4 Ekim 2012 Perşembe

Re: Ynt: FİKRİ SAĞLAR - Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?

Neden 1938'i takip eden dönemde hemen rotadan çıktık?
Basit, özgüven eksikliği..
Liderler ve devlet adamları, hem kendilerine, hem ataların mirasına ve en çok da halka güvenemiyor.
Halk hızlıca adeta eroine alışır gibi, borçlanarak yaşamaya alıştı.
Kötü haberi kimseler veremiyor.
İktidara gelen, halka dönüp gerçeği söyleyip, kan, gözyaşı ve mücadele vaat etmeli.
Bunu yapmaya kimse cesaret edemiyor.
Ve böylece, küresel oligarkların finansman kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının önüne başı eğik çıkıp emirler alıyor.
T.Erdoğan da böyle, onun ataları da böyleydi.
Toplumdan güç sahibi her kesim bir yönüyle şantaja maruz kalıyor.
Artık Türk toplumunda insiyatif koyabilecek bir güç odağı kalmamıştır.
Halk aynen angut kuşu gibi, tehlike canını almak üzere olduğu halde sükunetle izlemektedir.
Ve bıçak kemiğe dayanmıştır, geçmiştir ama artık kalbe girdiğinde idrak oluşacaktır.
Çok geç bir zamanda.

Saygılar. Oraj POYRAZ

On 05.10.2012 00:33, lale akcan wrote:
merhaba Oraj bey,
ben, tüm bu okuduklarıma dayanarak, Mustafa Kemal dışındaki Cumhuriyet kurucularından kuşku duyuyorum. bana biri izah etsin, neden anti emperyalist bir devlet formatından ABD'nin yönetimine girdik? maalesef Cumhuriyet'le ilgili kuşkularım var. saygılarımla Kimden: Oraj POYRAZ Tarih: 04 Ekim 2012 Perşembe 15:42 Kime: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com Konu: FİKRİ SAĞLAR - Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?
Doğrusu bu ölümlerin cinayet olabileceği fikri hep kafamdaydı.
Cinayetse de, bunun kapalı kapılar ardında soruşturulup, ailelerin aydınlatıldığını, hatta ölümlerin arkasında bulunan güçlere de başka kanallardan mesajlar verildiğini düşünmüştüm.
Ancak anlaşılıyor ki, bizim kukla devletimiz ölenleri ve onların yakınlarını terk etmiş, ölümleri gözardı etmiş...
Yazık, hem de çok yazık.

Saygılar. Oraj POYRAZ


Belki hatırlayacaksınız geçtiğimiz yıl gazetelerde pekte önemsenmeyen bazı haberler çıkmıştı.

Bir iki gazete bu haberi büyütmek istedi.

Sonra "olağan" kabul edip takipten vazgeçti.

Oysa olay ASELSAN'da çalışan 3 mühendisin ölümüyle ilgili idi.

İlginç olan şuydu:
Anlaşılmayan bir şekilde peşi sıra ölen bu genç insanların ölümleri toplumda infial yaratmamıştı.
Kuşku bile duyulmamıştı...

Üstelik kurumları da suskundu...
Çünkü resmi raporlar hepsine "intihar"demişti...

****

Doğrusu geçen yıl, yapılan birkaç başvuru karşısında biraz soruşturma yapmıştım.
Yetkililer gençlik sorunları, insan psikolojisi gibi mantıklı bazı açıklamalarda bulunmuşlar beni ikna etmişlerdi.
İntihar olarak algılamış olayın arkasını bırakmıştım.

Geçenlerde birlikte olduğum Ankara da önemli bir odanın yöneticisi olan yakın dostum Suna Altıntaş bu konu ile ilgili bir gelişme olduğunu söyledi.

Heyecanla "Aselsan'daki sır çözüldü."diye ilave etti.
Bilgilerini sizinle paylaşmak istedim.

****

F–16 üretim merkezi TAI de, uçakların "dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistem" özel bir bölümde üretilirmiş.
Bu sistem bizim tarafımızdan bilinmediği gibi üretimi esnasında hiç birTürk mühendisi de bu bölüme giremezmiş.

Bu sistem, Türk F-16 sı için çok önemli çünkü, bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyor...

TAİ de üretilenlerde bir sorun var…

Bir Türk F-16 sı, ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında tıpkı kendi arkadaşı gibi onları da DOST olarak algılıyor...

Bu da bir savaş halinde, bu ülkelerin uçaklarının bizi avlayabilmesi anlamını taşıyor…
Bu durum anlaşıldıktan sonra, Aselsan mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede, ABD tarafından bize uygulatılan bu
"kasıtlı" uçak tanıma sistemini lehimize çevirmeyi başardı.

ABD'nin yıllarca önce "art niyetle" kurduğu tezgâh, "genç mühendisler" tarafından kısa bir zamanda bertaraf edildi.

ABD sadece busistemle bizi elindetutmuyormuş meğer.

Uzun, yoğun ve gizli çalışmalar sonucunda ABD nin bir başka oyunu daha ortaya çıkarılmış.

ABD daha vahim ve önemli bir kozu elinde tutuyormuş:

Herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter,

tank, zırhlı birliklerin izleme sistemleri gibi hayati araçlarını "UYDUSUNDAN VERDIĞI BİR EMİR ILE SAF DIŞI BIRAKABİLİYOR."


Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği anda uzaktan kumanda misali uydulardan kontrol edilebiliyor.

Böylece istediklerini kazandırıp,istediklerini kaybettirme gücünü elinde tutuyor...

*****

Altıntaş diyor ki;
Bu mühendisler ölümü istemedi, öldürüldü...

Çünkü;
ASELSAN mühendisleri,
"uçak tanıma sistemlerinin" MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü "elektronik sistemleri kontrol dışı bırakan uydu müdahalesini bertaraf edecek" yeni elektronik sistemleri geliştirmiş olmaları.

Böylece silahlı gücümüzün dış müdahalelerden uzak olması için çalışıyorlardı.

****

Bu çalışmaları yapan 3 gencimiz nedeni belirsiz bir şekilde öldü.
İntihar diyerek üstü kapatıldı.

Faillerinin kadim dostlarımız(!) olduğu konusunda hiç şüphemiz yok...
Aksini yetkililer açıklamalı.

Ve en azından ailelerine ve arkadaşlarını ikna etmelidir.

Yoksa "faili meçhul!.bir olay olarak kalacaktır.

****

İçinde yaşadığımız "feci" durumu bu bilgiler içinde yeniden değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

"Öfkeyi" bir kenara atarak daha çok şeyi sorgulamalıyız...

****

Yukarıdaki yazıyı 31 Ekim 2007 de kaleme almıştım.
ASELSAN'da çalışan ve intihar ettikleri iddia edilen üç mühendisin ölümleri üzerindeki kuşkuyu dile getirmiştim.

****

ASELSAN da mühendis olarak çalışan Hüseyin Başbilen, uzak mesafede daha etkili olacak Kanas silahı ile F16 uçakları ve milli tank projeleri üzerinde çalışıyordu.
7 Ağustos 2006'da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu.

****

Ardından 17 Ocak 2007'de mühendis Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla ölmüştü.

Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can vermişti.

Bu üç ODTÜ'lü genç mühendisin ortak özelliği ise;
"uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi" üzerinde çalışmalarıydı...

****

İntihar nedeniyle kapatılan ölüm dosyaları, Hüseyin Başdiken'in ailesinin ısrarı ve Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen'in elde ettiği deliller üzerine yeniden açıldı...

****

Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir'in yaptığı çalışmalar sonunda ortaya çıkan bilirkişi raporu çok önemli.

Raporda "Hüseyin Başbilen'in ölümünün nedeninin intihar olmadığı, araçta başka parmak izlerine rastlandığı, Başbilen'in çantasının sonradan arabaya konulduğu, kan akışları ve araba içindeki oturuş konumunun da bu iddiaları kuvvetlendirdiği, sonuç olarak cinayet kuşkusun güçlendiği!"
belirtilmiş...

****

Bugün ulaşılan bilgi ve belgeler o gün neden ortaya çıkarılmadı?
Neden araştırılmadı?

Niçin bu ülkede insana değer verilmez...

Yaklaşık 4 yıl önce yazdıklarımın doğrulanması beni sevindirdi.
Ancak kaybedilen zamana ve katillerin izlerinin şu ana kadar sürülememesine de çok üzüldüm.

Geçen sürede mağdurların ailelerinin çektiği sıkıntı ve vicdanlarda oluşan adaletsizlikduygusu, devleteve yargıya olan güveni oldukça çok zedelediğini görmezlikten gelemeyiz...

FİKRİ SAĞLAR

http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1322567631&year=2011&month=11&day=29
--
De mortuis nihil nisi bene
Oluler hakkinda yalnizca iyi seyler konusulmalidir.

Latince Atasozleri

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

This eMail was sent by Oraj POYRAZ at cimcime@neomailbox.net.
For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.
If you want to unsubscribe from this orajpoyraz@emaildodo.com Group click here
To file a complaint please send an eMail to: mailto:complaints@emaildodo.com?subject=This is a complaint about orajpoyraz@emaildodo.com&body=Hi,%0D%0A%0D%0AI would like to file a complaint about the orajpoyraz@emaildodo.com group. %0D%0A%0D%0AI am not happy about the fact that .......%0D%0A%0D%0AWould you be so kind to follow this up ?%0D%0A%0D%0AThanks,%0D%0A


--   Cocuklara sevgi ve buyuklere saygi gosteriniz.    Hz.Ali  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun    Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.     Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplarini;  Okuyup anlayana 'ateist',  Okuyup anlamayana 'dindar',  Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.    Nikola Tesla  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.    Arthur Schopenhauer  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.  Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.  Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,  sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.  Bok yiyorsunuz!  Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!  Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.  Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.  Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.    Bertolt BRECHT  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,   hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve   kaliplasmis Kural birakmiyorum.  Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...    K.Ataturk  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedi gi: Kolelik;  Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik;  Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti  Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.    Omer Hayyam  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  SADRAZAM  Gunlerden bir gun  Hamama gidecegi tuttu,  Sadrazam hazretlerinin  Bir yaninda birinci veziri  Bir yaninda ikinci veziri  Bir yaninda ucuncu veziri.  Sonra efendime soyleyeyim  Peskircibasi,  Nalincibasi  Sabuncubasi  Velhasil tam dort yuz kisilik kafile  Pestamal takip girdiler hamama  Gectiler kurnalarin basina  Ucer beser  Sadrazam deseniz  Kuruldu gobek tasina  Yan gelip yatti  * * *  Memleketin en unlu tellaklari  Sardilar dört yanini  Kimi elini kapti, kimi bacagini  Bir keseleme surtme fasli basladi.  Tam on iki saat  On iki unlu tellak  Incitmeden keselediler  Hazretin mubarek vucudunu.  Oylesine kir cikti ki sormayin  Her biri nah parmagim gibi  Aman efendim bu ne kiri  Demeye kalmadi  Keselerin altinda eriyip gitti  Koskoca sadrazam  Butun maiyet erkani yerinden firladi:  - Nettunuz devletliyu?  Dediler tellaklara.  Tellaklar cevap verdi:  - Biz yikadik, keseledik.  Devletlunun kirden ibaret oldugunu bilemedik.  Suc bizde degil.  Neyleyelim  Kir bitti  Sadrazam elden gitti.  !!!  Umit Yasar OGUZCAN  (i926-i984)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder