Saflar sıkılaştırılıyor.
Türkiye de yerini ve tavrını netleştirmeli.
Biz kimiz, neyiz, ne yapıyoruz, nereye gideceğiz?
Temel stratejimiz nedir, buna dayalı ve bununla uyumlu taktiklerimiz nelerdir?
Bunları bilmek ve konuşmak lazım.
STRATEJİK DERİLİK..
Bu bir safsataydı, tarihte eşi benzeri görülmemişti.
Gerçekle bağı yoktu.
Bir hayal, bir rüya, bir hülya idi.
Gerçeklere gelelim.
Bize gereken ÇERVELEME STRATEJİSİDİR.
Neyi çevreleyeceğiz, önce onu bilmek lazım.
Dostlarımızı ve düşmanlarımızı biz belirleriz.
Bunun da belirlerken temel stratejimiz bize ölçü olur.
Ben her zaman söylediğim gibi önce realiteye bakmak gerekir derim.
1. Biz Türküz, Türk dünyasının yanında durmalıyız, Türk dünyası ile bir ve beraber olursak kültürel, siyasi, askeri anlamda bir yekün oluşturma şansımız olabilir.Batı
Biz olduğumuzda Türk dünyası Ruslar karşısında güçlü olacaktır, olmadığımızda zayıf olacak ve assimilasyonu çok kolay olacaktır.
Biz Türk dünyasının yanında olmadığımızda batı ya da Arap-İslam alemi arasında bocalamalar, yabancılaşmalar, yozlaşmalar ile ufalanarak dağılacağız.
Biz batı aleminde ankastre değil, dıştan takmaydık, hiçbir zaman içselleştirilmedik, her zaman antitez, medeniyetin sınırlarını dışındaki alan olarak kabul edildik, ve biz de kendimizi batıda yabancı bulduk.
Biz Arap-İslam aleminden bir şeyler almak ve bununla iyi bir şeyler elde etme imkan ve ihtimaline sahip değiliz, çünkü halen Arap-İslam aleminin kendisine dahi faydalı olma imkan ve ihtimali yoktur.
Kaldı ki, biz zaten bu alemin yabancısıyız.
2. Türk dünyasında Ruslar büyük oranda ya azınlık, ya çoğunluk durumundadır. Doğal olarak Rusları çiğneyerek Türk dünyasına ulaşmak, Türk dünyası ile bütünleşmek imkanı yoktur.
Bu nedenle Ruslarla düşman değil dost olmanın yollarını bulmak gereklidir.
3. Türkiye, Türk dünyası ve Rusya Avrasya'ın en kıymetli topraklarında, en kıymetli boğazlarında, dünyanın en geniş yüz ölçümüne sahip bölgelerde, çok fazla doğal kaynağa ulaşma imkanına sahiptir.
Her anlamda işbirliği ve ittifak etmek imkanları çok fazladır.
Ve şimdi bu noktadan sonra kimleri nasıl çevreleyeceğimizi bilebiliriz.
Aslında düşmanlarımız bizi biliyor ve bizi çevreliyor.
Biz yalnızca bize düşmanlık yapanlara bakarak dahi düşmanlarımızın kimler olması gerektiğini çok fazla kafa yormadan bilebilirdik.
Amerika bizi çevreliyor.
Amerika bizi düşman kabul ederek tatbikatlar yapıyor.
Amerika bizi çevreleyen ülkelerde bizim düşmanlarımızı silah, mühimmat yardımları yapıyor.
Amerika bize komşu ülkelerde bize karşı üsler kuruyor.
Amerika etrafımızdaki ülkelerde askeri yığınak yapıyor.
O halde....
Bizim de Amerikayı çevrelememiz lazım.
Amerikanın düşmanlarıyla ittifak etmemiz lazım.
Amerikanın dostlarına husumet geliştirmemiz lazım.
Bütün bunları da ilan etmeden, davulla zurnayla çalmadan ama tatlı tatlı, sindire sindire yapmamız lazım.
Amerika bunu aynen böyle yapıyor.
Bizim de böyle yapmamız lazım.
Elbette gerçeklerin karşılıklı olarak yüzlere çarpıldığı bir gün gelecektir, o gün gelene kadar tatlı dili, güler yüzü bırakmadan işimize bakmamız lazım.
Ve bir kez daha uyarmak istiyorum.
Seferberlik hazırlıkları kesinlikle geç kalmış, geride kalmıştır.
Ülkemizin büyük tantanalarla duyurusu yapılmış milli silahlama projeleri yetersiz, geç ve kadük kalmıştır.
Hala daha elde olanlar büyük oranda prototipler, mühendislik tasarımları, bilgisayar görselleştirmeleri, en iyi şartlarda envantere yapılan yetersiz sayılarda teslimatlardır.
Bütün bunların hızlandırılması, artırılması, güçlendirilmesi gerekir.
Şakası yok, bahanesi yok, IIIncü Dünya Savaşına hazırlanıyoruz arkadaşlar.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ CIA YARDIMIYLA KENDİ CIA'İNİ KURUYOR
12-23-2017
Türkiye'nin siyasi kriz yaşadığı Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Körfez'de bir casus imparatorluğu kurmak için eski Amerikan casuslarını tuttuğu belirtildi. BAE'nin CIA'in yardımıyla kendi CIA'ini kurması amaçlanıyor. Hedef hem İran hem de İran ya da İhvan bağlantısıyla suçlanan muhalifler.
ABD'nin Foreign Policy dergisinin haberine göre Suudi Arabistan'ın en sıkı müttefiği BAE Körfez'de bir casus imparatorluğu kurmak için ABD'nin eski istihbarat askeri ve hükümet yetkililerine büyük meblağlar ödüyor. Foreign Policy (FP) Abu Dabi'nin Zayed Limanı yakınında yüzme havuzlu bir villada Batılıların BEA'lilere istihbarat eğitimi verdiğini Abu Dabi'ye 30 dakika mesafedeki 'Akademi' isimli merkezde de BEA'lilerin CIA'in 'Çiftlik' lakaplı Paery Kampı'nda yapıldığı gibi çatışma eğitiminden geçirildiğini yazdı.
'GÜNDE 100O DOLAR ARTI VİLLA'
Eğitimlerle ilgili resmi belgeleri gördüğünü ve sürece müdahil olan eski ABD yetkilileriyle görüştüğünü belirten FP BAE'nin Batı tipi profesyonel istihbaratçı kadroları yetiştirmek için büyük paralar karşılığı CIA'in ve ABD hükümetlerinin eski yetkililerini tuttuğunu aktardı. Bu kişilerden biri günde 1000 dolar aldığını üstüne villa ya da 5 yıldızlı otelde kaldığını söyledi.
'MÜSLÜMANLARIN BELALISI' LARRY SANCHEZ KURUYOR
FP'ye konuşan 6 kaynağa göre istihbarat eğitimi operasyonun gerisindeki kilit isim ise eski istihbaratçı Larry Sanchez. CIA'in en gizli servislerinde görev alan Sanchez CIA ile New York Polis Teşkilatı arasında Müslüman şüphelileri 'terör' eyleminde bulunmadan yakalamaya yönelik çok tartışmalı bir program başlatmasıyla tanınıyor. Program kapsamında New York'taki Müslümanlar camide kitapçıda hatta hemen her yerde çok sıkı takibe alınmıştı. Ama medyaya sızması üzerine sivil toplum kuruluşlarının büyük tepki göstediği program CIA'in ABD içinde kendi yurttaşları hakkında casusluk yapma yetkisi olmadığı için sonunda iptal edildi.
BLACKWATER CLARKE DEVREDE…
CAGN Global şirketinin CEO'su olan Sanchez ise New York'ta programı başlattığı sırada yakın dostluk kurduğu Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nehyan için son 6 yıldır çalışıyor. Tek başına değil. Başka Batılı profesyonel güvenlikçiler de var. Mesela Irak ve Afganistan'da sivil katliamlarına imza atan ve hakkında savaş suçu ithamları bulunan özel güvenlik şirketi Blackwater'ın kurucusu Eric Prince Abu Dabi Veliaht Prensi için yabancı güvenlikçilerden oluşan bir ordu kurduktan sonra faaliyetlerine devam ediyor. Beyaz Saray'ın eski terörle mücadele koordinatörü Richard Clarke da Good Harbor Security Risk Management isimli şirketin CEO'su sıfatıyla Abu Dabi Veliaht Prensi'nin danışmanlığını yapıyor.
'ABD EĞİTİYOR YEMEN'E GÖNDERİLİYOR'
BAE'deki ABD'li eski yetkililer bir ülkenin kendi istihbarat servislerini kurmak için para karşılığı yabancıları görevlendirmesinin muhtemelen bir başka örneği olmadığı ve emsal oluşturduğu konusunda hemfikir. Kaynaklardan biri ''Hayalleri BAE'nin kendi CIA'ini yaratması'' dedi. Akademi'de ABD'nin özel kuvvetlerinden Yeşil Bereliler'in çatışma eğitimi verdiği BAE'nin daha sonra Yemen'e düzenlenen saldırılarda görevlendirildiği de anlatıldı. Buna göre hedef ülkeler İran Suriye Yemen Katar Eritre Libya.
'ABD HÜKÜMETİ DE RESMEN KATILMIŞ'
ABD hükümetinin de 2010 ve 2011 yıllarında İranlıların siber saldırı kapasitesine karşı kendi resmi yetkililerini BEA'ya gönderdiği ve yasadışı dinlemeleriyle meşhur ABD'deki Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) bir benzerinin BAE'de kurulmasına yardım ettiği belirtildi. Her şeyini ABD'nin belirlediği BAE'deki versiyonun adı önce Ulusal Elektronik Güvenlik Otoritesi sonra da Sinyal İstihbarat Kurumu oldu.
ABD'NİN KABİLİYETLERİNİN SEFERBER EDİLMESİ YASAL MI?
FP BAE'nin güvenlik-istihbarat kurumlarını neredeyse sıfırdan inşa ederken ABD ordusu ve istihbaratında on yıllarca görev yapılarak elde edilmiş becerileri satın almasının ABD açısından yasal soru işaretleri doğurduğunu yazdı. Üstelik ABD'lileri tutan BAE hükümetine bağlı şirket halihazırda FBI soruşturması altında. ABD'nin vatandaşlarının askeri ve istihbarat eğitimi vermesine kısıtlamalar getiren karmaşık düzenlemeleri var. ABD Uluslararası Silah Ticareti Düzenlemeleri bu tür eğitimleri 'ihracat' sayıyor. Düzenlemeleri ihlal edenlere dava açılabiliyor. Ancak Sanchez'in CAGN Global'i ABD Dışişleri'nden 'ihracat ruhsatı' almayı başarmış.
DARBE GİRİŞİMİNE DESTEKTEN HIRSIZ SUÇLAMASINA
Bu yaz BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe'nin hacklenen e-postaları BAE'nin Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminin finansörlerinden olduğu iddialarına yol açarken iki ülke arasındaki kriz yeniden tırmandı. Bu hafta BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in Medine Müdafaası kahramanı olarak bilinen Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan'ı Kudüs'le ilgili olarak 'hırsız' olarak niteleyen mesaj paylaşmasına Ankara çok sert tepki gösterdi.
a45UyF587661-171223160125 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2017/12/23 17:30 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder