5 Ekim 2012 Cuma

Re: Fw: [turkiyeisraildostlukgrubu] FİKRİ SAĞLAR - Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?

Sorular, sorular, sorular....
Cevaplar yok.
Yerine şüpheler, endişeler, tahrikler var.

Ne yani Fikir Sağlar mıdır bu cinayetleri örtbas eden?
Fikri Sağlar yabancı istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği içinde midir?
Yoksa dönemin Aselsan Yöneticileri işbirlikçi midir?

Tamam sorular soralım, ama azıcık da cevaplarımız olsun.
Misal, şöyle bir teorimiz olsa ne olur?
Dönemin bütün devlet erkanı ABD hışmına uğramakta korkmuş, korkutulmuş olabilir mi?
Bence olabilir.
Korkmayanların halini şimdi görüyoruz.
İbreti alem için hepsini de itin g.Tüne sokup çıkarıyorlar.
Şaka değil, koca koca Genel Kurmay Başkanları bir değil, iki değil neredeyse yüz kadar general, toplamda 500'ü bulan subay, Havelsan Genel Müdürü gibi en üst seviyede sivil yöneticiler.
Dahası işi şimdilik burada bıraktılar, kurcalasalara faili meçhulerden S.Demirel, T.Çiller, M.Ağar hepsi cukkanın altına gitme tehdidi altında.
Neden?

ABD kumandalı bir cemaatler ve AKP koalisyonunun askerle tehdit edilerek, şantaja maruz bırakılması nedeniyle.
Siz AKP ve Cemaatler neden bu kadar korkuyor, bunu hiç düşündünüz mü?
Pazar alışverişine çıkan aşçıdan, mahallede kafeteryada oturan subaya kadar herşeyden tedirginler.
Maksadı aşacak derecede tedbirler alıyorlar.
İbreti alemi de aşan, kin ve nefret uyandıracak derecede tedbirler.
Neden?

Çünkü gerçekten de tehdit altındalar.
Eğer ABD'nin sözünü dinlemezlerse, onları askerlere vermekten söz ediyorlar.
Ya da tam tersi orduyu da söz dinlemezse cemaatlere teslime etmekle tehdit ediyorlar.
Ve her iki kesim de o derece gergin ki, oturup bir uzlaşı noktasında konuşamıyor bile.
Savaşıyorlar.
ABD nam ve hesabına birbirleriyle.
AKP milliyetçi subayları tasfiye edince kendini korunmuş sanıyor.
Tam tersine onlar bir denge unsuruydu, şimdi TSK'da sadece NATO'cu generaller kaldı.
Peki, AKP ve cemaatleri onların hışmından kim koruyacak?
Yarın ABD'nin sözünden çıktıklarında ABD bu ülkede kendine en yakın hangi müttefikleri bulacak?
Alet oluyorlar, hep beraber alet oluyorlar.
Angut kuşu'nun eşi öldüğü zaman (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar onun baş ucunda bekler...
İşte bu canlının yaptığı en büyük"Angut"luk budur..

Halk da aynen Angut kuşu gibi olup bitenleri izliyor.

Haydi bakalım şimdi kimseler korkmasın, kararlarında icraatlarında milli olsun.
Kolay değil.

Haydi bakalım bizim o yiğit AKP cengaverleri ve geride kalan generaller Suriye, İran konusunu geciktirsinler, ayak sürüsünler bakalım neler oluyor?
Kimi kime yediriyorlar?
Hep beraber izleriz.

Darbeler dönemi geride kalmışmış, yalan, inanmayın.
Esas, şimdi darbeler dönemi başladı.
Hem de, emir ve komuta zinciri dışında gelişen darbeler, darbe içinde gelişen darbeler.
Şebeleğe döneceğiz.
Çünkü kurumsal yapı yok edildi, dengeler bozuldu, mutabakat bir kenara atıldı.

Saygılar. Oraj POYRAZ




On 05.10.2012 09:11, ZEKI SAHIN wrote:
"ERKEK KEDİ HEM S.... HEM BAĞIRIR!" DERLER.
 
BU FİKRİ DURMUŞ SAĞLAR VS. DE BÖYLEDİR.
 
BU ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE ASELSAN'IN BAŞINDAKİ ADAM KİMDİR?
 
BU ADAMIN ATAMASI HANGİ SİYASİ DÖNEMDE VE KİMLERİN TAVSİYESİYLE YAPILMIŞTIR.
 
BU ADAMIN YÖNETİMİNDEKİ ASELSAN YÖNETİM KURULU BU OLAYLARLA İLGİLİ  ÖNCE SUSKUN KALMIŞ MIDIR VE SONRA DA "OLAYLARIN NORMAL İNTİHAR-ÖLÜM VAKALARI OLDUĞUNA" DAİR AÇIKLAMALAR YAPARAK İŞİ "ÖRTBAS" ETMEYE ÇALIŞMIŞ MIDIR?
 
BUNLARA DA BİR ZAHMET BAKMAK GEREKİR..... HERALD YANİ?

----- Forwarded Message -----
From: Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
To: turkiyeisraildostlukgrubu@yahoogroups.co.uk
Sent: Thursday, October 4, 2012 3:37 PM
Subject: [turkiyeisraildostlukgrubu] FİKRİ SAĞLAR - Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?
 
 
Doğrusu bu ölümlerin cinayet olabileceği fikri hep kafamdaydı.
Cinayetse de, bunun kapalı kapılar ardında soruşturulup, ailelerin aydınlatıldığını, hatta ölümlerin arkasında bulunan güçlere de başka kanallardan mesajlar verildiğini düşünmüştüm.
Ancak anlaşılıyor ki, bizim kukla devletimiz ölenleri ve onların yakınlarını terk etmiş, ölümleri gözardı etmiş...
Yazık, hem de çok yazık.

Saygılar. Oraj POYRAZ

Belki hatırlayacaksınız geçtiğimiz yıl gazetelerde pekte önemsenmeyen bazı haberler çıkmıştı.
Bir iki gazete bu haberi büyütmek istedi.
Sonra "olağan" kabul edip takipten vazgeçti.
Oysa olay ASELSAN'da çalışan 3 mühendisin ölümüyle ilgili idi.
İlginç olan şuydu:
Anlaşılmayan bir şekilde peşi sıra ölen bu genç insanların ölümleri toplumda infial yaratmamıştı.
Kuşku bile duyulmamıştı...
Üstelik kurumları da suskundu...
Çünkü resmi raporlar hepsine "intihar"demişti...
****
Doğrusu geçen yıl, yapılan birkaç başvuru karşısında biraz soruşturma yapmıştım.
Yetkililer gençlik sorunları, insan psikolojisi gibi mantıklı bazı açıklamalarda bulunmuşlar beni ikna etmişlerdi.
İntihar olarak algılamış olayın arkasını bırakmıştım.
Geçenlerde birlikte olduğum Ankara da önemli bir odanın yöneticisi olan yakın dostum Suna Altıntaş bu konu ile ilgili bir gelişme olduğunu söyledi.
Heyecanla "Aselsan'daki sır çözüldü."diye ilave etti.
Bilgilerini sizinle paylaşmak istedim.
****
F–16 üretim merkezi TAI de, uçakların "dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistem" özel bir bölümde üretilirmiş.
Bu sistem bizim tarafımızdan bilinmediği gibi üretimi esnasında hiç birTürk mühendisi de bu bölüme giremezmiş.
Bu sistem, Türk F-16 sı için çok önemli çünkü, bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyor...
TAİ de üretilenlerde bir sorun var…
Bir Türk F-16 sı, ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında tıpkı kendi arkadaşı gibi onları da DOST olarak algılıyor...
Bu da bir savaş halinde, bu ülkelerin uçaklarının bizi avlayabilmesi anlamını taşıyor…
Bu durum anlaşıldıktan sonra, Aselsan mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede, ABD tarafından bize uygulatılan bu
"kasıtlı" uçak tanıma sistemini lehimize çevirmeyi başardı.
ABD'nin yıllarca önce "art niyetle" kurduğu tezgâh, "genç mühendisler" tarafından kısa bir zamanda bertaraf edildi.
ABD sadece busistemle bizi elindetutmuyormuş meğer.
Uzun, yoğun ve gizli çalışmalar sonucunda ABD nin bir başka oyunu daha ortaya çıkarılmış.
ABD daha vahim ve önemli bir kozu elinde tutuyormuş:
Herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter,
tank, zırhlı birliklerin izleme sistemleri gibi hayati araçlarını "UYDUSUNDAN VERDIĞI BİR EMİR ILE SAF DIŞI BIRAKABİLİYOR."


Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği anda uzaktan kumanda misali uydulardan kontrol edilebiliyor.
Böylece istediklerini kazandırıp,istediklerini kaybettirme gücünü elinde tutuyor...
*****
Altıntaş diyor ki;
Bu mühendisler ölümü istemedi, öldürüldü...
Çünkü;
ASELSAN mühendisleri,
"uçak tanıma sistemlerinin" MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü "elektronik sistemleri kontrol dışı bırakan uydu müdahalesini bertaraf edecek" yeni elektronik sistemleri geliştirmiş olmaları.
Böylece silahlı gücümüzün dış müdahalelerden uzak olması için çalışıyorlardı.
****
Bu çalışmaları yapan 3 gencimiz nedeni belirsiz bir şekilde öldü.
İntihar diyerek üstü kapatıldı.
Faillerinin kadim dostlarımız(!) olduğu konusunda hiç şüphemiz yok...
Aksini yetkililer açıklamalı.
Ve en azından ailelerine ve arkadaşlarını ikna etmelidir.
Yoksa "faili meçhul!.bir olay olarak kalacaktır.
****
İçinde yaşadığımız "feci" durumu bu bilgiler içinde yeniden değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
"Öfkeyi" bir kenara atarak daha çok şeyi sorgulamalıyız...
****
Yukarıdaki yazıyı 31 Ekim 2007 de kaleme almıştım.
ASELSAN'da çalışan ve intihar ettikleri iddia edilen üç mühendisin ölümleri üzerindeki kuşkuyu dile getirmiştim.
****
ASELSAN da mühendis olarak çalışan Hüseyin Başbilen, uzak mesafede daha etkili olacak Kanas silahı ile F16 uçakları ve milli tank projeleri üzerinde çalışıyordu.
7 Ağustos 2006'da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu.
****
Ardından 17 Ocak 2007'de mühendis Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla ölmüştü.
Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can vermişti.
Bu üç ODTÜ'lü genç mühendisin ortak özelliği ise;
"uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi" üzerinde çalışmalarıydı...
****
İntihar nedeniyle kapatılan ölüm dosyaları, Hüseyin Başdiken'in ailesinin ısrarı ve Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen'in elde ettiği deliller üzerine yeniden açıldı...
****
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir'in yaptığı çalışmalar sonunda ortaya çıkan bilirkişi raporu çok önemli.
Raporda "Hüseyin Başbilen'in ölümünün nedeninin intihar olmadığı, araçta başka parmak izlerine rastlandığı, Başbilen'in çantasının sonradan arabaya konulduğu, kan akışları ve araba içindeki oturuş konumunun da bu iddiaları kuvvetlendirdiği, sonuç olarak cinayet kuşkusun güçlendiği!"
belirtilmiş...
****
Bugün ulaşılan bilgi ve belgeler o gün neden ortaya çıkarılmadı?
Neden araştırılmadı?
Niçin bu ülkede insana değer verilmez...
Yaklaşık 4 yıl önce yazdıklarımın doğrulanması beni sevindirdi.
Ancak kaybedilen zamana ve katillerin izlerinin şu ana kadar sürülememesine de çok üzüldüm.
Geçen sürede mağdurların ailelerinin çektiği sıkıntı ve vicdanlarda oluşan adaletsizlikduygusu, devleteve yargıya olan güveni oldukça çok zedelediğini görmezlikten gelemeyiz...
FİKRİ SAĞLAR
http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1322567631&year=2011&month=11&day=29
--
De mortuis nihil nisi bene
Oluler hakkinda yalnizca iyi seyler konusulmalidir.

Latince Atasozleri
Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
__._,_.___
Recent Activity:
.
__,_._,___


--  BIR ROMAN KAHRAMANI . . . . . . Cadirimin ustune yagmur yagiyor Saros korfezinden ruzgar esiyordu Ve ben,bir roman kahramani Ot yatagin icinde Ikinci dunya harbinde Basucumda zeytinyagi yakarak Mevzuumu yasamaya calisiyordum Bir sehirde baslayip Kim bilir nerde Kim bilir ne gun bitecek mevzuumu  Orhan Veli KANIK - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Kurmus oldugum gruba uye olun   Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.   Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinlerin kitaplarini; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nik  ola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.  Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,  hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve  kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Putlari  n, Kabenin istedi gi: Kolelik; Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik; Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.  Omer Hayyam - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - SADRAZAM Gunlerden bir gun Hamama gidecegi tuttu, Sadrazam hazretlerinin Bir yaninda birinci veziri Bir yaninda ikinci veziri Bir yaninda ucuncu veziri. Sonra efendime soyleyeyim Peskircibasi, Nalincibasi Sabuncubasi Velhasil tam dort yuz kisilik kafile Pestamal takip girdiler hamama Gectiler kurnalarin basina Ucer beser Sadrazam deseniz Kuruldu gobek tasina Yan gelip yatti * * * Memleketin en unlu tellaklari Sardilar dört yanini Kimi elini kapti, kimi bacagini Bir keseleme surtme fasli basladi. Tam on iki saat On iki unlu tellak Incitmeden keselediler Hazretin mubarek vucudunu. Oylesine kir cikti ki sormayin Her biri nah parmagim gibi Aman efendim bu ne kiri Demeye kalmadi Keselerin altinda eriyip gitti Koskoca sadrazam Butun maiyet erkani yerinden firladi: - Nettunuz devletliyu? Dedi  ler tellaklara. Tellaklar cevap verdi: - Biz yikadik, keseledik. Devletlunun kirden ibaret oldugunu bilemedik. Suc bizde degil. Neyleyelim Kir bitti Sadrazam elden gitti. !!! Umit Yasar OGUZCAN (i926-i984)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder