Sayın Panzehir, Ben ülkücüler, Türkler, milliyetçiler sokaklara dökülsünler, barikatlar kursunlar, kurtarılmış bölgeler oluştursunlar demedim. Sanki böyle demişim gibi beni sağduyuya davet etmeniz beyhude, komik. Ben halkı uyarıyorum? Bu iktidar bu güne kadar halkın verdiği oylarla ayakta durmuştur. Yapılan icraatların sonuçları konusunda uyarıyorum. Yapılacak icraatların tehlikeleri konusunda uyarıyorum. İstiyorum ki, Türk halkı bu kadrolara gösterdiği desteği çeksin. Yoksa, geriye ne Türk halkı, ne Türkiye kalacak. Bakın internette yıkılsın bu devlet, yıkılsın bu düzen diyenler var. Açıkça ülkede iç savaş çıksın diyenler var. Mücadelede devletin yasal kolluk güçleri var. Bunların elini kolunu bağlayan AKP iktidarıdır. Her türlü yasadılışılıkla devletin yasal kurumları mücadele etsin istiyorum, yasa dışı bir önerim yok. Bakın onbeş gündür, Şemdinli çatışmaları devam ediyor. Bu sizin için ölçü olsun. Ancak, devletin yasal güçleri bizzat halkın oyunu almış bir iktidar tarafından felç edildiyse ne olacak? İşte onu da uyarıyorum. O zaman, kimse evinde rahat uyuyamaz, kimse işyerinde rahat para kazanamaz, kimse bana dokunmayan yılan bin yaşasın deme lüksüne sahip değil. İşte o zaman eliniz mahkum, çaresiz sokağınıza barikat kurarsınız, evinizin bodrumuna sığınak inşaa edersiniz. Kendinize yakın gördüklerinizle birlikte evinizi, ailenizi, mahallenizi savunmaya çalışırsınız. | İşte Irak, işte Suriye aynen olan budur. Ordular yenilirse halk esir düşer. Halkın hakkını savunmak mümkün olmaz. Sokakta masum masum gezen kızınıza tecavüz ederler, kimseye hesap soramazsınız, sokakta insanlara rastgele ateş açarlar, oğlunuz ölür, kimseye hesap soramazsınız. İşte Bosna-Hersek, işte Azerbaycan ordusuz halkların elinden her şeyini alırlar. Ben işte bu yüzden öfkeliyim. Ben işte bu yüzden sert yazıyorum. Belki insanlar irkilir, belki içine düştüğü ölüm uykusunda uyanır. Bu topraklar 90 yıldır iç harp görmedi, işgal yaşamadı. Unuttu insanlar. İşte Ermeniler, hala daha yana yakıla geziyor. Bütün çevre ülkelerde bakiye Türkler var, katledilenleri saymıyoruz bile. Kalanlar hala da sıkıntılar içinde yanıyor. Oyun değil, bu şakası yok. Göreceksiniz, tetikte eli titreyen pişman olacak. Önümüzde böylesine kanlı günler var. Uyarıyorum. Korkutuyorum. Anlasınlar artık. Çatı bir yıkılırsa, herkes altında kalır. |
On 05.08.2012 08:50, panzehir@aol.com wrote:
Cok sevgili Oraj Bey,Yetmisli yillarda bolunen Turkiye, bugun ayni taktiklerle fakat farkli bir tema kullanilarak tekrar bolunmeye calisilmaktadir. Kismen de basarili olmuslardir. Yetmisli yillarda karsit gruplari bir araya getirip konusturmak yerine, tedhise surukleyenler, bugun de karsit gruplari sanal dahi olsa tedhise suruklemektedirler.Amerikalilar'in bir lafi vardir.Beni bir kere kaziklarsan, yaziklar olsun sana. Beni iki kere kaziklarsan, yaziklar olsun bana, derler. Ikinci kez ayni tuzaga dusmek istemiyorsak muhakkak ve de muhakkak birikimimizi paylasarak saflarimizi siklastirmak yonteminde israr etmek zorundayiz. Bir baska alternatif inanin ki yok...Beyaz Turkler'in "seciciligi" ile disladigi insanlarimizdir, cemaat tuzagina itilenler. Dikkat edin lutfen, tuzagina dusenlerdir demiyorum. Tuzagina itilenlerdir diyorum. Cunku biliyorum ki; gecmisin sozum ona radikal Ataturkculeri, bugunun cemaatcileri ile ayni hedefe odaklanmis, Yeni Dunya Duzeni icinde "Yeni Turkiye" icin cizilen sinirlarda mutabakata varmislardir.Her ikisinin de iplerinin de ayni kuresel cete tarafindan cekilmekte oldugunu; bir, bes, yuz, bin kere degil, milyon kere anlatmak zorunda kalsak bile, bu ugrastan vaz gecmek gibi bir luksumuz maalesef yoktur. Eger ki amacimiz mermeri delmek ise, azimle tukurmeye devam etmek zorundayizdir. Cunku, milliyetciligin basladigi yerde duygusallik biter. Bizim de bitirmemiz lazim. Hem ustelik bizim birikimimiz olsun, bizim aktarim gucumuz olsun, bizim vitrinimiz olsun, hepsindeki artilarimiz karsitlarimiza oranla daha fazla iken, topa faullu girmek gibisinden bir ihtiyacimiz neden olsun ki...Yok arkadasim katilmiyorum ben sana, dusur tetigi gebersin goz oglanlari diye dusunmekte israr eden arkadaslarimiz varsa, lutfen sunu hatirlatayim kendilerine... Yetmisli yillarda bizler aksi yontemleri denedik fakat bu bizlere tam 30 seneye mal oldu. Hem bizlere, hem de ulkeye... Ikinci kere ayni hataya dusup de, yaziklar olsun bana demek istemedigim icin duygularimi paylasmayi elzem gordum...Bugun hedef tahtasina oturtugumuz insanlari kazanabilmek icin bir 30 sene daha harcamak istemiyorum. Cunku bizim olana biz sahip cikmadigimiz taktirde, birileri cikacaktir diye afaki bir yorumda bulunmak istemiyorum. Birileri cikiyor diye kesinkes konusuyorum...Iste o birileri olmali bizim hedef tahtamizdakiler.Turkiye'de dogan cocuklara isim vermekten baska birseye kafasi basmayan, Virgina Langley'in fotokopi makinesi gibi calisan Fethullah Gulen gibilere aldanmis kendi insanlarimiz degil...Diye dusunuyorum...In a message dated 8/4/2012 9:32:29 A.M. Eastern Daylight Time, cimcime@neomailbox.net writes:
Paranoid Şizofreni+Demans+Ermeni Kriptosu olmak.
Sıkıntı bunların bileşkesi.
Zaten ben de çok korkuyordum.
Ya ADŞ benim gizli sırrımı ortaya çıkarırsa diye.
Ya benim Ordu Komutanlığım sırasında yaptığım kapkaçları ortaya çıkarınsa.
Ya Genel Kurmay Başkanlığım sırasında aldığım gemicikleri ortaya çıkarınsa.
Ya Deniz Kuvvetlerine gemicikler alınırken aldığım rüşvetleri otaya çıkarınsa.
Ya ADŞ benim kripto olduğmu ortaya çıkarırsa.
Çok korkuyordum.
Aslında ben sizi muhattap almamıştım.
Muhattaplarım, sizi ciddiye alıp, ciddi ciddi sizi yanıtlamaya çalışanlardı.
Sizin hakkınızdaki kanaatimi daha önce de söylemiştim.
Kripto Ermeni olma konusunda birkaç aydır kanaat sahibiyim.
Yine kendi yazışmalarınız, kendi kelimeleriniz yüzünden.
Elbette çok zor, yüzyıllardır yaşadığı topraklardan kovulmak.
Hazmı zordur.
Yüzyıllar sürecek, yine de hazmedemeyceksiniz.
On 04.08.2012 16:01, ahmet dogan Simsek wrote:
Acı da olsa, içinde bazen küçük abartılar ve genellemelerde olsa
Füsun Hanımın söyledikleri doğrudur.Hatta genellemeler dahi en azından komuta kademesi için doğrudur.Çünkü bu olaylar vakayi adiye haline gelecek kadar çoğalmış ve kimse bu suçlardanordudan ihraç edilmeyip bu durumu içselleştiremeyenler görüp şahit olmasınlar diyeçeşitli bahaneler ile nahak yere ordudan yargısız infaz edilerek ihraç edildiklerine göre ,Füsun hanımın acı sözlerini derin derin düşünmek dışında yalanlamanın imkanı yoktur.Sizin böyle şiddet ve celal ile karşı çıkışınız ise.Suçlu çocukların hemen ortaya çıkıpben yapmadım diyerek kendilerini ele vermeleri ile bire bir benzeşmektedir.Korkunun ecele faydası yoktur. Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.A.D.Şimşek
4 Ağustos 2012 11:55 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Sayın Füsun,
Aslında siz asabisiniz, ve hemen her cümleninizin içinde imalar, genellemeler var.
Genelleme yaptığınızın farkında mısınız?
Siz özetle rüşvet, yolsuzluk, TSK'nın kurumsal bir özelliğidir diyorsunuz.
Bu suçlar TSK'da yargılanmaz, örtbas edilir diyorsunuz.
TSK'da komuta heyeti rüşveti paylaşır diyorsunuz.
12 Eylül yönetimin yanlış uygulamaları olabilir, olmuştur, inanırım, çoğunu kabul de ederim.
Şimdi de bazı subaylar suç işlemiş olabilir, bunu da anlarım.
Fakat siz, yanlışlar üzerinden genellemeler yaparak, gelmiş geçmiş, bütün komutanları, bütün subayları zan altında bıraktığınızın farkında değil misiniz?
Ben 15 yaşından büyük sayılırım.
Ben bunu böyle anladım.
Siz genelleme yapıyorsunuz.
Tarzınız, yoldan geçen bir genç kız için bu fahişedir diyen mahalle kadınından farklı olmalı.
Madem kendinizden eminsiniz, o zaman somutlaştırın.
Neymiş o saymanların garip istekleri onları maddeleştirin.
Misal saymanlar kendi keselerine, komutanlarının özel harcamaları için tahsisat mı istemişler ne yapmışlar bir açın.
Usulsüzlüklerden mi, rüşvetlerden mi, irtikapdan mı, mali suç çetelerinden mi bahsediyorsunuz?
Yapılan şikayetler, örtbas mı edilmiş?
Kimler yararlanmış?
Babanız subaymış, haaa tamam o zaman, sizin her dedininizi şüphesiz kabul etmek zorundayız.
Babanız subay ya, siz kurumun en derin yerlerine kadar girmiş, içini dışını öğrenmişsiniz, hatta bir ekspertiz bile sayılırsınız.
Bu bir gerekçe değil.
Siz sadece dedikodu yapıyorsunuz.
Eğer gazetelerde haberleşen rüşvet, yolsuzluk, suistimal, irtikap, şu bu haberlere bakarsak o zaman şunu mu dememiz gerekir.
Türkler hırsızdır, ahlaksızdır, katildir, yalancıdır, sahtekardır.
Bu mudur yani?
Genelleme yapabilir miyiz?
Ayrıca askeri kantinler eğer yeni bir düzenleme yapılmadıysa benim bildiğim gelir vergisinden, stopajdan ve daha bir sürü vergiden muaftır.
Burada hatanız var.
Orduevlerine karşı olabilirsiniz.
Fakat neden?
Bunlar yolsuzluk yuvası mıdır, toplumsal bir adaletsizlik mi yaratır, subayların bazı hizmetleri ucuz şekilde alması ne yönden mahsur yaratır?
Diğer kamu sosyal tesislerinden ne farkı vardır?
DSI, Karayolları, Eğitim Bakanlığı, Özel İdareler vb.
Hizmetler için uygulanan fiyatlar kıyaslamalı olarak nasıldır?
Bu sosyal tesislere toptan mı karşısınız, yoksa sadece TSK'nın sosyal tesisler sahibi olmasına mı?
Ülkede bulunan kamuya ait sosyal tesislerin dökümü nedir?
Kaçı TSK'ya aittir?
Ortaya bir laf attığınıza göre, veriler olmalı.
Yine maliyeye borcu olan kamu kurumlarını da sıralayın bakalım, misal belediyeleri, diğer bakanlıkları, doğalgaz, elektirik vs.
Borçlarını da bir listeleyin, bakalım TSK kurumları listenin neresinde onu da söyleyin.
Biliyoruz ki, ülkede maliyeye borcu olmayan kamu kurumu yok.
Hatta bunların bazılarının borçları ülkeyi iflasa getirecek kadar büyüktür.
Bu listeden sadece TSK'ya odaklanmanız da ilginç.
Acaba, babanızın başına TSK'da bir hal mi geldi, de TSK'ya bu kadar olumsuz bakıyorsunuz.
Misal Ankara belediyesinin doğalgaz, metro hattı inşaatlarından dolayı merkezi bütçeye aktardığı borç yüküyle neden hiç kıyaslamıyorsunuz?
Ya batmış/batırılmış belediyeler?
Subayların zaman zaman öngörüsüz olduğunu ben de düşünmüşümdür.
Ancak, hepsinin de ufuksuz, çapsız olduğunu söylemek haddini aşan bir genellemedir.
Ben size söyleyeyim, babanız değil, yedi ceddiniz subay olsa bu kadar olumsuz bir genellemeyi yapamazsınız.
Bu iftira atilan subaylar elbette aklanacaklar. Onlar subay, savasci yani, birakin kendi savaslarini versinler. Kendi savaslarini veremeyeceklerini mi dusunuyorsunuz?
En kötüsü de bu.
KOCAMAN BİR PALAVRA, ÇOCUKSU BİR HAYALDİR BU.
Taşları bağlayıp, köpekleri saldıktan sonra adalet olmaz, bu subaylar kendilerini savunamaz duruma düşürülmüştür.
Bir çok kez hakimlerle ayrıca davalık olmuşlardır.
Bir çok kez reddi hakim talepleri olmuştur.
Bir çok kez tahliye talepleri olmuştur.
Bir çok kez savunma için ek imkan, dosya inceleme, delilleri inceleme, iddianameye ulaşma talepleri olmuştur.
Taleplerinin hepsi de keyfi şekilde, gerekçe belirtmeden, ya da ciddiyetsiz gerekçelerle rededilmiştir.
Savcılar zanlılar lehine olan delilleri bir çok kez gözardı etmiştir.
Polis bir çok kez deliller üzerinde sahtecilik yapmıştır.
Bunların hiçbirisi takibata uğramamıştır.
Bu mahkemeler adil, tarafsız mahkemeler değildir.
Ayrıca, kişisel kanaatimdir:
Balyoz, Oraj, Sakal, Suga, Sauna, Poyrazköy, Ergenekon vb davaların tamamı da sahtekarlıktır.
Hepsi de TSK'da görevli milliyetçiliğiyle öne çıkan subayların tasfiyesi için planlanmıştır.
Yargıçlarının tamamı cemaatçidir.
Hükümet, HSYK'na atadığı cemaatçi hakimler üzerinden bu mahkemelerin hakimlerini himaye etmektedir.
Hükümet ve Cemaatin fitnebaz lideri bu mahkemelerin hakimlerine doğrudan emir vermektedir.
Bu mahkemelerde yürütülen bütün davalara ilişkin haberler, deliller, varılan kararlar şaibelidir.
Bunlara bakarak kanaat oluşturmak yanlıştır, hatta artniyetlidir.
Arzu ederseniz, bunu da uzun uzun yazar, açar, ayrıntılandırır, somutlaştırırım.
Bende işkembesel katkı payı olan söz yoktur.
Referanslı konuşmaya ve yazmaya gayret ederim.
TSK kurumsal olarak darbeci geleneği olan bir kurum olsaydı, bütün bu davalar zaten hiç olmazdı.
Onu da belirteyim.
Bu davalar TSK darbe yapmadığı için gündeme gelmiştir.
Saygılar.
On 03.08.2012 22:45, Haydar Ates wrote:
Bu tip olaylarda kurumları veya kitleleri suçlayamazsınız. Biliyorsanız isismleri telaffuz edersiniz. Tespit ettiğiniz bir hukuksuzluk varsa yasal mercilere başvurursunuz. Söylediklerinizin doğru olduğunu biliyorsanız niye yasal mercilere başvurmadınız, niye suçluları koruyorsunuz ? Ben neyi okuduğumu çok iyi biliyorum, siz ne yazdığınızın farkında mısınız?Haydar Ateş
From: Fusun CAGIRGAN <fusorguv@yahoo.com>
To: "UNITED-TURKS@yahoogroups.com" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com>
Sent: Friday, August 3, 2012 1:30 AM
Subject: Re: [UNITED-TURKS] Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Haklisiniz, 12 eylul yonetimi her kuruma alakasiz alakasiz subaylari mudur, daire baskani, genel mudur v.s kadrolari atadi, kurumlara kok saldigi halde maliyeye sadece bir savunma sekreteri ulayabildi.
Ilkeli kurum oldugundan elbette. Verimli calismalari mumkun degildi. kuruma dalamadiklari icin her ilcede sayman arkadaslardan garip odeme isteklerinde bulunur, odetemeyince apar topar Bakanliga sikayet ederlerdi. Sanirim personel Genel Mudurlugunden bulabilirsiniz bu sikayetlerin kayitlarini.
Rusvet konusunda calismam oldu, laf ola beri gele yazmadim, 15 yasindan buyuk, okuma yazma bilir her akli selimin anlayacagi sekilde yazdim. Kimseyi suclamadim, buna ragmen savunma maksatli saldiriya gecme sebebiniz biraz suclu psikolojisi cagristiriyor. 12 yas sendromu da denilebilir.
Canak tutmamak gercekleri gormezden gelmek degildir. Gercegi irdelemek, kusurun telafisini saglayacaktir.
Askeri kantinlerin hepsinin Maliyeye milyonlarca TL KDV borcu var, haydi odesinler o borcu o halde :)) ordu evleri nasil kapanmaya dogru adim adim goturuldu, baska baslikta tartisabiliriz.
Rusvet v.s. gibi kamu gorevlilerinin suc ve suca yatkinligi ile ilgili bir calismayi asker ile yapmanin mumkunu yok, cunku o ufka sahip degiller, olmalari da gerekmez. Subaylik yapmak icin de mevcut yeter, ha bu arada babam da subay. Bilmedigim bir kurum degilsiniz.
Soz konusu arastirmalari polisler ve baska kurumlar, ogretim uyeleri ile birlikte yaptik, yazdigim sonuclar ortak gorusler.
Ofkenizi yenmek durumundasiniz, zira kendinizden yana olani dusman sanmaya basladiniz.
Ben, Olayim, Olmayayim,Turk Milleti Bakidir.Vazifenizi Bana Karsi Degil, Millete Karsi Yapacaksiniz.11.Haziran 1937MUSTAFA KEMAL ATATURK
From: Haydar Ates <ates.haydar@yahoo.com>
To: "UNITED-TURKS@yahoogroups.com" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com>
Cc: "Ozgur_Gundem@yahoogroups.com" <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com>
Sent: Friday, August 3, 2012 12:57 AM
Subject: Re: [UNITED-TURKS] Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Yazınızda "Maliye Bakanligindan emekli oldum. Pek cok rusvet olayi yakaladim ve izledim" demişsiniz. Bunlardan kaçı subaydı, kaçı polisti? Maliye Bakanlığı'ndaki göreviniz süresince o bakanlığın kapısından giren 1 tane subay gördünüz mü? Gördüğünüz subaylar hangi ülkeler için casusluk yaptıklarını söylediler mi? Kaç polis geldi ve sizinle detaylı görüşmelerinde hangi suç örgütlerine üye olduğunu söyledi ? Benim yazıma vesile olan yazınızı bir daha okuyun, sonra tüm suçladığınız o kitlelerden özür dileyin.Sapla samanı birbirine karıştırmamak gerekir. Siz bir önceki yazınızda tüm subayları (Yaklaşık 33.000 kişi) paraya dayanamayacağından casuslukla, yine aynı şekilde polisleri (Yaklaşık 200.000 polis) aynı nedenlerle çete üyesi olmak veya çetelere yardımla suçluyorsunuz, sonra da bana " Hemen patlamaya hazirsiniz" diyorsunuz.Önce ne yazdığınıza iyi bakacaksınız. Burada TSK, Vatan, Millet düşmanlığı yapanların gazına gelip onlara çanak tutmamalısınız, yoksa her türlü tepkiye hazır olmalısınız. Onlar zaten 3-5 kişi, amaçları demogoji ve provakasyon. Dinciler tarafından insanların soyulmasına, badelenmesine, bademlenmesine ses çıkarmazlar, Hatay'daki seviyesiz olayda polislere yapılanları ve yapanları kınamazlar, şehitler için tek kelime iyi söz sarfetmezler...... Yaptıkları tek şey her vesileyle bu devletin kurumlarına çamur atmak, TSK'ya saldırmak, çünkü her türlü ahlaksız emellerinin önündeki tek engel odur. Bunları iyi gözlemekte ve oyunlarına gelmemekte yarar var.Haydar Ateş
From: Fusun CAGIRGAN <fusorguv@yahoo.com>
To: "UNITED-TURKS@yahoogroups.com" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com>
Sent: Thursday, August 2, 2012 7:01 PM
Subject: Re: [UNITED-TURKS] Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Hemen patlamaya hazirsiniz. Maliye Bakanligindan emekli oldum. Pek cok rusvet olayi yakaladim ve izledim. Tahmin edeceginiz gibi rusvete cok yakindim. Rusvet icin cok baski gordum. Ikram cay ve sigara bile icmeden de emekli oldum. Buna karsilik hemen herkese de en azindan cay - kahve ismarlamam mumkun oldu.
Yazdiklarimda kimseyi suclamiyorum hatta suca bulasmislari bile suclamiyorum. Dikkatle, on yargisiz okumus olsaydiniz kesin anlardiniz da ofkeden anlamamissiniz. Bazi gorevler suca yakin bu gorevi icra ederken suca bulasan kamu gorevlileri ikinci derece suclular. Suca zorlayan, tesvik eden hatta cazip hale getiren birinci derece suclu. Gene lafin tamamini yazdirdiniz.
Bu ne ofke? Bosuna dememisler ofke basa gelince akil tatile cikar diye.
Bu iftira atilan subaylar elbette aklanacaklar. Onlar subay, savasci yani, birakin kendi savaslarini versinler. Kendi savaslarini veremeyeceklerini mi dusunuyorsunuz?
Haydar bey, sizin yazilarinizi yeni yeni okuyorum. Ben bu gruplarin eski mudavimiyim. Hatta sanal sartlara guvenemedigim icin burada yazan arkadaslarimizin bir kismi ile sartlar olustukca tanistik, gorustuk. Ani parlamalariniz tanimamaktan kaynaklaniyor olmali. Yazarak dusunce aktarmak kolay degil, hele okudugunu anlamak baska gucluk.
Uzatmiyayim, malum yargilama sureci basladiginda duzmece oldugunu, ilgi gostermemek gerektigini yazmistim. Hala da oyle dusunuyorum.
Cozum nedir henuz kestiremedim, zaten tek basima cozumu bulmam da mumkun degil ama İzmir suikastinden baslayarak sirasi ile, tabutluklar, 60 ihtilali, ...... ergenekon davalari hep komedi gibi ilerlemis ve ilerliyor.
Hakim iktidar ve yargi isbirligi ile rakipler ile muhtemel rakipler acmaza sokuluyor, iktidar biraz zaman kazanarak daha rahat hareket ediyor. Halk ise ikiye, uce, bese bolunerek gercekleri algilayamadan birbirini yiyor. Simdi de boyle eskiden de boyleydi.
Iktidarin sunduklari ile ilgilenilmez veya odaklanilmazsa gizlenen ayan beyan gorulecek halkin gercek muhalefeti olusma imkani bulacak. Halki gerceklerden uzak tutan bilgi ve haberler iktidarin omrunu uzatiyor.
Halkin muhalefeti gercek muhalefet, halk guveni yitirildiginde secime ne kadar zaman kaldigi hic onemli degil, dilerim meramimi anlatabildim.Ben, Olayim, Olmayayim,Turk Milleti Bakidir.Vazifenizi Bana Karsi Degil, Millete Karsi Yapacaksiniz.11.Haziran 1937MUSTAFA KEMAL ATATURK
From: Haydar Ates <ates.haydar@yahoo.com>
To: "YuksekTurkiyeIdeali@yahoogroups.com" <YuksekTurkiyeIdeali@yahoogroups.com>
Cc: "Ozgur_Gundem@yahoogroups.com" <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com>; "UNITED-TURKS@yahoogroups.com" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com>
Sent: Thursday, August 2, 2012 9:54 AM
Subject: [UNITED-TURKS] Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Füsun Çağırgan,Siz hangi suça yakınsınız. malum çok büyük kitleleri, özellikle bu ülkenin güvenlik güçlerinin tüm mensuplarını, tüm memurları son derece yakından incelemiş, herkesi en ince ayrıntılarıyla analiz etmiş, düşüncelerini ve yapacaklarını öğrenmiş, işleyecekleri suçu size söyleyecek kadar çok çok yakından tanıdığınıza göre, kendinizin de hangi suça yakın olduğunuzu, bu saçma sapan sonuca hangi yöntemle ve kaç güvenlik mensubuyla veya memurla, bu tip konuları dahi, yakınen görüşerek ulaştığınızı doğrudan söyleyin. Yani tüm Türk subayları casus, tüm polislerde suç örgütü üyesi, tüm memurlarla rüşvetçi öylemi ? Peki siz nesiniz ? Sizi de o alçakça suçladığınız güvenlik mensupları ve memurlara mı soralım ?Haydar Ateş
From: Fusun CAGIRGAN <fusorguv@yahoo.com>
To: "YuksekTurkiyeIdeali@yahoogroups.com" <YuksekTurkiyeIdeali@yahoogroups.com>
Sent: Thursday, August 2, 2012 2:16 AM
Subject: Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
:)) Neden alay edeyim, arada saka yapabilirim ama alay asla, o denli densiz degilim biliyorsunuz.
Bazi meslekler suca cok yakinlar, halk ile suc arasinda sinir olduklari icin elemanlarindan bazilari hep suca bulasir. Subaylar askeri bilgi satar, cunku talep vardir, karsi taraf pek cok sekilde zorlar, cazip hale getirir. Polisler suc isler, suc isleyenlere yardim yataklik yapar cunku cok yakinlar bazilari bir sekilde bulasir. Tapucusu, maliyecisi v.s rusvet alir cunku paraya hele de kara ve kayit disi paraya cok yakinlar, cazip gelir karisirlar sucaa.
Subaylarin askeri bilgi satmasinda anormal durum yok dedim sadece. Ustelik de Inonunun oglu bile bulasmisti askeri bilgi satma sucuna, suc ustu yakalandi hatirlarsiniz.
Sizinle simdilerde anlasamiyoruz ama iletisimi israrla surduruyorum, kus degiliz yani.Ben, Olayim, Olmayayim,Turk Milleti Bakidir.Vazifenizi Bana Karsi Degil, Millete Karsi Yapacaksiniz.11.Haziran 1937MUSTAFA KEMAL ATATURK
From: Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com>
To: YuksekTurkiyeIdeali@yahoogroups.com
Sent: Thursday, August 2, 2012 1:50 AM
Subject: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Füsun HanımEskiden sizinle anlaşabiliyorduk ama son zamanlarda ne dediğinizi bile anlayamıyorum.Yazımdan ne anlayıp anlamadığınız bile belli değil. Alay mı ediyorsunuz ciddi misiniz onu bile çıkaramıyorum.Selamlar++++++++++++++----- Original Message -----From: Fusun CAGIRGANSent: Thursday, August 02, 2012 12:30 AMSubject: Re: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi
Normal, subaylar her ulkede askeri bilgi satarlar, belki yunan subaylar da bilgi satiyordu klasik takas olabilir. Inonunun oglu bile ruslara bilgi satarken yakalanmisti.Ben, Olayim, Olmayayim,Turk Milleti Bakidir.Vazifenizi Bana Karsi Degil, Millete Karsi Yapacaksiniz.11.Haziran 1937MUSTAFA KEMAL ATATURK
From: Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com>
To: Undisclosed-Recipient@yahoo.com
Sent: Wednesday, August 1, 2012 11:54 PM
Subject: Yuksek Turkiye -- Yunan subayları Türk gemisinde idi [3 Attachments]
Yunan subayları Türk gemisinde idi++++++++++++++++++++++++++++++Ali Serdar Bolat 1 Ağustos 2012"Askeri Casusluk ve Şantaj" Davası'nda bir Binbaşıyı ve bir Üsteğmeni "Türk savaş gemisinin seyir bilgilerini Yunanistan'a satma planı yapmak"la suçladılar.Bu iki sözde casus subay, TCG GÖKOVA savaş gemimizin 28 Haziran-28 Temmuz 2008 günleri arasındaki seyir bilgilerini, yani hangi yolu izleyip hangi limanlara uğrayacağı bilgilerini Yunanistan'a satmak istemişler.Vay hainler vay.Tutuklu yargılanan Dz. Ütğm. Mehmet Irak'ta bulunan bir dosyada bu gemiye ait seyir bilgileri bulundu.Kurulan komploya göre, Mehmet Irak bu bilgileri Binbaşı Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara satmak üzere almış.Dosyanın içinde de şöyle bir not bulunmuş:"Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara verilecek gemi seyir çizelgesinin alınması (Dikkat edilecek, yabancı birileri görmeyecek)"Her şeyden önce, bu, Üsteğmene yapılan bir hakarettir, onu geri zekalı yerine koymaktır.Bu Üsteğmen öyle geri zekalı olmalı ki, yapacağı casusluğu unutmamak için not alsın, "Falancadan alıp Yunanlılara vereceğim, aman kimselere göstermeyeyim" diye yazsın.Böyle bir şey olabilir mi? Bu notun tertipçiler tarafından konulduğu apaçık.Casusluk yapacak olan biri, bunu oturup yazar mı? Casusluk zaten gizli yapılan bir iş. "Aman kimse görmesin" diye not alınır mı?********Ayrıca, iddia o kadar aptalca ki, gerçekten inanılmaz.Üsteğmen Mehmet Irak, sözkonusu geminin muhabere (haberleşme) subayı.Bu görevinden dolayı, geminin seyir çizelgesini bilmek zorunda, çünkü ona zorunlu olarak veriliyor.Halbuki iddianamede "Üsteğmen Irak bu bilgileri Binbaşı Kemalettin Yakar'dan aldı" diye yazıyor.Binbaşının bu gemi ile hiçbir ilişkisi yok.Üsteğmen, kendisinin görevi icabı zaten bildiği bilgileri konu ile ilgisiz birisinden niye alsın?********Suçlanan subaylar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bir dilekçe yazarak, sözkonusu geminin o günlerde hangi görevde olduğunu soruyorlar.Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen 18 Temmuz 2011 günlü cevap şöyle:"İLGİ: 06 Haziran 2011 tarihli dilekçeniz........2. Dilekçenizin 2'nci maddesinde sormuş olduğunuz TCG GÖKOVA'nın faaliyetlerine ilişkin olarak:a. TCG GÖKOVA, 28 Haziran - 28 Temmuz 2008 tarihleri arasında icra edilen SNMG-2 görevine, Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden HS KOUNTOURIOTIS (F-462), İngiltere Deniz Kuvvetlerinden HMS SOMERSET (F-82), İtalya Deniz Kuvvetlerinden ITS LUIGI DURAND DE LA PENNE (D-560) ve ABD Deniz Kuvvetlerinden USS GONZALES 8DD-66) ile katılmıştır...........Yunanistan Deniz Kuvvetleri'ne bağlı seyir subayı ve radar astsubayı da 21-23 Temmuz tarihleri arasında TCG GÖKOVA gemisinde bulunmuşlardır........"Yani "Yunanlılara seyir bilgilerini satacaktınız" denilen gemimiz, söz konusu zaman aralığında, Yunan gemisi ile birlikte NATO tatbikatına katılmış.Ayrıca, bir Yunan seyir subayı ile bir Yunan radar astsubayı da bizim gemide imiş.Yunanlıların zaten bildiği bir şey onlara nasıl satılır? Ne aptalca bir tertip.Bu çokuluslu tatbikata katılan bütün gemilerin seyir bilgileri, katılan her ülke tarafından biliniyor.Aksi halde tatbikat yapılamaz.********Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu yazısına rağmen, Savcı Celal Kara, esas hakkındaki mütalaasında, bu iki subayımızın "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme" suçundan cezalandırılmasını istedi.Çünkü, gerçeklerin hiçbir önemi yoktur. Amaç, belirlenmiş subaylara ceza vererek ordudan ayılmalarını sağlamaktır."Bu iş, Nazım Hikmet'in Harbiye ve Donanma davalarına döndü." demiştim. İşte bir kanıt dah****************Konu arşivi:
Deniz K.K.: "Kangrenli kolu keseceğiz"+++++++++++++++++++++++++++++++++Ali Serdar Bolat 1 Ağustos 2012Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel:"Kangrenli kolu keseceğiz"Oramiral Bilgel'in yürümekte olan davalarla ilgili askerlerin durumunu "kangrenli kol"a benzetmesi, "Genelkurmay'ın YAŞ mesajı" olarak değerlendirildiOramiral Bilgel'in, 4 ay önce, GATA'da tedavi görmekte olan Balyoz sanığı üst düzey bir komutana, eşi ile birlikte yaptığı "geçmiş olsun" ziyareti sırasında:"Yara kangrenleşti. Artık kangrenli kolu kesmekten başka yapacak şey kalmadı"dediği öğrenildi.Bilgel'in sözleri, Balyoz tutuklusu subaylar arasında tepkiye neden oldu.Hasdal, Maltepe, Hadımköy askeri cezaevlerinde bu sözler kulaktan kulağa yayıldı.Tutuklu komutanların:"YAŞ'ta Genelkurmay'ın tavrı belli oldu.Yargılama süreci devam ederken, Balyoz'da tüm suçlamaları çürütmüş olmamıza rağmen, Genelkurmay bizi nasıl kangrenli yaraya benzetir.Bu, yargısız infazdır. Arkadan hançerleniyoruz"yorumunu yaptığı öğrenildi.********Oramiral Bilgel bu kadarla da kalmadı.Casusluk Davası'nda yargılanan teğmenlerle yaptığı görüşmede de:"Kendinizi yeni hayatınıza hazırlayın"dediği öğrenildi.Böylece, Teğmenlerin de kangren olduğu anlaşılmış oluyor.Oramiral Bilgel, mahkeme sonuçlanmadan kararı bilmektedir. Karar çoktan verilmiş."Bu iş, Nazım Hikmet'in Harbiye ve Donanma davalarına döndü." demiştim. İşte kanıtı.********
Genelkurmay, Aydınlık'ın "kangrenli kol" haberini yalanladı.Açıklamada şöyle deniyor:"31 Temmuz 2012 tarihli Aydınlık Gazetesi'nde yer alan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından söylendiği iddia edilen hususlar tamamen asılsızdır"Genelkurmay açıklamaları bence artık güvenilirliklerini yitirmiştir.Sadece iki örnek:Org. Bitlis'in uçağı düşer düşmez Genelkurmay "Buzlanma" dedi. Aydınlık "sabotaj" manşetini atmıştı.Teknik Üniversite raporu "Buzlanma yok" dedi.Genelkurmay, katil Amerika'yı gözlerden gizlemişti.Uludere olayında Amerika "İstihbaratı biz verdik" dedi.Genelkurmay: "Hayır, istihbarat bizden" dedi. Amerika'ya rağmen Amerika'yı korudu.Balyoz, Ergenekon, Casusluk vesaire davalarında alınacak kararları Amerika belirlemiştir.Ora. Bilgel'in sözleri, kararın önceden bilindiğini göstermektedir.Genelkurmay açıklaması, Amerika'nın cinayetlerini örtmeye yetmeyecektir.****************arşivGenelkurmay Raporlarıyla tutuklanmışlar++++++++++++++++++++++++++++++++++Ali Serdar Bolat 31 Temmuz 2012Genelkurmay'ın Mahkeme'ye gönderdiği raporlar sonucu, "Askeri Casusluk Davası"nda 41 sanığın "Devlete ait gizli belge bulundurmak" suçundan hapsi isteniyor.Askeri casusluk, şantaj ve fuhuş iddialarıyla 21 aydır Hasdal'da tutuklu olan genç subay Aydınlık'a gönderdiği mektupta şöyle diyordu:"Geçen hafta Savcı mütalaa verdi: "Fuhuş yok, casus yok" diye.Öyleyse, Savcı "Fuhuş yok, casusluk yok" dediyse, ceza almazlar, beraat ederler diyeceksin, değil mi?Yok be kardeşim. Verilecek bir ceza bulunurFuhuştan, casusluktan olmaz ama,Beşiktaş hukuku bu, arkasından dolanır,ceza kesilecek bir şeyler yaratır.Ne yani, "pardon" mu desinler? Demezler."********Genç subayın dediği gibi oldu."Casusluk, fuhuş, şantaj yok ama; size devletin gizli belgelerini üzerinizde bulundurmaktan ceza verelim bari" dediler.Ayakkabı olmadı, gömlek verelim.Genelkurmay Başkanlığı, 41 sanıkta ele geçirilen belgelerin "Devlete ait gizli belge" olarak değerlendirildiğini belirtti.Sanıklar, son savunmalarında Genelkurmay raporlarına büyük tepki gösterdiler.Bu suçlama nedeniyle istenen ceza 1 ile 12 yıl arası hapis.Genelkurmay'ın "gizli belge" dediği belgeler şunlar:Amerikan gemilerinin fotoğraflarıUnited States Coast Guard (ABD Sahil Koruma)'ya ait 47 adet İngilizce sunumMcAfee anti-virüs yazılımıDenizde İlk YardımAtatürkçülük konusundaki ders notlarıToplam Kalite YönetimiKamu Yönetimi Kanun Tasarısı Bilgi NotuAyrıca, 56 sanığın hepsi için "örgüt" suçlaması ile ceza isteniyor.Suç yok, suça teşebbüs yok, suça teşebbüs etmeye yönelik bir toplantı veya karar yok, ama örgüt var.Peki, bu örgüt bir şey yapmayacaksa niye kurulmuş?Bu iş, Nazım Hikmet'in Harbiye ve Donanma davalarına döndü.********Deniz Kurmay Albay Mehmet Eryaşa, savunmasında şunları söyledi:"Genelkurmay raporunu okuduğumda ihanete uğradığımı gördüm, tüylerim diken diken oldu.Genelkurmay, benim belgelerim için TCK 334'e tabi dedi (gizli kalması gereken bilgi)Genelkurmay, benden çıkan belgeleri değerlendirecek yetkiye sahip değil.Ben deniz subayıyım. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu belgeleri değerlendirme hakkı var."E. Pilot Yarbay ve Havelsan çalışanı Seyfettin Alevcan:"Genelkurmay raporu güvenilir değil. Raporu hazırlayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağım.Gizli denilen Kamu Yönetimi Kanun Tasarısı Bilgi Notu'na ilişkin kanun, TBMM tarafından yapılmış ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Genelkurmay'ın bu tutarsızlıklarla dolu, konu hakkında uzmanlığı dahi bulunmayan, hukuk bilgisi hiç olmayan bir takım tarafından yazılmış bu yazı ile ben TCK 326 ile suçlanıyorum.Dijital ortamdaki bir evraka bakıp çalma, tahrip etme, sahtecilik yapma, hile ile alma eyleminin gerçekleştiğini nasıl anlamışlar?Bu şekilde yorum yaparak yargılama sürecini ta soruşturma safhasından başlayarak etkileme suçunu işlemişlerdir.Bu yazıda imzası olan 4 şahıs hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.Ayrıca:Bu yazıya yapılan itiraz üzerine gelen yazıda da, ilk yazıda da imzası bulunan Binbaşı Yıldırım'ın imzası var.İtiraz edilen rapora yönelik yeni hazırlanan raporda aynı kişinin yer alması ahlaki ve kanuni olarak ne anlam ifade eder?Genelkurmay'ın hazırladığı raporların hukuki geçerliliği kalmamıştır"Binbaşı Cem Ciran:"Evimden alınan belgeler görevim sebebiyle bende bulunuyor. Zaten nüfuz etme hakkımın olduğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından belirtilmiştir"********Balyoz Planı hakkında "Bunlar gerçekten seminerde mi görüşüldü, gerçek midir sahte midir" raporu düzenlemesi için bilirkişi olarak görevlendirilen bir Binbaşı da:"Eğer bu plan doğru ise çok kötü, bu bir suçtur" diye rapor vermişti.Bu defaki Binbaşı da, Amerikan gemilerinin fotoğrafları, Meclisin çıkardığı kanun, anti virüs programı vesaire gibi ıvır zıvırı "gizli belge" olarak nitelemiştir.Genelkurmay'ın bu kadar salakça raporlar hazırlayacak kişileri özel olarak mı seçtiği şüphesi vardır.********İki tip belge var.Birinci tip belgeler, genç subayların evlerinde yapılan aramalar sırasında bulunduğu iddia edilenler.Bunlar düzmece belgeler. Dijital ortamda hazırlanmış. Hazırlayanın tesbit edilmesi olanaksız.İkinci tip belgeler, üst rütbeli subaylarda bulunanlar.Bu subaylar, bu belgelerin kendilerinde olmasının görevleri gereği olduğunu, bazılarının kendi çalışmaları ürünü akademik dosyalar ve ders notları olduğunu söylüyorlar.********Baskınlar Genelkurmay raporuna dayanılarak yapıldı.3 Ağustos 2010 günü İstanbul Kadıköy'de bir eve yapılan baskında çantadan çıkan evraklar Genelkurmay'a soruldu.Genelkurmay "Devlete ait gizli bilgilerdir" deyince 25 Ekim'de ikinci dalga geldi, gözaltı ve tutuklamalar yapıldı.****************
--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrýlmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.comArzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/Ey mutsuzlar!
Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
Bertolt BRECHT
Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
#Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara#dadir.#
ISKILIPLI ATIF
Bonum vinum lætificat cor hominum
Iyi sarap, insani neselendirir
(tam tercumesi kalbini neselendirir)
Latince Atasozleri
--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrýlmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.comArzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/Ey mutsuzlar!
Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
Bertolt BRECHT
Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
#Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara#dadir.#
ISKILIPLI ATIF
Bir ogretmen ebediyete hukmeden insandir.
Tesirlerinin nerede bitecegi asla bilinemez.
Henry adams
--
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrýlmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : #Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara#dadir.# ISKILIPLI ATIF |
Dogustan sahip olduklarinizla yasamayi ogrenmek bir surec, bir katilim, yani yasaminizin yogrulmasidir. Diane wakoski |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder