Libyada Mıntıka Temizliği Başladı
Hamis Kaddafi: Komuta ettiği takviyeli 32. Tugayla düzenlediği Balyoz Operasyonuyla, Amerikan, İngiliz, Fransız seçkin kuvvetlerini balyozlayıp yerle bir etti.
TRABLUS BALYOZ OPERASYONU
Trablus'un kısmi düşman işgali altında bulunan bölgeleri, CİA, NATO teröristi taşeron farelerden teker teker temizlenip, kurtarılıyor.
AB-D Propaganda Makinesinin borazanları (Türk Milletinin devletini işgal edip, ordusunu, Irak'ın kuzeyindeki AB-D kuklası yapılanma üzerine değil de, Suriye, Libya üzerine kışkırtan sevrci-etnikçi-erkete hükümette dahil) bütün uşak hükümetler, laçka-toplumcu fesat şebekeleri, Libya Silahlı Kuvvetlerinin ve halkının silkinişi karşısında apıştılar, üfledikleri yalanlarla birlikte, tarihin ters tarafında, cascavlak kala kaldılar.
Trablus'taki CİA-Nato barınağı zaptedildi; üzerinde Libya halkının bayrağı, Yeşil Bayrak dalgalanıyor.
28 Eylül Çarşamba Sabahı…
Libya halkı, Afrikalı müslüman devrimci Önder Kaddafi'ye olan bağlılıklarını işgalci düşmanın gözüne sokmak üzere, günün erken saatlerinden itibaren meydanlara indi.
Trablus'un bazı stratejik noktalarını, o da ancak ABD, Kanada, İngiltere, Fransa dahil, iflas etmiş 40 yağmacı ülkenin teşkil ettiği dünyanın en güçlü askeri koalisyonunun aylarca aralıksız süren bombardıman kampanyasından ve füze saldırılarından sonra ele geçirebilen, fareden de korkak terörist taşeronların üzerine yürüdü.
Dehşete kapılan hainler, Nato bozguncuları, sponsorluğunu AB-D'nin yaptığı el-kaide unsurları, üzerlerine korkusuzca yürüyen Libya halkına ateş açtılar, fakat yıldırmayı başaramadılar.
Trablus'un bir çok bölgesinde bütün gün süren ve geceye yayılan Terör Örgütü Nato, AB-D karşıtı gösteriler sonunda, lağım farelerinin cılız direnişi çözüldü; içlerinden bazıları, halkın eline düşüp, millici vatansever öfkeyle linç olunup, parçalandılar.
Canlarının derdine düşen farelerin, bir çok kontrol noktasını terk ederek olabildiğince uzaklara kaçtıkları, buna karşın terör örgütü Nato uçaklarının afallayıp, nereye füze atacaklarını şaşırdıkları ve o şaşkınlıkla kendi farelerini bombaladıkları görüldü.
29 Eylül Perşembe sabahı…
Dünyanın en seçkin savaşçılarından oluşan, takviyeli 32.
Tugay, Kaddafi'nin oğlu, General Hamis Kaddafi'nin komutasında, şafak vakti harekete geçerek Trablus'ta CIA-Nato elemanlarının karargah olarak kullandığı binaya taarruz etti.
Gücünü -AB-D Propaganda Makinesiyle, bu makinenin adi bir dişlisi durumundaki İşgal Medyası borazanlarının, 41 defa taşeron farelerce yakalandığını, 27 kere kaçtığını, 31 defa da intihar ettiğini duyurduğu- General Hamis Komutasında, İngilizlerin seçkin SAS kuvvetlerini, Almanların seçkin GS9, Fransızlarla, Amerikalıların seçkin "özel kuvvetlerini" geçmiş muharebelerde defalarca perişan ederek kanıtlayan efsanevi 32.Tugayın kahraman askerleri, aynı seçkin kuvvetleri bir defa daha mağlup edip düşman barınağına girdi.
Kurtarma harekatı, tahmin edildiği gibi kısa sürdü; bina çevresine teröristlerce kurulmuş sözde kontrol noktalarının tamamını teker teker temizleyen takviyeli 32.Tugay, "Hamis Tugayı", ırkçı CIA-ırkçı el kaide ajanlarının 3 haftadır barındıkları binayı bütünüyle zaptederek Libya halkının bağımsız devleti, Cemahiriye'nin Yeşil Bayrağını binaya dikti.
(Beyaz ırkın Afrikalılara, müslümanlara üstün olduğunu iddia eden) ırkçı CIA elemanları, bazı Nato elebaşıları ve Avrupa'nın yolladığı işgalci özel kuvvetlere mensup kimi unsurlar, Libya halkının güç ve iradesinden canlarını kurtarma telaşıyla apar topar Trablus'un Uluslararası Maitiga Havaalanına sığındılar.
Aynı havaalanına bir gün evvel hücum eden Cemahiriye'li vatanseverler, sömürgeci düşmana ait bir uçağı tahrip etti.
Nato, durumun vehametini farkına varmış olmalı ki, CIA elemanlarını tahliye etmek için acil önlemler almaya çabalıyor.
Elçilik bölgesinde bulunan ve kurtarıldığı güne kadar 3 hafta boyunca CİA ajanlarınca Libya'nın sömürgeleştirilmesine yönelik tertipler planlamak için kullanılan geniş ikametgahtaysa, CIA'nın bu komplolarıyla ilgili çok sayıda belge ele geçirildi.
El konulan suç belgeleri, Komutan Hamis Kaddafi'nin sözleriyle, "gerekli incelemelerden sonra medya organlarına ve BM Güvenlik Konseyi'ne ulaştırılacak".
Binada yapılan ilk incelemelerden anlaşıldığına göre, şimdi üzerinde Libya halkının biricik bayrağı, gücünü anti-sömürgeci 69 Devriminde şehadet şerbetini içen büyük devrimciler kuşağının kanlarından alan Yeşil Bayrağın dalgalandığı bu yüksek bina, AB-D'yle vatansever, millici yönetimlere karşı ittifak kuran el-kaide bozguncularıyla, ilkel fırsatçıların alet edildiği CIA operasyonları için, Nato ve CIA elebaşılarınca komuta kontrol merkezi olarak kullanılmış.
İşgalcilere yönelik Balyoz Operasyonu, bu binayla sınırlı kalmadı; Nato'ya bağlı kiralık askerlerin, Libya Savunma Kuvvetlerince eskiden kadınlar için askeri akademi olarak kullanılan bir askeri binaya saldırmaya yeltendikleri Trablus'ta, gün boyunca, Mansur, Tajura, Binghasir caddeleri dahil, bir çok noktada, zaman zaman çetin çarpışmalar yaşandı.
Terör Örgütü Nato'nun yuvalandığı okul binasının bulunduğu noktayla, Bab Al Aziziye istikametinden kuvvetli patlama sesleri duyuldu.
Trablus'ta genel manzaraya bakıldığında, söz konusu düşman karargahından sonra, diğer stratejik merkezleri de zaptetmeye koyulan Libya Halk Sosyalist Cemahiriyesine bağlı devrimci kuvvetlerle, 32.Tugayın, uluslararası havaalaanı yönünde kaçan Nato kuklası kiralık askerlerin peşinde, takiplerini sürdürdükleri görülmekte.
Bu arada Nato, petrol rafinerisini Libya halkından gasp etmek ve çalacakları petrolü Libya dışına kaçırmakta kullanmayı planladıkları petrol boru hattını tutabilmek için, Ras Lanuf'a kiralık askerler gönderdi; ancak Libya Ordusu, aşiret milisleri ve gönüllü vatansever kıtaları, muhtemelen Ft.Bragg Kuzey Carolina, 82. Hava İndirme Tümeninden olan bu unsurları ateş çemberine alarak imha ettiler.
Sahra bölgesinin tamamı, El Cezire, BBC, CNN gibi mikrop yuvalarının kameraları önünde artistlik yapıp, terör örgütü Nato'nun havadan koruması altında sağa-sola ödlekçe saldırılar düzenleyen; fakat evini/vatanını savunan Libya halkından yediği her balyoz darbesinden sonra, tabanları kaldırıp ceplerindeki uyuşturucu hapları etrafa döke saça kaçan farelerin, kaçarken arada bir durup, aynı kameralara,
"Kaddafi kadınları öne sürmüş, kan dökmek istemedik.
Ah, kadınlar olmasaydı, biz ona gösterirdik.
Nato, nerede?
Niye daha fazla bombalayıp, bize yol açmıyor?
Bütün Libya denetimimiz altında" şeklinde gayet cesur açıklamalarda bulunmalarına rağmen, Libya Cemahiriye Hükümetinin denetimi altında.
Uygulamasına katılan Nato ülkelerinin ve Nato mensuplarının ilerde (Irak'a yönelik yasadışı 2003 Saldırısında ve onu takip eden yıllarda Irak'ta, Irak halkına karşı ve 1999′da yine terörist taşeronları kullandıkları bir komployla vatanlarını etnik parçalara ayırdıkları Yugoslav halkına karşı işledikleri suçlar da dahil) insanlığa karşı suç işlemiş olmaktan yargılanacakları bir düşman kuşatması altında aylar geçiren Sirte ve Beni Valid halkı, Nato'nun havadan sağladığı koruma altında saldıran bozguncuları püskürtüp, kilometrelerce geriye attı; savunma direncini, karşı taarruza geçmek üzere pekiştirdi.
Evet…
Anti-sömürgeci istiklal savaşı ne kadar uzun sürecekse sürsün, batılı banker kapitalizminin kölesi olmadan yaşamak için ne kadar insanın hayatını vermesi ya da direnmesi gerekecekse gereksin, sonunda istilacılar bu topraklardan, Libya'dan, Afrika'dan defolup gidecekler.
Bütün hükümetler, bütün uluslararası kuruluşlar, bütün sivil toplum örgütleri, dini liderler, kişilikler, istisnasız tamamının konumları, kimin yanında yer aldıkları hakikati, son 6 ay içinde olanca berraklığıyla ortaya çıktı.
Sömürgeci şeytanın "yeni dünya düzeni düzensizliği" değil, adaletin en ve tek hakikisi olan İlahi Adaletin ruhuna uygun "yeni dünya düzeni" işte bu şekillenen saflaşmaya göre kurulacak;
Bir yanda hükümetlerin, erkete medyanın, kanunların ve yapılanmaların gerçek yüzleriyle, esas maksatları, artık hiç bir maskeyle örtülemeyecek açıklıkta cascavlak ortaya çıktığı için, sonunda her yerde iktidarı alacak dürüst insanlar; diğer yanda, bankacılık, işletme, ekonomi, siyaset ve toplum içindeki eski ustaları gibi tarihin çöp tenekesine atılacak yönetici zalimler, ikiyüzlüler ve fırsatçılar…
Düşman şimdilik Jama Zaviye Dahmani bölgesini elinde tutuyor, ancak Trablus sokaklarında dalgalanan yeşil bayraklar hızla artıyor.
Libyalı vatanseverlerin haykırdığı şu slogansa, şehrin her köşesinden duyuluyor;
"Allah, Muammer, Libya, wa Baz!"
(Allah, Muammer, Libya, bütün ihtiyacımız bu!)
2 Ekim 2011 – A.Y.Ajans
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hakiki sofi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa hatta iftiraya uğraşa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kötü laf etmez. Sofi kusur görmez. Kusur örter. TEBRİZ' Lİ ŞEMS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder