26 Mayıs 2011 Perşembe

DÜZELTME/ BİR DEVRİM, İKİ DARBE-Dip not eksik kalmış, özürler


 

BİR DEVRİM, İKİ DARBE...

 BİR DEVRİM, İKİ DARBE...

 Tarih : 27.05.2011 03:11:37


Yarın 27 Mayıs. Kemalist Devrimin ikinci atılımının üzerinden yarım asır geçti. Anayasasıyla temel haklar yanında sosyo-ekonomik haklar, güçler ayrılığı, seçimde hakça temsil, planlı kalkınma anlayışı ile düzeni değiştiren bir devrimdi 27 Mayıs... 




Karakter boyutu : 10 Punto 12 Punto 14 Punto 16 Punto

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR…AYDINLIK G.,26.05.2011

 

Dr. Noyan UMRUK

 

 Yarın 27 Mayıs…Cumhuriyetten sonra, Kemalist Devrim'in ikinci önemli atılımının üzerinden yarım asır geçti. Getirdiği anayasa ile  temel hak ve özgürlükler yanında, ekonomik ve sosyal hak ve özgürlükleri de güvence altına alarak, kuvvetler ayrılığı sistemini vurgulayarak, seçim sistemindeki korkunç adaletsizliği bir kenara atarak, ekonomik kalkınmada planlama anlayışını esas alarak "düzeni" değiştirdi 27 Mayıs Devrimi.

 Böylece;

 *Emekçiler, sosyal devlet, sendikal hareket ve toplu sözleşme düzeni,

 *Toplum, "Tahkikat Komisyonları" yerine bağımsız yargı,

 *Halk, daha adil ve tutarlı bir seçim sistemi,

 *Ekonomik hayat, sürdürülebilir, sağlıklı bir kalkınma, görece adil bir bölüşümü öngören planlama anlayışı ile tanıştı.

 

 Tıpkı, Çetin Altan'ın bir zamanlar!  öngördüğü gibi…(1) "Yıllar ve yıllar boyu aklımızın erdiği, gücümüzün yettiği, dilimizin döndüğü kadar tarihlerden örnekler verdik, hukuk prensipleri sıraladık, kinayeli fıkralar anlattık. Kafasında en ufak bir izan fırdası bulunan bir insan bile bu ihanet yolunun geçit vermeyeceğini görür ver geri dönerdi. Hayır, bunlar öyle yapmadılar. Anayasayı çiğnediler. Hürriyetleri kestiler, hukuk dışı komisyonlar kurdular…

Artık yazı yazmıyor, yazı taklidi yapıyorduk.

Atatürk'ün gençliğe hitabesini, Nutuk'un tefrikası halinde yayınlamak dahi suç sayılır olmuştu. Atatürk'ten bahsedilsin istemiyorlardı. Onun kurduğu inkılâp Türkiye'sinin Cumhuriyetine bir beyefendiler saltanatı halinde çöreklenmek ve memleketi basınsız, Üniversitesiz hatta Meclissiz idare etmek niyetine kapılmışlardı.

Silahlı Kuvvetlerimizin Büyük Ata'nın yıllar arkasından akseden manevi direktifi ile yaptığı bu hareket, demokrasimizin en sağlam teminatı olarak tarihimize geçecek ve hürriyetlerden kendi sefil benlikleri için faydalanmak isteyen gafillere her zaman için unutulmaz bir ders olacaktır.

Milli Birlik Komitesi Başkanı ve Türkiye Silahlı Kuvvetleri Başkumandanı Orgeneral Cemal Gürsel'in yayınladığı demeçte bizzat belirttiği gibi, memleket, yakın bir zamanda demokrasinin şartlarına uygun bir idareye kavuşacaktır. Kurucu Meclis gereken esasları tespit ettikten sonra hür ve endişesiz bir seçimle memleketi, memleketin sevdiği lekelenmemiş insanlara bırakacaktır.

Bugün bütün Türkler, parti çekişmelerinin çöplüğünden kurtulmuşlar ve yeni bir anlayışın dünyasına doğmuşlardır. Bütün küçük hesaplar, kinler ve nefretler tasfiye edilmiştir. İnsanca ve kardeşçe, sadece fikir tartışmalarından ibaret, herkesin eşit olduğu demokrasi rejimi, yakında bu güzel vatana layık olduğu mutluluğu getirecektir.

Kurucu meclisin faaliyete geçmesini sevinçle bekliyoruz. Silahlı Kuvvetlerimizin yaptığı hareket bir hırsın veya zümre menfaatinin dışında, sadece hukuk, insanlık ve vatan aşkının bir ifadesidir.

Bu hareketin meşruluğu ve büyüklüğü, yıkılanların gayrimeşruluğu ve küçüklüğü ile makūsen mütenasip olarak bir abide gibi ortaya çıkmaktadır.

Türkler, âlimleri dalkavuk, Üniversitelileri maktul, gazetecileri korkuluk ve bütün aydınları sürüngen hale getirererek, bir çete gibi davrananların rezaletlerini kabul etmeyi, bütün dünya önünde reddetmişlerdi.

Menfaat bağlarıyla bu cehalet ve rezalet yuvalarına uşaklık etmiş olanları vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Herhalde ıslah olacaklardır.  Islah olmamakta direnenler çıkarsa onlar da derslerini alacaklardır.

Bize bugünleri tattıran ve bir milletin haysiyetine konmaya çalışılan tozları bir üfleyişle temizleyiveren Türk Silahlı Kuvvetleri sağ olsunlar. Kardeş kanı dökülmeden yapılan bu hareketin aynı vakar içinde gerçek demokrasinin temellerini atmasını bekliyor, seviniyor, övünüyor; övünüyor, seviniyoruz."

 

 Ne diyelim? "Verba volant, scripta manent / Söz uçar, yazı kalır."

 

 Altan'ın deyişi ile "27 Mayıs Devrimi ile temelleri atılan gerçek demokrasi" uzun sürmedi. 1970'lerden itibaren, "Bu gömleğin topluma bol geldiği","Sosyal gelişmenin boyutlarının, ekonomik gelişmeyi aştığı" söylemlerinin eşliğinde budanan devrim ve anayasası, 1980 darbesi ile en ağır darbeyi alırken, izleyen yıllarda her fırsatta kanatları yolunup, 2010 değişikliği ile  yargı bağımsızlığına da tamamen son verilerek uçamayan kuşa dönüştürüldü. Bu da kesmedi.  Şimdilerde,Cumhuriyetin kurucu iradesine son verecek 'versiyon'ların peşindeler karşıdevrimciler.

 Ciddi biçimde hazırlıklı olmak lazım…

 

(1)Çetin Altan; "Bugün canım yazı yazmak istiyor.",Milliyet G., '28.05.1960

 

 Aydınlık G.,26.05.2011

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder