15 Eylül 2024 Pazar

ARZU UZUNALİ: MÜNFERİT DEĞİL, SİSTEMATİK


ARZU UZUNALİ: MÜNFERİT DEĞİL, SİSTEMATİK

09-09-2024

arzuuzunali@gmail.com

Bu kadar basit bir meseleyi anlamanız için daha kaç çocuğun, daha kaç kadının katledilmesi gerekiyor?

Yetişkin, aklı başında bir kadın olarak, kadınların sadece var olan düzenin suyuna gitmediği için vahşice katledilebileceğini öğrendiğim olay Konca Kuriş'in bir mahzende domuz bağı ve türlü işkence yapılarak öldürülmesiydi.

Narin / Konca Kuriş / Leyla / Rebecca Cheptegei

Türkiye'de yaşı elveren tüm kadınlar bu travmatik olayı en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordur eminim ama hatırlamayan varsa öylesine dehşet verici bir olaydı ki kariyerleri boyunca pek çok kan donduran olayla karşılaşmış gazeteciler bile haberin ayrıntılarını paylaşmaktan imtina etmiş, toplumda infiale neden olacağı gerekçesiyle haberlere yansıtılmamıştı.

Bu iyi niyetli ya da sorumlu bir habercilik davranışı mıydı bilmiyorum ancak toplumda infiale neden olacak kadar korkutucu bu olayın halka açıklanmayan dehşet verici ayrıntılarının neler olabileceğini her kadın aslında içten içe çok iyi biliyordu. Çünkü istediğiniz kadar saklayın, vahşice katlin ne derece acı verici olduğu empatisini kuramayacak tek bir kadın bile yok bu dünyada.

Dolayısıyla bugün Hizbullah ya da muadili aşırı, gerici, şeriat yanlısı teröristlere, bu terör örgütlerine sempati duyup onları düşman olarak göremeyen herkese karşı duyulan nefretin sebebi de dilinizden düşürmediğiniz 'partizanlık ya da dinsiz imansız kadınlık' değil, böylesine acımasız ve kadını bir köle, acıyacak bir canı bile olmayan bir 'şey', bir hiç gibi gören bu zihniyetin yüzyıllardır bize yaşattığı vahşettir.

Konca Kuriş'in katli, bugün bıyık altından gülünüp 'münferit bir olay' diye hafife alınırken, aslında susturulmuş her kadının korkusundan tek tek keyif alınan bir vahşettir.

Aslında vahşetin derecesi olmaz ama birilerinin kendi vahşetini diğerlerinden hafif saymasına neden olan bir vahşettir.

Oysa anlaşılması gereken tüm açıklığıyla şu; o gün Konca Kuriş'i 'toplumda infiale neden olacak' şekilde katleden zihniyet, bugün her dakika kadınların ve çocukların 'toplumda infiale neden olacak' şekillerde katledilmesine çanak tutan bu düzeni korumak için canla başla çalışan zihniyetten daha habis değil.

Bugün Afganistan'da kadınların sesini, soluğunu, kimliğini, varlığını silmek için onları eve hapseden, her türlü insani hakkından mahrum bırakıp bir köle gibi erkeğe prangalayan zihniyet, kız çocuklarının seslerini soluklarını kesenleri kollayan zihniyetten daha habis değil.

Hepsi infiale neden olacak şekillerde bize işkence yaparlarken sadece susalım istiyor.

Velhasıl, o gün Konca Kuriş'in başına neler geldiğini çok iyi bilen bütün kadınlar kayıp haberi gelir gelmez Narin'in başına ne geldiğini de çok iyi biliyordu. İnfiale neden olmasın ya da davanın ilerleyişine engel olmasın diye saklanan o iğrenç ayrıntıların neler olduğunu bütün kadınlar çok iyi biliyor.

Canının ne kadar yakıldığını, nasıl korktuğunu, nasıl susturulduğunu, sadece yaşarken değil, 19 gün boyunca ölüsünün bile nasıl susturulduğunu kadınlar olarak hepimiz çok iyi biliyoruz.

Çok iyi biliyoruz ki sesimizden, varlığımızdan rahatsız olanlar kilometrelerce uzaklarda değil, yanıbaşımızda.

Yani sorun münferit değil. Kadın meselesi bir insan hakları meselesidir.

Birkaç gün önce Paris Olimpiyatları'nda yarışan Ugandalı koşucu Rebecca Cheptegei iki kızının gözlerinin önünde erkek arkadaşı tarafından yakılarak katledildi.

Birkaç hafta önce Hindistan'da 36 saatlik vardiyasının ardından dinlenmek için uykuya dalan bir kadın doktor tecavüze uğrayıp katledildi.

19 gün önce Narin, beş yıl önce Leyla, 2024 yılının ilk yedi ayında en az 14 kız çocuğu vahşice katledildi. 2024'ün ilk altı ayında Türkiye'de 205 kadın katledildi.

Hala farkında değilseniz de lütfen artık farkına varın ve kabul edin: Bu vahşet politik ve sistematik.

Konca Kuriş'i katledenler, bugün milletvekili kimlikleriyle, küçücük bir çocuğun yası bile tutulamamışken koşarak suçu 'Batı kültürü'ne atanlarla aynı zihniyeti taşıyan insanlar.

Hiç vakit kaybetmeden "Siyaseti bu işlere bulaştırmamak lazım" diyenler, kazanılmış hakkımız olan, bu ülkedeki kadınları ve çocukları korumak için en büyük yasal dayanaklardan İstanbul Sözleşmesi'ni elimizden alan, kadınları ve çocukları hem yaşarken hem öldüklerinde yalnız bırakan, kollarını kırıp yenin içinde saklayan zihniyeti taşıyanlar.

Daha ilk günden Narin'in başına ne geldiğini çok iyi bilen kadınlar olarak bu zihniyeti iliklerimize kadar tanıyor, çok iyi biliyoruz. Acelenizi, bu canhıraş bir şekilde zihniyetinizi ve sisteminizi korumak için nasıl da kılıç kuşanıp meydana döküldüğünüzü çok iyi görüyoruz. Biz yüzyıllardır elinde kendini savunacak bir kılıcı bile olmadan bu savaş meydanındayız.

O yüzden kadın meselesinde lütfen artık 'Ne alakası var yaa kadınla erkek eşit zaten, kadınlar da işe gidebiliyor'dan, 'O zaman siz de askere gidin'lerden, 'Olur mu hiç öyle kadınlar çiçektir, başımızın tacıdır'lardan, 'Fıtratında yok'lardan, 'Kutsal aile birliği her şeyden üstündür'lerden, 'Kadının yeri bellidir'lerden, 'Ben zaten kadınları hep daha akıllı bulmuşumdur'lardan, 'Ama şimdi boşanan kadın, neden nafaka almaya devam etsin'lerden, 'Siz sokaklara çıkın ben zaten sizin arkanızdayım'lardan ve benzeri ezbere kalıp cümlelerden vazgeçin. Sessiz ve etkisiz kalmayı tercih ettiğinizde nasıl bir vahşeti görmezden gelip dünyanın yarısını sırf cinsiyeti nedeniyle nasıl bir vahşetle baş başa bıraktığınızın, susarak nasıl bir zihniyete taraf olduğunuzun bir farkına varın.

Kadın meselesini, bir 'avantaj kazanma yarışı', var olan avantajlı hayatlarını erkeklerin elinden almaya çalışan histerik kadınların sorunu, işi durmadan politikaya, inanca getirme çabası olarak etiketleyip sessiz kalanların vahşeti, Konca Kuriş'ten Rebecca Cheptegei'ye, dört yaşındaki Leyla'dan Narin'e her yıl binlerce kadını katleden zihniyetten daha hafif değil.

Hadi bizim yüreklerimize Konca Kurişlerle, Narinlerle dehşet verici korkular ekiliyor, kollanan katillerle hepimize göz dağı veriliyor. Siz neden korkuyorsunuz?

Hadi bizim dirimiz de ölümüz de susturuluyor. Siz neden susuyorsunuz?


⦿ https://www.diken.com.tr/munferit-degil-sistematik/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yapilirken heyecan duyulmayan isler basarilamaz.

~Emerson~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Curriculum vitæ
Yasam yolu (CV)
D [degistir]

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zafer kuvvetlinin degil, zafere inananlarindir.
==aa00001324
- - - - - - - - - - - - - - - -

Umit etmedigimiz seyler, umit ettiklerimizden daha sik gerceklesir.

~Plautus~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Milletimiz hiç kimsenin iznine gerek görmeden ve müsaade etmeyenlere karşı isyan ve ederek milli egemenliğini almış ve öylece kullanmıştır.
( 1921 )

~Kemal Atatürk
Yüce Önder.
Bu günleri çok öncelerden bilen adam.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

?Bize vaat edilmiş ve verilmiş sınırların dışına çıkıp, uzaya gitmek, haddimizi aşmaktır ve büyük felaketlerle cezalandırılmamızı beraberinde getirecektir.

~(1960'lar, Yuri Gagarin'in uzaya çıkarılmasından önce, Hristiyan Kilisesi)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Insani vaktinden once yipratan bir sey varsa o da tembelliktir.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

DİNE MARUZ BIRAKILAN ÇOCUKLAR GERÇEK İLE KURGUYU AYIRT ETMEKTE ZORLANIYOR…

Çağrı Mert Bakırcı Yazar Çağrı Mert Bakırcı 21 Temmuz 2014

Cognitive Science dergisinde yayımlanan bir makale, dini hikayelere maruz bırakılmayan çocukların, FANTASTİK HİKAYELER içerisindeki karakterlerin kurgu olduğunu, dini hikayelere maruz bırakanlara göre daha kolay ayırt ettiğini ve hatta dindar çevrelerde yetiştirilen çocukların TANIDIK OLMAYAN, FANTASTİK HİKAYELERE ESNEK ŞEKİLDE YAKLAŞTIĞINI ortaya koydu.

Kathleen Corriveau, Eva Chen ve Paul Harris tarafından yazılan DİNDAR OLAN VE OLMAYAN ÇEVRELERDEKİ ÇOCUKLARIN GERÇEK VE KURGU YARGILARI (Judgments About Fact and Fiction by Children From Religious and Nonreligious Backgrounds) başlıklı makalede çocukların tipik olarak BİR ANLATIM İÇERİSİNDE MANTIKSIZ OLAN VEYA BÜYÜLÜ İÇERİĞE SAHİP OLAN KONULARA HASSASLIKLARI OLDUĞU belirtiliyor.

Çocuklar, normalde, anlatım içerisindeki GÖRÜNMEZ YELKENLİLER veya SİZİ HER TEHLİKEDEN HER ZAMAN KORUYAN BİR KILIÇ gibi fantastik içeriklere bağlı olarak anlatıdaki karakterler ve yapıların gerçek ya da kurgu olduğuna karar verebiliyorlar.

Fakat dindar hikayelere sıklıkla yer verilen ailelerde büyütülen çocuklar, konuya aynı şüphecilikle yaklaşamıyor. Yazarlar dini hikayeleri de PERİ MASALLARININ BİR BENZERİ olarak düşüneceklerini ve BU ANLATILARDAKİ BÜYÜ İÇERİKLİ VEYA MANTIKSIZ OLAN OLAYLARA DAYANARAK BU HİKAYELERDEKİ BAŞ KARAKTERLERİN HAYALİ OLDUKLARI YARGISINA VARABİLECEKLERİNİ düşünüyorlardı.

Buna rağmen BU TAHMİN MUHTEMELEN YANLIŞ. Çünkü YETİŞKİNLERDEN ALINAN UYGUN İFADELERE DAYANARAK dindar olduğu belirlenen evlerde yetiştirilen çocuklar, BU ANLATILARDAKİ BAŞ KARAKTERLERİ GERÇEK KİŞİLER OLARAK ALGILIYORLAR; ANLATIM İÇERİSİNDE İMKANSIZ OLAYLAR YER ALSA BİLE

Araştırmacılar 5-6 yaş arası 66 çocuk üzerinde yaptıkları araştırmada onlara bazıları peri masallarından kesitler olan, bazılarıysa Eski Ahit'ten alınan hikayelerle ilgili sorular sordular. Bu sayede çocukların bu hikayelerdeki karakterlerin gerçek mi, kurgusal mı olduğunu ayırt edip edemeyeceklerini tespit etmeyi hedeflediler. Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Kiliseye gitmek, dindar okullara yazılmak veya her ikisini bir arada yapmak suretiyle dine maruz bırakılan çocuklar, dini hikayeler içerisindeki karakterlerin gerçek olduğu yargısına vardılar. Buna zıt olarak, herhangi bir şekilde dine maruz bırakılmayan çocuklar bunların, tıpkı peri masallarındaki gibi, hayali olduğunu sonucuna vardılar.

Ancak dine maruz bırakılan çocuklar, fantastik olan ama dini olmak zorunda olmayan hikayelerdeki karakterlerin de gerçek olduğunu düşündüler. Yani Mark Twain'in Tom Sawyer karakteri ile George Washington'ın hayatından bir kesidi ayırt etme yetisinden yoksundular.

Bu sonuç, daha önceden yapılan ve çocukların DOĞUŞTAN İNANMAYA MEYİLLİ veya DOĞUŞTAN İNANÇLI olduğunu ileri süren araştırmalarla çelişiyor. Bu araştırmalarda çocukların İNSAN ÜSTÜ GÜÇLERE SAHİP OLAĞANÜSTÜ VARLIKLARIN GEÇERLİLİĞİNE YÖNELİK DOĞAL BİR İNANMA EĞİLİMİ olduğu iddia ediliyordu. Buna rağmen, seküler (laik) çocuklar dini hikayelere, tıpkı peri masallarına verdikleri gibi tepki verdiler: BAŞ KARAKTERLERİN HAYALİ OLDUĞU YARGISINA VARDILAR. Araştırmacılar ayrıca şöyle yazıyorlar:

Dindar öğreti, özellikle de mucize hikayelerine maruz bırakılmak, çocukların imkansız olana daha temelden açık olmalarına neden oluyor. Yani bu çocuklar, sıradan neden-sonuç ilişkilerinden yoksun olan imkansız olayları daha yaygın olarak kabul ediyorlar.

KAYNAKLAR VE İLERİ OKUMA

K. H. Corriveau, et al. (2014). Judgments About Fact And Fiction By Children From Religious And Nonreligious Backgrounds. Cognitive Science, sf: 353-382. | Arşiv Bağlantısı

https://evrimagaci.org/dine-maruz-birakilan-cocuklar-gercek-ile-kurguyu-ayirt-etmekte-zorlaniyor-2499
~Evrim Ağacı~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sadece küresel seviyede değil, bireysel olarak da, insanlık için en büyük problem, yanlış anlaşılmadır.

~Rinpoche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

LEĞENDEKİ KÜÇÜK İSTAVRİT…

Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye.
Önce müthiş bir acı duydu dudağında.
Gümbür gümbür oldu yüreği,
sonra hızla çekildi yukarıya.
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü; neye benzerdi acep gökyüzü?…
Bir yanda büyük bir merak,
bir yanda ölüm korkusu.
Ne çâre balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu.
Küçük istavrit anladı; yolun sonu.
Koca denizlere sığmazdı yüreği,
oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden: bir kedi yalanarak baktı gözünün içine.
Yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu.
Son bir defa düşündü derin mâviyi, beyaz mercanı.
Bir de yeşil yosunu.

~Namık Kemal~

- - - - - - -







- - - - - - -

998_Numarali_Muhasebe-i_Vilayet-i_Diyar-i_Bekr_ve_Arab_ve_Zu_l-kadriyye_Defteri_II.pdf
Edip_Cansever-Yercekimli_Karanfil.pdf
Dejan_Dukovski-Barut_Ficisi.doc
A_Time_To_Kill-John_Grisham.epub
Dostoyevski-Ecinniler_III.epub
Necip_Fazil_Kisakurek-Rapor_Cilt2.pdf
Suat_Taser-Deli_Dumrul.pdf
Oguz_Ozdes-Vatan_Borcu.epub
Harita_Bilgisi.pdf
Christopher_Paolini-Miras_Dongusu_2_Eldest.epub
Lermontov-Zamanimizin_Bir_Kahramani.epub
Formul_Yayinlari-YGS-LYS_Biyoloji_Soru_Bankasi_1.pdf
Charles_Bukowski-Siradan_Delilik_Oykuleri.epub
Kucuk_Kopekli_Adam-Georges_Simenon.epub
Fuzuli-Gazel.pdf
Sakincali_Piyade-Ugur_Mumcu.epub
Robert_A._Heinlein-Ikiz_Yildiz.epub
Eric_Emmanuel_Schmitt-Evlilikte_Ufak_Tefek_Cinayetler.pdf
FRANSIZCA.docx
Attila_Ilhan-Yasak_Sevismek.pdf
Nazim_Hikmet-Yolcu.doc
Adi_Aylin-Ayse_Kulin.mobi
Daniel_Defoe-Robinson_Crusoe.epub
Onca_Sevgiye_Ragmen-Danielle_Steel.epub
Gevheri-Siirleri.pdf
OEGCA_OnlineMistakesAns.pdf
Mark_Zepezauer-CIA_nin_Buyuk_Operasyonlari.epub
Denemeler-Montaigne.mobi
Sina_Aksin-100._Yilinda_Jon_Turk_Devrimi.epub
Steven_Rose-21._Yuzyilda_Beyin.epub

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder