Memlekette general, subay olmak yeterli, hatta yakınlarından, civarından olmak dahi yeterli. Tarihte yaşanmış her türlü felaketin müssebibi olmanız için. Özal mı öldü, onu mutlaka bu hain generaller öldürmüştür. II. Dünya Savaşında insanlar açlık mı çekti, mutlaka hain ordu mensupları yiyecekleri halktan saklamış, kendileri yemiştir. Hasbel kader subay, general şehit mi oldu, onun da mutlaka haince bir sebebi vardır, mutlaka halka entrika kurmak için yalandan ölmüştür. Çatışma sırasında dost ateşiyle ölenler mi oldu, onu da ordunun içine gizlenmiş bu hainler yapmıştır. O hainler siyonisttir, onlar ABD işbirliçisidir, onlar ülkenin gelişmesinin önünde engeldir, ülkede ders çalışmayan, kafası basmayan öğrencinin başarısızlığında bile onların dahli vardır. Peki bu hainler nasıl tesbit edilir? Önce şüpheli tutulur, hapse tıkılır, onuru çiğnenir, maddi zararlara sürüklenir, çoluğu çocuğu gadre uğratılır. Sonra şüpheli izlenir, bakalım tepkisi ne olacak diye? Eğer şüpheli tepki gösterirse o zaman anlarız ki, doğru iz üzerindeyiz. İşte o zaman abluka daha da artırılır. Eşinin işten atılması sağlanır, çocuğunun okuldan atılması sağlanır, şirketi, kurumu falan varsa batırılır, taraftar basın üzerinden üzerine çullanılır. Aslında homoseksüel olduğundan, eşinin kendisini boynuzladığından, kızının biriyle seviştiğinden bahisle doğru eğri demeden her türlü laf ortaya atılır. Bu arada şüpheli olmaktan çoktan suçlu konumuna doğru yol alan hain kişinin hal ve tavırları izlenir. Bakalım, hainimiz, hapisteyken kimlerle dayanışma içine girecek, kimler onun ziyaretine gelecek, maddi sıkıntılarına kimler yardım edecek, ya da adamımız öfkeyle de olsa azından neler dökülecek. Misal hanimizi, mağdur oldum, hesap soracağım mı dedi? Bana ne yapıldıysa, fırsatını bulduğumda aynını yapacağım mı dedi? Taaata ta, işte buldunuz, BİNGO. Adamımız darbeci, bir çıksa darbe yapacak, ağzıyla da ikrar ediyor. İşte haklı çıktınız, hainimizi artık biliyoruz, başka isbata da gerek yok değil mi? Sonuç olarak yasal olarak darbe yapmaya teşebbüs etmeye teşebbüs etmek anlamı taşıyan, darbeye eksik teşebbüs gibi bir suç da icat ettiğinize göre işler çok kolay. | İşte size Bir Cadıyı Tanımanın El Kitabının kısa bir özetini verdim. Malleus Maleficarum Bu arada esas işbirlikçi kim, kimler kimlerle işbirliği yapıyor, yapılan işbirliği hayırlı mıdır, halk bu denklemin neresindedir, yapılanların net sonucu nedir, olaylar nerelere doğru uzanmaktadır? Bütün bu soruların sanal bir cadı tehdidi efsanesinin sisleri arasında kaybolduğuna dikkat etmenizi isterim. Aslında kim kimi beceriyor, bunu anlamak çok kolay, bakın bakalım kim üste kim altta, bu kadar basit. Doğa kanunudur, her etki bir tepki, her tepki de bir etki doğurur. Bütün bu yaşananlardan sonra unutulur, zaman her şeyin ilacıdır, kandırırız, yediririz zannediyorsanız yanılıyorsunuz. TSK bu güne kadar iç ve dış politikada yaşananları, hatta Osmanlı son döneminde yaşananları asla unutmamıştır. Balkan Yenilgisi, Sarıkamış Hezimeti, Kurtuluş Savaşı, işbirlikçiler, teslimiyetçi hükümetler, II. Dünya Savaşı sonrasında gelişen vesayet sistemi, Menderes Hükümetinin TSK'ya rağmen Koreye ve NATO'ya ülkeyi sokması, Kıbrıs Harekatı, Ambargo Dönemi, PKK'nın arkalanması, Muavenet, Çuvallama olayları. Bunların hepsi daha sonraki olaylarda mutlaka cevabını bulmuştır. Halk gafil olmuştur. Şimdi sıra TSK'dan sonra halka gelecektir. Fukara olduğu halde sağcı olan, kendi ordusuna karşılık oligarkların temsilcilerini tercih eden halkımız, eşiyle beraber tamamı erkeklerden oluşan bir toplu seks partisine gelmiş çift gibi olacaktır. Bu güne kadar kaybettikleri bundan sonra kaybedeceklerinin işaretidir. Ama, adım gibi biliyorum, yaşananlar TSK'nın ABD'yle ilişkilerinde dip noktasıdır. Bundan sonra asla TSK-ABD ilişkileri normal güvene dayalı bir müttefik ilişkisi olmayacaktır. Bütün general kadroları tasfiye edilse dahi, yeniden güven ortamı oluşmayacaktır. Aynı şekilde, mürtecilerin demokratik nizam içinde gördükleri müsamahakar dönem de son bulacak ve demokratik sanılan ve öyle olduğu iddia edilen taleplerin şiddet yoluyla bastırıldığı acımasız bir Kurtuluş Savaşı dönemi yaşayacağız. O yüzden, tekrar belirtiyorum, kemerlerinizi bağlayın. Hız trenine hazırlıklı olun. Herşey bir zaman meselesidir. |
Melih AŞIK - Cadı avı hızlandı
Ünlü bir reklamcı önceki akşam televizyon ekranında batan bankaların yönetim kurullarında yer alan emekli generallerin hiç yargılanmadığını anlatıyor, onların da hesaba çekilmesini istiyordu.
Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu:
"28 Şubat'ı Demirel yönetti" diyerek Baba'yı da yakalayın mesajı veriyor.
Bazı ünlü gazeteciler 28 Şubat'a destek verdiği iddia edilerek isim isim hedef gösteriliyor.
Ekranların yeni gülü bir hanım gazeteci eski Genelkurmay başkanlarından İ.Hakkı Karadayı'yı, Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu, Eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'i tutuklanacaklar arasında sayıyor.
Cadı avı hız kesmeden devam ediyor...
Gıcık olduğunuz biri varsa:
- 28 Şubat'ta otobüste ayağıma basmıştı, diye şikâyet etmenin tam sırası!
Askeri darbelerin elbet hesabı sorulmalıdır...
Ama intikam çığlıkları hukuku bastırıyorsa ortada ne hukuk kalır ne adalet...
* * *
Hapiste 1137'nci gününü dolduran Mustafa Balbay dün Deniz Feneri davasıyla kendi davalarını kıyaslıyordu.
İşte tablo:
- Deniz Feneri'nde sanıklara ağır suçlamalar yönelten savcılar hakkında dava açılıyor, Silivri'de sanıkları savunmaya çalışan avukatlar hakkında dava açılıyor.
- Deniz Feneri'nde 3-4 ay tutukluluk çok sayılıyor, Silivri'de 3-4 yıl tutukluluk normal sayılıyor.
- Deniz Feneri'nde başlangıçta var olduğu iddia edilen "örgüt" dördüncü yılda yok oluyor, Silivri'de varlığı kanıtlanamayan örgüt yıllardır ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
- Deniz Feneri'nde masumiyet karinesi var, Silivri'de mahkûmiyet karinesi.
- Deniz Feneri'nde özgür yargılama esas, Silivri'de tutuklu yargılama.
İşte size adalet...
Zahit Akman ve arkadaşlarının şansına bakın; dört yıldır sabırla beklediğimiz Deniz Feneri iddianamesinin tamamlandığı günün ertesi 28 Şubat gözaltıları patlak verdi, onları konuşacakken Çevik Bir ve arkadaşlarını konuşmaya başladık...
Haldun Ertem Mısırlı "Müslüman Kardeşler" rakiplerine siyaset yasağı getirmiş.
Onlar bizim Müslüman kardeşlerden hızlı çıktı...
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Osmanlı İmparatorluğu'nda tam 215 sadrazam (veziriazam) görev yaptı...
En kısa vezirlik yapan Zurnazen Mustafa Paşa olmuş, koltukta ancak "1 saat" kalabilmiştir.
* * *
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun'a gitmek üzere İstanbul'dan "Bandırma" adlı vapura binerlerken herhangi bir fotoğrafları yoktur ne yazık ki...
Sebebi mi?
Gemiyi uğurlamaya gazeteci gelmiş ancak iki fotoğrafçı, Foto Şükrü ve Foto Kenan hareket saatine yetişememişlerdir...
Günün fıkrası...
Ünlü fıkradır...
Bir Yeniçeri sokakta bir Yahudiyi yakalar, karakola götürmeye kalkışır:
- Meryem Ana'yı siz Yahudiler öldürmüşsünüz öyle mi?
- Aman ağam o Meryem Ana değil, oğlu Hazreti İsa idi...
- Ne olmuş o da bizim peygamberimiz...
Onu öldürdünüz demek...
- Ama ağam üzerinden kaç yüz yıl geçti...
- Olsun ben yeni öğrendim...
Kıssa'dan hisse...
Hesap sormaya kararlıysanız sebep bulmak zor değildir...
--
Plures crapula quam gladius perdidit
Sarhosluk, kilictan daha cok kayba sebep oldu.
Latince Atasozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinlerin kitaplar1n1;
Okuyup anlayana 'ateist',
Okuyup anlamayana 'dindar',
Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.
Nikola Tesla
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinler atesbocekleri gibidir:
Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.
Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.
Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.
Arthur Schopenhauer
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ey mutsuzlar!
Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
Bertolt BRECHT
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasm1s Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik;
Canlar1n, ezan1n diledigi: Kolelik;
Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti
Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.
Omer Hayyam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder