II. Dünya Savaşında sadece yenik çıkanların bu halleri yaşadığıdır.
Aşağıda bahsettiğim kötülükleri faşistler de, komünistler de savaşın her safhasında yaşamıştır.
Misal General Franko hakimiyet sağladığında İspanya'da hemen bütün kentler savaşa açık ilan edilmişti.
Savaşın yıkımı muzaffer ya da yenik olmayla çok alakalı değildir.
Misal Komünistler sonunda muzaffer oldular ve bütün Doğu Avrupayı elde ettiler.
Ama, zafere ulaşana kadar o topraklarda neler yaşandığını ancak Doğu Bloku yıkılınca belgeselleştirme imkanı çıktı.
Leningrad, Stalingrad kuşatmaları, Nazi İşgali döneminde doğu Avrupa'da yaşanan katliamlar, sonraki dönemde de işbirlikçi halklardan alınan intikamlar, çok uzun hikayedir.
Neymiş efendim Sovyetler savaştan muzaffer çıkmalarına rağmen savaşın çeşitli safhalarında hala daha üstlerinden atamadıkları ağırlıkta bedeller ödemiştir.
II. Dünya Savaşının zahmetlerini en az yaşayan ülke ABD'dir, çünkü onlar anakaralarında asla savaşmadılar.
Ancak, savaşı anakarasında yaşayanlar muzaffer bile olsalar, İngiltere, Rusya en tipik örneklerdir, çok ağır bedeller ödemiştir.
Anahtar kelimeler ANAKARADA SAVAŞ.
Adı üstünde savaş. Öldürme ve ölme hürriyeti var. İster kazanın ister kaybedin.
Misal bu gün ölen 8 şehidin yasını tutuyoruz.
Bir de ölenlerin yüzbinin katlarıyla olduğunu düşünün.
İran-Irak savaşının hemen hemen galibi yoktur, mağlubu da yoktur.
Ama bir de her iki tarafın kaybetiği milyon etrafında şeklilenen insanları düşünün.
Savaş kazansanız da, kaybetseniz de, insan hayatının hiçbir değer taşımadığı, insanların sinekler gibi öldüğü bir iştir.
Bu nedenle savaşı hayal ederken ucuza kaçmamak lazım.
On 21.06.2012 20:02, Akkartal wrote:
Aslında II.Dünya Savaşı dışında kaldığımız için bitimiz kanladı.
Evet ama, ne pahasına? Sonra, öteki ülkeler sanki bizden çok mu daha iyi durumda idiler? Ayrıca, savaşa katılmış olsaydık, yine mağlup çıkacağımızdan mı yola çıkıyorsunuz? Öyle ise, neden dolayı?
Ben, her şeye rağmen, kârlı çıka bileceğimizden yola çıkıyorum. Tabii ki, taraf seçerken yanlış yapmamak şartı ile.
Bir hatırlayın. İspanya İç savaşı, bütün Avrupa'da komünist-faşist çatışmaları, neredeyse 7-8 yıla yayılmış bir dönemde, bütün Avrupa'da hiçbir kısıtlama olmaksızın insanların aleni öldürülmeleri, kentlerin topçu ateşine ve hava bombardımanı tabii tutulması.Olabilir ama, bütün bunlardan bize ne ki?
Siviller üzerinde, hiç çekinmeden ve utanmadan nükleer silah kullanılması. Toplama kampları, çeşitli etnik kesimlerin ağır şekilde katliam ve sürgünlerle cezalandırılmaları.Bu yapılandan dolayı, bunu yapan ABD'yi ayıplamak ne ki, şiddetle telin ediyoruz tabii ki. Fakat o savaşta, nasılsa elimiz belli birini seçmeğe mahkum olmadığına göre, Almanya'yı değil de, İngiltere tarafını seçmiş olsaydık, acaba bu tutumumuzla savaşın genel seyrini değiştiremez mi idik? Vaziyet o duruma gelmeyebilirdi belki?
Size şöyle anlatayım.
Bu dönemden sağ kalan kadınların tamamının uzun sürelerle sistematik tecavüzleri.Bunu özellikle Yugoslavya, İspanya gibi uzun süre işgal altında kaldığı ülkeler için düşünün. Misal o dönemden sağ kalan bütün eski Yugoslavya kadınlarının tecavüze uğradığı söylenir.Tamam da, bunlar ancak savaştan mağlup çıkılmasının sonuçları arasında sayılır.
İçine düştüğümüz duruma gelince, onun faturasını ülke geleciğini, bağımsızlığını çok ağır bir borçlanma programını kabul eden, merkez sağ politikacılara sormak gerekir. Misal Adnan Menderes, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, T.Erdoğan.Bütün suç ve sorumluluk iktidarda olanlardır.Kimi ülkelere bazen, belli ön zafiyetlerinden dolayı, zorla borç verildiği söylenir, yanlış mıdır bu yoksa?
Bu adını saydıklarınızın da ancak o tür ülkelerin başına getirildiklerini de duyarız. Gerektiğinde, kaçınılmaz savaşa girip, hak-hukuk ve onurlarını başarıyla koruyabilen ülke veya ulusların durumu böyle olmaz…
21 Haziran 2012 19:25 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Aslında II.Dünya Savaşı dışında kaldığımız için bitimiz kanladın.
Bir hatılayın İspanya İçsavaşı, bütün Avrupa'da komünist-faşist çatışmaları, neredeyse 7-8 yıla yayılmış bir dönemde bütün Avrupa''da hiçbir kısıtlama olmaksızın insanların aleni öldürülmeleri, kentlerin topçu ateşine ve hava bombardımanı tabii tutulması.
Siviller üzerinde hiç çekinmeden ve utanmadan nükleer silah kullanılması.
Toplama kampları, çeşitli etnik kesimlerin ağır şekilde katliam ve sürgünlerle cezalandırılmaları.
Size şöyle anlatayım.
Bu dönemden sağ kalan kadınların tamamının uzun sürelerle sistematik tecavüzleri.
Bunu özellikle Yugoslavya, İspanya gibi uzun süre işgal altında kaldığı ülkeler için düşünün.
Misal o dönemden sağ kalan bütün eski Yugoslavya kadınlarının tecavüze uğradığı söylenir.
İçine düştüğümüz duruma gelince onun faturasını ülke geleciğini, bağımsızlığını çok ağır bir borçlanma programını kabul eden, merkez sağ politikacılara sormak gerekir.
Misal Adnan Menderes, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, T.Erdoğan.
Bütün suç ve sorumluluk iktidarda olanlardır.
On 21.06.2012 19:02, Akkartal wrote:
--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Intra muros Sur ici Latince Atasozleri - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinlerin kitaplarini; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak. Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik; Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik; Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik. Omer Hayyam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder