12 Ağustos 2012 Pazar

Can Yücel - Hatırlayalım...

CAN YÜCEL 1926 – 1999

CAN YÜCEL'İN ÖLÜMÜNÜN 13'ÜNCÜ YILI

Müstehcen ve argo sözcükler kullanarak kendine özgü yalın bir dili yaratan, Türk edebiyatının usta ismi ve dünyaca ünlü şair Can Yücel'i ölümünün 13'üncü yılında saygı ile anıyoruz.


CAN YÜCEL'İN HAYATI

Eski Milli Eğitim Bakanlarında Hasan Ali Yücel'in oğlu olan Can, 1926 yılında İstanbul'da doğdu.

Eğitim hayatını Ankara ve Cambridge üniversitelerinde tamamlayan Yücel, birçok elçilikte çevirmen olarak görev alırken Londra'daki BBC Türkçe Radyosu'nda spikerlik de yaptı.


CAN YÜCEL'İN HAYATI

Yenilikler, Seçilmiş Hikayeler, Şiir Sanatı, Papirüs ve İmece gibi birçok dergide yayınlanan yazıları ve şiirleri ile tanınmaya başladı. İlk kitabı şiir kitabı olan 'Yazma'yı 1950 yılında yayınlayan şair, askerliğini Kore'de yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Bodrum'da turist rehberi olarak çalıştı. Bodrum'dan ayrılıp İstanbul'a yerleşen Yücel, buradaki hayatına bağımsız çevirmen ve şair olarak devam etti.


'BİR İHTİMAL DAHA VAR ÖLMEK Mİ DERSİN'

Dünyaca ünlü birçok yazarın şiir ve yazılarını Türkçe'ye çeviren Yücel'in en unutulmaz çevirisi Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmesidir.


EVLENDİ

Karısı Güler Yücel ile 1956 yılında hayatını birleştiren Can Yücel'in bu evlilikten ikisi kız biri erkek üç çocuğu oldu. Çocukların en büyüğü olan Kanada'da yaşayan Yeni Hasan, profesör doktor oldu. Kızı Güzel Yücel, 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri bölümünde görev yapıyor. Küçük kızı Su Yücel ise ressamlığı tercih etti.


'HAYATTA BEN EN ÇOK BABAMI SEVDİM'

Ailesine olan bağlılığını her fırsatta dile getiren Can Yücel, 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim' şiirleriyle de sevgisini dizelere dökt


LİSE ARKADAŞI İLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAŞVURDU

Can Yücel, lise arkadaşı Gazi Yaşargil veçok sevdiği babası Hasan Ali Yücel arasında geçen bu olay yıllardır dilden dile dolaşır…

Can Yücel bir gün lise arkadaşı Gazi Yaşargil ile Milli Eğitim Bakanı olan babası Hasan Ali Yücel'in kapısını çaldı ve ona dedi ki; Baba biliyorsun arkadaşım Gazi ve ben okulumuzu başarıyla bitirdik ve bir yıldır para biriktiriyoruz. Eğer senin de iznin olursa bakanlığın bursuyla eğitimimize Amerika'da devam etmek istiyoruz.


AMERİKA BURSU YAŞARGİL'İN OLDU

Babası Can'dan dışarı çıkmasını ve arkadaşı ile özel görüşmek istediği söyle. Can odadan çıkar çıkmaz Bakan Yücel, Gazi'ye dönerek; "Ben sizler gibi başarılı öğrencilerin yurt dışında eğitim görmesini her zaman desteklerim ama oğlumu gönderirsem insanlar bunu yanlış anlayabilir, O yüzden burs senin, başarılar diliyorum" dedi ve dışarı çıkmasını istedi.

Sevinçten yerinde duramayan Gazi Yaşargil, kapının ardındaki arkadaşına koştu ve "Can sana bir iyi bir de kötü haberim var. Baban bursu bana verdi ama senin gitmeni onaylamıyor" dedi. Can, arkadaşına baktı ve "Bu paralar bana burada lazım olmaz en iyisi bunları sen al" dedi ve biriktirdiği bütün parasını arkadaşına verdi.

Gazi Yaşargil dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından biri oldu, Can Yücel ise ünlü bir şair...
Arkadaşlıkları ise ölünceye kadar devam etti.


CHE VE MAO YÜZÜNDEN HAPİS YATTI

Che Guvera ve Mao'dan çevirler yapan şair 12 Mart 1971 döneminde 15 yıl hapse mahkum oldu ama 1974'te çıkarılan genel aftan faydalanarak özgürlüğüne kavuştu. Hapisten çıktıktan sonra mahkum olduğu yıllarda yazdığı şiirlerini 'Bir Siyasinin Şiirleri' kitabıyla yayınladı.

'Rengahenk' kitabı ise müstehcen olduğu gerekçesiyle 12 Eylül 1980 sonrasında toplatıldı


DATÇA'YA YERLEŞTİ

Yücel, 1989'da eşi Güler ile birlikte hayatlarının geri kalanını geçirmek üzere Datça'ya yerleşti. Bu yıllarda yazdığı şiir ve yazıları Leman ve Öküz dergilerinde yayınlandı.


SİYASETLE DE İLGİLENDİ

Muhalif kişiliğiyle ve siyasi şiirleri nedeniyle başı sık sık derde giren Yücel 'Özgeçmişim' şiirinde "Ben ömrümce muhalif yasadım.
Devletçe de menfi bi "tip" sayıldım
onun için kan gurubum rh negatif" dizeleriyle vurguladı bu özelliğini.

Siyasetle de yakından ilgilenen Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP'den aday olmuştu.


KANSERE YENİLDİ

Elinden düşürmediği sigara ve rakısıyla bir bütün oluşturan ünlü şaire 'ağız boşluğu kanseri' teşhisi konulmasına ve doktorların tüm uyarılarına rağmen bu ikiliden vazgeçmedi. 12 Ağustos 1999'da tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde hayata veda etti.


GÜNEBAKAN ÇİÇEKLERİYLE UĞURLANDI

Cenazesi son yıllarını geçirdiği Datça'ya defnedilmek üzere yola çıkarıldığında sevenleri ve hayranları 'Can Baba'larını yalnız bırakmadı. Şair Can Yücel, çok sevdiği günebakan çiçekleri ve karanfillerle son yolculuğuna uğurlandı.


ÜÇ VASİYET BIRAKTI

Yücel yaşamını yitirmeden önce eşi Güler'e üç vasiyet bıraktı. Bunlardan ilki Datça'da toprağa verilmek ikincisi bir 'karhane'ye adının verilmemesi, son vasiyeti ise tohum bankası projesinin hayata geçirilmesi olmuş.

Güler Yücel, şu sıralar eşinin son isteği olan 'tohum bankası' projesini hayata geçirmek için çalışıyor.


DATÇA'DA ANILACAK

Arkasında bıraktığı dizelerle hayat bulmaya devam eden Can Yücel, Can Yücel'in, Muğla'nın Datça İlçesi'ndeki anıt mezarına geçen yıl ağustos ayında yapılan çirkin saldırıyı protesto etmek amacıyla, bu yıl anma törenleri düzenlenmeyecek, Can Evi ziyarete açılmayacak. 12 yıldır, her 12 Ağustos'ta aksatılmadan gerçekleştirilen anma etkinliklerinin bu yıl aile fertlerinin kararıyla yapılmayacak.


SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİN VAZGEÇİLMEZİ

Can Yücel şiirlerinin ilham kaynağı doğa, insanlar, olaylar ve heyecanlar oldu. Argo ve müstehcen sözcüklerden oluşan kendine özgü bir dile sahip olan Yücel'in şiirleri her okuyanda farklı bir etki yaratıyor.

Özellikle aşk şiirlerinin bazı dizeleri sosyal paylaşım sitelerinin vazgeçilmezleri arasında…


İŞTE ÜNLÜ ŞAİRİN UNUTULMAZ DİZELERİNDEN BİRKAÇI

HAYATTA BEN EN ÇOK BABAMI SEVDİM

hayatta ben en çok babamı sevdim.
karaçalılar gibi yerdenbitme bir çocuk çarpı bacaklarıyla- ha düştü, ha düşecek...
nasıl koşarsa ardından bir devin, o çapkın babamı ben öyle sevdim.


İŞTE ÜNLÜ ŞAİRİN UNUTULMAZ DİZELERİNDEN BİRKAÇI

SEVGİ DUVARI

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder