4 Eylül 2024 Çarşamba

V. Murat Tulga: TEĞMEN



V. Murat Tulga: TEĞMEN


"Teğmen rütbesi rütbelerin en güzelidir. Teğmen, TSK'nin göz bebeğidir. Teğmen, kıtaların itici gücüdür…" Bu ifadeleri çoğaltmak pek mümkün.

Genç teğmenler, kıtalara katıldıklarında gözlerimiz onların üzerinde olurdu. Tam olarak üzerlerine uydurdukları üniformaları, nizami olarak kuşandıkları teçhizatları, selamları, esas duruşları ile kıtalara ayrı bir heyecan, ayrı bir dinamizm getirirlerdi. Çakı gibi Teğmen derdik.

Hele bu teğmenlerden birisi sizin birliğinize atanmışsa, değmesin keyfinize. Diğer birlik komutanları kıskanarak sorarlardı: "Sizin bölüğe teğmen atanmış, ha?"

"Evet!" derdik büyük gururla, "Göreve yeni başladı." Katılımdan sonra tanıştırma faslı başlardı diğer subaylarla. "Teğmenim, bölüğümüze yeni katıldı."

Bunları yazarken, ilk teğmenim, Teğmen Kağan'ı hatırladım. Yine aynı heyecanı duydum. Kulakları çınlasın, şimdi emekli, hala görüşüyoruz. Ama hala benim icin Kağan Teğmen.

Sonra emirlerin verilmesi ve uzaktan nezaret ve kontroller başlardı. Askerlikte temel prensiptir. 1."Mesleki asli kıtadır."

2. "İtimat, kontrole mani degildir." Teğmen Harbiye'den her türlü bilgi ile donanımlı gelir, fakat bu bilgiyi kıtalarda pekiştirmesi, tecrübe kazanması gerekir. Hal böyle olunca iyi veya kötü teğmen olmaz, fakat layıkıyla eğitimini pekiştirmemiş, yeterince kendisine sorumluluk verilmemiş, üzerine yeterince eğilinmemiş teğmen olur. En azından bizler böyle bilir, böyle görmüştük, böyle yetiştirilmiştik. Bizim tedrisat böyleydi. Bu yüzden, teğmenlerimizi yalnız bırakmaz, ufak görevlerden başlayarak, daha ağırlaşan sorumluluklar ve emirler vererek onların pişmesini, bir üst rütbelere hazır etmeye çalışırdık var gücümüzle. İşte bu yüzden eğitim ve olgunluk seviyelerini görmek içinde onları uzaktan kontrol eder, neleri yapıp, yapamadıklarını, hangi konularda noksanlıkları olduğunu görmeye çalışır, bizler komutanları olarak, onlara öğretmeye gayret ederdik. Sadece biz mi? Tüm subaylar bu nezaret ve kontrolu aynı hassasiyet ile uygularlardı. Onlar göz bebeğimiz, geleceğimiz, kıtaların itici gücüydü.

Yeni bir teğmenin katılışı o birliğe muazzam bir ivme kazandırırdı. Atış, eğitim, bakım flamaları kazanılmaya başlar, birliğe farklı bir disiplin ve ruh gelirdi. Biz de bu gelişmeleri büyük bir heyecan ile izler, destek olur, gururla teğmenimizi sahiplenir, ona daha fazlasını verme, öğretme ve eğitme gayreti içerisinde olurduk. Artık aramızda bir amir ve ast ilişkisinden öte ağabey, kardeş ilişkisi de yeşerirdi.

Teğmen hata yapmaz mı? Tabii ki yapar. Çünkü teğmenin kanı deli akar, gençliğin verdiği heyecan her türlü hataya müsaittir. Böyle durumlar olduğu zaman onları sertçe uyarırdık. Ama teğmenler bu uyarının bir büyüğün zaman zaman çektiği kulak olduğunu bilirlerdi. Teğmenimize her türlü sorumluluğu verir fakat onları her tehlikeden korur, genç rütbelerinin ilk günlerinde başlarına bir bela gelmesin diye de her türlü ihtimamı gösterirdik. Bizim tedrisatta teğmene kızılırdı, sert çıkılırdı fakat ceza verilmezdi. Çünkü onlar mesleğin ilk adımlarını çıkmaktaydılar, pırıl pırıldılar, bu pırıltıyı, ışığı, bu büyüyü bozmak istemezdik.

Sırf mesleki olarak mı tabii ki değil, onların sosyal hayatlarını yoluna koymaları, kariyerlerini daha yukarı çekmeleri için de örnek olmaya tecrübelerimizi aktarmaya çalışırdık; "Bak İngilizce çalış, şu şu sınavları kaçırma, maaşını har vurup harcama, süratli araba kullanma…" Onların başarılarından gurur duyardık, bu ilişki bütün meslek hayatımız boyunca da bozulmadan devam ederdi. Onların üst rütbelere, makamlara ulaşmaları bizim icin büyuk mutluluktu.

İşte böyleydi bizim askerlik prensibimiz, bizim tedrisatımız.

Bu konuya nereden geldim?

Teğmenler rütbe töreni sonrası ant içmişler. Bu nedenle ifadeleri alınmalıymış, darbe zihniyetiymiş bu!

Burada garip olan eskiden göz bebeğimiz olan bu teğmenlere kendi kurumumuzdan da bir destek gelmemesi, hani anlattım ya, ayaklarına taş değmesin diye koruyup, kolladığımız teğmenlere destek olmak üzere hiçbir sıralı komutanın çıkıpta açıklama yapmaması, "hadi oradan!" dememesi.

Tedrisat değişmiş anlaşılan. Ne Harp Okulu Dekanı (Kendisi sivildir pek eski tedrisatı bilmez.) ne Kara Kuvvetleri Komutanı ne Genelkurmay Başkanı ne de Milli Savunma Bakanı…

Dekanı anlıyorum da diğerleri teğmen olmadan bu makamlara paraşütle indiler her halde. Bu tedrisatı ya unuttular ya da bilmemezlikten geliyorlar. Halbuki ortada ne hata var ne de bu kadar tantana koparılacak bir olay. Sadece teğmenler ettikleri yeminin gereğini yerine getiriyorlar. Aynı sıralarda öğrenim gördükleri, aynı okuldan mezun olmakla gurur duydukları Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olmakla öğünüyorlar. Durum bu kadar basit.

Adalet Bakanı, "Toplum kesimlerini, milletimizi rahatsız edecek eylem ve söylemlerden kaçınmak lazım." demiş. Kim neden rahatsız olmuş, anlamak mümkün değil. Bunu sormak kimin görevi?

Milli Savunma Bakanlığın ne olduğu anlaşılamayan bir garip açıklaması haricinde askeri kesimde derin bir sessizlik var. Bir yerlerden bir talimat bekleniyor her halde. Öyle görünüyor.

Benim tavsiyem ise net: Talimat beklemeyin!

Teğmeninize sahip çıkın. Harbiye Marşını hatırlayın yeter. Onu da unutmamışsınızdır sanırım. Yine de ben hatırlatayım:

"Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız
Tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti
Cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız.

Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir
Çıkardığı dehalar semalara yükselir
Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi
Sarsılmayan azminle çelik kaleler erir.

Şahikalar üstünde meydan okur bu erler
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti
Tarihlere sorun ki bize "Ölmez Türk" derler."

Benim notum:

V. Murat Tulga Atatürkçü, cumhuriyetçi subaylara yönelik o rezil komlo davalarında uzun süre TUTUKLU olarak yargılanmış, ve aklanmış bir subaydır.
Yaşadığı eziyetleri, hayal kırıklıklarını, dönemin rezilliklerini hem kendi kitaplarında kaleme almış, hem de başka silah arkadaşlarının anılarını, gözlemlerini, şiir kitaplarını vb. yayınlamıştır.
Bu kitaplara odaklanmanızı dilediğim için özellikle derledim.
Bunların pek çoğu komplo, ihanet, işbirlikçilik döneminin rezilliklerini, perde arkalarını anlatıyor.

V. Murat TULGA'nın kendi yazdığı kitaplar:
➟ 27 MAYIS'TAN BALYOZ'A Babadan Oğula Bir Mağduriyet Hikayesi
➟ Kumpasa Karşı Komutan Mektupları
➟ Subayı Öldürmek

Sahibi olduğu Geleati Yayınevinde basılmış olan kitaplar:
ttps://galeatiyayinevi.com/
Tel: 0539 669 60 69

➟ EY GİDİ KARADENİZ, Tarihi Coğrafya Işığında Doğu Karadeniz- Bahtiyar Türker
➟ FETÖ Kıskacında Askeri Okullar-Yağız Aksakaloğlu
➟ FUŞYA – Mümtaz CAN
➟ Geçmişten Günümüze Parti ve Örgütlenme
➟ GENERAL MUĞLALI SENDROMU (İKİNCİ BASKI), CUMHUR UTKU
➟ GERÇEĞİ ARAYIŞ, İNSANLIĞIN BİTMEYEN SAVAŞI, PROF. DR. CİHAN DURA
➟ Gördesli Makbule ve Demirci Akıncıları (DÖRDÜNCÜ BASKI) – Serra Menekay
➟ HARBİYE'DEN CEPHE'YE, HAİNLİK BİZDE KALSIN (İKİNCİ BASKISI) – Rahmi YILDIRIM
➟ HAYALLER ALARGA, HATİCE ÖZBASMACI
➟ HEDEF TAHTASI, SUBAY ÖYKÜLERİ- MEHMET KEMAL BORAN
➟ HRANUŞ HANIM'IN KIZI – Mehmet BİCAN
➟ Hukuk Terimleri Sözlüğü İngilizce-Türkçe – Av. Mustafa Yuvanç
➟ İğne Oyası, Bir 12 Eylül Romanı (DÖRDÜNCÜ BASKI)- Serra Menekay
➟ KAFDAĞI'NDAN HAKKARİ'YE JANDARMA/J.PİLOT SUBAYI'NIN ANILARI-KURMAN ADİLOĞLU
➟ KAFKASYA ZAFER, İHANET VE HÜZÜN 1918-1919 (DOKUZUNCU BASKI), ATİLLA GÜLER
➟ KANUN ORDUSU- BİR JANDARMA GENERALİN OTOBİYOGRAFİSİ, ABDÜLKADİR ERYILMAZ
➟ Kıvılcımdan Aleve, Ege'deki Kuvayı Milliye (ÜÇÜNCÜ BASKI), Serra Menekay
➟ KOMÜNİZM VE EMPERYALİZM, MUSTAFA KEMAL İLE LENİN ARASINDA ÇOK GİZLİ ŞİFAHİ ANTLAŞMA TÜRKİYE'YE VE DÜNYAYA İLK KEZ AÇIKLANIYOR… – Erol Bilbilik
➟ Kuleli'den Anıtkabir'e Bir Subayın Anıları – Muzaffer TAYTAK
➟ Küreselleşme Sürecinde Devlet ve Ordu İlişkileri – Çetin KARTAL
➟ Küresellesme ve Milliyetcilik, Devlet Bahceli MHP'si (1997-2023) – NEVİN BİLGİN
➟ KUŞBAKIŞI (DÖRDÜNCÜ BASKI)- SERRA MENEKAY
➟ LAF EBESİ'NİN ÖDEMİŞ'İ – Serra Menekay
➟ MAVİ BEREM- BİZİM ASKER (İKİNCİ BASKI)- N.ERHAN PATIR
➟ MAVİ BEREM-ŞÜHEDA, N.ERHAN PATIR
➟ Mehmetçik Olabilmek (DÖRDÜNCÜ BASKI), N.Erhan PATIR
➟ MUAVENET, Muavenet'i Milliye&TCG Muavenet, " Bir Zaferin ve Bir Hüznün Hikayesi" (İKİNCİ BASKISI) – ISMAIL CAN
➟ Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Havacılığı (ÜÇÜNCÜ BASKI) – Cengiz Tatar
➟ Mustafa Kemal Atatürk'ü Tanımak ve Anlamak (ÜÇÜNCÜ BASKI)- Dr. Cengiz Tatar
➟ MUSTAFA NECATİ BEY, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN "KURTULUŞ" DA KUVVACISI, "KURULUŞ" DA FEDAİSİ, YAŞAR ALADAĞ
➟ Ne Yapmalı, Türkiye İçin Bir Çözüm – Metin Aydoğan
➟ Nereden Nereye? Devletin İçindeki Örgütle Mücadele – Osman BAŞIBÜYÜK
➟ O SORUYU BİZ SORMAYALIM, EKRANIN ARKASI – İBRAHİM GÜNDÜZ
➟ Önce Vatan Dedik, Eleşkirt'ten Balyoz'a… – Nihat ALTUNBULAK
➟ Özüyle Sözüyle, Yaşam Rehberiniz – Koray Bozkurt
➟ PERDELENME – SÜHENDAN ERDİN
➟ PRENSES KAZİMA'NIN SARAYI Kum Fırtınalı Bir Aşk Hikâyesi – Özlem Türker Eruygur
➟ SADAKAT, SİİRTLİ BİR GENERALİN YAŞAM SERÜVENİ- MEHMET TEVFİK BEDÜK
➟ Şanlı Kop Dağı Savunması, Doğu Cephesi, 1916-1918 (DOKUZUNCU BASKI)- Atilla Güler
➟ Sarı Papatyam, Aslında "O" Aşkı Öldürdü – Ozlem Turker Eruygur
➟ Sazan Sarmalı
➟ Şefika, İsmail Gaspıralı'nın Kızı (DÖRDÜNCÜ BASKI) -Serra Menekay
➟ Sembollerin Gizemli Tarihi, Osman Bahadır Özden
➟ SEVİMLİ FELSEFE 1- FELSEFE NEDİR?
➟ SEVİMLİ FELSEFE 2- FELSEFECİLER NELER SÖYLÜYORLAR? ERDAL AKAS
➟ SİVASLIMIN SOLAN GÜLÜ- OLCAY ASLAN
➟ Son CelALİ, Horasan'dan Anadolu'ya Bir Yol Hikayesi (ÜÇÜNCÜ BASKI), Selcan Taşçı
➟ Son Gazi, Yakup Satar (İKİNCİ BASKI)- İLYAS AKTARAN
➟ Sorunlar, Sorular, Sorumlular – Ünal Karaosmanoğlu
➟ SOSYAL GÜVENLIK SISTEMININ ÇÖKÜŞÜ, BÜROKRASİ VE SİYASET DEDİKLERİ – HATIRALARIM, M.ZEKAİ ÖZCAN
➟ SU UYUR HULUSİ AKAR (ÜÇÜNCÜ BASKI), RAHMİ YILDIRIM
➟ Subayı Öldürmek – V.Murat TULGA
➟ Türkiye Üzerine Notlar, "Türkiye'nin 180 Yılı", 1838-2018 – Metin Aydoğan
➟ TÜRKİYE'YE BATI SALDIRISI- EKONOMİMİZ HANGİ SİLAHLARLA İŞGAL EDİLİYOR? -PROF DR CİHAN DURA
➟ TURNA KUŞU MİSALİ- Ali Karaçoban
➟ UMAY VE PEGASUS (ÜÇÜNCÜ BASKI)- HALİL AÇIKGÖZ
➟ Yaralı İsmail – Gülümser Heper
➟ Yeniden Muasır Medeniyetler Seviyesine Ulaşmak İçin Türkiye Denizcileşmelidir
➟ (E) ORG. ÇEVİK BİR İLE SÖYLEŞİ, DARBECİ Mİ? KAHRAMAN MI?- MEHMET BİCAN
➟ 1 Köy, 4 Adam, 6,5 Darbe, Türkiye'yi İşgale Hazırlık Süreci, 4'üncü Baskı- Mustafa Önsel
➟ 28 Şubat, Sincan'dan Tarihe Notlar, Cilt 1- 2 (DÖRDÜNCÜ BASKI), ALİCAN TÜRK
➟ 28 Şubattan Bugüne Bakmak, 28 Şubat Bin Değil 10 Yıl Sürseydi FETÖ Olur Muydu? – Mehmet Bican
➟ ADIM ADIM İRTİCA-MEHMET BİCAN
➟ ADINI ARAYAN ÇOCUK-İKİNCİ KİTAP (İKİNCİ BASKI), SERRA MENEKAY
➟ Adını Arayan Çocuk (DÖRDÜNCÜ BASKI) – Serra Menekay
➟ Ağacın Kurdu, TSK'de Şakirtlerin İşgali, Fetullahın Askerleri – Mustafa ÖNSEL
➟ AKP, ABD Ve Cemaat Koalisyonunda Türkiye'de Neler Oldu? – Osman BAŞIBÜYÜK
➟ ALTAN ABİ, YAŞAMIYLA VE TÜRK SİYASİ HAYATINDA ALTAN ÖYMEN, ÇAĞHAN UYAR
➟ ALTIN GİRDAP- İBRAHİM GÜNDÜZ
➟ ALTIN ÖLÜM (İKİNCİ BASKI)- İBRAHİM GÜNDÜZ
➟ Aluşta'dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü (DÖRDÜNCÜ BASKI), Serra Menekay
➟ aşk x 96 =AŞK, SERRA MENEKAY
➟ ATA'NIN KONYASI – Yaşar ALADAĞ
➟ ATATÜRK'Ü DUYGULANDIRAN ANLAR, İKİ DAMLA GÖZ YAŞI- HAYRİ KÖKLÜ
➟ Ayıntap'ın Kuvvacıları – Yaşar ALADAĞ
➟ Aynanın Gözü – Sencer Başat
➟ BAKIŞ AÇISI – FATIH ALTUN
➟ Balkanlara Hüzünlü Veda, Balkan Harbi, 1912-1913, (ONUNCU BASKI) – Atilla Güler
➟ BATMAYAN GÜNEŞLE YOLCULUĞUMUZ, YAVUZ BİLGİN KAYA
➟ BEKLEDİK DE GELMEDİN, Afetlerde Türk Ordusunun Kullanılma(ma)sına İlişkin Bir Çalışma – Cumhur Utku
➟ Birini Asacaklar, Darağacındaki Medya – Selcan TAŞÇI
➟ Bitmeyen Oyun, Türkiye'yi Bekleyen Tehlikeler
➟ BİTMEYEN SÖMÜRÜ, 28 ŞUBAT, YALANLAR-GERÇEKLER-BELGELER (DÖRDÜNCÜ BASKI) – ALİCAN TÜRK
➟ Çocukluğumun Bittiği Yaz- Halil AÇIKGÖZ
➟ Çuvaldız, Yeni TSK, TSK'nin Kara Delikleri, Öz eleştiri – İkrami Özturan
➟ Darbeleri Okuma Kılavuzu (İKİNCİ BASKI)- Selcan TAŞÇI
➟ DENIZ'İN GİDİŞİ, KEMAL'İN GELİŞİ, CHP Üzerinden Türkiye'ye Operasyon – Şenol ATEŞ
➟ Devletin Kayıp Kitabı, Türkiye'nin Terörle Bitmeyen Sınavı… (İKİNCİ BASKI) – Ali İhsan Gürcihan
➟ DİNDAR VE KİNDAR MİLLİ EĞİTİMİN İFLASI-MERT TAŞÇILAR
➟ Dışarıdakiler, Adaleti Beklerken (İKİNCİ BASKI) – Atilla KEZEK
➟ DOKTOR ELMASI, Bir Kurtuluş ve Kuruluş Hikayesi (İKİNCİ BASKI)- SERRA MENEKAY
➟ DÖNEMİN JANDARMA BÖLGE KOMUTANI'NIN KALEMİNDEN 6 GÜN MERHUM MUHSİN YAZICIOĞLU GERÇEĞİ, KAZA MI? SABOTAJ MI?- ALİ LAPANTA
➟ DÜNYANIN KALBİ: KAZAKİSTAN, TUGAY GÜRLER
➟ Enkaz- Vural Çavuşoğlu

Son Eklenenler:

➟ EY GİDİ KARADENİZ, Tarihi Coğrafya Işığında Doğu Karadeniz- Bahtiyar Türker
➟ HARBİYE'DEN CEPHE'YE, HAİNLİK BİZDE KALSIN (İKİNCİ BASKISI) - Rahmi YILDIRIM
➟ Küresellesme ve Milliyetcilik, Devlet Bahceli MHP'si (1997-2023) - NEVİN BİLGİN
➟ TURNA KUŞU MİSALİ- Ali Karaçoban


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

KIRTASİYE KUYRUKLARI VE BUĞULU GÜNLER…

https://www.youtube.com/watch?v=40PcbNmQC9E

- - - - - - - - - - - - - - - -

Istanbulu Medine yapacagiz.
(Akis)

~Recep Tayyip Erdogan.
(1994 - 2006) Belediye Baskanligi Doneminde...~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Konuşmanızda bir yanlış yapana kadar kimse dinlemiyordur.

~MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından Anything that can go wrong will go wrong yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde Murphynin Kanunları mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 63. - 389 ]

~Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör;
Dünyayı saran yalan dolanları gör;
Kırallar, padişahlar çürüyüp gitmiş:
Ela gözlerine kurt dolanları gör!

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Neden liman diyince
. . . . . .
Neden liman diyince
Hatirima direkler gelir
Ve acik deniz diyince yelken?Mart diyince kedi,
Hak diyince isci
Ve neden ihtiyar degirmenci
Allaha inanir dusunmeden?Ve ruzgarli havalarda
Yagmur egri yagar?…

~Orhan Veli KANIK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

DEMOKRASİ, ARİSTOKRASİ, PLUTOKRASİ, OTOKRASİ…

https://www.youtube.com/watch?v=NkwZeIeyBXw

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dusunun, sonra konusun, yanilmalardan kurtulacaksiniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

.
DARAGACI

~Ve gunlerden bir gun, bir sabah erken
Kusluk vaktinde, bulbuller oterken
Kentin meydaninda bir daragaci.
Sallaniyor boslukta bir yabanci.
Geciyor sabahin yolu alnindan
Ve yalin ayaklari bir gecede...
(Yeni yollarini mi dusunmede
Bu ayaklar? .. son duragina kadar
Ne uysal yurumustur bu ayaklar!)

Esintili alanda uc bes adam;
Uykusuz yuzleri donuk birer cam,
Bakadurmuslar oyle... ve garibi,
Hepsi ayri ayri asilmis gibi.
Ben de aralarinda uc bes adam;
Uzatsam elimi, alnini tutsam,
?Uyan, kardesim! Desem, bu uykudan?,
Yuzunu kapardi hemen, korkudan.

Cekilirken gece batiya dogru,
Konmus da bir catiya karga ruhu
Soylenip duruyordu: ?Gun dogmada
Ben miyim bu? ben mi, bu bas bu eller,
Bu ayaklar? .. ya hani nerde yollar? ?
(Anlamamis ne olup bittigini
Zavalli karga; atin yittigini.
Sadece bir goge, bir yere bakip
Oluyu oluye cekistirir hep.)
?Niye geldin bu cikmaza, be ayak?
Var mi beni boslayip, burda barinmak?
Ben insanoglunun aynasi miyim?
Su garip yolcunun aynisi miyim?
Benzeten kim bana bu dagarcigi*
Orda sadece bir daragaci
Ve onda ruzgarla sallanan bir dal! ..
Yalniz, beni dusunur gibi bir hal! ?

Bir yagmur golcugu yerde aksamdan,
Icinde titrek bir yansi idamdan...

Bu bicim uzre bitecekken gece,
Dagilacakken artik seyirci de,
Birden, kargalarla doldu gok yuzu.
Tum asilmislarin ruhlar surusu
Tamusal bir koroyla, disi erkek,
Alcalarak, yukselerek, donerek,
Ilenirlerdi bagrisa cagrisa
Hem asilana, hem asan nebbasa:

?Iste Olen, ama iste Olduren,
Iste Bulan, ama iste Bulduran,
Filozof ve kurtarici, hem yalvac,
Hem dogrucu bir ruh ve de yalanci
Ve siyasaci ve hakci ve hirsiz
Ve can calan ve ovungen ve arsiz...?

Gun dogmak uzre, esya kabariyor,
Yeryuzunun catisi agariyor;
Aci bir gun! Karga aglanir durur,
Adam daragacinda sallanir durur..

Ahmet Muhip DRANAS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 246. - 389 ]

~Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan;
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan.
Ölmemek elimizde değil ki bizim:
İyi yaşamamak beni korkutan.

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - -

Katy Perry - Dark Horse (Official) ft. Juicy J

https://www.youtube.com/watch?v=0KSOMA3QBU0

- - - - - - -







- - - - - - -

Aylakliga_Ovgu-Bertrand_Russell-Cem_Yayinevi.pdf
Kyron_2.Kitap-Bir_Insan_Gibi_Dusunmeyin.pdf
Anthony_Neilson-The_Censor_Sansurcu_.doc
Platon-Gorgias_ya_da_Retorik_Ustune.epub
Araf-Jamie_McGuire.epub
Bu_Ulke-Cemil_Meric.epub
Ali_Cimen-Tarihi_Degistiren_Askerler.epub
Foucault-Bilginin_Arkeolojisi.epub
Christopher_Paolini-Miras_Dongusu_3_Brisingr.epub
Jean_Paul_Sartre-Mezarsiz_Oluler.doc
Stage_4-R._L._Stevenson-Dr.Jekyll_and_Mr.Hyde.pdf
Cimri-Moliere.epub
RealitiesBehindRelocation.pdf
Bir_Gun-Ayse_Kulin.epub
Farsca_Ogrenelim.docx
Necip_Fazil_Kisakurek-Babiali.pdf
Ozan_Beedle_in_Hikayeleri-J._K._Rowling.mobi
Montesori-CocukEgitimi-MontessoriMetodu.epub
CINSEL_KROMATININ-Dr_TEZI_Ebu_Abdulmumin_Tekin_Mihci.pdf
Zulfi_Livaneli-Serenad.epub
Guvender_Yayinlari-LYS_1_10_Deneme.pdf
ELS_1.pdf
Haldun_Taner-Vatan_Kurtaran_Saban.doc
Jean-Christophe_Grange-Leyleklerin_Ucusu.epub
Zoya-Danielle_Steel.epub
Mehmet_Saglam-Beynin_Kimligi_ve_Becerileri.pdf
Toplumbilimsel_Dusun-Charles_Wright_Mills.epub
Mithat_Sertoglu-IV_Murad.pdf
L_Vlasov_D_Trifonov_-107_Kimya_Oykusu.pdf
Fakiye_Ozsoysal-Tiyatro_Metinlerinde_Alimlama_Ve_Metin_Stratejileri.pdf

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder