5 Haziran 2012 Salı

Fwd: [AmerikadakiAyYildiz] ŞOK SES KAYDI ve yeni ümitsiz hamleler

 Sevgili Arkadaşlar,
Aslında bence de içeride olanları salmamak lazım.
Neden mi?
Bir kere insanları üç-dört yıl içeride tuttuktan sonra siz masumsunuz deyip saldıktan sonra eski görevlerine iade edemezsiniz.
O insanlar adı üstünde insandır.
Üstelik bu adamlar PTT memuru, DSİ mühendisi değil, bildiğin subay.
Silah taşıyan, kullanmasını bilen ve öğreten, örgütlenme uzmanı, askeri sevk ve idare uzmanı olan kişiler.
Kin tutarlar, nefret ederler.
Bu işler başladığında kimsenin yüreğinde bir kötülük olmasa bile, bu noktadan sonra elbette intikam düşünürler, plan yaparlar.
Bu güne kadar darbeci değillerse bile, bu günden sonra darbecinin en önde gidenleri onlardır. Emin olun.
Emekliler neyse ama muvazzaf olanlar, zaman içinde terfi eder, belki de çeşitli makamları işgal ederler.
Ve bugünlerde yaşadıkları her türlü tecrübe onların içlerinde yer eder.

Hatta daha ileriye gideyim.
Bu gün içeride olanların arkadaşlarının nasıl bir ruh halinde olduklarını düşünüyorsunuz?
Mesela içeride bir seneden fazla tutulduktan sonra görevine iade edilen devre birincisi saldırı helikopteri pilotu subayı ve onun arkadaşları ne düşünür, ne yapar dersiniz?
Tanıdığım subayların hiç günahları yokken içeride yıllarının tüketilmesi bende sadece ve sadece nefret hissi uyandırıyor.
Hem nasıl nefret, elime geçse bu ekibi bir kaşık suda boğabilirim.
Peki ya siz olsanız ne hissederdiniz?

O yüzden, bu vakitten sonra bu TSK asla eskisi gibi olmaz.
Kimse silah arkadaşlarının başına gelenleri öyle tepkisiz, duygusuz izlemez.
Askerlik aynı zamanda bir dayanışma mesleğidir.
Silah arkadaşlığı diyoruz, boru değil.
Bakın ahanda şuraya yazıyorum.
Herkes devranın dönmesini bekliyor.
ERGENEKON, BALYOZ, ORAJ, SUGA, SAKAL OPERASYONLARININ RÖVANŞI OLACAKTIR.
Devran döndüğünde nasıl bu gün kimse merhamet etmediyse, nasıl hukuksuzluklar yaşandıysa bu sefer misli yaşanacaktır.
Bu evrende bir denge prensibi vardır, etkiler tepki, tepkiler de etki doğurur.
Korkarım bir gün, T.Erdoğan'ın cesedini Kızılay meydanında, meydanın ortasındaki direkte göreceğiz.
Korkarım.

Bu nedenle bu TSK'nın gazı alınmadığı takdirde artık bu ordular ne ABD'ye, ne şeriatçı kesimlere faydalı olmaz, hatta tam tersine zararlı olur.
Ya TSK'nın gazı alınacak, ya da mevcut bütün subay kadrosu tasfiye edilip yeni baştan Federal Türkiye Cumhuriyetinin Silahlı Kuvvetleri oluşturulacaktır.

Korkmakta haklılar, bence de korkmalılar, bu işin şakası yok.
Hukuk, hak bir yana hepsinin de ortaya kellelerini koyduklarını bilmeleri gerekir.
Kimse bana demokrasi mavalı falan da okumasın.
Son beş yıldır yapılan operasyonların, komploların demokrasiyle falan izahı yoktur.

TSK'nın gazı nasıl alınır?
Geçmişte olduğu gibi bir günah keçisi üretilir, ve ABD üzerinde toplanan bütün günahlar ona yıkılır, sonra da o günah keçisi TSK'ya teslim edilir.
Böylece, TSK tıpkı bir aslan gibi önüne atılan günah keçisini didikler, hıncını alır, bu operasyonu yapanlar ABD'ye biat ederler, düzen yeniden tesis edilir.
Böylelikle, ılımlı derken, radikalleşen şeriatçı fikirler şiddetle cezalandırılmış olur, ABD bölgede ve ülkede kendisine sadık kadrolarla beraber kalmaya devam eder.

Şimdi bunu biraz daha açalım.
Ülkemizde iki günah keçisi palazlanmaktadır, bunlardan biri Fitnebaz Cemaat başta olmak üzere şeriatçı cemaatler, diğeri de yine şeriatçı fikirlerin bayraktarlığını yapan AKP.
Olayların seyrine örnek olarak S.Hüseyin ve A.Menderes'i örnek verelim.
Vade olarak birkaç yıl daha verelim.


Kim ne kazanır, kim ne kaybeder, onu da zaman içerisinde göreceğiz.
Ancak, Menderes olayın bizim hikayemiz olduğundan akla en yatkın senaryo o gibi görünmekte.
Bunlar da tıpkı Menderes gibi, önce haklı, mağrur, sonra zalim, despot, daha sonra da mağdur olacaklar.

Şimdi ben, uyarayım.
Bu vakitten sonra T.Erdoğan'a yönelik gözdağı mahiyetinde suikast girişimleri beklenmelidir.
Bunlar T.Erdoğan'ın etrafından patlatılacak bombalar, T.Erdoğan'ı hedeflermiş gibi görünen ama ıskalayan(T.Özal tarzı) silahlı suikast girişimleri olabilir.
İkinci aşamadaysa, Mercedes(Heider, Susurluk tipi) kazaları, helikopter, uçak kazaları(Menderes, Yazıcıoğlu tipi) beklenmeli.
Üçüncü aşamadaysa doğrudan bir darbe beklenmeli.

Evet, olay kahramanı T.Erdoğan'da netekim bunları öngördüğü için etrafında bir koruma ordusu taşıyor, bir istihbarat ordusu oluşturmuş durumda.
Onun yerinde olsam bu vakitten sonra dijital arabalara binmem, uçak, helikopter de kullanmam.
Mümkünse tıpkı K.Kore'nin ölmüş lideri gibi, kendime bir zırhlı tren edinir, yurtiçi seyehatlerime onunla giderim.

Ancak, eğri oturalım, doğru söyleyelim.
Esas tehdit içeriden gelmiyor, dışarıdan geliyor.
TSK falan, ülkede egemen ve bağımsız bir güç odağı yok.
Herkes yurtdışından yeşil ışık bekliyor.
Nasıl ki, T.Erdoğan bir kukla, ülkede daha başka bir sürü kukla var.
Kuklaların tepesindeyse küresel oligarklar var.
Bizim ülkemizin halen amiri/emiri Rochefeller Hanedanı. Saros onun mutemedi, başka yerli oligarklarda taşeronları.
Kimdir bunlar derseniz, onlar yeşil sermaye denilen kesim, MÜSİAD'çı zenginler ve Cemaat holdingleridir.
Siz ülkede gerçekleşecek güç kaymalarını bu kesimleri gözleyerek anlayacaksınız.
Şimdilik bir hareket yok, ama zaman akmaya devam ediyor.

Peki ya, TUSİAD'çı zenginler buradan nereye oturuyor derseniz?
Onlar Rothchilds sermayesinin iş ortakları, şimdilik marjinalize oldular, ama yine de eskisi kadar zenginler.
Özellikle Koç ve Sabancı grubu zenginliklerinin büyük bölümünü kıta Avrupasına çektiler.
Türkiye'yi yitirseler bile çok şey kaybetmiş olmazlar.
Misal Koç grubunun Avrupa'da her ülkede en az iki beyaz eşya markası sahibi olduğunu söylesem sanırım durumu daha iyi anlarsınız.

Peki, bütün bu denklemlerde Türk halkı nerededir derseniz?
Türk halkıysa kötü anababa eline düşmüş bir çocuk gibi, ha bire şamar yiyor, suistimale uğruyor ve o çocuk aklıyla bocalayıp duruyor.
Bir de elinde elma şekeriyle gezen komşu amcalar var.
İki de bir halkımızı bodruma çekiyorlar.
Sanki halkımız da bodruma gitmeye alışmış, keyif mi alıyor ne?
Biraz da tecavüzden zevk alıyor gibi.

İşte böyle.
Benim baktığım yerden böyle gözüküyor.

On 04.06.2012 16:08, Atakan Mert wrote:
 

Sevgili Dostlar,

Farkında mısınız, son haftalarda; önce adına Ergenekon diyerek sonra da başka alt başlıklar uydurarak  yüzbinlerce sayfalık iddianame(!) hazırlatanların içine düştükleri bir panik var. Çünki artık, balçıkla sıvamaya çalıştıkları güneşin çamur tutmayacağını görmeye başladılar. Ciddi ve tarafsız bilirkişilerin raporlarıyla ve de orada esir tutmaya çabaladıkları yurtseverlerimizin mahkeme(!) heyetine yaptıkları savunmalarla kurmaya çabaladıkları uyduruk kağıttan kuleleri hızla çökmeye başladı…

Şimdi bunları neden mi yazdım?  Aşağıdaki iki çarpıltılmış yeni haber gibi haberleri medyaya taşıma gayretine girdikleri için. Sadece aşağıdaki haberleri okuyan sokaktaki yurttaş ne düşünür?  '' Vay anasını !   Demek ki rahmetli Menderes hata yapmış. Tayyip Erdoğan bu hatayı katiyen yapmamalı ve ne yapıp edip hukuka uymayan bir kılıf bulmak zorunda da kalsa Silivri'de esir ettiği subayları salıvermemeli…''   Siz hiç bundan daha çirkin bir dezenformasyonla kamuoyu oluşturulmasına şahit oldunuz mu?  Böyle tertiplerle ilgili daha fazla bilgi  istiyorsanız İlhami Yangın'ın Cümbür Cemaat kitabını okumanızı önemle tavsiye ederim. Hatta Hanefi Avcı'yı Silivri'ye gönderen kitabını da okumalısınız…

Ancak ne yapsalar boş. Er veya geç güneşin aydınlık yüzünü göreceğiz!  Ve kamuoyu ergeç gerçekleri görecek…

İşte sizlere ''medyaya sızdırılma zamanlaması'' ilginç  iki haber(?)

 

1)      Aşağıda TGRT'de rahmetli Adnan Menderes'in avukatı Burhan Apaydın ile yapılan röportajın bir kısmını görüyorsunuz;

''MENDERES'İN MERHAMET ETTİĞİ SUBAYLAR DARBE YAPTI''

Apaydın, programda, darbeden iki yıl önce, cuntacı 33 subayın yargılandığı dava ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Menderes'in, darbe hazırlığı yaptıkları için tutuklanıp yargılanan subaylara ''Ordunun itibarı zarar görmesin'' diye merhamet ettiğini ve serbest kalmalarını sağladığını dile getiren Apaydın, ancak iki yıl sonra bu subayların 27 Mayıs'ta darbeci 38 subayın arasında yer aldığını vurguladı.

 

 

2)      Aşağıda da,  daha önce yaptıkları gibi, yeni bir çarpıltılmış ses kaydını yandaş medya üzerinden servis ederek

            dosyalara sokuşturma gayreti görüyorsunuz.   



 

 

''Son 4 Genelkurmay Başkanı hain''


Video – Haber

Balyoz Darbe Planı davasıyla ilgili Türkiye gündemini sarsacak bir ses kaydı yayınlandı...

 

 

 

 

 

 

 

 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Memleket mutlaka modern medeni ve yeni olacaktir. Bizim icin bu hayat davasidir. 1923.  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabil  mek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasm1s Kural birakmiyorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik; Canlar1n, ezan1n diledigi: Kolelik; Mihrapti, kiliseydi, tespihti  , salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.  Omer Hayyam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder