Sayın Can, Siz yazıları nasıl okuyorsunuz anlamadım. Ben neden emperyalizme methiye düzmüş oluyorum bana da bi zahmet gösterin lütfen. Kaptan Cook bir kaşif, şöyle ya da böyle güney yarım kürenin hiç gidilmemiş yerlerini ilk olarak haritalandıran kaşiflerden biri. Peki ya bunu öncesi nedir? Onun da öncesi, sırayla kuzey ve güney gök kürenin haritalandırılmasıdır. Kuzey gök küre eski medeniyetlerin tepesinde olduğundan var olan bütün gök cisimleri güzelce haritalandırılmıştır. Çoğu yıldızın ismi Arapçadır, mesela bunlardan en ünlüsü Miraç Yıldızıdır. İşte göksel seyir yapan kaptanlar astronomların ürettiği yıldız almanaklarını kullanarak seyir yaparlar. Bırakın okyanusları, Akdeniz'de bile göksel seyir yapma ihtiyacı vardır. Dahası, GBS'nin icadına kadar göksel seyir bütün kaptanların bilmek zorunda olduğu bir teknolojidir. Şurada, çok değil, yirmi yıl öncesine kadar uçaklarda bulunan uçuş mühendislerinin, navigatörlerin tek görevi buydu. Hala daha, bazı silah sistemleri göksel seyir yöntemleriyle hedefine seyretmektedir. Göksel seyir olmasaydı, deniz ticareti kıyıları takip eden güzergahlar üzerinde olmak zorunda kalırdı. İşte batıda faaliyetine devam eden, bizdeyse topa tutularak yıkılan, o rasathanelerin ilk yaptıkları iş kuzey gök küredeki bütün gök cisimlerini haritalandırmak, bununla ilgili almanakları üretmek olmuştur. Ardından med-cezir çizelgelerini yine bu astronomi merkezleri üretmiştir. Sonra, bu işi güney yarım küre için yapmışlardır. Ve kaptanlarda işte bu almanakları kullanarak yeni kıtalara gidebilmiştir. Kaptan Cook Yeni Zelanda'da, Avusturalya'da, Malinezya'da, Polinezya'da girdiği her koyu, kayalığı, elindeki sekstant ve yıldız almanağından faydalanaraktan yer kürede koordinat sistemine işlemiştir. Diğer kaşiflerde dünyanın hiç gidilmemiş yerlerine, mesela Orta Afrika'nın keşfinde, altın sahillerinden girip, Somali'den çıkarken bu almanakları kullanmışlardır. Bütün batı ordularında, izci eğitimlerinde hep yıldızsal seyir anlatılmıştır. Osmanlıya gelen istihbaratçılar, mesela Kayseriye gelen Teğmen Bennet madenleri, geçitleri yıldızsal koordinat sistemine göre haritalandırmıştır. Ben bunları anlatmakla emperyalizmi övmüyorum. Ben bunları yapmadığı için kendini savunamaz duruma düşen islam ülkelerine dikkat çekiyorum. Herşey birbirine bağlı, topa tutulan rasathane Osmanlıyı bu işlerden geri koymuştur. Oysa Osmanlının Hint Okyanusuna gitmesi için Ümit Burnunu dolanmaya ihtiyacı yoktu, doğrudan Basra körfezine, Kızıldenize inebilirdi. Osmanlı bunu yapmadı, çünkü bu işlerin önemine kafası basmadı. Güney yarım küreyi keşfetmeye, orada yaşayan milletlere uzanmaya önem vermedi, daimi bir Hint okyanusu donanması beslemedi, kurmadı. Aslında Osmanlı bugünkü Suriye'den ötede yoktu, çoktan emperyalistlere daha güneyde kalan topraklarını terk etmişti. | Osmanlı bunları yapmayınca da meydan batılı emperyallere kaldı. Bir düşünün Hint okyasusunda daimi bir Osmanlı donanması olsaydı, Portekizlileri, İngilizleri, Hollandalıları kısıtlasaydı, bu günkü dünya böyle mi olurdu? Bu gün emperyalizmin kucağına esir düşmüş milletler bu günde aynı kucakta olabilir miydi? Korkarım, aynı tarihsel süreç bir kere daha tekrar edecek. Batılı bu sefer de uzayın haritalandırılması, keşfine yoğunlaşmıştır. Yapılan keşif girişmlerinde Türkiye, ve müslümanların zerre kadar yeri ve katkısı yoktur. Birkaç on yıl sonra uzay madenciliği, sonra uzayda üretim gündeme gelecektir. Sonrasında uzayın kolonleşmesine şahit olacağız. Başında, ortasında, hiçbir yerinde olmadığımız için elbette sonunda da olmayacağız. Benim baktığım pencereden görülen, kirletilmiş, sömürülmüş yaşanmaz hale getirilmiş bir dünya da diğer geri kalmış milletlerle geride kalan çok az kaynak için birbirimizi yediğimiz umutsuz bir dünyadır. Ben emperyalizmi kesinlikle reddederim, emperyalizme methiye düzmüş gösterilmeyi de kabul etmem. Gerek Osmanlı gerekse bu gün emperyal işgal altındaki diğer milletler bilmedikleri, öğrenmedikleri, keşfetmedikleri, çabalamadıkları için ezilmektedir. Aslında bulundukları durumu da hak etmiş durumdalar. Bu gün batılı güçler diledikleri zamanda ve şekilde, diledikleri ortadoğu, uzak doğu, Afrika ülkesine girmekte, dilediği rejimi yıkmakta, yerine dilediği rejimi kurmaktadır. Bunlardan gurur duymak mümkün değildir. Peki, bu milletler nasıl direnç gösterebilir, kendilerini nasıl savunabilirler. Benim her fırsatta, dediğim gibi, inşallah, maşallah, hayırlısıyla, hamdolsun demekle, Allah-u Ekber demekle bu işler düzelecek midir? Yüzyıllardır müslümanlar günde beş vakit, her savaşta hücuma kalkarken, her türlü nümayüşte, çatışmada Allah-u Ekber(ulusalcası Tanrı Büyüktür) diye bağırıp durmakta, yırtınmakta, gırtlağını parçalamaktadır. Bir faydası olmuş mudur? Benim gördüm kelimelerden, cümlelerden fayda olmamıştır. Tek yol var, o da bilmek, öğrenmek, keşfetmek, yorulmak. Başka yol yok. Saygılar. Oraj POYRAZ |
On 29.09.2012 19:32, Can wrote:
Amman dikkat et, cunku paraleller uzayda kesisir mazallah kafa kafaya carpisirsaniz yazik olur size :))).
Ben Fukuyama'yi okumadim ama Oraj'i okudum ;). Zaten o yuzden felsefe falan da yapmiyorum; sadece onceki yazilarinda eger bir kisi anti-emperyalizm'den falan bahsediyorsa ve bu yazisinda kalkipta emperyalimin agababasina methiye duzuyorsa burada bana gore bir celiski var demektir. Ben buna vurgu yaptim, hepsi bu. Ve, tabi sen gogsunu gere gere muhalefet yapabilirsin :).
Can Ikiz
--- In desifre@yahoogroups.com, Pam <levbaba@...> wrote:
>
> Can,
> iyi bastiriyorsun da, ben de biraz muhalefet yapmak isterim.
> Yazdiklarin bana Francis Fukuyama'nin "Tarihin sonu" makalesini
> hatirlatiyor. Okuduysan bilirsin, o makalede Fukuyama oyle
> bir tablo cizmisti ki; musluman, budist, asyali, afrikali vs tum
> toplumlara "artik bizim size sundugumuz yasam tarzi ve
> ekonomi modelinden baska alternatifiniz kalmadi" diye meydan
> okuyordu.
> Zor konu. Bilimin belli bir ideoloji, bir ekonomik model icin
> alet edilmesi zaten apayri bir dert. Diger yandan, ayni bilim
> ve teknolojinin toplumlari sekillendiren gucu de gormezden
> gelinemez.Â
>
> Dunyanin hali belli olmaz. Bakalim yarinlar neler getirir ...
>
> Ben sayin Poyraz'i cok iyi anliyorum. Kendisi bir sistem
> adina yapilan saldirganligi onaylamiyor. Fakat bilimsel meraka,
> kesif istegine de saygi duyuyor. Bu baglamda onunla paralel
> dusunuyorum.Â
>
> Saygilar, gorusmek dilegi ile
> Levent
>
>
> Â
> _________________________________________
> Gormek, bir kum tanesinde bir dunya,
> Dunyayi bir kum tanesinde gormek ...
> Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â William Blake (1757-1827)
>
>
> ________________________________
> From: Can Ikiz <canikiz@...>
> To: desifre <desifre@yahoogroups.com>; ozgur dusunceyi savunanlar <ozgur_dusunceyi_savunanlar@yahoogroups.com>; "ozgur_gundem@yahoogroups.com" <ozgur_gundem@yahoogroups.com>; "united-turks@yahoogroups.com" <united-turks@yahoogroups.com>
> Sent: Saturday, September 29, 2012 2:10 PM
> Subject: [desifre] Re: Büyük patlama palavra (mı!)dır, evrim yalan (mı!)dır derken... - Kara deliklerin ağzı ilk kez ölçüldü
>
>
> Sayin Poyraz,
>
> Takiyiddin'in rasadhanesinin topa tutularak yiktirilmasi elbette kotu olmus ama Bati'da da benzer 'yanlis' seyler yapilmis oldugunu unutmamak lazimdir. Yazida Kopernik'in teorisini kanitladigindan bahsediliyor, aslinda bu tam da dogru degil. Uzun yillar sonra Kopernik'in calisma notlari incelendiginde gorulduki teorisini ispatlamak icin verileri uydurdugu ortaya cikti. Dolayisi ile o sadece gunes sistemi dedigimiz modelin fikir babasi olarak anilmayi hakkediyor yoksa her hangi bir teoriyi matematiksel olarak da ispatlamis degil.
>
> Kaptan Kuk'tan sitayis ile bahsetisinizi ise hayret ile okudum. Kuk aslinda kaptan olmayan bir
> kaptandir, yanlis bilmiyorsam muhabecilikten gec yasta kaptanliga soyunmus biridir. Gemisi Endeavour, Bati'da uretilmis en iyi gemilerden biridir. Klasik model gemi isine merakli olanlarin hayrani olduklari bir gemidir. Kaptan kuk yada nam-i diger Captain Cook gemisi Endeavour ile meshur bilim kurgu dizisi Uzay Yolu'nun da ilham kaynagidir. Dizideki gemi USS Enterprise aslinda Endeavour'un kendisi uzay gemisinin gozu pek kaptani James T. Kirk de aslinda Captain James Cook'dan baskasi degildir ve hep uncharted denizleri kesfe giderler. Yanliz bizim kaptan Kuk aslinda Ingiliz Emperyalizmi'nin amansiz bir temsilcisidir ve siz ki surekli olarak anti emperyalist oldugunuzu soyleyen bir kisi olarak nasil olur da Kaptan Kuk gibi Ingiliz Emperyalizminin emrindeki birinin yaptiklarini kiskanir, haset eder ve catlarsiniz.
>
> Kapitalizme hos geldiniz ...
>
> :)
>
>
> Saygilarimla
> Can Ikiz
>
>
>
Ama kavram doğrudan kara deliklerle ilgili. Tıpkı Bizansın son günleri gibi, ya da Osmanlı'nın son yüzyılı gibi. Biz meleklerin eteklerine bakıyorlar diye rasathane topa tuttuktan(1580) ikiyüz yıl sonra Kaptan Kuk(1755) Yeni Zelanda, Avusturalya, Polinezya, Malinezya'nın haritasını çıkarıyor, İngiliz devleti için tapu ve kadastro işleri yapıyordu. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk işte böyle kuruldu. Korkarım uzayın kolonileştirilmesi, uzay madenciliği gibi gelecek yüzyılın yayılmacı döneminde de aynısı olacak. ABD, Rusya, Çin vb ayın, asteroidlerin ve sistemimizdeki diğer gezegen ve uyduların önce keşfini, sonra ticari işletmeciliğini, daha sonra da kolonileşmesini yapacaklar. Biz ise yine neyin dinen caiz, neyin caiz olmadığı münakaşaları arasında boğulup gideceğiz. Kıskanıyorum, haset ediyorum, kıskançlığımdan çatlıyorum. Üzülüyorum, kahrediyorum. |
|
Gökbilimciler, evrende yıldız, gaz ve hatta ışığı yutarak yok eden kara deliklerin, bizim evrenimizin dışına çıkış kapısı olduğunu düşünüyor.
Bu araştırmada ölçülen şey, 'olay horizonu (çevirmeni öpsünler, aslı olay ufku)' denen hayali bir çizgi. Aslında bu horizonu(yine aynı, olay ufku) gözlemlemek imkânsız. Gökbilimciler bu ölçüm için, uzak bir galaksinin ortasında bulunan bir kara deliğin etrafındaki bölgeyi görüntüledi ve bu deliğin çevresini ilk kez ölçtü.
Buna göre, kara deliğin ağzının çevresi Güneş Sistemi'nin çevresinin 5 katı, Güneş ile Dünya arasındaki mesafeninse 750 katı büyüklüğünde. Araştırma ile ilgili sonuçların yer aldığı makale bugünkü Science dergisinde yayımlandı.
http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/21573593.asp
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrýlmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : #Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara#dadir.# ISKILIPLI ATIF |
Ayrilik, kucuk ihtiraslari unutturur, buyukleri kuvvetlendirir. Napoleon Bonaparte |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Cocukken yarin neler oynayabiliriz diye dusunurduk, simdiyse yarin hayat bize hangi oyunu oynayacak diye dusunuyoruz. Can DUNDAR |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder