5 Ekim 2012 Cuma

Re: [ | emek_haberleri : 1780 | ] Hacamat ve Kupa Tedavisi Sempozyumu "Geleneksel İslam Tıbbında Teşhis Yöntemleri", "Kuran ve Hadis Referansına Sahip Tıbbi Bitkiler", ""Osmanlı ve Nijerya'da Kupa Tedavisi", "Hastane Tabanlı Kesitsel Hacamat Çalışması"

İstanbul Tabip Odası bir açıklama yayınlayarak Emine Erdoğan ve Şare Davutoğlu’nun himayesinde gerçekleştirilen ‘Hacamat ve Kupa Tedavisi Sempozyumu’na tepki gösterdi.
İlk olarak ben hekimim onu belirteyim.
Biz teşhisde de, tedavide de neden sonuç ilişkisine bakarız.
Hastalık neden nasıl olmuş, buna fizyopatoloji deriz, ve oradan teşhise geliriz.
Tedavide de eksilen, artan, bozulan, kırılan ne ise onu yerine nasıl koyabiliriz der, tedavimizi belirleriz.
Her zaman bir model, bir teori vardır.
Bu teorinin az çok bilimsel bir dayanağı, test edilebilirliği, tekrarlanabilirliği vardır.
Mesela, bir iddia mı var, bunu test ederiz, olmadı bir daha, bir daha test eder tekrar ederiz.
Hani bir laf var ya, Halep ordaysa arşın da burada diye, işte öyle.
Karpuz kırmızı mı diye keser içine bakarız, bir daha keseriz, başka yerde keseriz, başka şartlarda keseriz.
Ama emin olana kadar keser bakarız, bunun kaçarı yok.

Ayrıca sizin gösterdiğiniz site bilimsel değil, filimsel bir sitedir.
Neden bilimsel değil, neden filimsel.
Bilim referanslarla, vaka serileriyle, deneylerle konuşur, işte ondan.

Hacamata gelince, aslında tarihsel bir tedavi yöntemidir.
Aristo dönemine dayanır.
Teoride insan vücudunda iyi kan ve kötü kan vardır.
Vücutta kötü kan birikirse, hastalık yapar.
Kötü kanı uzaklaştırırsanız hastalık iyileşir.
Bunda biraz da kadınların adet görmeleri etkili olmuştur.
Kadınlarda kötü kan bu yolla atılmaktadır.
Uzatmayalım, birçok hastalık, bunlar içinde bazı psikatrik hastalıklar da vardır.
Bu teoriyle izah edilmeye çalışılmıştır.
Bunun dışında lavman,

Hatta bildiğim XIII Lui'ye altı ay içinde kırk küsur hacamat yaparak ölümüne sebep olmuşlardır.

Modern tıp Aristo tıbbını aşmıştır.
Aristo tıbbının kötü-iyi kan teorisi bir çok kez yanlışlanmış, yerine çok daha verimli, ve rafine teori ve modeller gelmiştir.

Plasebo dediğimiz, inanç etkisi, ya da psikolojik etkinin dışında yararlı olduğu bir durum gösterilmemiştir.
Hakemli dergilerde hacamatın yararına ilişkin bir çalışma yoktur.
Hatta artık bu tarz makaleleri yayınlamaya çalışmak utanç sebebidir.
Dahası hala daha peygamber tıbbı diye bu safsataları sürdürmeye çalışmak ancak cehaletle izah edilebilir.

Dünya düz değildir.
Evren yedi günde yaratılmamıştır.
İnsanlar ve diğer bütün canlılar ayrı ayrı yaratılmamıştır.
Ay peygamberin mah cemali değildir.
Kısas-ı enbiyada bahsi geçen anlatımların büyük bölümü yanlıştır.
Beyhude ısrar etmeyin.
Size zarar verir.

En basit ifadeyle.
ŞARLATANLIKTIR.

Saygılar. Oraj POYRAZ


On 04.10.2012 21:16, ertan abalı wrote:
HACAMAT NEDİR SORUSUNA AŞAĞIDAKİ LİNKTEN ERİŞEBİLİR, BİLİMSELLİĞİNİ ANLARSINIZ.
BAŞKA REKLAMLARDA VAR AMA BU YETERLİ.
http://www.hacamatege.com/

---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Oraj POYRAZ <orajpoyraz@emaildodo.com>
Tarih: 4 Ekim 2012 11:56
Konu: Fw:İstanbul Tabip Odası: Basınbildirisi ve onerimiz..
Kime: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com


Değerli Dostlar,
Bu gerçek olabilir mi? Bu bir şaka mıdır?
Hacamat ve Kupa Tedavisi Sempozyumu.
Ve:

  1. Geleneksel İslam Tıbbında Teşhis Yöntemleri.
  2. Kuran ve Hadis Referansına Sahip Tıbbi Bitkiler.
  3. Osmanlı ve Nijerya’da Kupa Tedavisi.
  4. Hastane Tabanlı Kesitsel Hacamat Çalışmasıları

Lüften birileri beni bu kabustan uyandırsın.
Yalandır, iftiradır, şakadır, mizahtır.
Birileri bunu bana söylesin.

Saygılar. Oraj POYRAZ

Tabip Odası'ndan 'hacamat şarlatanlığı'na tepki


İstanbul Tabip Odası bir açıklama yayınlayarak Emine Erdoğan ve Şare Davutoğlu’nun himayesinde gerçekleştirilen ‘Hacamat ve Kupa Tedavisi Sempozyumu’na tepki gösterdi.

İstanbul Tabip Odası, 28-30 Eylül 2012 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek olan "2. Uluslararası Hacamat ve Kupa Terapisi Sempozyumu" ile ilgili bir basın açıklaması yayınladı.

“Toplumu dini referanslara göre şekillendirme çabalarının sağlık alanındaki yansımaları olarak karşımıza çıkan sezaryen ve kürtaj tartışmalarına, hastane imamları projelerine şimdi de ‘Hacamat ve Kupa Tedavisi Sempozyumu’nun eklendiğine tanıklık ediyoruz’ denilen açıklamada, sağlık alanının giderek şiddetlenen ve kurumsallaştırılmak istenen bir gerici saldırıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi.

Bu konuya ilişkin son örneğin Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu himayesinde gerçekleştirilen ‘2. Uluslar arası Hacamat ve Kupa Terapisi Sempozyumu’ olduğuna vurgu yapılan açıklamada, sempozyum dahilinde yapılacak atölyeler kapsamında ‘geleneksel İslam tıbbında teşhis yöntemleri’, ‘Kuran ve hadis referansına sahip tıbbi bitkiler’, ‘Osmanlı ve Nijerya’da Kupa Tedavisi’, ‘Hastane Tabanlı Kesitsel Hacamat Çalışması’ gibi başlıkların tartışılacağı kaydedildi.

Sempozyumun bir şarlatanlık örneği olduğuna dikkat çekilen açıklamanın devamında şöyle denildi:

"Mevcut iktidar ve bürokrasi tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenen, hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan, faydasız ve kimi zaman zararlı olduğu için modern tıp tarafından yüzyıl öncesinde terk edilmiş bir takım uygulamaların, her derde deva denilerek bugün yeniden canlandırılmaya hatta dayatılmaya çalışılması, halkın aklına, sağlığına ve tıbbın bilimsel niteliğine yönelik bir saldırıdır. Halkın sağlığı ile oynamak pahasına, alternatif tıp adı altında pazarlanmaya çalışılan çağdışı uygulamalarla bir yandan sağlık alanını bilimsellikten kopartarak dinselleştirmenin, diğer yandan da cepleri doldurmanın hedeflendiği açıktır. Tıp her geçen gün yeni bilimsel çalışma ve buluşlarla hızla ilerlerken, geleneksel tıp adı altında bilimdışı, sözde tedavi edici uygulamaların meşrulaştırılması girişimleri aynı zamanda iktidarın sağlık emekçilerini ve halkın cebini “hacamat” eden Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan güç almaktadır.

Mesleki sorumluluğumuz gereği halkımızın bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve tıp bilimini korumak zorundayız. Halkımızın inancını ve kazancını sömürmeyi hedefleyen şarlatanlara ve sağlıktaki gericileşmeye karşı mücadele etmek biz aydın hekimlerin görevidir. İstanbul Tabip Odası olarak sağlık alanındaki tüm bilimdışı uygulamalara, bunların meşru gösterilip desteklenmesine karşı durduğumuzu ve tıp mesleğinin bilimsel niteliğini kararlılıkla savunacağımızı bildirir, halkımızı çağdışı, gerici sağlık uygulamalarına itibar etmemeye çağırırız."

(soL-Haber Merkezi)

--
-------------------------------------------------------------------------
EMEK EN YÜCE DEĞERDİR !
-------------------------------------------------------------------------
Google "emek_haberleri" elektronik posta grubuna üye olduğunuz için bu iletiyi aldınız. Gruptan çıkmak isterseniz emek_haberleri+unsubscribe@googlegroups.com adresine boş bir e-posta atmanız yeterlidir.
--------------------------------------------------------------------------


--  Denebilir ki, hicbir seye muhtac degiliz, yalniz bir tek seye ihtiyacimiz var: Caliskan olmak! Servet ve onun dogal sonucu olan rahat yasamak ve mutluluk, yalniz ve ancak calisanlarin hakkidir. Yasamak demek calismak demektir.  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Kurmus oldugum gruba uye olun   Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.   Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinlerin kitaplarini; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinler atesbocekler  i gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.  Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,  hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve  kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Putlarin, Kabenin istedi gi: Kolelik; Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik; Mihrapti, ki  liseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.  Omer Hayyam - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - SADRAZAM Gunlerden bir gun Hamama gidecegi tuttu, Sadrazam hazretlerinin Bir yaninda birinci veziri Bir yaninda ikinci veziri Bir yaninda ucuncu veziri. Sonra efendime soyleyeyim Peskircibasi, Nalincibasi Sabuncubasi Velhasil tam dort yuz kisilik kafile Pestamal takip girdiler hamama Gectiler kurnalarin basina Ucer beser Sadrazam deseniz Kuruldu gobek tasina Yan gelip yatti * * * Memleketin en unlu tellaklari Sardilar dört yanini Kimi elini kapti, kimi bacagini Bir keseleme surtme fasli basladi. Tam on iki saat On iki unlu tellak Incitmeden keselediler Hazretin mubarek vucudunu. Oylesine kir cikti ki sormayin Her biri nah parmagim gibi Aman efendim bu ne kiri Demeye kalmadi Keselerin altinda eriyip gitti Koskoca sadrazam Butun maiyet erkani yerinden firladi: - Nettunuz devletliyu? Dediler tellaklara. Tellaklar cevap verdi: - Biz yikadik, keseledik. Devletlunun kir  den ibaret oldugunu bilemedik. Suc bizde degil. Neyleyelim Kir bitti Sadrazam elden gitti. !!! Umit Yasar OGUZCAN (i926-i984)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder