-------- Original Message --------
From: Ali Aslan DUMANOL <dumanol@hotmail.com>
Bir Şehir, Bir Spekülasyon ve Bir Edebi Kurgu….
Konjonktür ve konsept ne olursa olsun, güncel Türkiye siyasi yorumlarına ve değerlendirmelerine bir derin Ankara spekülasyonunu eklemeden taşların çoğu yerine oturtamazsınız.
Peki nedir bu spekülasyon?
Bir Ortadoğu istihbarat servisi 2. adamının Ankara merkezli görünmez, duyulmaz, bilinemez, koklanmaz ve dokunulmaz postürüdür.
Buna mukabil, girişimsel sonuçlarının her yerden ve herkesçe izlenebilir, dahi ki indirilebilir olan defaktolarının vektörel ve faktörel görünebilirliliğidir.
Sahada olmasa bile, hiç değilse sezgisel bir boyutta zihninizde algılanabilinmesi gerekmektedir…
Bölgedeki İngiliz, Amerikan, İsrail ve Türk politikalarını, taktik ve stratejilerini en iyi bilenlerden, dahi ki ofansif oyuncularından birisi olduğu söylentileri üretilir muhteremin hakkında.
Çok yakın olduğu, hatta sıcak derecesinde yakın ilişkiler içinde bulunduğu dillendirilen Büyükşehir sosyetesine nedensiz(!) olarak önemli bir arşiv (dokümanlar ve görsel materyaller) desteği sağladığı da dedikoduların ilkleri arasındadır.
Bilgeliğinin Ankara şehirciliğinden medyacılığına, ticaretinden siyasiciliğine kadar daha başka bir çok yere bulaştığı kanısı yaygındır yine sokaklarda…
Elbetteki çok büyük arazi projelerinin de...
Elbetteki çok büyük arazi projelerinin de...
Hatta, Gölcük körfezinde deprem sırasındaki ayar kaçması sonucu patlayan yabancı bir denizaltlıdan saçılan sır madde, malzeme ve evrakların Ankara’ya nasıl ve neden getirildiğinin cevaplarına bile bu egzersizle ulaşılabilir denilir.
O halde, bu iddiaların bir kısmı bile gerçek sayılabilirse bu duruma bir ekol bile denilebilir.
Dolayısı ile;
Pensilvanya diyalogcularının dahi bu olası ekolle ilişik Hayfa ruhundan beslendiği ve menorah ışığını kendi nurlarına taşıdığı gibi ileri ekstrem tezleri de üretebilirsiniz kolayca…
Üstelik size lütfedilmiş olan vicdan ve fikir hürriyetinizi daha da zorlamak isterseniz, dünyadaki hangi derin devlette hangi anadilin konuşulduğuna, hatta o dilin lehçesine kadar ulaşabilecek beyin fırtınalarına tutulursunuz…
Tehlikesi oldukça büyüktür fikir süratinin.Kendinizi akıl zatürreesinden kurtarabilseniz bile vicdan kanserine yakalanma riski ile baş başa kalırsınız.
Artık, gözlerinizdeki perdeler kalkmaya ve çirkin ilişkiler, gizli faaliyetler, ihanetler, rezaletler gözlerinizin önüne serilmeye başlamış olacaktır çünkü….
Neyse efendim, konu böyle dedikodulardan, spekülasyonlardan bir kere açılmaya görsün, yaz yaz bitmez, söyle söyle tükenmez işte…
Bu bahçelerde bir kere dolanmaya başladınız mı, içine giremediğiz ne bir resim kalır ne de bir profil...
Bu pisliklerin, cennet kurnasından dökülecek kırkbir tas zem zem ile alınacak bir boy aptesti bile temizlenemeyeceğinin kanısına sahip olursunuz.
Yine de karamsarlığa ve paniğe gerek yok.
Bu dünyamız şeytanın nice elçilerini gördü günümüze dek. Ve nice yenilmez zalim orduları… Şimdi hepsinin yerlerinde yeller esiyor. Üstelik rüzgarlarının içine o zalim beyinleri, ellerin, gözlerin ve kalplerin fosil tozlarını da katarak…
Yükseklerde esen bu toz bulutları kim bilir devletin hangi yüksek ulu şahsiyetlerin burunlarından ciğerlerine geçerek derin öksürük krizlerine neden olmakta…
Yükseklerdeki zevat, aşağıdakiler (halk) tarafından kıçları görünmesin diye ellerini kullandıkları için bu ruhsal alerji polenlerin burunlarından girerek maneviyatlarına bulaşmalarına engel olamazlar…
Spekülasyon olmayan bir şey ise, her karanlıktan sonra bir aydınlığın doğmasıdır dünyamıza.
Bu evrensel bir yasadır ve hiçbir kara güç tarafından değiştirilememiştir henüz.
Spekülasyonla başladığım bu yazımı çok bilinen bir gerçeklikle bitirmek istiyorum…
Yaşadığımız bu kadim koordinatta geleceğin aydınlığı ve huzuru kimsenin tahmin etmediği ve beklemediği bir yerden gelecek...
TÜRK'lerden !
Ankaradan Sevgilerle...
Ali Aslan Dumanol
Eğitimci, Düşünür, Yazar
AMAN SÖZÜN AZ OLSUN, AYDIN OLSUN
IŞIK SAÇSIN, BAKAN KÖRE GÖZ OLSUN!
Diğer yazılarım için: http://dumanol.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder