BABALARININ ÇİFTLİĞİ GİBİ
TÜRKİYE'Yİ YENİDEN KURACAKLARMIŞ
"Seçim sonrası önemli; çünkü Türkiye'nin yeniden kurulmasını sağlayacak iki büyük konu seçimlerden sonra ele alınacak. Bunlar, yeni anayasa ve Kürt sorunu… Anayasa için sözler verildi, hazırlıklar başladı hem sivil toplum hem siyasi partiler kanadında...
Resmî ideoloji, yüksek yargı, ordunun statüsü, MGK'nın yapısı, vatandaşlık tanımı, iktidarın atanmışlar ve seçilmişler arasında paylaşımı gibi hayati konular yeni anayasada ele alınacak.
Hep söylüyorum; yeni anayasa demek, en büyük iktidar paylaşımı kavgası demek…
Ve seçim sonrası gündeme gelecek olan ikinci konu, Kürt meselesi… AK Parti her şeye rağmen bu konuya el atacak. Konunun şimdilerde tartışılmıyor, konuşulmuyor olması bile seçim sonrası bir hareketliliğin işareti olabilir.
Bu iki konunun suhuletle ele alınmasından rahatsız olacak çok derin çevreler var. Direnecekler…" diyor.
Şimdi, yukarıda söylenenleri, dikkatlice tekrar okuyalım ve düşünelim;
Neymiş?
Seçimden sonra, Türkiye'yi yeniden kuracaklarmış.
Nasıl kuracaklarmış?
Yeni anayasa yapacaklarmış ve bu anayasayla Kürt sorununu da çözeceklermiş.
Nasıl çözeceklermiş?
Mevcut Anayasamızın "Değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez üç maddesini değiştirerek" çözeceklermiş.
Açıkça söylemeyip "Anayasanın değiştirilemez üç maddesi" diye geçiştirdikleri şu ünlü üç madde ne yazıyor?
b. Adamlar, sanki bu vatanı düşman işgalinden kurtarmış.
c. Adamlar, sanki bu toprakları kanlarıyla sulamış ve şehit vermiş.
d. Adamlar, sanki bütün bunları yapmış gibi, mevcut Cumhuriyeti yıkıp, devleti yeniden kurma hakkını kendilerinde görüyorlar,
e. Adamlar, sanki babalarının çiftliği gibi, ulufe dağıtıyorlar.
b. Mevcut Anayasamızın "Değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez 3 maddesini" değiştireceklerini söylüyorlar, ama bu maddeleri neyle değiştireceklerini, devlet sırrı gibi, halktan gizliyorlar.
b. "Laiklik tanımını sulandırıp" Kutsal İslam dinimizin, tarikat ve cemaatler tarafından siyasal ve maddi çıkarlar için kullanılmasına kapı açacak mısınız?
c. " Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" maddesinde değişiklik yapacak mısınız?
d. Türkiye'nin idari yapısını değiştirmek suretiyle eyalet sistemine geçip, Terörist Başı Abdullah Öcalan'ın istediği "Demokratik Özerklik" modeline, diğer bir deyimle "federasyona" kapı açacak mısınız?
e. "Devletin resmi dili Türkçedir" maddesini kaldıracak mısınız?
f. Eğitim birliği ilkesini kaldırıp, her etnik grubun anadilde öğrenim hakkına ilave olarak " anadilde eğitim hakkı" vermek suretiyle bu ülkeye çok dilli eğitim sistemini sokacak mısınız? Her etnik grup için ilköğretim okulları, liseler ve üniversiteler açacak mısınız?
g. "Türk bayrağının anayasayla belirlenmiş şeklini" değiştirecek misiniz?
h. "İstiklal marşımızı" kaldırıp, yerine başka bir marş koyacak mısınız?
i. "Ankara'yı başkent olmaktan" çıkaracak mısınız?
j. Anayasadan " Türk ve Türklük" kelimelerini çıkaracak mısınız?
k. Vatandaşlıkta "Türklük tanımı" kaldıracak mısınız?
l. Anayasaya "Devletin kurucu unsuru olarak" herhangi bir etnik grup ilave edecek misiniz?
m. "Dini tarikat ve cemaatlere" özel bir anayasal statü verecek misiniz?
n. "Fener Rum Patrikhanesine" ekümeniklik hakkı verecek ve anayasal koruma sağlayacak mısınız?
o. Yargının, tam bağımsızlığını sağlayacak, siyasal iktidarların tasallutundan kurtaracak ve tam anlamıyla "Hukukun Üstünlüğünü" gerçekleştirecek misiniz?
p. Çağdaş hukuka ve demokrasiye aykırı olan"Özel Yetkili Mahkemeleri" kaldıracak mısınız?
Sonuç olarak:
Gerçek demokrasinin esas şartı; düşünen, sorgulayan, doğru bilgiyi arayan, sebep sonuç ilişkisi kurabilen, hesap soran, yani Adanalı dolandırıcının dediği gibi, aldatılamayan vatandaştır. Bu yetersizse, demokrasinin temeli çürüktür ve o ülkenin geleceğinden endişe edilir.
Türkiye Cumhuriyeti; bir kabile devleti değildir, tarihin yüzlerce yıllık derinliklerinden kaynaklanan köklü bir devlet geleneğine sahiptir. Dikkat edin, Dünya'da önce devletler ve sonra parlamentolar kurulmuştur. Türkiye'de ise, önce parlamento ve sonra ise devlet kurulmuştur. Bu Cumhuriyeti; Türk Ordusu ile bu Millet el ele, kanını dökerek ve canını vererek kurmuştur. Bu nedenle, önüne gelen ve canı isteyen, ayranı kabardıkça; "Bu cumhuriyetin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü" pazarlık masasına yatırmamalıdır ve "Cumhuriyeti yeniden kurmak" gibi bir densizliğe soyunmamalıdır. Seçmen olarak bizler de, bu gibi tehlikeli maceralara prim vermemeliyiz diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla…
Hikmet YAVAŞ (İZMİR) hikmetyavas@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder