Bülent ESİNOĞLU: Katı olan her şey buharlaşır
Marx, Nietzsche ve çağdaşları henüz dünyanın küçük bir parçasının modern olduğu bir zamanda modernliği bir bütün olarak algıladılar.
Başlık her ne kadar bir fizik kanunu gibi dursa da, bu kanun hayatın her aşmasına uygulanabilir. Siz sosyal hayat için bu kuralı değişim ve dönüşüm diye uygulasanız da kanun aynı kanundur.
Katı olan her şey buharlaşır.
Maddi ve sosyal zenginliği elinde tutan kapitalizm de ve onun finans kapitale dönüşmüş emperyalizmi de bir gün elbet buharlaşacaktır.
İran ile Türkiye arasında, pragmatik bir değişim süreci yaşadığımız bilinen bir hakikattir. Oysa Sünni ve Şii ayrışması iki ülkeyi uzunca yıllar gerektiği gibi yan yana ve sırt sırta durmaları için sanki bir engel gibi işlev gördü.
Sanki bir ideolojik ayrışma varmışçasına yaklaşımlar sergilendi. Elbette bu durum; Türkiye'nin Atlantik Antlaşmasının içinde olmasından kaynaklanıyordu.
İran ABD ile yarı savaş yarı mücadele şeklinde devam etmekteydi. Halen de öyledir.
Yıllarca batı İran ile Türkiye arasındaki Şii Sünni meselesini kullandı. İki ülkenin yeterince ticaret yapmasını birbirine yaklaşmasını engelledi
Şii Sünni ayırımcılığının yetmediği yerde, İran atom bombası yapıyor. Bu Türkiye'ye büyük tehdittir diye iç dünyamızda propaganda edildi.
Oysa temel gerçek atom bombasıyla tehdit edilen İran ve Türkiye idi.
İncirlik Üssündeki ABD'ye ait atom bombaları ve İsrail için gözetleme yapan Kürecik Üssü hem Türkiye'ye hem de İran'a tehdit olarak Amerika tarafından yerleştirilmişti.
İncirlik Üssündeki atom bombalarının eğer Rusya ile yeni yaklaşımlar olmasaydı, Türkiye Rusya'dan gelen nükleer tehditle karşı karşıya kalacaktı. Ki yıllarca bu gizli tehdit devam etti.
Hatta 1960 yılında İncirlik Üssünden kalkan U-2 ABD casus uçağı Sovyetler Birliği sınırları içinde gözlem yaparken Ruslar tarafında düşürülmüştü.
İrademiz dışında komşularımız topraklarında uçan Amerikan uçakları her zaman Türkiye'yi ilk hedef konumuna sokmuştur.
Artık Türk halkı ABD emperyalizmi nedir öğrendi. 15. Temmuz'dan sonra ülkeyi yönetenler de anladılar ki Amerika'dan dost olmaz.
Suriye'nin kuzeyinde Amerika'nın kurmaya çalıştığı koridor bardağı taşıran son damla oldu. Ve bölgede kurulacak bir Kürdistan (aslında II. İsrail) İran ve Türkiye'yi yaklaştıran çok önemli bir etkene dönüştü.
İran Türkiye yaklaşımının sadece pragmatik temellere dayanan bir yaklaşımdan öte ontolojik bir yaklaşımla daha da derinleşeceğine inanıyorum.
İran ve Türkiye üzerindeki ABD tehdidi artıkça, bu ontolojik bütünleşme olacaktır diye düşünürüm.
24.12.2017, bulentesinoglu@gmail.coma45UyF587661-171224235522 Oraj Poyraz At Neomailbox 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/12/25 00:30 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder