Bu gün bir haber aldım, çok üzüldüm. Bir tanıdığımızın oğlu, üsteğmen, son dalgada, her halde birkaç ay önce, içeriye almışlar, ifadesini almışlar. Ajan olduğunu iddia etmişler. Tutuklananların büyük bölümü birbirini tanımıyor. Herkes yöneltilen suçlamaların kendileriyle olan bağlantısını anlamaya çalışıyor. Üsteğmen, tutuksuz olarak yargılanmak üzere tekrar görevinin başına dönmüş. Aile bundan dolayı utanç içinde, gözyaşı döküp duruyor. Aylardır kimselere söylememişler, içine kapanmış dertlenip duruyorlar. Aynı zamanda, üsteğmen en şiddetli çatışmaların geçtiği bir yerde görevli. Hergün haberler geliyor. Şimdi anne hem oğlunun hayatı için, hem de gıyabında yapılan mahkemenin sonucu için dertli. Hergün ağlıyor, dua ediyor, Kur'an okuyor. Bu derdi böylece defetmeyi umuyor. Neydi efendim, adalet görevini yapacak, yargılanacaklar, aklanacaklar. Bu kadar kolay mı? | Bana sorarsanız okkalı bir s.Ktir çekerim. Elinizi vicdanıza koyun da konuşun. Bir tarafta yıllarca yatırım yaptığınız meslek, onurunuz, geleceğiniz devletin hedef hattında, ve aynı anda yaşamınız PKK'nın namlusunun ucunda. Böyle bir devlet, böyle bir millet için savaşılır mı? Buyrun cevap verin. Vallahi, ben savaşmam, önce kendi hayatımı sonra silah arkadaşlarımın hayatını kurtarmaya bakarım. Riske girmem, azimli davranmam, hırs etmem. Ne yani devleti kurtarmak bir bana mı kaldı derim. Kahramanlığın gereği yok derim. Neme lazım derim. Ve biz işte bu orduyla, üç saatte Şam'a varacağız, ortadoğuyu fethedeceğiz, III. Dünya Savaşında vatan savunacağız. Durum bu, bir düşünün, işte o kadar kötü. Sonra da, dilerseniz siz de atıp tutarsınız. Saygılar. Oraj POYRAZ |
Işık Kansu: TSK'de 2 Ayda 8 Bin İstifa
"Askerhaber" bilgisunar sitesinde geçen hafta yayımlanan Çelik Çelikyaman'ın yazısından:
"Askerhaber'in edindiği bilgiye göre, son iki ayda 8 bin uzman çavuş istifa dilekçesi verdi. TSK tarihinde ilk kez bu kadar ani ve yoğun ayrılma talebi ortaya çıkması da, 'Neler oluyor?' sorusunu gündeme getirdi. Bunun nedeni ise Askerhaber'in 23 Mayıs'ta yayınladığı haberde yer alıyor.
Van'da 3 yıl önce 2 PKK'li ile PKK'lilere yardım ve yataklık eden bir kişinin öldürüldüğü operasyonla ilgili başlatılan soruşturmada dönemin Van İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Vecihi Halil İyigün, dönemin Jandarma Özel Harekât Tabur Komutan Yardımcısı Binbaşı Hakan Başaklıgil, Üsteğmen Muhlis Çolak, Astsubay Başçavuş Kabil Tanyeli ile birlikte komando uzman çavuşlar İsmail Taşdemir, Hasan Kaya, Ünal Demirbaş, Hasan Emir, Mustafa Küpeli, Abdülkadir Karaca, Abdülmütalip Ateş, Mustafa Perpil, Mehmet Kocaboğa, Hamza Çelik, Hüseyin Güzel, Mevlüt Mete ve Özgenç Soylu 'kasten adam öldürmek' suçundan tutuklandı.
Her ne kadar askerler 'tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılsa da' bir bakıma terörle mücadelenin suç haline getirilmesi, PKK ile dişe diş çarpışan uzman çavuşların istemeyerek de olsa TSK'den ayrılması sonucunu ortaya çıkardı.
Askerhaber'in görüştüğü uzman çavuşlar ise, komutanlarının bile 'tutuklanmama'garantisinin olmadığı bir ortamda tek çarelerinin TSK'den ayrılmak olduğuna dikkat çektiler."
Sultanımız efendimizin büyük Suriye seferine çıkmadan önce ordunun durumu bu!
Fırsat Kaçırıldı
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yaklaşık bir ay önce "Öyle bir duygu var ki içimde. İnsanlar 'Yetti artık' duygusu içine girmeye başladılar. Bir bakarsın olmadık bir şeyden çok şey değişir. Anayasa mesela. Bir reddedilse, Türkiye'de çok şey değişir"demişti.
Ve o olanak CHP'nin ayağına kadar geldi.
Yerel seçimleri öne alan anayasa değişikliği, Çankaya sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayağına dolandı.
Savaş kışkırtıcılığı, dış politikadaki iflas, başta benzine ve doğalgaza zam, işçilerin haklarının geri alınışı, siyasette dizginlenemeyen azgınlık filan derken toplumdaki tüm huzursuzlukların kaynatılacağı bir pota olabilirdi referandum.
Hatta, bir süredir aykırı duruşunu çok belli eden Abdullah Gül, değişikliği veto etmeme ve referanduma gitme konusunda çok açık, bir işaret bekliyordu.
Olmadı. CHP suskun kaldı. Daha doğrusu, yine yönetim yetersizliği ve zayıflığı gösterdi.
Çok önemli bir fırsat elden kaçtı. Yazık oldu.
Tevfik Hoca
Tevfik Hoca'yı (Çavdar) da sonsuzluğa uğurladık. Gönüllü halk adamı, bilinçli bilim insanı; işçilerin, içten solcuların aziz dostu Tevfik Hocası'nı.
Cenaze töreninde birkaç "eski" sendikacı dışında, işçileri ve temsilcilerini göremedik. Oysa, Tevfik Hoca, işçi eğitimleri için Anadolu'yu karış karış dolaşan ender emek savunucularındandı. Nereden bilecekti ki Tevfik Hoca'yı, işçi hakları budanırken derin uykulara dalan Türk-İş'in yandaş yöneticileri?..
"Eski" CHP'liler oradaydı. "Yeni" CHP'den Hoca'yı doğrudan tanıyan birkaç ismin dışında kimse yoktu törende. CHP'nin belleği silinmiş gibi. Nereden bilecekler, Tevfik Hoca'nın 12 Eylül sonrası CHP'nin halkçı-devrimci-bağımsızlıkçı çizgisinin yeniden ayağa kalkabilmesi için SODEP ve SHP'de verdiği ayağı yere basan siyasal mücadelesini?
İnsanlık değerlerinin karaborsaya düştüğü bir dönemde yitirdik Tevfik Hoca'yı. Onun yeri belli, pırıl pırıl gökyüzünde asılı, duruyor. Gören görür, bilen bilir.
Belediye
Yerel seçimlerde muhalefeti silmek için büyükşehir belediyelerinin sınırlarını genişletip köy yönetimlerini yok sayıp kasaba belediyelerini kaldıracaklar ya…
Bursa'nın İnegöl ilçesine bağlı 4 bin 14 nüfusa ve 2 bin 750 seçmene sahip Kurşunlu beldesinde geçen hafta sonu bir halkoylaması yapıldı. Beldenin yüzde 67'sinin katıldığı oylamada, oy kullananların yüzde 98'i belediyelerinin kapatılmasına karşı çıktı.
CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, halkoylaması sırasında Kurşunlulu bir yurttaşa "Belediyeniz kapatılsın mı?" diye sormuş ve yanıtını almış:
"Ulan, delisin sen!"
Birilerinin aklından zoru olduğu kesin!
Siyasi Magazin
CHP üst yönetimi, Ankara'da yeniden aday olacağını açıklayan Melih Gökçek'in karşısına kimi düşünüyormuş biliyor musunuz?
Sinema sanatçısı Kenan İmirzalıoğlu'nu…
"Niye o?" diye soracak olursanız. İmirzalıoğlu, Balâlı imiş…
Şaka gibi.
Adalet Reformu
Recep Tayyip Erdoğan, BM'nin yapısını yeni keşfetti:
"Kimse Birleşmiş Milletler'in yapısının adil bir anlayış üzerine bina edildiğini söyleyemez. 5 tane daimi üye içerisinde bir tanesi çıkıp hayır dediğinde mesele bitiyor, o zaman ortak karar çıkarmak mümkün değil."
Ve ekledi:
"Birleşmiş Milletler'in adalet üzerine reforme edilmesi şart."
Türkiye'deki adaleti, sözde reform ile dümdüz etti. Şimdi de dünyayı düzeltecek.
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Casus belli Savas nedeni (savasi tetikleyecek durum) Latince Atasozleri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder