem
Mübarekler hakkari' den gelmişler

Okul bitimlerinde çamsakızı ağlamalar yok artık
Filiz beni unutma ki hakkari
Unutulmaya müsait bir yerdir
Mektup yaz yoksa çok kurak geçecek bu yaz
Hep saklayacağım hatıra defterime yazdığın
Yazının yanındaki kan damlayan kalbi
Seni seviyorum filiz
Yemin et bak vallahi

Yok artık bu kendini şaşırmış
Kendi edasını kendisi bozan cümleler

Niyazi'nin kısalığı uzunların problemi
Aynı zekanın sırasında oturuyoruz
Bozkırımın çilli çocuğuyla avukat oldu sonra
Kimin neresine değer bu nostaljik kırıntılar
Herkesin sandık odası kendine gizemli
Ama kolejli çocuklar nasıl sevişiyor
Ve kızlar yine kolejli onlarda ve taş gibi
Bu kız var ya insanın sevgilisi olsa
Uyku tutmaz adamı
Ama rüyasında başka bir lavuğa vermesin hesabı

~Yılmaz Erdoğan~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zamaninin bir kismi maziye karisti.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Olmayalı

Yaşamın anlamını arayıp arayıp –hep bulduğunu sanıp, hep bulamadığını anlayıp– hep yeniden araman, doğrudur: yaşamın anlamı tam da odur işte: hep arayıp arayıp —-bulduğunu sanıp, bulamadığını anlayıp– hep yeniden aramak zorunda olduğun..

o'dur, anlamı, yaşamının.

~Oruç Aruoba~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Piyasalar, beklentiyi satin alir, gercegi satar.
==aa00001396
- - - - - - -







- - - - - - -

Osmanlica_Lugat.pdf
Ziya_Gokalp-Turkculugun_Esaslari.epub
Geleneksel_ve_Endustriyel_Yonetim-Henri_FAYOL.pdf
Jean_Meslier-Sagduyu.epub
Barry_Sanders-Okuzun_A_si.pdf
Alejandro_Casona-AGACLAR_AYAKTA_OLUR.pdf
Ask_Gibi_Aydinlik_Olum_Gibi_Karanlik-Mehmet_Uzun.epub
Graham_Grenee-Oturma_Odasi.pdf
F._M._Dostoyevski-Tatsiz_Bir_Olay.pdf
Interference_of_Light_Waves.pdf
ogretimyontemveteknikleri.pdf
Yolsuzluk_Siddet_Bagimlilik-Ugur_Mumcu.epub
Bilgesu_Erenus-Kirmizi_Karaagac.doc
Haldun_Taner-Lutfen_Dokunmayin.pdf
Metafizik_Nedir-Heidegger.epub
Islevsel_Genel_Dilbilim-_Andre_Martinet.pdf
Mithat_Sertoglu-IV_Murad.pdf
Mavi_Oktav_Defterleri-Franz_Kafka.epub
Stage_4-George_Eliot-Silas_Marner_The_Weaver_of_Raveloe.pdf
Anton_Cehov-Korkunc_Bir_Gece.pdf
Arabic_Grammar_Arabic_Verbs_Essentials_of_Grammer.pdf
Cuneyt_caliskur-VAKA_2.doc
Herkes_Olur-Lawrence_Block.mobi
Genc_Werther_in_Acilari-Goethe.mobi
Cahit_Begenc-Anadolu_Mitolojisi_.pdf
Dario_Fo-Her_Hirsiz_Haydut_degildir.pdf
Carl_Gustav_Jung-Dort_Arketip.epub
Belgariad_2_Buyuculer_Kralicesi-David_Eddings.epub
ALFA_23_.pdf
Hayvan_Ciftligi-George_Orwell.mobi

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder