TÜRK MİLLETİ VE TÜRK ORDUSU İHANETLERE HAZIRLIKLI OLMALI… | |
Erdal SARIZEYBEK - 25 Mayıs 2011 |
Türkiye ABD siyasetinin ihanetine uğramıştır, bu açık ve nettir. 1946'dan günümüze süre gelmekte olan bu "ihanetle müttefiklik" sonunda geldiğimiz nokta ve yer bellidir; kalleşçe saldırıların merkezine çekilmiş ve Kozmik Odası aranmış, muvazzaf ve emekli kadrosunun bir kısmı hapiste, bir kısmı tutuksuz yargılanan ve daha büyük bir kısmının da gözaltına alınması için hazırlık yapıldığına inanılan bir Türk Ordusu…
Türkiye'nin müttefiki olan ABD siyaseti, Türk Milleti'nin, Türk Ordusu'nun evladı olan Mehmetçiğin başına çuval geçirmiştir, hem de ABD'li askerler tarafından yani müttefik askerleri, yani Afganistan'da birlikte görev yaptığımız ABD askeri tarafından, hem de Barzani peşmergelerinin gözetiminde, belki denetiminde, kontrolünde, muhbirliğinde…
Yıllarca üs verdik bu ABD'ye ve bu ABD'nin askerlerine, yıllar boyu, Samsun'da, Sinop'ta, İncirlik'te, daha sayamadığımız ve bilmediğimizin ülkemizin birçok yerinde…
Uçak aldık bu ABD'den kendi uçak fabrikamızı kapatarak, Kayseri'deki Tayyare Fabrikasını, silah aldık, cephane aldık, kim bilir, Türk Ordusu'ndaki silah ve araç ve gerecin yüzde kaçı Amerikan…
Irak harekâtına destek verdik bu Amerika'nın, hatta ülkemizdeki Başbakan dua etmişti, Irak'taki "kahraman ABD Askeri" için, "ölmeden ülkelerine dönsünler için dua ediyorum" demişti…
Saymakla bitmez bu Amerikancılık, bu kancıklık ve kalleşlik, bakın Türk Ordusu'na, her halde bütün Amerikan ajanları ordumuzu takip ediyor, izliyor ve dinliyor, ordumuza reva görülen şu hale bir bakın…
Sanki yıl 1915-16-17-18…
Önce Çanakkale, ardından Gazze, Musul, Kerkük, Kars, Ardahan, Van, dört bir yandan saldırı var Anadolu'ya ve Türk Milleti'ne…
Türkiye İsrail siyasetinin de ihanetine uğramıştır, ta 12 Eylül harekâtından beri, Özal'dan beri, Çiller'den beri ve onlarla beraber…
Yıl 92, Şemdinli…
Yıl 93, Başbağlar, Madımak…
"Etnik ve dini merkezli" siyasetin çıkarıldığı yıllar, çatışmaya dönüştürülmeye çalışıldığı yıllar, "Türk-Kürt, Alevi-Sünni" diyerek, kardeşin kardeşe kırdırılmak istendiği yıllar…
Kimindir bu etnik ayrıştırma siyaseti? İsrail'in, bakınız Kivunim Dünya Siyonist Dergisine, yıl 1982…
Kim Müslüman ülkeleri etnik ve dini temelde ayrıştırıp çatıştırmak istiyor? İsrail, bakınız Kivunim 1982, Şubat ayı sayısına, yazmışlar açık açık…
Libya, Mısır, Suriye, Irak ve Türkiye…
Strateji İsrail'in, siyaseti AB'nin, silahlı gücü ise ABD'nin olan bir ihanettir bu…
Türk Ordusu hazırlıklı olmalı, izlenmeye, dinlenmeye, hukuk deyip hazırlanacak sahte belgelere ve bu belgeler üzerinden kendisine yapılacak saldırılara…
Amaç: Etkisizleştirmek! İtibarsızlaştırmak! Kapıkulu askeri haline dönüştürmek!
Hedefte olan sadece Türk Ordusu değil ki, bir de ordunun asıl sahipleri var yani, Türk Milleti yani biz…
Tüyü yolunmuş kaza çevirmek istiyorlar bizi; her gün daha yoksul, her gün daha borçlu, her gün daha mutsuz ve umutsuz, tıpkı çevrilmeye hazır tüyü yolunmuş kaz gibi…
Amaç: Tepkisizleştirmek!
Artık her ihaneti beklemeye hazır olmalıyız; gözaltılar, sahte belgeler, sahte kameralar, filmler, tehditler, şantajlar, her şey her şeyi bekleyin, her ihaneti, her kalleşliği…
Etkisiz ordu ve tepkisiz millet, sürü olacak, itaat edecek bunlara, yok öyle bir şey, ama hazırlıklı olmalıyız her türlüsüne ihanetin…
Kimsenin can güvenliği yoktur artık…
Kimsenin hukuk güvenliği yoktur artık…
Anayasa artık bir laftır, anayasa ile sözde teminat altına alınmış olan kişi hak ve özgürlüklerinin, özel yaşam, aile yaşamı, haberleşme, seyahat… Hiçbir hak ve hürriyet güvencesi kalmamıştır artık…
Her şey kimin iki dudağı arasındadır, ABD'nin mi, AB'nin mi, İsrail'in mi, Erdoğan'ın mı, Fettullah Gülen'in mi, kimin? Belki de hepsinin, belki de her birinin…
Bizi kim koruyacak?
Biz!
Türk Ordusu'nu kim koruyacak?
Gene biz!
Anayasa'yı kim koruyacak?
Biz, biz Türk milleti, halk, her şeyin sahibi olan biz koruyacağız!
Demokrasi oyunu oynuyorlar bize, biz de oynayalım ve 12 Haziran'ı bekleyelim, çalışalım…
AKP çökmüştür, manen, maddeten, fikren, siyaseten, artık ardında halk desteği yoktur…
PKK ile oynadığı "iyi polis-kötü polis" oyunu onu güç yapmaz!
ABD-AB-İsrail ile oynadığı uluslar arası oyunlar AKP'yi artık diriltemez çünkü öldü, düşüncemizde ve fikrimizde öldü AKP…
Demokrasi içinde bu bin bir türlü beladan kurtulmak mı istiyoruz, birleşin!
Fikren ölü AKP'yi tarihe gömmek mi istiyoruz, birleşin!
Milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek mi istiyoruz, birleşin!
Ege'de, Kıbrıs'ta, Akdeniz'de, Karadeniz'de, Kerkük'te, Musul'da, Kafkas ve Balkanlarda milli menfaatlerimizi koruyarak güçlü olmak mı istiyoruz, birleşin!
İstanbul'daki kod adı Ergenekon olan soruşturmayı hak, hukuk ve adaletle bitirmek mi istiyoruz, birleşin!
Mücadelenin ilk amacı vatan, ilk hedefi de AKP'nin elinden devlet gücünü almak olmalıdır. Türk devletinin büyük gücünü AKP'nin elinden almak istiyor isek, bu AKP siyasetini iktidardan düşürmek sorundayız, mecburuz buna, polisimizi, öğretmenimizi, askerimizi, hukukumuzu, yargımızı AKP'nin elinden almak zorundayız!
AKP'yi iktidardan düşürmek için birleşmek zorundayız!
AKP'yi siyasi iktidardan alaşağı edebilecek tek siyasi güç vardır, o da GÜÇLÜ CHP-GÜÇLÜ MHP'dir, başkası yok, isterseniz çıkın Anadolu'ya bir bakın ve görün gerçeği!
Yüzde on seçim barajını aşabilecek halk desteğine sahip başka siyasi parti yok!
Cumhuriyet Güç Birliği, bütün bağımsız adaylar kazanamaz, öyleyse İzmir'de, Doğu Perinçek üzerinde güç birliği yapınız!
Cumhuriyet Güç Birliği, bağımsız olarak seçime giren tüm adayların kazanma şansı yoktur, öyleyse İstanbul'da Çetin Doğan üzerinde güç birliği yapınız!
Kamuoyunun yakından tanıdığı bu iki güçlü isim hem MHP'ye hem CHP'ye Meclis'te destek olacaktır, buna inanıyoruz…
Eğer ki güç birliği yapılmadan "tüm adaylara destek, tüm adaylar kazansın" gibisinden bir tercihle seçime girilirse, "her yerde güç olmak isteyen, hiçbir yerde güç olamaz" prensibinden hareketle, hiçbiri seçimi kazanmayabilir…
Demokrat Parti'nin Anadolu'da adı da yoktur, halk desteği de…
Saadet Partisi ile Has Parti ayrı ayrı seçime gireceği için, bu iki partinin yüzde on seçim barajını aşabilme şansı yoktur…
İzledikleri siyaset ne denli bağımsız, Atatürkçü ve milliyetçi olursa olsun, diğer partilerin, CHP-MHP dışındaki diğer partilerin de yüzde on seçim barajını aşabilme ihtimali yoktur, halk doğrusunu bilir ve ne yapacağını iyi bilir, doğrudur ancak bizim gördüğümüz gerçek de budur…
"Söz konusu vatandır" diyerek 12 Haziran seçimlerine baktığımızda, Meclis'e girecek üç parti CHP-MHP ve AKP'yi görmekteyiz, dördüncü parti yoktur!
Ayrıca, PKK'nın siyasi uzantıları olan bağımsız adaylar ile CUMHURİYET İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ çerçevesinde aday olan bağımsızların Meclis'e girebileceğini görmekteyim.
PKK'nın bağımsız adayları, Doğu'da devlet güç ve otoritesi PKK'ya AKP eliyle teslim edildiği için, büyük çoğunlukla Meclis'e girecektir.
Cumhuriyet İçin Güç birliği bağımsız adayları üzerinde ayrı bir güç birliği yapılırsa eğer, başta Doğu Perinçek, Tuncay Özkan ve Çetin Doğan olmak üzere üç ya da beşi aşmayan adayların kazanabileceğini düşünmekteyim.
Burada ki asıl mesele, Meclis'e girecek olan CHP'nin ne kadar güçlü, MHP'nin ne kadar güçlü gireceği meselesidir.
İşte bu noktada karar sizindir, sonucu sizin vereceğiniz oylar belirleyecektir.
CHP'nin güçlü gireceği konusunda hiç kuşku yoktur, yüzde otuzu kolaylıkla aşacaktır.
MHP'ye gelince, son kaset olayları, eski ülkücü söylemleri, farklı ülkücü söylemleri ve de özellikle bu kaset olaylarının ardında yabancı ajanların bulunduğu yolunda yapılan son açıklamalar, MHP üzerinde oynanan oyunları açıkça ortaya koymaktadır.
Seçim sonrası yapılması düşünülen anayasa değişikliklerinde ilk gündem maddesi olarak "Türk Milleti, Türk, Atatürk ve Atatürk Milliyetçiliği" gibi kavramların kaldırılması planlandığına göre, buna karşı çıkacak en güçlü sesin MHP olacağı düşüncesindeyim.
"Teröre siyasi çözüm, özerklik, federasyon" gibi vatanımızı parçalamayı hedeflemiş ihanet projelerine karşı çıkacak en güçlü sesin yine MHP olacağı inancındayım.
İmralı'da yattığı yerden Türk milleti ve devletini isyanla tehdit eden İmralı canisi ve örgütüne karşı verilecek en güçlü sesin yine MHP olacağını düşünmekteyim.
Meclis'e güçlü girecek bir MHP, küresel ihanet projelerine karşı CHP'ye destek olacaktır.
Size açıkladım, kişisel kararımdır, MHP'yi destekleyeceğim ve oyumu ona vereceğim.
Amacımız, bu ayrışma ve çatışma sürecinin durdurulmasıdır; 12 Haziran'da böylesi bir gücümüz vardır, aksi halde çatışmaya girecek bir Türkiye'de "CHP-MHP-HEPAR-İŞÇİ PARTİSİ-SAADET PARTİSİ-ÜLKÜCÜLER-ALPERENLER" gibi vatanımızın birlik ve bütünlüğü ile çocuklarımız geleceğini savunan partiler arasında bir fark kalmayacak ve hepsi, "Türk Bayrağı, Atatürk, Türk Yurdu" gibi kutsal değerlerimiz etrafında zaten birleşecektir ve birleşmek zorunda kalacaktır…
Gönül ister ki iş işten geçmeden bu güç birliği sağlanmış olsun, en azından bu seçimde ve bu sandıkta sağlanmış olsun…
Güçlü MHP anayasanın bir teminatı olacaktır!
MHP Meclis'e güçlü, çok güçlü girmelidir!
Sözde demokrasi tuzakları, oyunları içinde gerçek olan bir şey var ise eğer gördüğümüz, o da MHP'nin Türk Milleti ve Ordusu'na, Anadolu'daki Türk varlığı ve kimliğine, Türk kültürü ve diline, Türk ülküsüne sahip çıkacağına olan inancımızdır.
Anadolu güçsüz düşen milletleri yok eder, Roma gibi, Bizans gibi, Osmanlı gibi, binlerce yıldır Anadolu'yu yurt edinen Türk Milleti Anadolu'ya yenilmeyecek aksine Anadolu'ya her zamankinden daha fazla sahip çıkacaktır…
İLK KURŞUN
http://www.altayli.net/articles.php?article_id=1294
-- Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur. K.Atatürk oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder