4 Mayıs 2021 Salı

SÖZDE 'SOYKIRIM’ TAZMİNATLARI KONUŞULUYOR AMA... İŞTE UNUTULAN TARİHİ ANLAŞMA

 

SÖZDE 'SOYKIRIM' TAZMİNATLARI KONUŞULUYOR AMA... İŞTE UNUTULAN TARİHİ ANLAŞMA

ABD Başkanı Joe Biden'ın "soykırım" çıkışı sonrası Ermenilerin Türkiye aleyhinde tazminat davası açacağına yönelik iddialar gündemde. Ancak gündeme yeterince getirilmeyen 1934 yılındaki tarihi anlaşmaya göre Türkiye tazminatları zaten dokuz taksitte ödedi. Prof. Dr. Hasan Ünal'ın Youtube kanalına katılan Eski Türk Tarih Kurumu (TTK) Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek'e göre "Bu anlaşma unutuldu". Çiçek "Türkiye bunu dış politikada temel bir unsur olarak kullanmalı. " diyor.

03 Mayıs 2021

ABD Başkanı Joe Biden 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlaması Ermenistan'ın tazminat hamlesinde bulunup bulunmayacağına yönelik tartışmaları beraberinde getirdi.

Tazminat talepleri daha önce de ABD'de yaşayan bazı Ermeni vatandaşlarının dava açmasıyla gündeme gelmişti. Geçmişte Türk topraklarında bulunan mallarla ilgili tazminat talebinde bulunulmuştu.

Eski Türk Tarih Kurumu (TTK) Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek'e göre ise Ermeniler Osmanlı dönemindeki mülklerine ilişkin Türkiye 'den tazminat talep edemez zira 1934 yılında Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın ardından 900 bin dolarlık tazminat ödendi.

'DIŞ POLİTİKADA KULLANILMALI'

2010 yılında bu konuda makale yazan Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal'ın Youtube kanalında konuyu bir kez daha gündeme getiren Çiçek anlaşmanın Türkiye'nin elindeki önemli bir koz olduğunu yeterince dile getirilmediğine dikkat çekti. Çiçek "Türkiye anlaşmayı dış politikada temel bir unsur olarak kullanmalı. " vurgusu yaptı.

Çiçek'e göre 1914-22 yılları arasında meydana gelen kayıp ve zararlarından dolayı Ermeniler Rumlar ve o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan Amerikan misyoner şirketleri Türkiye'den tazminat talep etti.

Bu kapsamda Lozan Antlaşması esnasında bir müzakere heyeti oluşturulurken ABD'de duyuru yapıldı ve Türkiye'den tazminat talebi olanların bunu iletmesi istendi.

1923 -33 dönemine ait gelen 1880 tazminat talebi dosyası incelendi ve Türkiye'nin ABD'ye tazminat olarak 1 milyon 300 bin doları 13 taksit halinde ödemeye karar verildi. 25 Aralık 1934'te de anlaşma imzalandı.

Çiçek ABD'nin Türkiye'nin yaptığı dokuz ödemeden sonra artık tazminat ödenecek kimsenin kalmadığını bildirdiğini ve kalan dört ödemeyi talep etmediğini aktardı.

'ANLAŞMA UNUTULDU!'

Çiçek "Bu anlaşma unutulmuş bir anlama herkes unutmuş. Türk Tarih Kurumu Ermeni Masası Başkanlığını yaparken Dışişleri'yle de yakın çalışıyordum. Dışişleri'ne bu davayı götürdüğüm zaman maalesef yeterince anlaşılmadı. Belgenin orjinalini istedim ama ne yazık ki bana verilmedi. Bunu makale olarak da yayımladım. Bu anlaşmanın kullanılması lazım. Türk devleti ve Dışişleri Bakanlığı bunu temel bir politika haline getirmeli. " dedi.

TÜRKLER ABD MAHKEMELERİNDE NELER YAPABİLİR?

Ermenistan ve ABD'ye karşı Türkiye'nin kozu tazminat talepleriyle sınırlı değil. Kemal Çiçek'le birlikte Hasan Ünal'ın Ortak Akıl programının bir diğer konuğu olan Türk asıllı Amerikalı hukukçu-Avukat Dr. Gunay Evinch'e göre ABD'nin iç hukukunda da önemli adımlar atılabilir.

'HAKARET DAVASI AÇILABİLİR'

Biden'ın "soykırım" çıkışının 1915 olaylarında yetkili olan isimlere ABD hukukuna göre "otomatik hakaret" oluşturduğuna dikkat çeken Evinch dönemin lider isimlerinden Talat Paşa Enver Paşa gibi isimlerin akrabalarının ABD mahkemelerine "hakaret" davası açabileceğini bu yolla tazminat kazanabileceklerine dikkat çekti.

Türkiye'nin ABD'deki hukuk müşaviri ve avukatlarından Evinch'in sözleri şöyle oldu:

"Hakaret kanunlarında Amerika önemli bir prensip var. Amerikan mahkemeleri seni suçlu bulmadığı ölçüde birisini suçlu ilan edemezsin. Ancak Biden ilan etti. Dolayısıyla Talat paşa Enver paşa ve Malta'ya sürgüne gönderilen isimlerin akrabaları bu başvuruyu yapabilir. "

PANDORA'NIN KUTUSU MU AÇILDI?

Evinch ayrıca Biden'ın "Ermeni soykırımı" çıkışı sonrası Pandora'nın kutusunun açılmış olabileceğine de dikkat çekti:

"Bu çıkış tamamen siyasi. Ama Pandora'nın kutusu da açılmış olabilir. Bizim Türkiye ve kurumları için çıktığımız davalarda özellikle egemen dokunulmazlığında önemli bir argümanımız vardı. O da federal devletin üstünlüğü… "Eyalet devletlerine göre federal devlet üstündür" tezi. Biz geçmişte ABD devletinin Türkiye'yi bu konuda "soykırımcı" olarak görmediğini bu yönde bir devlet politikası olmadığını anlattık ve bu yüzden eyalet mahkemelerinin "soykırım" kararından dolayı tazminat kararı veremeyeceğini ifade ettik. Anayasaya aykırı olduğunu federal devletin üstünlüğü tezine zarar verdiğini söyledik.

ERMENİ LOBİSİNE DİKKAT

Şimdi ermeni lobisi "Biden buna 'soykırım' dedi federal politika değişti" diye eyalet bazında tazminat davalarının açılması için hamle yapabilir. Bu bir tehlike.

Tabii zaman aşımı konusu lehimize. Ancak burada da hiçbir zaman karşımızdaki küçümsememeliyiz. Zaman aşımını aşmaya çalışabilirler. Hukuk bir evrimdir. Bizim Türk kurumları her zaman gözlerimizin açık olması gerekiyor. "

Programın tamamı için tıklayın:

https://youtu.be/xZmYDsoWo4Q

https://www.veryansintv.com/sozde-soykirim-tazminatlari-konusuluyor-ama-iste-unutulan-tarihi-anlasma

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ne mutlu Turkum diyene!

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

37. INSANIN VARLIGI HICBIR SEKILDE ALLAH'IN VARLIGINI KANITLAMAZ

Insan nereden geliyor? Kaynagi, baslangici nedir? Zerrelerin gelisiguzel bir rastlanti ve birbiri arkasindan gelip birlesmesi sonucu mudur? Ilk insan yerkurenin balcigindan tumuyle, bugunku halinde olusmus olarak mi cikmistir? Bilmiyorum. Insan hep, doganin diger urunleri gibi, doganin bir urunu gorunmektedir. Ilk taslarin, ilk agaclarin, ilk aslanlarin, ilk fillerin, ilk karincalarin vb. nereden geldiklerini soylemek istersem, insanin kaynagini aciklarken dustugum olcude gucluk icinde bulunurum.

Bize ardi kesilmeksizin bagirarak diyorlar ki; "Insan makinesi gibi sasirtici bir eserde, Allah'in, sonsuz olcude zeki ve guclu bir yaraticinin elindeki kudreti onaylayiniz!" Insan makinesinin bana, akil durdurucu, saskinlik verici gorundugunu kabul ederim.

Ancak, madem insan doganin icinde mevcuttur; doganin olusumu kuvvetlerin ustundedir demekte kendimi hakli gormem. Sunu da eklerim ki, bana bunu aciklamak icin, ne gozleri, ne ayaklari, ne elleri, ne basi, ne akcigerleri, ne bir agzi ve ne bir nefesi bulunan soyut bir ruhun biraz camur alarak ve uzerine ufleyerek insani yaptigi soylendiginde, insan makinesinin bu sekilde olusumunu aklim hic almaz.

Paraguaylilar aydan geldiklerini soyler ve bundan dolayi bize budala gorunurler. Avrupa'nin ilahiyatcilari soyut bir ruhtan geldiklerini soylerler. Bu iddia daha akli basindadir.

Insan anlayisli ve olgundur; bundan, insanin suursuz, zekasiz bir doganin degil, zeki bir zatin eseri olmasi gerektigi sonucu cikarilir. Vucuduyla, pek ovundugu ve magrur gorundugu aklini kullandigi son derecede ender goruluyor ve hicbir sey bu kadar ender gorulmuyorsa da; insanin zeki oldugunu, ihtiyaclarinin bu yetiyi genislettigini ve ornek olarak diger insanlarla birlikte yasamasi ve kaynasmasi sayesinde zekasinin verimli oldugunu teslim ederim. Ancak insan makinesinde ve eristigi zekada, eseri olmasiyla bu kadar ovunmesi gereken bir yaraticinin sonsuz zekasini acik olarak gosteren hicbir sey gormuyorum. Goruyorum ki, bu cok sasilacak makine bozulmaya aciktir. Goruyorum ki, makine bozulunca, sasirtici akli da bozuluyor ve perisan oluyor, bazen tumuyle yok oluyor. Bundan su sonucu cikariyorum: insan akli, insan vucudunun maddi organlarinin bir dizi durum ve kuralina baglidir ve insanin akilli olmasindan Allah'in da akilli olmasi sonucunu cikarmak gerekmez. Nitekim, insanin maddi olmasindan Allah'in da maddi olmasi sonucu cikarilmiyor!

Insanin kotulukculugunden, yaratigi oldugu Allah'in kotulukculugu sonucunu cikarmak ne kadar olagan degilse, insanin zeki olmasi da, Allah'in zeki oldugunu kanitlamaya o kadar az elverislidir. Ilahiyatcilar, isi nasil tutarlarsa tutsunlar, Allah hep; eserleri kendisini inkar eden ya da bu eserler araciligiyla kendisi hakkinda bir hukum vermek olanaksiz olan bir etken olacaktir. Iyilik, olgunluk ve hakimiyetle dolu oldugu, rahman, rahim, alim, hakim oldugu soylenen bir etkenden, hep kotulugun, eksikliklerin, deliliklerin olustugunu gorecegiz.
- - - - - - - - - - - - -
Buyuk Birader seni izliyor.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Inancli birinin kuskucu birine oranla daha mutlu oldugunu soylemek, sarhos birinin ayik birinden daha mutlu oldugunu soylemekten daha dolaysiz bir soylemdir.

SHAW,GEORGE BERNARD (1856-1950) Irlanda dogumlu Ingiliz oyun yazari ve elestirmen.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 251 Denetim gorevinin ihmali

1) Zimmet veya irtikap sucunun islenmesine kasten goz yuman denetimle yukumlu kamu gorevlisi
islenen sucun musterek faili olarak sorumlu tutulur.
2) Denetim gorevini ihmal ederek zimmet veya irtikap sucunun islenmesine imkan saglayan kamu gorevlisi uc aydan uc yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder