Ve zaten her zaman kıskanırım, neden Allaha inananlar paradan bu kadar iyi anlar diye.
Hemen şimdi yeniden Kur'anı açacağım, hadisleri açacağım ve bakacağım.
Anlaşılan, ekonomi bilimi, siyaset ilmi herşey var.
-------- Original Message --------
From: | gomanweb gomanweb <gomanweb@gmail.com> |
---|
Din Derslerinden Ek Kazanç Ve “Kirli Savaş”ın Yüzü
Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
Bundan sonra her Eğitim-Öğretim döneminde din konulu derslerde görev alacaklar için adeta bir rant kapısı oluşturulmak isteniyor. Din eğitimini almış kişilere ve din görevlilerine verilecek ek ders ücreti geliri ile yandaşlara ek iş sağlanacaktır.
Şimdiden bazı cemaatler ile bunlarla bağlantılı bir kısım köşe yazarları tarafından ücret karşılığında okullarda okutulacak din konulu derslerde görev almaları için bilgilendirme ve yönlendirme mesajları gönderilmektedir.
Milli Gazete köşe yazarlarından Mahmut Toptaş’ın “İlgilisine Önemle Duyuru” başlıklı yazısını mesaj kutuma gönderen Hamza Beyazıt isimli kişinin mesajını buraya aktarmak istiyorum.
Mesaj özetle şöyledir;
“…İster müftülük, vaizlik, imamlık, müezzinlik, müdürlük, fabrikatörlük, işçilik, sanatkarlık, gazetecilik olsun her ne yapıyorsanız işinizi yapmaya devam ediniz.
Bu arada durumunuza göre haftanın bir kaç gününü eğitime ayırınız.
En azından yarım gün olsa da belirli bir zamanınızı eğitip-öğretim faaaliyetine ayırınız ve hemen en yakınınızdaki ilköğretim ve orta öğretimden birine veya bir kaçına müracaat ederek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eğitimi verebileceğinizi bir dilekçe ile okul müdürüne müracaat ediniz.
Kur'an dersi, Siret dersi, Din Kültürü dersi, Ahlak Bilgisi derslerinden birini veya bir kaçını verebileceğinizi dilekçenizde açık seçik yazınız… (1)
Seç, beğen, sepete koy. Daha şimdiden yandaşlar arasında rant paylaşımı başlamış bulunmaktadır. Tabii ki diğer taraftan kadrolaşmanın da olacağını tahmin etmek zor değildir. Hangi cemaat veya tarikat ne kadar kadrolaşacaktır? Birbirleriyle yarışacaklar mı, yoksa kardeşçe paylaşacaklar mı? Bekleyip göreceğiz.
Daha önceki yıllarda Milli Güvenlik derslerini okullarda okutan çıkarcı postalcıların yerine bu defa din derslerini işleyen rantçı takunyacılar oluşturulmaktadır.
Ülkede oluk gibi kan akıyor, bunların umurunda değildir. Çünkü her şeylerini ölme-öldürme şiddetti üzerine kurgulamışlardır. Rant paylaşımını bile!
Ülkemizde bu kadar kepazelik ortadayken, Dünya’da Müslümanların peygamber konusunda hassas olduklarını çok iyi bilen emperyalist güçler, Muhammed filmi ile bu kitleyi gaza getirip, gündemi değiştiriyorlar.
“Dünyanın gelişmiş ülkelerinde İslam dinine hakaret sayılan oyunlar belli peryodlarla sahneya konuyor ve bir süre sükut ettikten sonra başka bir ülkede tekrar sahneye konuyor. Bu sizi hiç düşündürmedi mi?” (2)
Ortadoğu’da sınırların emperyalist güçler lehine değişeceği bilinmektedir. Ben Ortadoğu uzmanı değilim. Libya’dan sonra Suriye’de yaşanan olaylar bu durumu net olarak ispatlamaktadır. Suriye konusunda zaten her şey net olarak ortada görülüyor. Emperyalizm Türkiye'yi kendisine bekçi olarak kullanıyor. İşi bitince Türkiye'yi de aynı şekilde halledeceği bilinen acı bir gerçektir.
Bu acı gerçek bağlamında;
Halen ülkemizde yaşanan “kirli savaş” tüm şiddetiyle devam ediyor.
Halen yoksul halk çocukları Kürt Hasso ile Türk Memo ölmeye devam ediyor.
Halen şehit edebiyatı yapılıyor ve hükümet yetkilileri tarafından “ölmek, şehit olmak nasip işidir…” diyorlar. Her ne hikmetse bunların çocukları bu kirli savaştan nasiplenmiyor, yaşamaya devam ediyor.
Halen bu anlamsız savaşta öldürülen çocuğunun cenazesinde ağlayan Türk anneler bu kör dövüşü görmüyor, asker selamı vermeye devam ediyor.
Halen “500 terörist etkisiz hale getirildi” insani olmayan bir söylemle ölme ve öldürme hesabını yapanların acımasızlığı nedeniyle Türk anneleri gibi Kürt anneleri de ağlamaya devam ediyor.
Zenginlerin, başbakanların, bakanların, generallerin çocukları askerlikten sıyrılıp gemiciklerinde, yatlarında ve lüks restoranlarda keyif çatarken, yoksul halkların çocukları ölmeye devam ediyor.
Bu olumsuzlukları daha da uzatmak mümkündür.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık oğlunun intiharı nedeniyle Başbakan’ın telefonla baş sağlığı dileme mesajı sırasında, o an içinde bulunduğu evlat acısı psikolojisiyle Başbakan’a şunları söyledi:
“-Evlat acısını ancak yaşayan bilir. Ben bu acıyı şu anda yaşıyorum. Kürt sorununu kim çözerse aziz olur. Gelin bu sorunu siz çözün, aziz olun. Artık kimse evlat acısını çekmesin…”
Bence Sayın Sırrı Sakık bu sözleri tam yerinde ve zamanında söylenmiş olup, anlamlı ve önemlidir. Çünkü ülkemizde binlerce anne-baba böyle acıları yaşamaya devam etmektedir.
Türk anne ve babalar çocuklarının cenazelerinde bu gerçeği görmediği müddetçe ne yazık ki bu acıları yaşamaya devam edeceklerdir. Devletin verdiği üç-beş kuruş ölüm bedeline bakmadan, çocuklarının cenaze törenlerinde devlet ve hükümet yetkililerine çok cesur eleştirilerde bulunurlarsa belki o zaman acılar aza iner, hatta tümden ortadan kalkabilir.
Aksi halde bu gün ateş düştüğü yeri yakar. Ancak, öyle bir zaman gelir ki, bu ateş hepimizi yakabilir. O nedenle bu gün herkes başını iki elinin arasına alarak barış yönünde çözüm üretmelidir.
Dün postalcı generaller ve onların sivil uzantıları tarafından “vatan-millet-bayrak” edebiyatıyla çocuklarımız ölümün ortasına atılıyordu. Bu gün de aynı söylemle takunyacı zengin rantçılar tarafından ölüme terk edilmektedir.
Al birini vur ötekisine.
Hiçbir şey insan yaşamı kadar değerli değildir. Vatan bile!
21.09.2012
Mustafa Elveren
DİP NOTLAR:
1- Hamza tarafından e-posta adresime gönderilen mesaj / http://www.milligazete.com.tr/makale/makale-250205.htm
2- Kani Yado / http://www.gomanweb.org/index.php/yazarlar/gomanweb-yazarlar/149-kani-yado
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Bilgi insani kuskudan,iyilik aci cekmekten,kararli olmak da korkudan kurtarir. Konfucyus |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder